tatil-sepeti
Akıllı saatte rekabet ‘kadran’ çatlatıyor

HABER: İLKER BAŞÖZ Sahibinden.com’da artık antika tabir edilen hesap makineli saatler 200 TL’ye kadar alıcı bulabiliyor. Bugünün akıllı saatlerinin fiyatlarıise 40 dolardan, yani yaklaşık 100 liradan başlıyor. Tüm teknoloji ve hatta saat markaları akıllı saat fırtınası estiriyor. Sony SmartWatch 3, Apple Watch, Android Wear, Garmin Vivoactive, LG Watch Urbane, Samsung Gear S, Pebble Time, Huawei Watch, Quadro Smart Watch, Guess Connect, Moto 360, Montblanc TimeWalker Urban Speed e-strap arasında büyük bir rekabet yaşanıyor. BİR YILDA 4 KAT ARTIŞ 2014 yılında dünya çapında yaklaşık 7 milyon adet akıllı saat satışı gerçekleştirildi. 2015’te bu rakamın yüzde 400 civarında artması ve yaklaşık 30 milyon adet akıllı saatin kullanıcılara ulaştırılması bekleniyor. Statista’nın paylaştığı verilere göre geçen yılın akıllı saat pazarı lideri 1.2 milyon adet satışla Samsung oldu. Ancak 2015 yılında tüm dengelerin değişeceği öngörülüyor. Şu anda satışta bulunan akıllı saatlerin ortalama fiyatı 500 TL ile 700 TL civarında. Apple Watch modellerinin fiyatı aralığı ise bin 200 TL ile 50 bin TL arasında değişiyor. AKILLI ÖZELLİKLER Akıllı saatler navigasyondan kalori ve kalp atışı ölçmeye, müzik çalmadan fotoğraf çekmeye ve fitness uygulamalarına kadar pek çok özellik sunuyor. Akıllı telefonlar gibi uygulamaları telefon üzerinden saatinizde çalıştırabiliyor. Saatlerin batarya kullanımı 3-10 gün arasında değişiklik gösteriyor. ENGELLİLERE VE YAŞLILARA UYGULAMA İsviçreli ilaç şirketi Novartis, akıllı saatlerde kullanılan ViaOpta uygulamasının yeni özelliklerini açıkladı. Uygulama engelli ve yaşlıların hayatını kolaylaştırıyor. Özellikle de görme engelliler uygulama ile şehir içinde rahatlıkla yön bulabiliyorlar. BANKALAR SIRAYA GİRDİ Gelişmekte olan akıllı saat pazarının farkına varan Türk bankaları akıllı saatlerde kullanılmak üzere uygulama yarışına girdi. İlki gerçekleştiren Akbank, Akbank Direkt Mobil uygulamasını geliştirdi. Apple Watch için geliştirilmiş olan uygulama ile güncel döviz kurlarına hızlıca ulaşabilir, hesap ve kart bilgilerini kolayca görüntüleyebilir, en yakın şube ve ATM’leri bulabilir, bankacılık işlemlerinizle ilgili bildirimleri anlık takip edebilirsiniz. PİLİ 6 AY DAYANACAK Swatch CEO’su Nick Hayek, 2016’da çıkacak olan yeni bir akıllı saat serisi için ‘devrimsel bir batarya’ üzerinde çalıştıklarını ve bu saatlerin en önemli satış avantajlarının 6 aylık pil ömrü olacağını söyledi.

