Şirket, kozmetik alanına da ışık yayan makyaj ürünleri geliştiriyor. Ar-Ge çalışmalarıyla öne çıkan şirketin projeleri, şimdiden Kuzey Amerika ve Avrupa’nın ilgisini çekiyor.
ÖMÜR KIRBAŞLI
Teknopark İstanbul’da yerleşik Light Way Kimya, enerji verimliliğini artıran, çevreye zarar vermeyen ve her alanda hayatı kolaylaştıran teknolojiler geliştiriyor. Elektriksiz ışık yayan gece lambaları, iş güvenliği ekipmanları, zemin ve yüzey kaplama malzemeleri, şehir aydınlatmalarında kullanılan yol çizgi boyaları ve levhalar gibi ürünleri bulunan şirketin yeni projeleri oldukça heyecan verici. Light Way Kimya, G-GES adıyla bilinen bir sistem üzerinde çalışıyor. Bu sistem, güneş panellerini gece de enerji üretir hale getirecek. Ayrıca kozmetikte karanlıkta ışık yayan yeni ürünler de yolda. Bitkilerin gece ışık yaymasını hedefleyen Light Way Kimya ve Enerji Teknolojileri ve Luciole Kozmetik kurucusu Hümeyra Ergin Işık, ürünlerini ve gelecek hedeflerini İstanbul Ticaret’e anlattı.
DEPREM KORKUSUYLA BAŞLADI
* Şirketiniz hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz? Bu fikir nasıl doğdu?
Light Way Kimya, enerjiye ve insanlara dokunan çözümler üretmek için yola çıktı. Bu hikaye benim, 1999 Marmara Depremi’ni yaşadığım o gece başladı. Sarsıntıyla birlikte karanlıkta kaldım, evden çıkamamanın nasıl bir çaresizlik olduğunu hissettim ve yenemediğim bir karanlık korkum başladı. Karanlığa mahkum olan herkes için bir şeyler yapmam gerektiğine karar verdim. Bu, sadece bir travmadan değil, bir hayattan, insanlara ışık olma arzusundan doğdu. Bugün, enerji verimliliğini artıran, çevreye zarar vermeyen ve her alanda hayatı kolaylaştıran teknolojiler geliştiriyoruz. Şirketimizin vizyonu basit ama güçlü: Dünyayı biraz daha aydınlık bir yer haline getirmek.
KARANLIĞI AYDINLATAN BİTKİLER
* Ürün veya hizmetiniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Ürünlerimiz arasında elektriksiz ışık yayan gece lambaları, iş güvenliği ekipmanları, zemin ve yüzey kaplama malzemeleri, şehir aydınlatmalarında kullanılan yol çizgi boyaları ve levhalar yer alıyor. Bu ürünler hem güvenliği artırıyor hem de enerji maliyetlerini düşürüyor. Ama asıl heyecan verici kısım, Ar-Ge projelerimizde gizli. Şu anda G-GES adıyla bilinen bir sistem üzerinde çalışıyoruz. Bu sistem, güneş panellerini gece de enerji üretir hale getirecek. Ayrıca kozmetik sektöründe karanlıkta ışık yayan yeni ürünler geliştiriyoruz. Hedefimiz, ışık seviyesini 1000 lüks gibi inanılmaz bir seviyeye çıkarmak ve hatta bitkilerin gece ışık yaymasını sağlamak. Hayal edin: Gece ışık saçan bir bahçe ya da tarım alanı… Gelecek, ışıkla yazılıyor.
ENERJİ KESİNTİSİNE ÇARE
* Geleneksel yöntemlere göre avantajlarınız neler? Yapay zeka ya da makina öğrenmesi gibi ileri teknolojiler kullanıyor musunuz?
