tatil-sepeti
Radyasyona kalkan ‘bor kompozit’

HABER: SOYHAN ALPASLAN Turing Kimya (Turing Chemical Industry-TCI), bor minerallerinden radyasyon geçirmeyen kompozit malzeme üretti. ‘Anti-rad’ adındaki termoplastik malzeme, kurşundan 8’de 1 oranında daha hafif ve radyasyonu kurşun gibi geri yansıtmıyor, absorbe ediyor. Hafif, sağlıklı ve düşük maliyetli radyasyon koruma plakası, mühendislerimizce yerli malzemelerden üretildi. Turing Kimya; X ve gama gibi farklı frekanstaki ışınlar için değişik alanlarda kullanılan ürünler geliştiriyor. Cep telefonlarında, duvar boyalarında, uçak kabinlerinde, tekstil dokularında kullanılan bu kompozit malzemeler iyonlaştırıcı olmayan radyoaktif ışınlara karşı koruma sağlıyor. İstanbul Ticaret’in sorularını Turing Kimya’nın kurucularından işletmeci ve girişimci Tamer Çiçekçi cevapladı. KURŞUNDAN 8 KAT HAFİF İnovasyonunuzu tanıtır mısınız? Eti Maden’in de çalışmalarımıza verdiği destekle bor minerallerinden, radyasyon geçirmeyen kompozit malzeme ürettik. ‘Anti-rad’ adını verdiğimiz bu eşsiz termoplastik malzeme, kurşundan 8 kat daha hafif. En önemlisi radyasyonu kurşun gibi geri yansıtmayıp, absorbe ettiği için sağlıklı. Türk malı radyasyon koruma plakası, mühendislerimizce bor minerallerinden üretildi. İstanbul Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) laboratuvarlarında başladığımız çalışmalarımızı ticarileştirmek, şirketimizi kurmak ve sağladığı habitatın pozitif etkilerinden yararlanmak için Teknopark İstanbul’a taşındık. Global patent başvurularımızı 2020 Mayıs ayında yaptık. IŞINLARDAN KORUYAN BOYA Diğer ürünleriniz neler? Firmamız, X ve gama gibi farklı frekans ışınları için farklı alanlarda kullanılan ürünler geliştirdi. Cep telefonlarında, duvar boyalarında, uçak kabinlerinde, tekstil dokularında kullanılan bu farklı kompozit malzemeler, iyonlaştırıcı olmayan radyoaktif ışınlara karşı koruma sağlıyor. YAPAY RADYOAKTİVİTE Radyoaktivite hayatımızın ne kadar içinde? Nükleer santrallerden röntgen ve diagnostik radyoloji gibi tetkiklerin yapıldığı hastane odalarına, uydulardan cep telefonlarına, uçaklardan Wi-Fi cihazlarına kadar radyasyon hayatımızın çok içinde. Radyasyon miktarına göre kullanım ölçüsü belirlenen kurşun bazlı çözümler de hayatımızın bir parçası. Bir nükleer reaktörde 4.5 metre kalınlığında kurşun tabakalarla güvenlik duvarı oluşturuluyor. ÇOK YÜKSEK KNOW-HOW Dünyada kurşun kullanımı ne yönde? Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Avrupa Birliği (AB) kurşun kullanımını yavaş yavaş bitirmek için çeşitli çalışmalar yaparken, Türkiye’den know-how’ı çok yüksek bir ürün çıktı. Bir uyduda, uçakta, askeri bir araçta kurşunun yerine ondan 8 kat daha hafif bir koruma kalkanının getireceği katma değer çok yüksek olacak. 