tatil-sepeti
Corona’dan sonra gizemli bir virüs daha keşfedildi

HABER: AYŞE BAŞAK İlk kez Çin Halk Cumhuriyeti’nin Wuhan kentinde görülen ve oradan yayılarak son yılların en ciddi salgınlarından birine yol açan Corona virüsü ‘2019-nCoV’, dünyanın sağlık gündeminin zirvesinde yer alıyor. Virüse karşı henüz bir tedavi yöntemi geliştirilmedi. Bilim insanları, tüm tecrübelerini ve teknolojik imkanlarını kullanarak bu yeni virüse karşı ilaç bulmaya, aşı geliştirmeye çalışıyor. Virüsün gen haritası çıkarıldı ve bilim insanları maksimum 6 ay içinde bir sonuç almayı umuyor. YAPAY GÖLDE BULUNDU Dünya hararetle Corona virüsü “2019-nCoV’yi tartışırken, Brezilya’dan yeni bir virüs haberi geldi. Minas Gerais Federal Üniversitesi’ndenbilim insanları, yapay bir gölde araştırma yaparken genleri bilinenden farklı bir virüs keşfetti. Üniversitenin de bulunduğu Belo Horizonte şehrindeki Pampulha Gölü’nden topladıkları amipler üzerinde keşfedilen virüsün genlerinin en az yüzde 90’ına, daha önceki viral araştırmalarda hiç rastlanmadığı açıklandı. ARAŞTIRMACILARI ŞAŞIRTTI Brezilya mitolojisindeki su kraliçesinden ilhamla ‘Yaravirus’ adı verilen virüs, amipleri enfekte ettiği bilinen, kayıtlara geçmiş virüslere kıyasla oldukça küçük boyutlara sahip. Bu küçük boyutlu virüs, genomunu çalışan araştırmacılara ­­büyük bir sürpriz yaptı; çünkü virüsün DNA’sının yüzde 90’ının daha önce hiç bulunmamış genlerden oluştuğu keşfedildi. YENİ NESİL BİR AMİP VİRÜS Araştırma ekibi Yaravirus’u, kökeni ve filogenetiği ile şaşırtan, yeni nesil bir amip virüs olarak niteliyor ve bu keşfin, virüslerin evrimi hakkında yeni bilgiler sunabileceğini düşünüyor. Virolog Jonatas Abrahao ve ekibi, şu sıralarda Yaravirus’un yaşamsal özelliklerini araştırıyor. Abrahao’ya göre bu keşif, virüsler hakkında hâlâ bilinmeyen çok detay olduğunu göstermesi açısından büyük önem taşıyor. Araştırma bulguları önceden görülmemiş biyokimyasal süreçleri ortaya çıkarmış. Dünyanın Corona virüsüyle yaşadığı zorluk düşünüldüğünde virüs çalışmalarının önemi ve gerekliliği daha iyi anlaşılıyor.

19 Şubat 2020 Çarşamba

Bitkiden vegan yoğurt

Araştırmacılar, bitkiler ile laktik asit bakterilerini kullanarak sadece üç bileşenle yüzde 100 vegan ‘yoğurt’ yaptılar. Bildiğimiz yoğurt, süt ve farklı laktik asit bakterilerinden oluşan bir maya kültürü ile yapılır. Uygun sıcaklıkta, maya kültürü sütteki şekeri parçalamaya başlar; böylece sütü fermente eder ve yoğurt olarak bildiğimiz daha katı ürüne dönüştürür. Geleneksel süt ürünlerinin yerine bitki bazlı alternatiflere yönelik artan küresel talep, Danimarka Teknik Üniversitesi (DTU) Ulusal Gıda Enstitüsü araştırmacılarını mümkün olduğunca az içerikle bitki bazlı bir yoğurt alternatifi oluşturmaya yönlendirdi. EKŞİLİK VE AROMA Bakterilerin bitki bazlı ürünleri ekşi hale getirecek ve onlara güzel bir aroma verecek kadar büyümeleri için üreticilerin şeker eklemesi gerekti. Ulusal Gıda Enstitüsü’ndeki araştırmacılar, bir soya içeceğini asitleştirebilen ve geleneksel bir yoğurdu anımsatan bir doku oluşturabilen bakteriyi izole etmeyi başardılar.

