tatil-sepeti
Apple, akıllı telefon satışında Samsung'u geçti

Küresel bazda 2020’nin son çeyreğinde 16 milyon daha çok akıllı telefon satılırken, Apple yüzde 23,4 pazar payı ile Samsung'u geçmeyi başardı. Uluslararası veri şirketi IDC tarafından yayınlanan araştırma verilerine göre, geçen yılın ekim-aralık döneminde küresel pazarda 385,9 milyon adet akıllı telefon satışı gerçekleştirildi. Söz konusu dönemde bir önceki yılın aynı dönemine göre 16 milyon adet daha çok akıllı telefon satılırken, LG, Vivo, Nokia ve Blackberry'in en fazla akıllı telefon satan şirketler sıralamasında gerilerde olması dikkati çekti. En çok satış yapan akıllı telefon markaları arasında Çinli üreticiler ön plana çıktı. En çok satış yapan ilk 5 marka arasında, dünyanın en büyük üçüncü akıllı telefon üreticisi olan Huawei'nin yanı sıra Çinli Xiaomi ve Oppo markaları da bulunuyor. Son çeyrekte 90,1 milyon akıllı telefon satmayı başaran Apple, dünyanın en fazla akıllı telefon satıcısı sıralamasında Samsung'u geçti. Apple, son çeyrekte satışlarını yüzde 22 artırırken, pazar payı da yüzde 23,4 oldu. Apple, söz konusu dönemde iPhone 12’yi pazara sürmüştü. Güney Koreli akıllı telefon üreticisi Samsung, ekim-kasım döneminde satışlarını yüzde 6,2 artırdı ve 73,9 milyon adet satış yaparak dünyanın en büyük ikinci akıllı telefon satıcısı oldu. Samsung’un pazar payı ise yüzde 19,1 oldu. Çinli akıllı telefon üreticisi Xiaomi'nin son çeyrekte satışlarını yüzde 32 artırması dikkati çekti. Şirket 43,3 milyon adet satış yaparak üçüncü sırada yer aldı. Pazar payı da yüzde 11,2 oldu. Diğer Çinli üretici Oppo ise söz konusu dönemde 33,8 milyon telefon satarken, yüzde 8,8 pazar payı ile dördüncü oldu. Söz konusu dönemde diğer Çinli üretici Huawei, 32,3 milyon adet akıllı telefon satarak beşinci sırada yer aldı. Şirketin satışları 2020’nin son çeyreğinde 2019’nın aynı çeyreğine göre yüzde 42,4 azalırken, pazar payı yüzde 15,2’den yüzde 8,4’e geriledi. LG, Vivo, Nokia ve Blackberry gibi diğer akıllı telefon markalarının satışları ise 112,4 milyon adet olarak hesaplanırken, pazar payları yüzde 29,1 olarak tespit edildi.