5G teknolojisi ile iletişim sektöründe büyük bir pazar oluştu. Bor bazlı malzeme, 5G’nin oluşturacağı radyasyondan korunmada, önemli bir rol üstlenecek. ‘MADE IN TÜRKİYE’ KORUMASI Global pazar ‘Anti-rad’ ile ilgili ne biliyor? Türkiye, nükleer enerjiye karşı korunmada büyük bir stratejik güce sahip olacak. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’ndan (TAEK) ‘Anti-rad’ için Radyasyon Geçirgenlik Belgesi aldık. ‘Anti-rad’ı Türkiye markası yapmak ilk hedefimiz. Türkiye’de devlet kurumlarıyla, radyasyonla alakalı tüm kurumlarla temas halindeyiz. ‘Anti-rad’ı dünya pazarına taşımak için ölçeklendirme çalışmaları yapıyoruz. Global patent başvurumuzu 2020’nin mayıs ayında yaptık. Buluşumuzu dünyaya tanıtıp, standart bir ürün olarak kullanılmasını sağlayacağız. Eş zamanlı olarak, üretim ve satışını da global pazara çıkarmayı planlıyoruz. Yurt dışında sanayideki özel sektör temsilcileri ile görüşüyoruz. NÜKLEER SANTRALLERE ‘BOR’ KORUMASI Çiçekçi, bor güvenlik kalkanının nükleer felaketlerin yıkıcı etkilerinin önüne geçeceğine dikkat çekerek, şu bilgiyi verdi: “Nükleer santrallerdeki patlamalarda kurşun, radyoaktiviteyi büyük bir hızla çevreye dağıtır. Tüm nükleer santrallerde olduğu gibi Çernobil de 4.5 metre kalınlıktaki kurşun duvarlarla kaplıydı. Patlamada bu duvarlar radyoaktiviteyi çevreye yansıttı. ‘Anti-rad’ güvenlik kalkanı, radyoaktiviteyi absorbe ediyor, içine çekip hapsediyor. Böylece patlama, sızıntı gibi tehlikeli durumlarda çok daha etkili olacak.” 40 MİLYON DOLARLIK KURŞUN İTHALATINA SON Tamer Çiçekçi, ‘Anti-rad’ın, Türkiye’nin yıllık 40 milyon dolarlık kurşun ithalatını sonlandıracağına dikkat çekerek, şunları söyledi: “Ürünümüz, sert kalkan ve esnek kalkan olarak kullanıma hazır. Tıp alanında ithal, ağır ve oldukça tehlikeli kurşun levhaların yerini hızla alacak. Yerli, sağlıklı, hafif ve en önemlisi kurşun ile kıyaslanamayacak kadar avantajlı bir ürün. Dünya genelinde 1.1 milyar dolar değerinde bir pazara hitap ediyor. Kolaylıkla seri üretime geçebiliriz.” GSM KALKANI Turing Kimya, uyurken veya dinlenirken telefonun radyasyon etkisinden korunmak için bir aparat geliştirdi. Bu aparat radyasyonun yayılmasını engelliyor. Radyasyonu önleyen boya Wi-Fi, baz istasyonları, telefonlar, mikrodalga fırın ve dışarıdan gelen radyasyon ışınlarını önleyen boyalar iyonlaştırıcı olmayan radyasyonu önlüyor. UÇAKLARA KORUMA Uçakların 26 bin feet’e (8 km) ulaştığında radyasyonun 15 kat arttığını belirten Tamer Çiçekçi, “Uçak kabinlerinde kozmik radyasyona karşı korunma bulunmuyor. Ürettiğimiz özel kompozit alaşımlar ile pilot ve kabin personeli dahil tüm yolculara koruma sağlayacağız” şeklinde konuştu.

