tatil-sepeti

AYŞE BAŞAK

Covid-19, sosyal hayatımızı derinden etkiledi. Pandemi nedeniyle en yakınlarımızla dahi görüşemiyoruz. Yaşlılarımızı korumak, hastalığı onlara taşımamak için ziyaret edemiyoruz. Koronavirüs salgını başladığından bu yana milyonlarca insan sadece video görüşmeleri ile ailelerini ve yakın arkadaşlarını görüyor, sevdikleri ile modern teknoloji üzerinden iletişim kurabiliyor. Ailelerimizle, sevdiklerimizle bir süredir kucaklaşmıyor, sevginin, dostluğun, arkadaşlığın sıcak temasından mahrum kalıyoruz.

BEYNİN TEPKİSİ AYNI

Bu durum, hiç şüphesiz bizi pek çok açıdan etkiliyor. Bilim insanları bu dönemin insan üzerindeki çeşitli etki ve yansımalarını araştırıyor. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nün yeni araştırması, bu tür bir sosyal izolasyon sırasında hissettiğimiz özlemlerin, aç olduğumuzda hissettiğimiz yiyecek isteği ile sinirsel bir temeli paylaştığını keşfetti.

Araştırmacılar, önce gün boyunca sosyal izolasyona alınan bir kişiye, içinde bulunduğu bu izolasyon esnasında birlikte eğlenen, mutlu insanların fotoğrafını göstermiş. Ardından bütün gün yemek yemeyen, aç bırakılan diğer bir kişiye ise bir tabak dolusu peynirli makarna fotoğrafı göstermişler. Bu esnada çekilen beyin görüntülerinde her iki durumda da yani sosyal izolasyon ve açlık anında,
ilgili uyarana yönelik beynin aynı bölgelerinin harekete geçtiği tespit edildi.

AKUT YALNIZLIK

Araştırma ekibinden Profesör John W. Jarve, “Tecrit edilmeye zorlanan insanlar, aç bir insanın yemeğe duyduğu arzuya benzer şekilde sosyal etkileşimleri arzular. Bulgumuz, pozitif sosyal etkileşimlerin temel insan ihtiyacı olduğu sezgisel fikrine uyuyor. Akut yalnızlık, açlığa benzer şekilde insanları eksik olanı onarmaya motive eden caydırıcı bir durum” diyor.


Otonom tekne: Roboat ıı

Hollanda’nın Amsterdam kentinin kanallarında yolcu ve eşya taşımayı kolaylaştıracak otonom bir tekne geliştirildi. İki metre uzunluğunda, 50 kg ağırlığındaki ‘robot’ tekne, kanallardaki deneme sürüşünde başarılı oldu. Tekne, Amsterdam’ın meşhur kanallarında kendi kendine dolaşabiliyor.

MIT’in Bilgisayar Bilimi ve Yapay Zekâ Laboratuvarı (CSAIL) ve Senseable City Lab’den bilim insanları, Hollanda’nın Amsterdam kenti için bir süredir otonom bir filo hazırlıyor. Kısa süre önce bu futuristik filoya ‘Roboat II’ olarak adlandırılan yeni bir otonom tekne eklendi.

Roboat II, Amsterdam kanallarında yapılan sürüş testinde verimli performans sergiledi. Üç saat test edilen ve yol boyunca sadece 0.17 metrelik bir hata yapan tekne, başladığı noktaya sorunsuz geri döndü. Dikdörtgen biçimindeki Roboat II, içindeki GPS ve benzeri sensörler sayesinde yönünü belirleyip, haritalandırarak rotasını oluşturuyor. Tekne, dört pervanesi ile sürücüsüz arabalara benzer algoritmalar kullanarak herhangi bir yöne doğru ilerleyebiliyor.

İlk geliştirilen otonom teknelerin taşıma kapasitesi sınırlıydı. Küçük eşyaları taşımakla başlayan süreç Roboat II ile az sayıda da olsa yolcu taşıma seviyesine ulaşmış görünüyor. Araştırmacılar, özellikle pandemi sürecinde iki yolcu taşımanın dahi pozitif katkı sağlayacağını düşünüyorlar. Filonun yeni üyesi Roboat III ise yapım aşamasında ve tamamlandığında 4-6 yolcu taşıması planlanıyor.

Sosyal strese odaklanan araştırmanın bir parçası

Araştırma ekibi, bu çalışmanın verilerini 2018 ve 2019 yıllarında yani koronavirüs pandemisinden ve bunun sonucunda ortaya çıkan sosyal izolasyonlardan çok önce toplamaya başlamış. Açıkladıkları yeni bulgular, sosyal stresin insanların davranışlarını ve motivasyonunu nasıl etkilediğine odaklanan daha büyük bir araştırma programının parçası.