11 Şubat 2021 Perşembe

İlk yerli Sürücüsüz otobüs ABD ve Avrupa yolunda

HABER: OSMAN KUVVET Karsan ve Türk teknoloji şirketi Adastec’in otonom yazılımları ile geliştirilen, Avrupa ve ABD’nin gerçek yol koşullarında kullanıma hazır ilk sürücüsüz otobüsü Otonom Atak Electric, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde tanıtıldı. Türk mühendisleri tarafından seri üretime hazır hale getirilen Otonom Atak Electric, aynı zamanda kendi sınıfında Avrupa ve ABD’nin ilk ‘Seviye 4’ sürücüsüz ve elektrikli otobüsü olma özelliğini taşıyor. Türk otomotiv sanayinin kuruluşundan bu yana sektörde yer aldığını ve bugüne tanıklık etmekten duyduğu heyecanı dile getiren Kıraça Holding Yönetim Kurulu Başkanı İnan Kıraç, şunları söyledi: “Karsan markasıyla Avrupa ve ABD’nin ilk seri üretim sürücüsüz otobüsünü geliştirip ürettik. Cumhurbaşkanımız da sürücüsüz otobüsü yakından inceledi. Böyle ileri teknolojiye sahip bir aracı Türk mühendisleri ile geliştirmek ve üretmek büyük mutluluk. Atılan bu adımlar, Türk otomotiv sanayinin yetkinliğini ve vizyonunu ortaya koyuyor.” 1 MİLYON KM Karsan, yüzde 100 elektrikle çalışan Jest Electric ve Atak Electric’i uzun süredir Avrupa’dan ABD’ye, dünyanın dört bir yanına ihraç ediyor. Şimdiye kadar üretilen elektrikli araçlar Avrupa ve ABD’nin 30 farklı şehrinde 1 milyon kilometre yol yaptı. Geleceğin sadece elektrikli araçlarda olmadığını, bir sonraki seviye yani otonom araç teknolojilerinin ekosistemin tamamlayıcısı olduğunun farkında olan firma, bu nedenle elektrikli araçlarını, sürücüsüz araçlar için bir ara istasyon olarak planladı. SINIFINDA İLK Sürücüsüz araç alanında 5 metrelik küçük boyutlu minibüslerde pilot projeler mevcutken, ABD ve Avrupa’da gerçek otobüs boyutunda sürücüsüz araç yok. Firma, bugün hem ABD hem de Avrupa için 8 metre sınıfında önemli bir ilki temsil edecek Otonom Atak Electric’i kullanıma tamamen hazır şekilde sunacak. YERLİ TEKNOLOJİ Avrupa ve ABD’de 8 metre sınıfında ilk kez gerçek rotada çalışabilecek ‘Seviye 4’ otonom özelliklerine sahip otobüs, Karsan’ın yüzde 100 elektrikli modeli Atak Electric üzerinde yapılan çalışmalarla geliştirildi. Otobüsün test, simülasyon ve validasyon çalışmaları bir senede tamamlanarak seri üretime hazır hale getirildi. İlk seri üretim aracı olarak üretilen ve Romanya’ya satışı yapılan Otonom Atak Electric, şubat ayı sonunda teslim edilerek ülkede hizmet vermeye başlayacak. Seviye 4 Otonom Atak Electric, gücünü BMW tarafından geliştirilen 220 kWh kapasiteli bataryalardan alan ve 230 kW güce ulaşarak 2500 Nm tork üreten Atak Electric üzerinde tasarlandı. Atak Electric’in 8.3 metrelik boyutu, 52 kişinin üzerinde yolcu kapasitesi ve 300 km’lik menzili, Otonom Atak Electric’i de sınıfında öncü konuma getirdi. ROMANYA’YA ELEKTRİKLİ OTOBÜS TÜRKİYE’DEN Karsan geçtiğimiz yıl Romanya’nın Suceava kenti için yapılan elektrikli minibüs ihalesini kazanmasının ardından, sözleşme kapsamında yer alan 10 adet Jest Electric aracını kente teslim etti. Romanya’nın farklı şehirlerinde yollarda olan ve Suceava’da halihazırda 5 adet ‘Jest Electric’ aracı ile hizmet veren Karsan, filosunu 15 adede yükseltti. Söz konusu ihale sözleşmesinde opsiyonel olarak yer alan 7 adet Jest Electric için de sipariş alan firma, bu araçları ise 2021’in ilk çeyreğinde teslim etmeyi hedefliyor. ‘SEVİYE 4 OTONOM’ NE ANLAMA GELİYOR? Dünyada otomotiv mühendisliğinin çatı örgütleri tarafından belirlenen 6 temel otonom sürüş seviyesi bulunuyor. Bu otonom seviyeleri en düşükten yükseğe; Seviye 0, Seviye 1, Seviye 2, Seviye 3, Seviye 4 ve Seviye 5 şeklinde sıralanıyor. Seviye 4 otonomda, önceden belirlenmiş rotalarda, direksiyonun tüm kontrolü, frenleme ayarı, hızlanma/yavaşlama özellikleri, araç ve yol takibi görevleri, sürücüye gerek kalmadan, akıllı sistemler tarafından kontrol ediliyor. Bu seviyede ayrıca, trafiğin akışına göre karar gerektiren dönme, sinyal verme ve şerit değiştirme gibi eylemler araç tarafından yapılıyor. TEMSA’NIN ÇEVRECİ OTOBÜSLERİ PRAG’DA Türk mühendisliğinin ürünü Temsa markalı elektrikli araçların Avrupa çıkarması sürüyor. Sabancı Holding ve PPF Group ortaklığında ilk elektrikli otobüs ihracatını geçtiğimiz aylarda İsveç’e gerçekleştiren firma, bu kez rotayı Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’a çevirdi. Bu kapsamda Skoda Transportation bünyesindeki Skoda Elektrik işbirliğiyle Prag Ulaşım Şirketi’nin elektrikli otobüs filo sözleşmesine imza atan Temsa, 14 otobüsten oluşan filoyu bu yılın sonunda teslim edecek. Modern, çevreci ve sürdürülebilir araçlardan oluşan filo, şehrin karbon emisyonunu azaltırken, daha temiz ve yaşanılabilir bir havaya kavuşmasına da katkıda bulunacak. Yaklaşık 207 milyon kron (25 milyon dolar) değerindeki sözleşme, aynı zamanda Temsa’nın kardeş şirketi Skoda ile birlikte gerçekleştireceği ilk elektrikli otobüs teslimatı olacak.