21 Aralık 2020 Pazartesi

Yüksek su faturasına akıllı çözüm

HABER: TUĞÇE ÖZKUŞ En önemli yaşam kaynaklarımızdan olan su, ne yazık ki çoğu zaman bilinçsizce tüketiliyor. Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) girişimcilerinden Umut Türemen, Noticy adını verdiği girişimiyle su, enerji ve para tasarrufu sağlarken, yeni neslin de bilinçli bireyler olarak yetişmesine yardımcı olacak akıllı ev aletleriyle dikkat çekiyor. Türemen, iki yıl önce çok yüksek bir su faturası alması üzerine geliştirdiği Noticy’i İstanbul Ticaret okurlarına anlattı. YILDA 20 BİN LİTRE Noticy nedir? Sizi böyle bir girişimde bulunmaya iten sebepler nelerdi? Noticy, ismini İngilizce kökenli ‘notice’ kelimesinden alıyor. Bu kelimeyi Türkçe’ye ‘farkındalık’ olarak çeviriyoruz. Su tüketimi konusunda tüm dünyada büyük bir bilinçsizlik söz konusu. Şirket olarak bu bilinçsizliği insanların tüketimdeki farkındalığını yükselterek yenmek istiyoruz. Bunu da geliştirdiğimiz akıllı ev sistemi ile yapmayı planlıyoruz. Ürettiğimiz cihazlar anlık olarak kullandığınız suyun miktarını size göstererek, tüketiminiz konusunda bilinçlenmenizi sağlıyor. Kullanıcılarımız sudan tasarruf ettiklerinde, dolaylı yoldan kullandıkları enerjiden ve harcadıkları paradan da tasarruf etmiş oluyor. Ayrıca kullanılan suyun sıcaklığı, suyu kullanma süresi ve kullanılan suyun ücreti de cihazlarımız ve mobil uygulamamız yoluyla bildiriliyor. Bu girişimin hikayesi, iki sene önce çok yüksek bir su faturası almam ile başladı. Tek başına yaşamama rağmen ödemem gereken meblağ, 4 kişilik bir ailenin faturasından bile yüksekti. Su faturamız, bize evimizdeki toplam su harcamamızı gösteriyor fakat bu kullanımın evin hangi bölümünde ve ne zaman gerçekleştiği bir sır. Tasarruf etmenin birinci koşulu, harcamalarınızı düzenli olarak takip etmektir. Paranızın nereye gittiğini ve nereye gideceğini bilirseniz, paranızı sadece ihtiyacınız olan şeylere harcar, kalan kısmıyla da istediğiniz yatırımı yapabilirsiniz. Bu durum su tüketimi konusunda da geçerli olmalı diyerek kolları sıvadım. Yaptığımız araştırmalara göre, su tüketimi sırasında alınan görsel geri bildirim yüzde 25 oranında tasarruf sağlıyor. Bu da Türkiye’deki ortalama bir hanenin yılda 20 bin litre su tasarrufu yapması anlamına geliyor. Bu misyonla yola çıkarak ekibimi kurdum. Projemiz resmi olarak 2020 başında devreye girdi. DOĞAYI ÖNEMSEYEN Hedef kitleniz kimlerden oluşuyor? Hedef kitlemizi, ‘tasarrufu ve doğayı önemseyen ama günlük hayatında buna dair bir aksiyon almayan’ insanlar olarak belirledik. B2B tarafında harcadığı suyun takibini yapmak isteyen tüm kurumsal şirketler, bizim kapsama alanımıza giriyor. Akıllı ev sistemleri konseptinde inşaat şirketleri ve mimarlık ofisleri, yeşil otel etiketi altında beş yıldızlı oteller ana hedefimiz. B2G tarafına bakıldığında ise belediyelerin manuel olarak her ay ölçümünü yaptığı su tüketimimizi anlık ve dijital olarak sunma imkanımız mevcut. Dolayısıyla geniş bir hedef kitlemiz var. ÜÇ AYRI CİHAZ ÜRETİYORUZ Cihazların kurulumu için herhangi bir ücret ödemek gerekiyor mu? Ürettiğimiz üç farklı cihaz mevcut. Bu cihazlar duş, musluk ve akıllı sayaç. Duş ve musluk cihazlarımızı kullanıcılarımızın kurabilecekleri şekilde