tatil-sepeti
Drone ile Covid-19 dezenfeksiyonu

Yaşam mahallerini, açık ve kapalı ortamları Covid-19'dan dezenfekte etmek için kullanılabilecek UVC ışık teknolojisine sahip yeni bir drone geliştirildi. Aertos 120-UVC adlı drone, C-band ultraviole (UVC) ışık yayarak çalıştığı alanda yüzde 99'dan fazla dezenfeksiyon sağlıyor. Aertos 120-UVC’deki yenilikçi teknolojiler sayesinde drone, koronavirüs bulunan bir alana insanların girme gerekliliğini tamamen ortadan kaldırıyor. Bu sayede dezenfeksiyon işleri ile uğraşan insanlar enfekte olma riskinden kurtuluyor. MAYIS’TA SATIŞTA Drone ile özellikle hastane gibi mekanlarda işgücünden tasarruf sağlanarak çok büyük alanlar da kusursuz şekilde dezenfekte edilebiliyor. Üstelik bu yeni drone, sensörleri sayesinde diğer birçok drone’un ulaşamayacağı noktalara ulaşmayı başarabiliyor. Drone, 5 dakika boyunca bir yüzeyin yaklaşık iki metre üzerinde uçtuğunda, yaydığı ışınlarla 4 metrekarelik bir alanda dezenfeksiyon sağlıyor.Mayıs ayında satışa sunulacak drone, sağlık tesisleri, marketler, toplu ulaşım araçları, çalışma odaları ve okullar gibi kapalı mekanlarda rahatlıkla kullanılabilir.

30 Nisan 2020 Perşembe

Bitkilerimizin sağlığını artık ‘cep’ten takip edebiliriz

HABER: AYŞE BAŞAK Yapraklara takılan karbon nano-tüpler, bir bitki hasar gördüğünde üretilen kimyasal sinyalleri algılamayı mümkün kıldı.Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) mühendisleri, karbon nano-tüplerinden yapılmış sensörleri kullanarak bitkilerin yaralanma, enfeksiyon ve böcek saldırısı gibi streslere nasıl tepki verdiğini yakından takip etmenin bir yolunu geliştirdi. GÜÇLÜ İÇ İLETİŞİM Bitkiler, yapraklarından salgıladıkları hidrojen-peroksiti iletişim kurmak için kullanırlar. Bir yaprak yaralandıktan sonra yaralanma bölgesinden salınan hidrojen-peroksit, nöronların beynimizdeki elektriksel uyarıları iletmesine benzer şekilde yaprak boyunca yayılan bir dalga halinde ilerler. Bir bitki hücresi hidrojen-peroksiti serbest bıraktığında, bitişik hücreler içinde kalsiyum salınımını tetikler ki, bu da hücreleri daha fazla hidrojen-peroksit salmaya teşvik eder. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) araştırma ekibi adına açıklama yapan Prof. Michael Strano, “Bitkiler, çok gelişmiş bir iç iletişime sahip veyaşadıkları herhangi bir soruna karşılık anında tepki veriyorlar” diyor. VERİMLİLİĞİ ARTIRABİLİR Yaprak hücrelerindeki hasarları onarmaya veya böcekler gibi yırtıcıları savuşturmaya yardımcı olacak bileşikler üretmeye teşvik eden bu sıkıntı sinyali, yeni sensörler sayesinde artık insanlar tarafından da tespit edilebiliyor.Nano-sensör, bitkilerin farklı stres türlerine nasıl tepki verdiğini incelemek için bilimsel araştırmalarda kullanılabileceği gibi halihazırda tarım bilimcilerinin mahsul verimlerini iyileştirmek için yeni stratejiler geliştirmelerine de yardımcı olabilir. STRESE GÖRE TEPKİ Araştırmacılar, her türün mekanik yaralanma, enfeksiyon, ısı veya ışık hasarı gibi stres türlerinin her birine farklı tepkiler verdiğini belirledi. Bu sonuçlar yakın gelecekte nano-sensörler sayesinde bitkilerin sağlık durumlarını çok daha yakından takip edebileceğimizi kanıtlıyor. Hatta bu sinyallerin iletilebileceği akıllıcep telefonumuzdan bile. ÇİLEK VE ISPANAKTA TEST EDİLDİ Araştırmacılar çilek, ıspanak, roka, marul, su teresi ve kuzu kulağında sistemi test etti. Test sonucunda değişik türlerin farklı dalga formları ürettiğini gördüler. Bu farklılığın her bitkinin cevabının hasara karşı koyma kabiliyeti ile ilişkili olduğu ve buna bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülüyor.