08 Şubat 2021 Pazartesi

Dünyanın ilk ev tipi hidrojen bataryası

AYŞE BAŞAK Avustralyalı enerji şirketi Lavo, yakıt olarak hidrojen kullanan yeni bir ev tipi enerji depolama sistemi geliştirdi. Lavo’nun geliştirdiği sistem, temiz, yeşil enerji temelli. Evde kurulan güneş ya da rüzgar esaslı enerji sistemlerinden toplanan fazla enerjiyi depolama prensibi üzerine geliştirilen sistem, enerji kesintisinde devreye girip güç sağlıyor. ELEKTRİĞE DÖNÜŞTÜRÜYOR Lavo’nun Green Energy Storage System olarak adlandırdığı dev batarya, teknik açıdan bir elektroliz ünitesi gibi çalışıyor. Green Energy Storage System, sudan ürettiği hidrojeni depolayıp ihtiyaç halinde yakıt hücresi kullanarak elektriğe dönüştürüyor. Lavo yetkilileri, geliştirdikleri bu sistemin, lityum batarya sistemlerinden daha uzun ömürlü olduğunu açıkladı. Şirketin bu tasarımdaki başarısı geleneksel bataryalarda tercih edilen kimyasallar yerine hidrojen gazı kullanıyor olmasına dayanıyor. Pil, nadir dünya elementleri kullanmadığı için de geleneksel tasarımlardan çok daha çevre dostu bir yapıya sahip. PİLİN DEZAVANTAJI Öte yandan pilin bir dezavantajı var: Düşük verimlilik. Verimlilik sorunu hidrojen gazını depolaması ve daha sonrasında elektriğe dönüştürmesi aşamasından kaynaklanıyor. Bu döngünün yarattığı verimlilik yüzde 50’nin üstünde görünse de bu ortalama bir lityum iyon batarya sisteminin altında kaldığı manasını taşıyor. Ayrıca pil, patlama ve yanma gibi tehlikeler barındırıyor. Şirket yetkilileri, meydana gelebilecek bir sızıntının hızlı bir şekilde yayılabileceğine dikkat çekerken, benzin veya doğalgaz gibi geleneksel yakıtlardan çok daha tehlikeli olmadığını da vurguladı.