tasarladık. Akıllı sayacımız evin ana borusuna bağlanacağı için bu cihazın kurulumunda teknik destek gerekiyor. Arıkovanı’nda sunduğumuz fiyatların tamamında kurulum ücretleri dahil. GİRİŞİMCİ OLMADAN YATIRIMCI OLMAZ Türkiye’de girişimcilik ekosistemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’deki ekosistemin en güçlü yanının network olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Tanıdık vasıtasıyla hiç tanımadığımız insanlara gereğinden fazla güvenebiliyoruz. Bu durum bazı senaryonalarda olumsuz şeylere yol açsa da genel olarak girişimciler için süreci hızlandıran bir şey. Özellikle yurt dışında gördüğümüz bürokrasi labirentleri, girişimciler için süreci oldukça yavaşlatıyor. Yurt içindeki ekosistemin en kötü yanıysa yatırımcı ilişkileri. Yatırımcılar tabii ki en yüksek faydayı minumum risk ile elde etmeyi amaçlıyor. Bunu yaparken girişimcinin aldığı riski göz ardı ettikleri birçok senaryo mevcut. Yurt içindeki birçok yatırımcının kafasında riske edilen en büyük şey para. Bana kalırsa bu sorunun cevabı zaman olmalı. Girişimci haftada 80-90 saatini girişimine harcayarak yatırımcıdan çok daha büyük bir yatırım yapıyor ve aslında kendisi için büyük bir fırsat maliyeti yaratıyor. Bu yatırımın kalitesi tartışılır olsa da günün sonunda girişimci olmadan yatırımcı olmaz. Bana kalırsa Türkiye’de yatırımcının aldığı finansal risk kadar girişimcinin aldığı zaman ve emek yatırımı riski de göz önünde bulundurulmalı. Bu ekosistemde hep yatırımcılar bize tavsiye veriyor. Haddim değil ama yaşadığım tecrübelerden çıkardığım kadarıyla ben de kendilerine şunları söylemek isterim. Yatırım yapmak için görüştüğünüz projeler ile onlar istemese bile gizlilik sözleşmesi imzalayın. Bu, girişimcinin size güvenmesini ve projesine saygı gösterdiğinizi anlamasını sağlar. BTM İLE PROJEMİZİ İLERİYE TAŞIDIK BTM ile yollarınız nasıl kesişti? BTM, girişimcilik ekosisteminde tanıdığım birçok girişimcinin uzun zamandır bana önerdiği bir kurumdu. Buradaki networkten, eğitimlerden ve ofis alanından yararlanmak istedik. BTM’de aldığımız eğitimlerin ve yaptığımız görüşmelerin sonucunda projemizi oldukça ileriye taşıdık. Sahne XL’de yer alan 16 girişimden biri olduk. Bu muhteşem organizasyon için BTM çalışanlarına teşekkür etmek isterim. İlk defa online olarak gerçekleştirilen bu büyüklükte bir etkinliğe göre oldukça başarılı olduğunu düşünüyorum. Noticy olarak sunumumuz sonrasında bizi takip eden destekçilerimizden güzel geri dönüşler aldık. KİTLESEL FONLAMA Arıkovanı’nda satışa çıktınız? Süreç nasıl gidiyor? Kitlesel fonlama konsepti Türkiye’de oldukça yeni. Dolayısıyla ürünümüzü ön siparişle satın alacak bireysel ve kurumsal müşterilerimizde bir önyargı var. Bizim insanımız parasını ödediği ürünü hemen elinde ister. Hatta parasını ödemeden önce de denemek ister. Ne yazık ki, yatırım almadan bu projeyi gerçekleştirdiğimiz için bu yönteme başvurmak zorundayız. Fonlama sürecinde 100 bin lira toplamayı hedefliyoruz. Sadece duş cihazımızdan 250 adet satarak bu miktara ulaşabileceğimiz düşünüldüğünde bu hedefin gerçekçi olduğunu söyleyebiliriz. Önümüzde 60 günlük bir süreç var. Kurumsal müşterilerimizin toplu bir şekilde alım yapmasıyla çok kısa sürede bu kampanyayı başarıya ulaştırabiliriz.