05 Ağustos 2015 Çarşamba

Balık tutmanın ‘havalı’ yolu

HABER / AYŞE BAŞAK Balıkçılara balık sürülerini bulmak ve takip etmek için yardımcı olan cihazları biliriz. Sonar denilen bu cihazlar, ses dalgalarını kullanarak su altını tararlar. Son yılların en popüler ürünlerinden drone yani insansız hava aracını da artık bilmeyen kalmadı. Bu araçların da su geçirmeyen, suya düşse de batmayan, suya konup kalkabilen modelleri geliştirildi. Dolayısıyla bu ikisini bir tek cihazda birleştirmek zor olmamalıydı! ABD’de San Diego’da yaşayan mucit Daniel Marion, balıkların yerini tespit eden bir drone geliştirdi: AguaDrone. 100 METREDEN SİNYAL Cihazın alt kısmı değiştirilebilir şekilde tasarlanmış. Bu araç için özel olarak üretilmiş sonar cihazını bu bölüme takıyorsunuz. Balık tutma olasılığı olan bir yere gidip insansız hava aracını su yüzeyindeki farklı noktalara konduruyor, balıkları suyun altında taramasını sağlıyorsunuz. Sonar cihazı su ile temas anında çalışıyor. Havadayken lüzumsuz yere çalışarak enerji tüketmiyor. Suyun 40 metreye yakın bir derinlikte taranması ile ortaya çıkan görüntüler sizin mobil cihazınızın ekranına geliyor. AguaDrone bu iş için Wi-Fi sinyali kullanıyor. 100 metreye yakın uzaklığa kadar sinyallerini ulaştırabiliyor. KUMANDAYA GEREK YOK Balık bulunduğu anda kullanıcı “eve dön” tuşuna basıyor. Böylece cihazı kumanda etmeye gerek kalmadan, GPS marifetiyle kendisi geri dönüyor. Eğer ağ ile değil, olta ile balık tutuyorsanız, AguaDrone ile yapacaklarınız burada bitmiyor. “Eve dön” tuşu ile anında geri dönen cihazın alt kısmını çıkarıyorsunuz. Yerine olta vazifesi gören parçayı takıyorsunuz. Hava aracı, balıkların tespit edildiği yere geri uçuyor. Aynı yere kondurduktan sonra, yemi salma emrini veriyorsunuz. Bundan sonra da, her zaman olduğu gibi balığın yemi ısırmasını bekliyorsunuz. HD KAMERA İLE CANLI YAYIN Su geçirmez bir HD kameranın da ürüne ilave edilmesi bekleniyor. Böylece hem su altı hem üstünü canlı olarak izleme şansınız da olacak. Hatta belki balığın yemi yutmasını da canlı izleyeceksiniz! Teknolojinin dünyanın en eski mesleklerinden balıkçılığı getirdiği son nokta! Henüz seri üretime geçmeyen AguaDrone için internetten 999 dolara sipariş verilebiliyor.

05 Ağustos 2015 Çarşamba

3D sınır tanımıyor

HABER: İLKER BAŞÖZ Bu yılın teknoloji trendleri arasında en üst sıralarda yer alan 3 boyutlu yazıcıların kullanım alanları gün geçtikçe artıyor. Öncelikle medikal ve endüstriyel alanlarda kullanımı yaygın olan yazıcılar, inşaat, otomotiv, gıda gibi birçok sektörde de etkin bir şekilde yer almaya başladı. 3 boyutlu yazıcılar üretimde hız ve maliyet açısından da birçok avantaj sağlıyor. Özellikle üretimde hız ve tasarımın öne çıktığı bu dönemde birçok firma bu yazıcılarla fark oluşturmaya çalışıyor. 3 boyutlu yazıcıların teknolojisinde gelinen nokta şaşırtıcı boyutlarda. MALİYETİN YARISINA KONUT Örneğin Çinli Winsun şirketi, 3D yazıcı kullanılarak 24 saat içinde normal ev maliyetinin yarı fiyatına ev inşa etti. Daha da şaşırtıcı olanı, inşaat aşamasında eski evlerden geri dönüştürülmüş endüstriyel atıklar kullanılması. Duvar yapımında kullanılan 3D yazıcı ise 5 bin dolar maliyetli, 6 metrelik bir yazıcı. Ortaya çıkan yapı her ne kadar göze hoş gelmese de, birçok evsiz kişinin bu projeden yararlanabileceği ve atıkların değerlendirilmesi adına çok önemli bir gelişme. DUBAİ’DE 3D OFİS Maliyeti büyük ölçüde azaltan 3D yazıcılar inşaat sürecini de neredeyse birkaç güne düşürüyor. Bu teknolojinin ileride karşımıza çıkacak olan binaların yapımında kullanılmasına da kesin bir gözle bakılıyor. Buna ilk örneklerden biri de Dubai’de inşa edilecek olan ofisler. 3 boyutlu yazıcılarla yapılmış ilk ofis örnekleri olan bu projenin tasarımları da bir o kadar etkileyici. 6 metre yüksekliğinde, 186 metrekare yeri kaplayacağı düşünülen ofisler ile yazıcıların üretimdeki başarısı bir kez daha test edilecek. KİŞİYE ÖZEL ARABA Local Motors firmasının tasarladığı Strati, İtalyanca’da “katman” anlamına geliyor. Firma, arabanın gövdesini sıfırdan 45 saatte basmış, ardından motor, yürüyen aksam ve elektrik donanımı yerleştirilmiş. Strati tamamen elektrik ile çalışan ve saatte maksimum 65 kilometre hıza çıkabilen, üstü açık ve spor türü bir araç. Tam batarya şarjı ile yolculuk mesafesi yaklaşık 200 kilometre. Firma 3D yazım teknolojisi ile gelecekte müşterilere özelleşmiş ve birkaç saatte teslim edilebilecek arabalar sunmayı amaçlıyor. KAHVEDE 3D FARKI Çoğumuz hoş bir kafede sunulan sanatsal tasarımlı yiyecek ve içeceklerin fotoğrafını sosyal ağlar üzerinden paylaşmışızdır. Steam CC şirketi de bu durumun farkına varıp, yeni buluşlara imza atan kuruluşlardan biri. Firmanın ürettiği Ripple ismindeki 3 boyutlu yazıcı ile kahvelerin üzerine dilediğiniz resmi yapmak mümkün. Bu işlemi tamamlayınca sıra sosyal ağlarda keyifle paylaşmaya geliyor. KAHVE ÖZÜNDEN KARTUŞ Süt köpüğü ve kahve özünü bir araya getiren yazıcı kullanılacak bir uygulama ile kahvenin üzerine yüzlerce fotoğraf ve farklı fontlarda yazı yazmak çok kolay. Üstelik bunu 10 saniye gibi çok kısa bir sürede yapabiliyorsunuz.