06 Şubat 2020 Perşembe

Salgınlara karşı nano dezenfektan

HABER:AYŞE BAŞAK Dünyada Corona virüsüne bağlı salgın hastalık paniği yaşanırken Harvard Üniversitesi’nden ilgi çekici bir nano-dezenfektan haberi geldi. Bu buluş salgın hastalıklarla mücadelede bir çığır açabilir. Harvardlı araştırmacılar su ve sabun ikilisi olmadan ellerimizi, gıdalarımızı mikroplardan koruyacak, hatta soluduğumuz havayı temizleyecek, nano boyutlarda bir dezenfekte etme yöntemi geliştirdi. BULAŞMA YOLLARI Araştırma ekibinden Dr. Philip Demokritou, her yıl solunum yoluyla bulaşan hastalıklar nedeniyle 1 milyon kişinin, besin yoluyla bulaşan hastalıklar nedeniyle 500 bin kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatıyor. Harvard T.H. Chan Kamu Sağlığı Fakültesi’nden araştırmacılar, bulaşıcı hastalıklarla mücadelede kullanılabilecek yeni bir dezenfektan ürettiler. Bu yeni dezenfektan; soluduğumuz havayı, besinlerimizi, ellerimizi ve mikrop barındırarak bizi hasta edebilecek her şeyi temizlemek üzere tasarlandı. NANO DAMLACIKLAR Araştırmacılar, nanoteknoloji araçlarıyla oluşturulmuş bir platformda küçük ve aerosolleştirilmiş nano su damlacıkları ürettiler. Bu nano damlacıklar, istenen yeri temizleyebilecek toksik olmayan dezenfektanlar barındırıyor. 12 voltluk elektro sprey ve iyonizasyon, suyu nano aerosole dönüştürüyor ve bu nano parçacıklar havada asılı kalıyor. Bu nano su damlacıkları, küçük boyutlara ve reaktif oksijen türevlerine sahip. Bunlar hücrelerimizin patojenlerle savaşta kullandığı hidroksil radikaller ve organik peroksitlerden oluşuyor. Parçacıklar, tasarımları gereği elektrik yükü de taşıyor. Böylece yüzey enerjisi artıyor ve buharlaşma azalıyor. HAVADA KALIYOR Nano parçacıklar bu sayede saatler boyunca havada asılı kalabiliyorlar. Elektrik yükü ortadan kalktığındaysa parçacıklar su buharı hâline gelip ortadan kayboluyor. 12 volt DC ile iyonize edilen su ve diğer antimikrobiyal maddeler ile dezenfekte sağlanıyor. Bunlar insanlar için toksik değil. Doğadan ilham alarak üretilen antimikrobiyalleri tasarlanmış su nano-yapılarına konulduğunda, antimikrobiyal güçleri önemli ölçüde artıyor. Geliştirilen bu yöntemle yiyeceklerin güvenle dezenfekte edilebileceğini söyleyen araştırmacılar yeni yöntem sayesinde gıdaların raf ömrünün artacağından da emin.

