Türkiye yapay zeka yatırımında 20. sırada

Yapay zekaya en çok yatırım yapan ülkelerin başında ABD, Çin ve Birleşik Krallık geliyor. Türkiye ise bu listede 20’nci sırada. Türkiye’nin yapay zeka yatırımlarını artırması gerektiğini söyleyen uzmanlar, bu teknolojinin sağladığı fırsatlar kadar veri güvenliği ve etik boyutuna da dikkat çekiyor.

Giriş: 05.12.2024 - 08:48
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35

HABER: BARIŞ CABACI

 

İstanbul Ticaret Odası, üyelerini yapay zeka alanında bilgilendirmek için ‘Yeni Nesil Dijital Pazarlama: Yapay Zekanın Gücüyle Büyümek’ başlıklı bir seminer düzenledi. İTO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Doğan Salman’ın açılış konuşmasını yaptığı seminere, İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adnan Veysel Ertemel, BTS Group & BTS Labs Tasarım Uzmanı Burak Çevik ve MOOF Ajans Kurucusu Yasin Kaplan katıldı. 

 

SEKTÖREL DÖNÜŞÜMLERE HIZ

İTO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Doğan Salman, seminerin açılış konuşmasında, yapay zekanın sektörel dönüşümleri hızlandırdığına dikkat çekti. Bazı sektörlerde insan gücüne ihtiyaç azalırken, yeni meslek gruplarının da doğacağını belirten Salman, “Gelişmekte olan 3 ülke, yapay zekaya 1 trilyon doları aşan yatırım yaptı. Türkiye ise 20. sırada yer alıyor. Bu yatırımlar hızla artacak. Gelecek çok ilginç gelecek” dedi. 

Salman, yapay zekanın özellikle üretim, pazarlama ve müşteri yönetimi süreçlerinde verimlilik sağladığını vurgulayarak, Türkiye’nin bu alandaki yatırımlarını artırarak küresel rekabette daha üst sıralara çıkabileceğini belirtti. Seminerde, yapay zeka destekli dijital pazarlama stratejileri, ürün geliştirme süreçleri ve dönüşüm projelerine ilişkin uzman görüşleri paylaşıldı.

 

BİLGİYİ KORUMANIZ ŞART

BTS Group&BTS Labs Tasarım Uzmanı Burak Çevik ise ‘AI ve Design Thinking ile Ürün Geliştirme’ başlıklı sunumunda, yapay zeka destekli tasarım süreçlerinin inovasyon üzerindeki etkilerini ele alırken, bu süreçlerin avantajları kadar potansiyel zorluklarına da değindi. Çevik, yapay zekanın ürün geliştirme süreçlerinde sunduğu faydaların, doğru bir şekilde ele alındığında iş modellerine ciddi rekabet avantajları sağlayabileceğini belirtti. Ancak bu avantajların yanlış yönetilmesi durumunda ciddi tehditler ortaya çıkabileceğini vurguladı. Özellikle yapay zeka sistemlerine analiz için teslim edilen verilerin korunmasının büyük önem taşıdığına dikkat çeken Çevik, şöyle konuştu: “Yapay zeka birçok faydayı beraberinde getiriyor; otomasyon, veri analitiği, müşteri ihtiyaçlarının daha iyi anlaşılması gibi konularda büyük katkılar sunuyor. Ancak bu teknolojilerin kullanımıyla birlikte kritik bir risk de doğuyor: Analiz için paylaşılan verilerin kötü niyetli kişilerin eline geçmesi veya rakip firmalar tarafından kullanılma ihtimali. Bu tür bir veri ihlali, şirketlerin itibarını zedeleyebilir, finansal kayıplara yol açabilir ve hatta bazı durumlarda firmaların tamamen yok olmasına neden olabilir. Bu nedenle yapay zeka güvenliği konusunda hassas olunmalı ve siber güvenlik önlemleri bu süreçlere entegre edilmeli.” 

 

VERİ MAHREMİYETİ

Çevik, bu kapsamda yapay zeka destekli sistemlerin geliştirilmesinde sadece teknolojiye odaklanmanın yeterli olmadığını, etik, şeffaflık ve veri güvenliği gibi unsurların da sürece dahil edilmesi gerektiğini anlattı. “Yapay zeka güvenliğini, yani siber güvenliği paralel olarak geliştirmezsek, bu uygulamalarda beklenmedik sorunlarla karşılaşabiliriz” diyen Çevik, özellikle inovasyon süreçlerinde veri mahremiyetinin temel bir öncelik olması gerektiğini ifade etti. 

 

PAZARLAMA SANATI

Seminerde, MOOF Ajans Kurucusu Yasin Kaplan da ‘Yapay Zeka ile Pazarlama Sanatını Dönüştürmek’ başlıklı sunumunda, yapay zeka destekli kampanyaların pazarlama stratejilerinde nasıl fark yarattığını ve veri odaklı kararların sektöre sunduğu avantajları paylaştı.

 

PAZARLAMA TEKRAR TANIMLANIYOR

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adnan Veysel Ertemel ise ‘Yapay Zeka ile Pazarlamayı Tekrar Tanımlamak’ başlıklı sunumunda, e-ticaret, pazarlama ve eğitim sektörlerindeki yapay zeka uygulamalarını değerlendirdi. Doç. Dr. Ertemel, internetin evrelerinin yapay zekayla nasıl dönüşüm geçirdiğini ve bu dönüşümün iş modellerini nasıl etkilediğini vurguladı. Ertemel, yapay zekanın pazarlamada nasıl kullanıldığını açıklarken, özellikle şu alanlara dikkat çekti: 

Kişiselleştirme: Yapay zeka, müşterilerin geçmiş davranışlarını ve tercihlerini analiz ederek, onların ihtiyaçlarına özel öneriler sunabiliyor. Bu, e-ticaret sitelerinde ürün önerileri veya e-posta kampanyalarında içeriklerin özelleştirilmesi gibi uygulamalarda sıkça görülüyor.  

Chatbotlar ve sesli asistanlar: Yapay zeka destekli chatbotlar, müşteri hizmetlerinde 7/24 kesintisiz destek sağlıyor. Sesli asistanlar ise kullanıcıların sorularını hızlıca yanıtlayarak daha akıcı bir müşteri deneyimi sunuyor.  

Tahmin analitiği: Yapay zeka, büyük veri analitiği kullanarak pazar eğilimlerini tahmin edebiliyor. Bu, işletmelerin stratejik kararlarını daha sağlam bir temele oturtmasını sağlıyor.  

Dinamik fiyatlandırma: Yapay zeka, arz-talep dengesi, rekabet ve müşteri davranışlarını analiz ederek anlık fiyatlandırma stratejileri geliştirebiliyor.   

İçerik üretimi ve optimizasyonu: Yapay zeka araçları, sosyal medya gönderileri, blog yazıları veya reklam metinleri gibi içerikleri hızla üretebiliyor ve bu içerikleri optimize ederek hedef kitleye daha etkili bir şekilde ulaşılmasını sağlıyor. Doç. Dr. Adnan Ertemel ayrıca, bu teknolojilerin sadece pazarlama alanında değil, eğitim ve e-ticaret gibi sektörlerde de dönüşüm yarattığını belirterek, “Yapay zeka uygulamaları, eğitimde bireyselleştirilmiş öğrenme deneyimlerinden e-ticarette müşteri sadakati artırıcı çözümlere kadar geniş bir yelpazede etkili” dedi.