07 Aralık 2020 Pazartesi

Etiketler : Teknoloji

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından gerçekleştirilen ‘e-Devlet Araştırması 2024’ sonuçlarına göre Türkiye, 193 ülke arasında e-Devlet Gelişmişlik Endeksinde bir önceki döneme göre 21 sıra yükselerek 27. sıraya yerleşti.


 

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisinden aldığı bilgiye göre, BM e-Devlet Araştırmaları, BM Ekonomik ve Sosyal İşler Bölümü (UN DESA) bünyesindeki Kamu İdaresi ve Yönetim Bölümü (DPADM) tarafından yürütülüyor. 2003'ten itibaren raporları yayımlanan ve 2008 yılı itibarıyla düzenli olarak her iki yılda bir gerçekleştirilen çalışma, 2010 yılı itibarıyla 193 ülkeyi kapsıyor.

 

Araştırma kapsamında hesaplanan e-Devlet Gelişmişlik Endeksi, BM üyesi ülkelerin e-Devlet gelişmişlik düzeyini belirliyor. e-Devlet Gelişmişlik Endeksi Çevrim İçi Hizmet Endeksi, Telekomünikasyon Altyapısı Endeksi ve Beşeri Sermaye Endeksi olarak isimlendirilen 3 alt endeksle hesaplanıyor.

 

Türkiye, "BM e-Devlet Araştırmaları 2024" sonuçlarına göre, 193 ülke arasında e-Devlet Gelişmişlik Endeksinde bir önceki döneme göre 21 sıra yükselerek 27. sıraya yerleşti.

 

Araştırma kapsamında e-Devlet Gelişmişlik Endeksi ile birlikte ölçümlenen e-Katılım Endeksinde 22. sırada yerini aldı. Türkiye, 2024 e-Devlet Gelişmişlik Endeksinde en fazla ilerleme kaydeden ülkeler arasında oldu.

 

Ülke geçen dönem olduğu gibi bu dönemde de "Çok Yüksek e-Devlet Gelişmişlik Endeksine Sahip Ülkeler" arasında sayıldı.

 

Bu yıl e-Devlet Gelişmişlik Endeksi kapsamında ilk 10 ülke sırasıyla Danimarka, Estonya, Singapur, Güney Kore, İzlanda, Suudi Arabistan, Birleşik Krallık, Avustralya, Finlandiya ve Hollanda oldu.

 

Türkiye, içinde bulunduğu üst orta gelir seviyesindeki 56 ülke arasında e-Devlet Gelişmişlik Endeksinde 2. sırada yer aldı. Bu sıralamada ilk 5 ülke, Kazakistan, Türkiye, Hırvatistan, Çin ve Sırbistan olarak kaydedildi.

 

Asya bölgesinde ise Türkiye, içinde olduğu 47 ülke arasında e-Devlet Gelişmişlik Endeksinde 9. sırada yer aldı. Bu kapsamda ilk 10 ülke sırasıyla Singapur, Kore Cumhuriyeti, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Japonya, Bahreyn, İsrail, Kazakistan, Türkiye ve Çin olarak gerçekleşti.

 

Türkiye'nin, içinde olduğu Asya (Batı Asya alt bölgesi) ve dünya ortalaması puanları incelendiğinde tüm alt endeks bileşenlerinde bölge ve dünya ortalamasının üstünde ilk sıralarda olduğu görüldü.

 

2018'de ilk defa pilot olarak 40 şehir için ölçülen Yerel Çevrim İçi Hizmet Endeksi kapsamında 2024'te 193 ülkenin en kalabalık şehirleri için değerlendirme yapıldı.

 

Türkiye'den İstanbul için yapılan ölçümlemede 2020 yılı raporunda 12. 2022 yılı rapor döneminde 11. sırada yer alan İstanbul, bu yıl 7. sıraya yükseldi ve 42 şehir ile "Çok Yüksek LOSI" değerine sahip şehirler arasında yer aldı. Böylece İstanbul, Berlin, Seul, Singapur ve Londra gibi şehirleri geride bırakmış oldu.

19 Eylül 2024 Perşembe

Etiketler : edevlet

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Hedefimiz, 2030'a dek 100 Turcorn ve 100 bin teknoloji girişiminin bu ülkeden doğması, bu ülkede yeşermesi, dünyaya açılmasıdır, bunu başarabilecek potansiyelimiz olduğunu biliyoruz" dedi.


 

Global Liderler Zirvesi (Global Leader Summit), "Yapay Zeka Çağı ve Sürdürülebilir Gelecek" temasıyla İstanbul'da başladı.

 

Bakan Kacır, zirveye yolladığı video mesajında, 4. Sanayi Devrimi çağında, inovasyon odaklı yaklaşımlarla sosyal hayattan iş dünyasına, üretim modellerinden tüketici davranışlarına tüm alanlarda değer üretiminin yeniden şekillendiğini belirtti.