06 Şubat 2020 Perşembe

Ölü hücrelerden canlı robotlar

Vermont Üniversitesi bilim insanları, kurbağa embriyosundan aldıkları ölü hücreleri yeniden ‘tasarladılar’ ve bu ölü hücre parçalarını teknolojiyle birleştirerek tamamen yeni bir yaşam formu oluşturdular. Bir isimleri de var: Xenobot. Bir milimetre genişliğindeki ‘xenobotlar’ bir hedefe doğru hareket edebiliyor, bir yükü taşıyabiliyor (bir ilacı vücut içindeki bir hedefe taşımak gibi), hasarlı dokuları iyileştirebiliyorlar. YENİ CANLI MAKİNELER Xenobotların hususiyetini, tam anlamıyla ne olduklarını merak mı ettiniz?Araştırmaya öncülük eden bilgisayar bilimcisi ve robot uzmanı Jashur Bangord, xenebotları, “Bunlar yeni canlı makineler. Onlar ne geleneksel bir robot ne de bilinen bir hayvan türü. Bu yeni bir tür; yaşayan, programlanabilen bir organizma” diyerek tanımlıyor. İnsanlar tarımın başlangıcından beri organizmaların genetiği ile oynuyor. Son yıllarda bu çok daha komplike şekilde yapılır oldu. Yapay organizmalar manuel olarak toplandı yani aslında mevcut hayvanların vücut formları kopyalandı. Bu araştırma ile ilk kez baştan sona tamamen biyolojik makineler tasarlanıyor. SÜPER BİLGİSAYARLAR Bu yeni organizmalar Vermont Üniversitesi’ndeki süper bilgisayarlarda tasarlandı. Binlerce ihtimalin arasındaki en iyi eşleşme ile organizmalar kurgulandı. Ardından Tufts Üniversitesi biyologları tarafından bir araya getirildi ve test edildi. Hareket etmesi için kas hücrelerinden parçalar eklendi, taşıma yapabilmesi için kan hücrelerinden parçalar kullanıldı. Tufts’ta Biyoloji Merkezini yöneten Michael Levin, “Bu canlı robotların diğer makinelerin yapamayacağı birçok şeyi yapabileceğini düşünüyoruz. Radyoaktif kirlenme ile mücadele, okyanuslarda bulunan mikro plastikleri toplama gibi bugün imkansız görünen şeyleri yapabilirler” diyor. Bu son derece ilginç yeni araştırmanın sonuçları 13 Ocak Ulusal Bilimler Akademisi Bildiriler Kitapçığı’nda yayınlandı.

29 Ocak 2020 Çarşamba

İş görüşmelerinde yapay zeka

HABER: AYŞE BAŞAK Güney Koreli büyük firmalar artık işe alım mülakatlarını yapay zeka ile yapıyor. İş arayanlar ise bu hususta epey dertli. Ülkede yaygın bir genç işsizliği var, neredeyse dört gençten biri işsiz. İş bulmak bu kadar zorken bir de yepyeni bir teknolojiye ayak uydurmak söz konusu. Gangnam şehir merkezindeki ofisinde kariyer danışmanlığı yapan Park Seong-jung’a göre, karakteri analiz etmek için yüz tanıma teknolojisini kullanan video görüşmelerine bir an önce alışıp adapte olmak çok önemli. Çünkü bu yöntem her geçen gün geliştiriliyor ve şirketler arasında hızla yayılıyor. 37 FARKLI YETKİNLİK Yapay zeka, video mülakat esnasında korku ve sevinç dahil yüz ifadelerini tespit ediyor ve sayıyor. Ardından kelime seçimlerini analiz ediyor. Sorular soruyor hatta zor sorular soruyor; “Patronunuzla bir iş seyahatindesiniz ve kendisine hediye almak için şirket (kredi) kartını kullandığını tespit ediyorsunuz. Ne yaparsınız?” Yapay zeka, çeşitli senaryolar kurarak başvuranın yeteneklerini keşfediyor. Güney Kore Silikon Vadisi olarak adlandırılan bir teknoloji merkezi olan Pangyo’daki bir yazılım firması Midas IT’nin Genel Müdürü Chris Jung, “Senaryolar sayesinde, işverenler bir başvuranın 37 farklı yetkinliğini ve kişinin bir pozisyona ne kadar uygun olup olmadığını analiz edebiliyor” diyor. 700 ÖĞRENCİ ALINDI Bu tür testlere hazırlanmak, mutlaka cevapları ezberlemek anlamına gelmiyor. Bazı oyunlarda, işe başvuran adayın problem çözme tutumunu tespit etmek amaçlandığı için aslında bir doğru cevap bile olmayabiliyor. Danışman Park, 2019’da 700’den fazla üniversite öğrencisi, mezun ve öğretim görevlisine yapay zeka ile işe alım görüşmeleri yaptığını söyledi. Bu yeni yönteme hazırlıkları olmayan öğrencilerin ne yazık ki çoğu umutsuz. Ayrıca yapay zeka ile nasıl iletişim kuracaklarıyla ilgili zihinlerinde çok fazla soru işareti var.

29 Ocak 2020 Çarşamba