En büyük farkımız, geleneksel yöntemlerin sınırlarını aşmak. Geleneksel sistemler enerjiye ve altyapıya bağımlıyken, biz elektriğe ihtiyaç duymayan çözümler sunuyoruz. Örneğin, LümX pigmentimiz sayesinde enerji kesintisi sırasında bile güvenli bir aydınlatma sağlanıyor. G-GES ile güneş panelleri, sadece gündüz değil, gece de enerji üretecek. Bu, bir enerji devrimi olabilir! Ayrıca yapay zeka ve IoT teknolojilerini entegre ederek enerji üretim ve yönetimini daha akıllı hale getiriyoruz. Bu sistemler, kullanıcıların enerji tüketimini optimize etmelerine ve karbon ayak izlerini azaltmalarına yardımcı oluyor. Teknolojiyi, insan hayatını kolaylaştırmak için kullanıyoruz.
ABD VE AVRUPA İLGİSİ
* Geliştirdiğiniz ürünün ticari geleceği hakkında neler söylemek istersiniz? Yurt dışından talep var mı?
Ürünlerimizin global pazarda büyük bir heyecan yarattığını söyleyebilirim. Avrupa ve Kuzey Amerika’dan gelen talepler, yenilikçi çözümlerimizin ne kadar geniş bir kitleye hitap ettiğini gösteriyor. Özellikle enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik konularına önem veren ülkelerden ciddi ilgi görüyoruz. Örneğin, elektriksiz ışık yayan ürünlerimiz, şehir aydınlatmalarından kırsal alanlardaki kullanımlara kadar geniş bir yelpazede tercih ediliyor. Kozmetik sektöründeki yenilikçi ürünlerimiz de büyük ilgi çekiyor. Bu ürünler sadece estetik değil, aynı zamanda çevre dostu ve sürdürülebilir.
SINIRISIZ ENERJİ
* Gelecekte farklı alanlarınız olacak mı? Hedefleriniz neler?
Kesinlikle! Bizim için sınır yok. Gelecekte akıllı şehir çözümlerinden afet yönetimine kadar birçok alanda var olmak istiyoruz. Elektriksiz ışık yayan yol çizgi boyaları, trafik levhaları ve acil çıkış işaretleri gibi çözümlerimizle şehirlerin enerji tüketimini düşürmek ve güvenliği artırmak istiyoruz. G-GES şu anda Ar-Ge aşamasında olan, enerji sürekliliği konusuna yenilikçi bir bakış açısı getiren bir proje. Geleneksel güneş enerjisi sistemleri sadece gündüz enerji üretimi sağlarken, gece enerji üretimini sürdürememek gibi bir sınırlamaları var. Bu da hem enerji verimliliğini azaltıyor hem de depolama maliyetlerini artırıyor.
G-GES’in temel avantajı, bu sınırlamayı ortadan kaldırmayı hedeflemesi. Dahası, tarım sektörüne dokunan bir vizyonumuz var. Gece ışık saçan bitkiler geliştirmek gibi bir hayalimiz var ve bunu gerçeğe dönüştürmek için çalışıyoruz. Bu, sadece estetik bir yenilik değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir enerji kaynağı olabilir.
GELECEĞİ, ENERJİYİ DOĞRU KULLANAN YAZACAK
“Light Way Kimya, yalnızca teknoloji üreten bir şirket değil; aynı zamanda daha iyi bir gelecek hayal eden ve bu hayali gerçekleştirmek için çalışan bir ekip. Bizim için ışık, sadece bir aydınlatma aracı değil, bir yaşam felsefesi. İnsanların hayatını kolaylaştıran, çevreyi koruyan ve sürdürülebilir bir dünya yaratan çözümler geliştirmek için buradayız. Gelecek, sadece enerjiyle değil, bu enerjinin doğru kullanımıyla yazılacak. Biz bunun bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz.”
İLHAM ALDIĞIMIZ EKOSİSTEM
“Teknopark İstanbul, bir inovasyon üssü gibi. Burada sadece Ar-Ge için gerekli altyapıya değil, aynı zamanda güçlü bir teknoloji ekosistemine erişim sağlıyoruz. Üniversitelerle işbirliği yaparak bilgi paylaşımı yapabiliyor, farklı sektörlerden şirketlerle ortak projeler geliştirebiliyoruz. Teknopark İstanbul’un sunduğu teşvikler ve destekler de uluslararası pazarlara açılmamızı kolaylaştırıyor. Burası bizim için sadece bir çalışma alanı değil, aynı zamanda ilham aldığımız bir ekosistem.”