28 Aralık 2020 Pazartesi

Milli helikopter Gökbey’e milli motor

HABER: OSMAN KUVVET TUSAŞ Motor Sanayii (TEI) tarafından üretilen ilk milli helikopter motoru TS1400, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) ana yükleniciliğinde geliştirilip, üretilen ilk yerli genel maksat helikopteri Gökbey ile semada olacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın video konferans yöntemiyle katıldığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yer aldığı törenle TEI-TS1400 motoru görücüye çıktı. TS1400, 700 kişilik bir ekip tarafından 3 yılda tamamlandı. Türk mühendislerinin tasarlayıp, geliştirdiği 1660 beygir güç üretimiyle öne çıkan TS1400 için Türkiye’nin ilk tek kristal türbin kanadı üretimi, yenilikçi termal bariyer kaplama metotları kullanılarak TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ile beraber yapıldı. 2024’TEN SONRA Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve diğer ihtiyaç sahibi makamların, genel maksat helikopteri ihtiyaçlarının özgün bir platform ile karşılanması hedefiyle yürütülmekte olan ‘Özgün Helikopter Programı’ kapsamında tasarlanan Gökbey, sertifikasyon sürecinin ardından 2024’ten sonra milli motorla uçacak. SİVİL VE ASKERİ Hem askeri hem sivil amaçlı kullanılacak Gökbey, VIP, kargo, hava ambulans, arama kurtarma ve kıyı ötesi taşıma gibi birçok görevde yer alabilecek. Aviyonik sistemleri, gövde, rotor sistemi, iniş takımı gibi sistemlerinin tamamı TUSAŞ imzası taşıyan Gökbey’in testleri de bundan sonra milli motor TS1400 ile yapılacak. En zorlu iklim ve coğrafyalarda, yüksek irtifa ve yüksek sıcaklıkta, gece ve gündüz koşullarında etkin bir şekilde faaliyet göstermek üzere tasarlanan Gökbey’in ilk prototipi, ilk testuçuşunu 2018’de başarıyla gerçekleştirdi. Gökbey’in seri üretiminin 2021’de gerçekleştirilmesi hedefleniyor. DIŞA BAĞIMLILIKTAN KURTARACAK Milli motorla, muadillerine göre kalkışta, sürekli uçuş gücünde, acil durum kalkışında ve tek motorla kaçış modunda 67-120 beygir daha fazla güç elde etme başarısı yakalandı. Kilogram başına 6 bin dolar ihracat değerine sahip TS1400’de kullanılmak üzere Türkiye’de ilk kez nikel ve titanyum alaşımları için havacılık kalitesinde dövme teknolojisi geliştirildi. Motor teknolojilerinde yurt dışı bağımlılığından kurtaracak hem de yıllık 60 milyon dolarlık ileri teknoloji ithalatının önüne geçecek olan TS1400’ün üretiminde imalat ve malzeme teknolojisi alanında pek çok ilke imza atıldı.