01 Şubat 2021 Pazartesi

İhtiyaca özel yerli karanlık fabrika

SOYHAN ALPASLAN Teknopark İstanbul firmalarından SRDR Robotik, Türk sanayisi için tümüyle sektöre ve firmaya özel butik karanlık fabrikalar kuruyor. Covid-19 pandemisi nedeniyle bir yıldır teknik destek alamadıkları için üretim yapamayan ithal robotlu sistemler kullanan fabrikaların aksine bu dönemde SRDR Robotik, kurduğu karanlık fabrikalara 7/24 teknik destek veriyor. Kurduğu anahtar teslim robotik tesisler, halen 12 ülkede faaliyet gösteriyor. Firma, savunmadan kimyaya, tarımdan otomotive, tekstilden enerjiye kadar birçok sektör için ölçek ayırımı yapmadan karanlık fabrikalar kurabiliyor. İstanbul Ticaret’in sorularını, SRDR Robotik’in kurucusu makina mühendisi Serdar Güvensoy cevapladı. 15 PATENTİN SAHİBİ SRDR Robotik’i tanıtır mısınız? Firmamı 2015 yılında Teknopark İstanbul’da kurdum. Yüksek teknoloji gerektiren projelerde değer yaratıp, verimliliği artırarak, bakım maliyetlerini düşürüp, işgücünü optimize ediyoruz. Tarım, otomotiv, kimya, savunma, enerji, gıda, tıp, metal, kozmetik, kırtasiye, tekstil, ahşap, tarım, plastik, silah, parfümeri, baskı ve klima gibi sektörlerle çalışıyoruz. 25 yıldan fazla deneyime sahip ekibimiz ve imza attığımız 300’ü aşkın başarılı referans projeyle sektörün öncüleri arasındayız. Üniversite-sanayi işbirliğiyle yaptığımız çalışmalar ve diğer teknopark firmalarıyla sürdürdüğümüz Ar-Ge projelerimiz var. Halen 350 müşteriye hizmet veriyoruz. Kendimize ait 15 patentimiz var. Anahtar teslim robotik tesislerimiz 12 ülkede çalışıyor. ENERJİ TASARRUFU Karanlık fabrika nedir? İnsan işgücüne gerek duymayan fabrikalardır. Akıllı tezgahlar, IoT sistemler, ERP ve bulut sistemler, bunlara eklenen robotlar ve arka tarafta çalışan yazılımlarla desteklenen fabrikalardır. Sadece robotlar çalıştığı için ısıtma, soğutma, aydınlatma gibi tesisatları ve doğal olarak enerji giderleri olmaz. Bu da çok büyük enerji tasarrufu anlamını taşıyor. Ürün kusurları yüzde 80 azalırken, verimlilik yüzde 99’lara ulaşabiliyor. KENDİNİ TAMİR EDİYOR Arıza ve bakım ihtiyacı nasıl gideriliyor? Sistemleri, IoT yani nesnelerin interneti ile kontrol ediyoruz. Bu altyapı ile kestirici bakım ve engelleyici bakımı da arka tarafta derin öğrenme ile zamanı gelmeden öngörüyor ve gideriyoruz. Yani arıza gerçekleşmeden engelleniyor. GİRDİLERİ DÜŞÜRÜR Yatırım maliyeti yüksek mi? Yatırım maliyeti yüksek olsa da kısa sürede işletme maliyeti olarak kendini amorti eder. Çünkü bütün girdilerde genel giderleri çok yüksek oranda düşürür. Önümüzdeki 20 sene, karanlık fabrikada yapılan üretimlerin tercih edileceği bir dönem olacak. Çünkü çok cazip ve rekabetçi fiyatlar veriyor olacaklar ve yüksek hızda üretim yapacaklar. Karanlık fabrikası olmayanlar işçiye, doğalgaza ve