30 Nisan 2020 Perşembe

Siz oturun, temassız asistanınız çalışsın

HABER: ECEM ÇUHACI KÜÇÜK Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) Kuluçka girişimlerinden AssistBox, video konferans altyapısı ile birlikte chat, uzaktan mobil cihazı kontrol etme ve yüz tanıma gibi dört farklı modülle online ve uzaktan hizmet sunuyor. AssistBox kurucu ortağı Bora Gül, bu modüller ile müşterilerinin bozulan televizyonlarını uzaktan tamir edebileceklerini ya da istedikleri doktordan sağlık hizmeti alabileceğini söylüyor. Gül, proje ile ilgili detayları İstanbul Ticaret’e anlattı. DÖRT ANA MODÜL Projeniz nasıl ortaya çıktı, bir hikayesi var mı? AssistBox, müşteri destek, teknik destek ve sağlık hizmetleri süreçleri için geliştirilmiş bir online iletişim ve uzaktan destek platformu. Platform bünyesinde dört ana modülü barındırıyor. Bunlar, güçlü video konferans altyapısı ile birlikte chat, uzaktan mobil cihazı kontrol etme ve yüz tanıma modülleri. 2018 Ağustos ayında Anadolu Sigorta’nın uzaktan görüntülü hasar ekspertizi ile ilgili projesi mevcuttu. Bizim de kurumsal uygulama ve görüntülü görüşme teknolojilerine yönelik önemli tecrübemiz bulunuyordu. Bu doğrultuda Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Abacı ile bir görüşme gerçekleştirdik. Başta kendisinin ve hasar ekibinin büyük desteği ve güveni ile projemizi geliştirmeye başladık. 2019 Mayıs ayında da AssistBox ilk olarak Anadolu Sigorta tarafından kullanılmaya başlandı. KURUMLARA TASARRUF AssistBox’ın yenilikçi yönünü anlatır mısınız? AssistBox’ın temel odağı temas gerektirmeyen destek ihtiyaçlarının uzaktan karşılanabilmesini sağlamak. Şu ana kadar müşterilerimizin AssistBox’ı kullandıkları senaryolardan birkaçı, ‘Televizyon arızasında uzaktan teknik destek almak’, ‘Araç satış öncesinde aracı uzaktan incelemek ve fiyatta müzakere etmek’, ‘Doktorunuzdan uzaktan sağlık hizmeti almak’ şeklinde. Bu şekilde hem uzman kişilerin verimliliğini artırıyoruz hem de kurumlara tasarruf etme ve müşteri memnuniyetini artırma imkanı sunuyoruz. Sürecin dijitalleşmesi ile birlikte kurumlara anlamlandırılabilir veriler sağlamış oluyoruz. Platform şu an hangi aşamada? Şu anda platformumuz Türkiye’nin önde gelen 8 kurumu tarafından