15 Aralık 2020 Salı

Yalnızlık beyni açlık gibi etkiliyor

AYŞE BAŞAK Covid-19, sosyal hayatımızı derinden etkiledi. Pandemi nedeniyle en yakınlarımızla dahi görüşemiyoruz. Yaşlılarımızı korumak, hastalığı onlara taşımamak için ziyaret edemiyoruz. Koronavirüs salgını başladığından bu yana milyonlarca insan sadece video görüşmeleri ile ailelerini ve yakın arkadaşlarını görüyor, sevdikleri ile modern teknoloji üzerinden iletişim kurabiliyor. Ailelerimizle, sevdiklerimizle bir süredir kucaklaşmıyor, sevginin, dostluğun, arkadaşlığın sıcak temasından mahrum kalıyoruz. BEYNİN TEPKİSİ AYNI Bu durum, hiç şüphesiz bizi pek çok açıdan etkiliyor. Bilim insanları bu dönemin insan üzerindeki çeşitli etki ve yansımalarını araştırıyor. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nün yeni araştırması, bu tür bir sosyal izolasyon sırasında hissettiğimiz özlemlerin, aç olduğumuzda hissettiğimiz yiyecek isteği ile sinirsel bir temeli paylaştığını keşfetti. Araştırmacılar, önce gün boyunca sosyal izolasyona alınan bir kişiye, içinde bulunduğu bu izolasyon esnasında birlikte eğlenen, mutlu insanların fotoğrafını göstermiş. Ardından bütün gün yemek yemeyen, aç bırakılan diğer bir kişiye ise bir tabak dolusu peynirli makarna fotoğrafı göstermişler. Bu esnada çekilen beyin görüntülerinde her iki durumda da yani sosyal izolasyon ve açlık anında, ilgili uyarana yönelik beynin aynı bölgelerinin harekete geçtiği tespit edildi. AKUT YALNIZLIK Araştırma ekibinden Profesör John W. Jarve, “Tecrit edilmeye zorlanan insanlar, aç bir insanın yemeğe duyduğu arzuya benzer şekilde sosyal etkileşimleri arzular. Bulgumuz, pozitif sosyal etkileşimlerin temel insan ihtiyacı olduğu sezgisel fikrine uyuyor. Akut yalnızlık, açlığa benzer şekilde insanları eksik olanı onarmaya motive eden caydırıcı bir durum” diyor. Otonom tekne: Roboat ıı Hollanda’nın Amsterdam kentinin kanallarında yolcu ve eşya taşımayı kolaylaştıracak otonom bir tekne geliştirildi. İki metre uzunluğunda, 50 kg ağırlığındaki ‘robot’ tekne, kanallardaki deneme sürüşünde başarılı oldu. Tekne, Amsterdam’ın meşhur kanallarında kendi kendine dolaşabiliyor. MIT’in Bilgisayar Bilimi ve Yapay Zekâ Laboratuvarı (CSAIL) ve Senseable City Lab’den bilim insanları, Hollanda’nın Amsterdam kenti için bir süredir otonom bir filo hazırlıyor. Kısa süre önce bu futuristik filoya ‘Roboat II’ olarak adlandırılan yeni bir otonom tekne eklendi. Roboat II, Amsterdam kanallarında yapılan sürüş testinde verimli performans sergiledi. Üç saat test edilen ve yol boyunca sadece 0.17 metrelik bir hata yapan tekne, başladığı noktaya sorunsuz geri döndü. Dikdörtgen biçimindeki Roboat II, içindeki GPS ve benzeri sensörler sayesinde yönünü belirleyip, haritalandırarak rotasını oluşturuyor. Tekne, dört pervanesi ile sürücüsüz arabalara benzer algoritmalar kullanarak herhangi bir yöne doğru ilerleyebiliyor. İlk geliştirilen otonom teknelerin taşıma kapasitesi sınırlıydı. Küçük eşyaları taşımakla başlayan süreç Roboat II ile az sayıda da olsa yolcu taşıma seviyesine ulaşmış görünüyor. Araştırmacılar, özellikle pandemi sürecinde iki yolcu taşımanın dahi pozitif katkı sağlayacağını düşünüyorlar. Filonun yeni üyesi Roboat III ise yapım aşamasında ve tamamlandığında 4-6 yolcu taşıması planlanıyor. Sosyal strese odaklanan araştırmanın bir parçası Araştırma ekibi, bu çalışmanın verilerini 2018 ve 2019 yıllarında yani koronavirüs pandemisinden ve bunun sonucunda ortaya çıkan sosyal izolasyonlardan çok önce toplamaya başlamış. Açıkladıkları yeni bulgular, sosyal stresin insanların davranışlarını ve motivasyonunu nasıl etkilediğine odaklanan daha büyük bir araştırma programının parçası.