05 Ağustos 2015 Çarşamba

Wi-Fi sinyallerini sadece internet için mi kullanıyorsunuz?

HABER: AYŞE BAŞAK ABD’de bulunan Kaliforniya Üniversitesi’nde Prof. Yasamin Mostofi’nin liderliğinde çalışan araştırmacılar sadece Wi-Fi sinyalleriyle bir mekanda/alanda bulunan insan sayısını saptamayı başardılar. Haberin can alıcı tarafı şu: Sayıyı belirlemek için insanların Wi-Fi sinyali kullanan akıllı cihazlar taşımaları gerekmiyor.Daha önce duvarların arkasını görmek için Wi-Fi sinyalinin kullanıldığı bir teknolojinin geliştirildiğini duyurmuştuk. Süperman’in gözleriyle yaptığını sıradan bir insan Wi-Fi sinyalleriyle yapabilecekti. 70 METREKARELİK ALAN Kaliforniya Üniversitesi araştırmacıları, Wi-Fi sinyallerini ister içeride ister dışarıda olsun belli bir bölgedeki insanları saymak için kullanmayı düşünmüş. Gönderilen ve geri dönen-dönmeyen Wi-Fi sinyallerinin kıyaslanması sayesinde ölçüm yapılıyor ve yine bu yolla sonuca ulaşılıyor. Biraz daha detaylı anlatalım. Yaklaşık 70 metrekare bir alanda yapılan örnek çalışmada karşılıklı yerleştirilmiş iki adet Wi-Fi kartı kullanılmış. Kartların birbirlerine ulaştırdıkları sinyalleri ölçerek bu alanda kaç kişinin yürüdüğünü tahmin eden bir sistem kurulmuş. İKİ TEMEL UNSUR Sistem iki temel unsura dayanıyor. Biri iki kartın arasından geçen insanın kartların birbirlerini görmelerine engel olmaları, diğeri ise şayet tam iki kartı birleştiren çizgide değillerse, kendilerinden yansıyan Wi-Fi sinyallerinin miktarı. Bilim insanlarının amacı, elde ettikleri bu teknolojinin daha önceki duvar arkasını görebilen çalışma ile birleştirilerek, belirli bir alandaki insanların sayısını net olarak belirleyebilmek, hem de ister içeride ister dışarıda olsunlar, yerlerini tespit edebilmek için kullanabilmek. ARAMA KURTARMA İÇİN KULLANILABİLECEK Hemiç mekanlarda hem de dışarıda, sokakta yapılan deneylerde insanların başarıyla sayıldığını, istenilen sonuçların elde edildiğini söyleyen ekip başkanı Prof. Mostofi, bu çalışmanın enerjinin verimli kullanılması, arama-kurtarma gibi alanlarda kullanılabileceğine vurgu yapıyor. HURMA DEĞİL Wİ-Fİ Dubai’de “Wi-Fi spot” kavramına şehrin görünüme, ruhuna uygun bir konsept geliştirilmiş. Dubai’de insanlar artık internete Smart Palm adı verilen palmiye ağaçlarını kullanarak girecekler. Bu palmiyeler yüksek teknoloji ürünü ve meyve olarak hurma değil, internet veriyorlar. Telefonlarınızı şarj ediyorlar. D-Idea Media tarafından yürütülen proje söz konusu teknolojik palmiyeleri farklı hizmetlerle donatmış. Yerel ya da turistik bilgiler, yol tarifi gibi hizmetleri de alabiliyorsunuz. Ayrıca kullanıcılara tıpkı gerçek palmiyelerde olduğu gibi gölge sağlıyor, altlarında durup serinlemek de mümkün. İlk palmiye Dubai’nin Zabeel Parkı’na kondu. İkincisi Burj Al Arab’a. Ağaçlar 6.5 metre uzunluğunda. Bölgenin tarihi kimliği dikkate alınarak tasarlanmışlar. Dubai’ye yakışan, bölgenin tarihinden, tarımından ilham alan, şehirlerde hizmet verecek modern bir cihaz için uygun bir tasarım olduğu düşünülmüş. DUBAİ’Yİ 103 TANE SMART PALM EKİLECEK 100 metrelik bir alana Wi-Fi sinyali ulaştırıyorlar. Her birinde 8 farklı şarj çıkışı mevcut. Ayrıca selfie çekmek için fotoğraf makinesi hizmeti de veriyorlar. Dokunmatik ekranları haber, hava durumu, piyasalar hakkında bilgi sunuyor. Ekranlarda ayrıca hükümetin vatandaşlara yaptığı duyurular ve reklamlar da yer alıyor. Bu ekranları kullanarak şehirdeki mekanlar ile ilgili bilgi alabilir, toplu taşıma, yol tarifi gibi hizmetlerinden faydalanabilirsiniz. Dubai’ye 103 tane Smart Palm’ın “ekilmesi” planlanmış. Çalışmalar sürüyor.