elektriğe para ödemeye devam edecek. İNSAN VARLIĞI DEĞERLİ Karanlık fabrika işsizliğe neden olacak mı? Karanlık fabrikalara geçiş ile büyük bir değişim yaşanacak fakat bu insana ihtiyaç olmayacağı anlamına gelmiyor. Bu, her şeyden önce firmaların vereceği ekonomik bir karar. Robotlaşma, yıllardır devam eden bir süreç. Karanlık fabrikaların farkı ise ışık ve ısı yönünden tasarrufa gitmek. Bu süreçlerde deneyimli operatörlere, yetenekli ve üst düzey mühendislere ihtiyaç olacak. YENİ İŞ KOLLARI Yeni iş kollarının doğmasını sağlayacak mı? Karanlık fabrika konsepti ile yeni iş kolları ortaya çıkıyor ve daha yenileri çıkacak. İşgücü de bu yönde evrilecek. Osmanlı’da 50 bin el yazmacı işsiz kalmasın diye İbrahim Müteferrika’nın matbaayı kurmasına izin verilmemişti. Matbaa geldikten sonra farklı işgücü tanımları ortaya çıktı. Japonya, katana kılıç işçileri işsiz kalmasın diye barutlu silaha geçmekte gecikti. İngiltere, sokak aydınlatması için uzun süreli yaptığı gaz alım kontratını iptal edemediğinden elektriğe geç geçti. Günümüzde aynı hatayı üreticilerin yapmaması gerekir. AYAKTA TUTACAK Karanlık fabrikalar, gelecek 20 sene boyunca üreticinin ayakta kalabilmek için olmazsa olmazı olacak. Endüstri devrimini kaçırdık. Dijitalleşmenin başındayken, bir an önce tüm sektörlerin dijitale geçmesi, aynı hatayı bir daha yapmamızı engelleyecek. ÖLÇEK AYIRIMI YOK SRDR Robotik, her sektörde firmanın ihtiyacına özel karanlık fabrikalar kuruyor, talebe özel butik üretim gerçekleştiriyor. Her ölçekteki fabrika için karanlık tasarımı yapıyor. DÜNYA İLE BAŞA BAŞ Serdar Güvensoy’a göre, teknoloji ve mühendislik alt yapısında dünya ile başa baş ve daha üstün olduğumuz alanlar var. Yerlilik oranımız da yüzde 50’nin üstünde. Şu ana kadar çalıştığımız firmalar robot yatırımının işlerindeki kâr marjını gördükleri için robot yatırımlarını daha da arttırmak istiyorlar. Türk mühendisleri bu konuda çok başarılı. Teknolojiyi hemen algılayıp kullanabilme kabiliyetleri var. ‘YABANCI ŞİRKET SENİ KAPATIRSA..’ Serdar Güvensoy, Türkiye’de yabancıların kurduğu karanlık fabrikaların Covid-19 nedeniyle 1 yıldır atıl durumda olduğunu söyleyerek, şu uyarıyı yaptı: “Yerli firmaların, karanlık fabrika kurulumunda yerli firmalarla çalışması üretim güvenilirliği için olmazsa olmaz. Sipariş yetiştireceklerinde karanlık fabrikanın datasını yöneten şirket, bir şekilde ‘seni kapatıyorum’ dediği zaman, ne yapacaklar?” BİLGİLERİMİZ KULLANILMASIN Güvensoy, bilgi güvenliği konusunda da şöyle konuştu: “Karanlık fabrikalarımızın yerli firmalar tarafından kurulması mecburi. WhatsApp örneğinde gördüğümüz gibi bir gün tüm bilgilerimiz bizim olmaktan çıkabilir. İstesek de istemesek de günün birinde tüm fabrika bilgilerimiz, kurucu yabancı şirket tarafından kullanılabilir.”