07 Aralık 2020 Pazartesi

Yerli IoT teknolojisiyle her şey kontrol altında

HABER: SOYHAN ALPASLAN Teknopark İstanbul Kuluçka Merkezi (Cube Incubation) firmalarından Bakelor Mobil Teknolojiler Yazılım Sanayi ve Ticaret; canlı, cansız tüm nesneleri takip ederek durum bilgisi veren yazılım ve donanımlar üretiyor. Tümüyle yerli ve milli olan bu sistemlerle evde yaşlı, hastanede hasta, serviste çocuk, okulda öğrenci, işletmelerde personel, tesislerde ürün, müzelerde eser, yeraltı madenlerinde işçi takibi yapabilmek mümkün. Bakelor’un nesnelerin interneti (IoT) teknolojisiyle ürettiği sistemler herhangi bir bağlantıya ihtiyaç duymadan, istenilen her alanın ve nesnenin merkezi sistemden izlenmesini sağlıyor. Sorunlarla ilgili e-posta, SMS yoluyla gerçek zamanlı uyarılarda bulunarak, önlem almayı mümkün kılıyor. BULUT PLATFORMLAR Bakelor’un bulut teknolojileri ile sunduğu hizmetleri düşük maliyetli ve ekstra kurulum gerektirmiyor. Altyapı çözümleri sağlayan bu teknolojiler, uygulama ve içeriğe her yerden erişim imkânı sunuyor. Bulut yazılımları web tarayıcıları üzerinden çalıştığı için bilgisayar, tablet, akıllı telefon ve Smart TV’ler de kullanılarak platform bağımsız olarak çalışıyor. İstanbul Ticaret’in sorularını Bakelor’un kurucu ortaklarından Mesut Arıdoru cevapladı. Arıdoru, Teknopalas firmasında danışmanlık ve Bakelor’un Ar-Ge biriminde yöneticilik yapıyor. ALTYAPI EKOSİSTEMİ Bakelor’u tanıtır mısınız? Uzun yıllar Teknopalas’ta, RFID çözümlerinde profesyonelleştikten sonra pazar payımızı artırmak için yan girişimler ve donanım çözümleri üretmeye karar verdik. Başta Teknopalas ve IoT alanında faaliyet gösteren firmalar için altyapı ekosistemi oluşturmak amacıyla 2016 yılında Bakelor’u kurduk. Güçlü uzman ve mühendis kadromuzla 2017 yılında Ar-Ge çalışmalarımıza başladık ve bir yıl sonra ilk ürün satışımızı gerçekleştirdik. GERÇEK ZAMANLI TAKİP Ürettiğiniz sistemler ne işe yarıyor? Yüksek frekans teknolojisi, mikrodalga, iletişim protokolleri, ara-işlem yapılabilirlik, ağ teknolojisi, ağ güvenliğinde faaliyet gösteriyoruz. IoT ve bulut teknolojisi ile hayatı ve iş yapabilmeyi kolaylaştıran, hızlı, güvenli, akıllı, en önemlisi tümüyle yerli ve milli sistemler üretiyoruz. Böylece yüksek güvenlik, minimum maliyet sunabiliyoruz. Gerçek zamanlı nesne, konum ve durum takibi yapan, mesela madendeki işçileri takip eden bir sistem düşünün. AKILLI MADENCİLİK Madendeki işçiyi takip eden sistemin faydaları nedir? İşçilerin madenin neresinde olduğu, kalp atış hızının seyri, ortam sıcaklığı ve basıncı, nem seviyesi gibi birçok veriyi uzaktan izleme imkânı veriyor. Kol saati üzerinden veya kimlik kartı boyutundaki bir cihaz ile kişiler anlık olarak uzaktan izleniyor. Cihaz, kullanıcıya mesaj ve bildirim gönderip, acil durum butonu yardımı ile merkezin haberdar edilmesini ve çok hızlı müdahale imkânı sağlıyor. GÜVENLİ HASTANELER Hastaneler IoT’in en sık kullanıldığı yerlerden