kullanılıyor. Ek olarak globalde 3 kurum ile de satış ortaklığımız bulunuyor. Yurtiçinde ve yurtdışında yaygınlaşma sürecimiz yoğun bir şekilde devam ediyor. MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ AssistBox ile sektörlerde hangi temel dengeleri değiştirerek kolaylık sağlıyorsunuz? AssistBox ile teknik destek çalışanı, sigorta eksperi, risk mühendisi gibi uzman rolündeki kişilerin bulundukları yerden ihtiyacı karşılamasını sağlayarak ilk müdahalede başarı oranını ve verimliliği artırıyoruz. Ekibe yeni katılan çalışanların ihtiyaç duyduğu oryantasyon süresini azaltıyoruz. Müşterilerin bulundukları yerden ve diledikleri zaman hizmet alabilmeleri sağlayarak müşteri memnuniyetini yüzde 90’ın üzerine çıkarıyoruz. BTM, BİZE GÜÇ VE GÜVEN VERDİ BTM, size ve projenize ne katkı sağladı? Öncelikle BTM ekibinin profesyonelliğinin yanında samimi ve içten yaklaşımı çok kıymetli. Her projeyi kendi projeleri gibi sahipleniyorlar. Her ihtiyacımıza ve talebimize önem veriliyor ve azami destek sağlanıyor. Bu anlamda tüm BTM ekibine çok teşekkür ederiz. BTM’nin İstanbul Ticaret Odası ile organik bağının olması da girişimlere önemli bir güç ve güven veriyor. Ayrıca mentorluk ve eğitim imkanları ile konforlu çalışma ortamı da bizlere hızlı yol kat edebilmemiz anlamında önemli katkı sağlıyor. ONLİNE SAĞLIK HİZMETLERİ ARTIK ÖNEMLİ BİR İHTİYAÇ Hedefte yeni sektörler var mı? Özellikle uzaktan sağlık hizmetlerine yönelik önemli yatırımlar yaptık. Online sağlık hizmetleri pandemi ile birlikte önemli bir ihtiyaç haline geldi. Stratejik bir konu olduğu için maalesef daha fazla detay veremem ancak altyapımız çok modüler. Şu anda çok çeşitli senaryolar ile farklı sektörlerde de hizmet vermeye yönelik adımlar atıyoruz. Somutlaştığında yine ilk olarak BTM’nin haberi olacak. HEDEF GLOBAL BİR MARKA OLMAK Dış pazarlara açılmayı planlıyor musunuz? Bu yılki iki ana hedefimizden biri yurtdışında da ürünümüzün kullanılmaya başlanması. Kısa sürede başarılabilecek bir hedef olmadığını bildiğimiz için bu doğrultuda geçen yıl adımlar atmaya başlamıştık. Şu anda nihayete ermediği için bilgi veremiyorum, ancak yakında yurtdışından ilk müşterimizi de referanslarımıza ekleyeceğiz. Hedefimiz global bir marka olmak.