01 Şubat 2021 Pazartesi

En değerli markalar listesinde aslan payı yine teknolojinin

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını süreci, eğitimden sağlığa ve gıdaya insan hayatını doğrudan ilgilendiren tüm sektörleri etkiledi. Salgın sürecinden karlı çıkan sektörlerden biri teknoloji oldu. Uzaktan çalışma ve sokağa çıkma yasaklarının da etkisiyle e-ticaret, oyun, telefon ve bilgisayar alanlarında iş yapan şirketlerden bazıları bu dönemde marka değerlerini yüzde 90'a yakın artırırdı. Bloomberg Billionaires Index verilerine göre, Tesla, Space X ve Neuralink gibi teknoloji şirketlerinin sahibi olan Elon Musk, Ocak 2020'den Ocak 2021'e kadar olan dönemde servetini yaklaşık 7'ye katladı. Musk, 210 milyar dolarlık serveti ile şu anda zirvede bulunuyor. Söz konusu dönemde Çinli teknoloji şirketlerinin sahipleri de servetlerini artırdı. Teknoloji şirketi Tencent'in Kurucusu Pony Ma, Ocak 2020'de 38,7 milyar dolar olan servetini Ocak 2021'de 70,7 milyar dolara çıkardı. Bloomberg Billionaires Index verilerine göre, dünyanın en zengin 500 kişi listesinde ilk 10 sıradaki iş insanlarının 7'si teknoloji merkezli işler yapıyor. TEKNOLOJİNİN ÖNLENEMEYEN YÜKSELİŞİ Brand Finance tarafından hazırlanan "Dünyanın En Değerli 500 Markası" raporuna göre de teknoloji şirketleri, salgının damgasını vurduğu 2020'de marka değerlerini büyük oranda artırdı. Sektörler bazında bakıldığında, marka değeri en yüksek sektör teknoloji oldu. Teknoloji sektörü, 2020 verilerinde yüzde 15 olan marka değerini 2021'de yüzde 17,1'e çıkardı. Teknolojiyi, yüzde 13,1 ile perakende, yüzde 12,1 ile bankacılık, yüzde 6,95 ile telekom ve yüzde 6,85 ile otomotiv sektörü takip etti. Marka değerlerinin ülkelere göre dağılımına bakıldığında, ABD, yüzde 46,04 ile ilk sırada yer alırken, Çin yüzde 19,96 ile 2. oldu. MARKA DEĞERİNİ BİR YILDA YÜZDE 87 ARTIRAN APPLE, ZİRVENİN YENİ SAHİBİ Brand Finance raporuna göre, geçen yıl 140,5 milyar dolar marka değeri ile 3. sırada yer alan ABD'li Apple, marka değerini yüzde 87 artırarak 263,3 milyar dolar ile zirvenin yeni sahibi oldu. Amazon, 2020'de 220,7 milyar dolar olan değerini yüzde 15 artışla 2021'de 254,1 milyar dolara yükseltmesine karşın zirveden 2. sıraya geriledi. Listede 3. sırada yer alan Google, 2020'de 188,5 olan marka değerini yüzde 1,4 yükselterek 191,2 milyar dolara çıkardı. Marka değerini en çok artıran şirketlerden biri Bill Gates'in sahibi olduğu ABD'li Microsoft oldu. 2020'de 117 milyar dolar marka değerine sahip olan şirket, değerini bir yılda yüzde 20 artırarak 140,4 milyar dolara yükseltti. İLK 20'DE 4 ÇİNLİ TEKNOLOJİ ŞİRKETİ Listede merkezi Çin'de bulunan bazı teknoloji şirketlerinin yükselişi de dikkati çekti. 2018 yılına kadar en değerli markalar listesinde ilk 20'de sadece bir teknoloji markası bulunan Çin, 2021'deki listede ilk 20'ye 4 teknoloji markasını yerleştirmeyi başardı. Listede 10. sırada yer alan Çin'in mesajlaşma uygulaması WeChat, 2020'de 54,1 milyar dolar olan marka değerini 67,9 milyar dolara çıkardı. WeChat, listede 9 basamak birden yükseldi. İlk 20'de yer alan diğer Çinli teknoloji markaları Tencent, Huawei ve Taobao oldu. Marka değerini en çok artıran Taobao, 2020'de 36,9 milyar dolar olan değerini yüzde 44 yükselişle 53,3 milyar dolara çıkardı. Çinli teknoloji şirketleri arasında Huawei'nin düşüşü ise dikkati çekti. Son yıllarda ABD ve Çin arasında yaşanan ticaret savaşlarında adı sıkça gündeme gelen Huawei'nin marka değeri 65 milyar dolardan 55,3 milyar dolara geriledi.

28 Ocak 2021 Perşembe