biri. Hastalar, refakatçiler, ziyaretçiler, hastalıklar, ilaçlar, medikal ve ambülans ekipmanları veya alandaki her türlü nesne, IoT yardımıyla canlı olarak izlenebiliyor ve acil durumlarda alarm üretiyor. HER SEKTÖRE UYGUN Uzaktan izleme sistemlerini hangi işletmeler kullanabilir? Hemen hemen her sektörde kullanım alanı mevcut. Akıllı şehircilikte, endüstriyel üretimde, yeraltı madenlerinde, eğitim kurumlarında, evde yani uzaktan izleme yapılması istenilen her yerde kullanılıyor. Veliler, çocuklarının okulda olup olmadığını, sağlık verilerini izleyebiliyor. Tehlikeli çalışma alanlarında güvenli alan ihlali uyarısı veriyor. Örneğin, forklift ile çalışanlar birbirine çok yaklaştığında uyarıyor. Hangi işçi, hangi makinanın önünde ne kadar süre çalışıyor ve güvenlik kurallarına uyuyor mu gibi raporlar veriyor. Duruma göre bazı cihaz ve aygıtları otomatik durdurabiliyor. Otomatik geçişlerde yaklaşan nesne için kapıları açıyor. ÜRÜN TAKİBİ Mesut Arıdoru, sistemlerinin; ürünlerin fabrika içinde tam olarak nerede olduklarını ve ne zaman, nereye teslim edildikleri bilgisini de verdiğini söyledi. Arıdoru, “Bu teknolojiyi kullananlar, anlık konum ve hareket bilgilerine erişebildikleri gibi bu bilgilerin arşivine de ulaşarak kapsamlı veri analizi yapabiliyor” dedi. GÜVENLİK İÇİN KONTROL EDİYOR Bakelor Gateway ürünleri; çocuk, hasta, hayvan gibi güvenlik takibi yapılan nesnelerden alınan sinyallerle, anlık konum ve hareket bilgilerine erişiyor. Hareketsiz kalınan zaman dilimine göre otomatik olarak sağlıkla ilgili alarm gönderiyor. Öğrencinin, personelin, aile bireylerinin, hastaların, kalabalık çalışma alanlarının, tehlikeli makinalarla çalışanların alanlarını kontrollü ve güvenli hale getiriyor. ATEŞ ÖLÇERKEN KİMLİK TANIMLIYOR Arıdoru, Covid-19 nedeniyle geliştirdikleri bir diğer ürünü ise şöyle anlattı: “Çalışan sayısı yüksek olan işletmeler için temassız, kimlik tanımlayan, ateş ölçer cihazımızı tasarladık. Bina giriş kapısında bulunan cihaz, personelin kimliğini tanımlayıp, ona ismiyle hoş geldin derken, vücut ısısını da ölçüyor. Ateşi varsa, yüksek ısı alarmı ile geçiş izni vermiyor ve ilgili birime uyarı gönderiyor. Personele ait ölçümlerin verilerini 15 gün tutuyor.” ANNE BEBEK EŞLEŞTİRME Bakelor, doğum yapan anne ve yeni doğan bebeklere takılan sensörlü cihazlar geliştirdi. Cihazlar çok amaçlı ve birçok sektörde kullanılabiliyor. MÜZEDEKİ HIRSIZ! Bakelor Müze Nesne Hareket Takibi Sistemi ile müzelerin akıllı ve daha güvenli olduğuna dikkat çeken Arıdoru, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ziyaretçilere bileklik, eserlere de elektronik etiket takılıyor. Ziyaretçiler, eserlere istenilen mesafeden fazla yaklaştığında sistem uyarıyor. Elektronik etiket, eserlerin hareket etmesi halinde eş zamanlı uyarı veriyor. Böylece eserlerin zarar görmesini ve çalınmasını engelliyor. Kayıt altına alma, sayma, takip gibi işlemleri kolaylaştırıyor, insan hatalarını ortadan kaldırıyor.”

07 Aralık 2020 Pazartesi