22 Nisan 2020 Çarşamba

Dijitalleşme ve elektronik ticaret önem kazanacak

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi (KOSGEB) Başkanı Cevahir Uzkurt, dünyanın salgına hazırlıksız yakalandığını ifade ederek, "Arz ve talep şokunu firmalar ve piyasalar aynı anda yaşamaya başladı. Kovid-19 ekonomiye ve KOBİ'lere etkileri açısından birçok ezberi bozdu, bütün ülkeleri etkiledi" diye konuştu. Uzkurt, bu süreçte yaşanan arz-talep şokunun dünyadaki KOBİ'leri etkilediğine dikkat çekerek, bu işletmelerin alacaklarını tahsil edemedikleri için zorlandıklarını ve negatif nakit akışı olduğunu bildirdi. BİLANÇO VE GELİR-GİDER TABLOLARI Salgın sürecinin KOBİ'lerin bilanço ve gelir-gider tablolarında sıkıntılara yol açabileceğine işaret eden Uzkurt, şöyle konuştu: "Sürecin uzaması halinde firmaların yaşadığı bu sıkıntı finans ve bankacılık sektörüne de yansıyabilir. Bu firmaların bankalardan kullandıkları krediler var. Bu kredilerin geri dönmemesi durumunda birtakım sıkıntıları bütün dünya ülkeleri yaşayacak gibi görünüyor." BAZI SEKTÖRLER AVANTAJA SAHİP Salgın sürecinde bazı sektörlerin avantaja sahip olduğunu vurgulayan Uzkurt, şu değerlendirmede bulundu: "Gıda, sağlık ekipmanları, temizlik ve hijyen ürünleri üreten firmaların bu süreçte avantajlı olduğunu gözlemledik. Elektronik ticareti kullanan, online alışverişe yönelmiş ve dijitalleşme sürecini belirli bir aşamaya getirmiş KOBİ'lerin bu süreçte avantaj elde ettiğini görüyoruz. Hatta kriz o firmalar için ciddi bir fırsata dönüşmüş durumda. Bundan sonraki süreçte ekonomik şartları konuşurken, firmaların alacağı pozisyonları, izleyeceği stratejileri belirlerken, dijitalleşme ve elektronik ticaret konularının diğer alanlara göre önem kazanacağını söyleyebiliriz." KOBİ'LER DESTEKLERDEN YARARLANSIN Uzkurt, KOSGEB'in diğer kamu kurumları gibi KOBİ'lerin ekonomik yüklerini hafifletecek adımlar attığını anımsatarak, kurum vasıtasıyla kredi kullanan işletmelerin kredilerini 3 ay ertelediklerini bildirdi. KOBİ'lerin bankalara olan nisan, mayıs, haziran dönemine tekabül eden taksitlerinde vade sonuna eklenecek şekilde 3 aylık ertelemeye gittiklerine aktaran Uzkurt, şu bilgileri verdi: "KOSGEB'in proje desteğinden yararlananların, geri ödemeli kısmı için zamanı gelenlerin taksitlerini öteledik. KOBİ'lerimize sesleniyorum, bu ötelemelerden kaynaklı bir maliyete katlanmayacaklar. Bir banka veya KOSGEB müdürlüğü ile de iletişime geçmeleri gerekmiyor. Bazı banka şubelerinin, bizim bankaların genel müdürlükleriyle yapmış olduğumuz anlaşmaya rağmen, KOBİ'lerimizden kredi taksitlerini istedikleri bilgisi zaman zaman bize geliyor. Burada KOBİ'lerimizden isteğim, ertelenen bu taksitleri şube istese dahi ödemesin. Bu taksitler otomatik ertelendi. Banka genel müdürlüğü ile şube arasında iletişim sağlandığında bu sorun çözülecek." KOSGEB'in bu süreçte, kamu bankalarının vermiş olduğu destekleri kendi sitesinde toplayarak KOBİ'lere yardımcı olduğunu dile getiren Uzkurt, şunları kaydetti: "Kovid-19 salgınını KOBİ'ler yara almadan atlatmalı. KOBİ'ler bağışıklıklarını koruyarak, kriz sonrası ortaya çıkacak fırsatları daha iyi değerlendirebilmeliler. KOBİ'lerimiz, en başta devletin, kamu bankalarının ya da özel bankaların vermiş olduğu destekleri iyi takip edip, bunlardan en az hasar görecekleri şekilde yararlanmalılar. İşletmelerimiz, 'Hangi kurum, ne veriyor?' sorusunun cevabını bulmak için bizim sitemize girerek, hangi desteğin açıklandığını, kimin tarafından, hangi şartlarda verildiğini görebilecek."

16 Nisan 2020 Perşembe

Coronathon Türkiye'de iki BTM finalisti

Covid-19 salgınının yol açtığı sorunlara sosyal, lojistik ve ekonomik anlamda çözümler üretilmesi amacıyla gerçekleşen Coronathon Türkiye’de BTM girişimleri de yerini aldı. BTM’nin başarılı girişimlerinden evden eve online atölyeler platformu olan ‘Expona’ finalistler arasında ilk 12’ye girdi. Yeni nesil öğrenim platformu olan ‘Sorun Var Mı?’ ise ilk 60’a girmeye hak kazandı.

16 Nisan 2020 Perşembe