04 Ağustos 2015 Salı

Damarlarda dolaşan nano-robotlar

AYŞE BAŞAK Nanoteknoloji, hayatımızda şimdiden kendine bir yer edindi. Artık hiç farketmeden günlük hayatta nanoteknolojik ürünler kullanıyoruz. Özellikle nano-kaplamalar veya nano-teller gibi mevcut ürünlerin verimliliğini artıran, maliyetleri düşüren teknolojiler etrafımızı sarmış durumda. Bir süredir tıpta da kullanılmaya başlanan nanoteknoloji, bu alanda büyük fark oluşturdu. Ancak nanoteknolojinin potansiyeli çok büyük. Tıp dünyasında kullanılmaya başlayan nanoteknolojik ürünler, teşhis/ tedavi süreçlerini kökten etkileyebilecek gelişmelerin habercisi. Bedenin içinde dolaşabilecek nano-robot araştırmaları hayati bir noktaya ulaştı. ADRESE TESLİM İLAÇ Vücudunuzun sadece bir yeri için aldığınız ilaç dolaşım sisteminize giriyor, tüm vücuda yayılıyor. Gerekli olduğundan daha fazlasına maruz kaldığınız aktif madde elbette birtakım yan etkilere de sebep oluyor. İşte; ilaçların hem yan etkilerini azaltacak hem de pahalı tedavilerin maliyetini düşürecek bir çözüm var! Nano-robotlarla ilaçları kullanılacakları yere taşıyıp, tam da yerine bırakmak! Bir bilim-kurgu filmini hatırlatıyor olsa da, gerçek! Bilim insanları nano-robotların vücut sıvıları içinde yüzebilmeleri için tıp dünyasını kökten değiştirebilecek bir teknik geliştirdi. MANYETİK ALAN OLUŞTURULUYOR ETH Zurich ve Technion Israel Institute'un ortak çalışması olan nano-robot vücut sıvısında yüzerek ilerleyebiliyor. İki manyetik nano kablonun bir polimere bağlanması ile üretilen robot kandan daha katı bir sıvıda bile yol alabiliyor. Nano robotun “S” şeklinde hareketler yaparak ilerlemesi için manyetik alan oluşturulması gerekiyor. Bu şekilde her saniyede kendi büyüklüğü kadar yol alabiliyor. Araştırma geliştirme çalışmaları sürerken yapılan açıklama ile söz konusu teknolojinin iltihap, kanser, birinci tip diyabet ve hatta damak tıkanıklıklarını tedavi etmek için düşünüldüğü duyuruldu. VÜCUTTA İLAÇ TAŞIMAYI BAŞARDI Nano-robotlar vücuda bırakıldıktan sonra kendi kendine yolunu ve ne yapacağını bulan "akıllı" robotlar değiller. Vücuda girişleri yapıldıktan sonra hekimin/ kullanıcının onları bir teknik uyarınca hedefe yönlendirmesi gerekiyor. Bu alanda pek çok farklı ülkede çalışmalar hızla sürüyor. Proteinler üzerindeki nano partikülleri manyetik kaplamalarla donatmak ve mıknatıs kuvveti ile vücut içinde yönlendirmek gibi yöntemler deneniyor. Bilim insanları bu süreçte deniztarağına benzer nano yüzücülerle veya midede oluşan gazları yakıt olarak kullanan mikro motorlar da dahil farklı yöntemleri denediklerini açıkladılar. Ama en önemlisi ilk kez bu yıl, bir nano-robotun, bir canlının vücudunda ilaç taşımayı başardığı rapor edildi. Bu bize tıp alanında bir devrimin yolda olduğunu söylüyor.

04 Ağustos 2015 Salı