 

İş süreçlerinin değiştiğine, üretim modellerinin geliştiğine ve tüketici davranışlarının çeşitlendiğine hep birlikte şahit olduklarını vurgulayan Kacır, "Yenilikçi teknolojiler arasında yerini alan yapay zekanın geniş ve yaygın kullanımıyla birlikte iş süreçleri güçlü bir şekilde değişime uğruyor. Yapay zekanın kuantum hesaplama ve biyoteknoloji gibi derin teknolojilerle iç içe gelişmesi mevcut ve potansiyel etkilerini üssel olarak artırıyor. Gelecek adına yapay zeka alanında beklentiler oldukça yüksek." diye konuştu.

 

Kacır, yapay zeka geliştirme faaliyetlerinin, toplum yararını gözeten devlet veya akademik aktörlerden çok karlarını maksimize etmeye odaklanmış büyük ölçekli şirketler tarafından daha fazla yürütüldüğüne dikkati çekerek, ABD ve Çin'in yeni bir hegemonya yarışı olarak gördüğü bu alanda geliştiricileri, uygulayıcıları ve ürünleri sınırlayan kurallar öngören küresel bir fikir birliği çerçevesine dair net bir işaret bulunmadığını söyledi.

 

Türkiye olarak yapay zekanın bir tercih meselesi olmayıp, "Dijital Türkiye" vizyonuyla kalkınma yolculuğunun en büyük taşıyıcılarından biri olduğunu dile getiren Kacır, şöyle devam etti: "Milli Teknoloji Hamlesi hedeflerimiz doğrultusunda yapay zeka çağının sunduğu fırsatları maksimum düzeyde değerlendiriyoruz. Sorumlu ve etik yapay zeka uygulamalarının geliştirilmesinde aktif rol üstlenen bir anlayışla hareket ediyoruz. 'Refah seviyesi yüksek bir toplum için çevik ve sürdürülebilir bir yapay zeka ekosistemiyle küresel ölçekte değer üretmek' vizyonuyla Ulusal Yapay Zeka Stratejisi'ni kamuoyuyla paylaştık. Ülkemizdeki yapay zeka ekosistemini harekete geçirmek ve ekosistemin paydaşları arasındaki işbirliğini güçlendirmek üzere TÜBİTAK bünyesinde Yapay Zeka Enstitüsünü kurduk. Dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST'te gençlerimizin geleceğin teknolojileri üzerinde çalışmalarını desteklemek için birçok alanda yarışmalar düzenliyoruz. Bu yıl Türk Ulusal Bilim e-Altyapısı (TRUBA) bünyesinde yeni süper bilgisayarımızı ülkemize kazandırdık. ARF Süper Bilgisayar ile savunma sanayisinden üretim sektörüne, ilaç tasarımından hastalık tespitine kadar birçok alanda araştırmacıların ihtiyaç duyduğu simülasyonlar eş zamanlı gerçekleştirilebilecek."

 

"TÜRKİYE BAYRAKTAR ROL ÜSTLENMEYE HAZIR"

 

Yapay zeka alanında yetkinliklerini artırmanın yanında yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesi ve sorumlu şekilde kullanımı için uluslararası işbirliklerinde aktif rol üstlendiklerini vurgulayan Kacır, Türkiye'nin geçen yıl Yapay Zeka Küresel Ortaklığı'nın (GPAI) üyesi olduğunu hatırlattı.

 

Kacır, bu kapsamda sorumlu yapay zeka, mesleklerin geleceği, yenilik ve ticarileştirme, veri yönetimi gibi kritik alanlarda yürütülen uluslararası projelerde aktif olarak yer aldıklarını belirterek, geçen yıl katıldıkları 8,2 milyar avro bütçeli Dijital Avrupa Programı ile yüksek başarımlı hesaplama ve yapay zekada stratejik altyapıların kurulumunu ve bu alanlarda ihtiyaç duyulan insan kaynağının yetiştirilmesini sağladıklarını anlattı.

 

Katıldıkları EuroHPC Ortak Girişimi ile dünyanın sayılı süper bilgisayarlarından MareNostrum 5'e doğrudan erişim imkanına sahip olduklarına dikkati çeken Kacır, şu ifadeleri kullandı: “Yapay zeka teknolojilerinin etkili ve sorumlu şekilde kullanılması açısından yerli ve milli projelerin geliştirilmesi büyük önem taşımakta. Kullanıcıların yapay zeka teknolojilerden elde ettikleri bilgilerin, kendi değer yargılarıyla tam olarak örtüşmemesi önemli bir risk unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Her zeminde vurguladığımız üzere, bilimin, teknolojinin ve refahın sadece birkaç ülke veya şirketin elinde asimetrik şekilde toplanması, insanlığın geleceği için büyük tehditler taşımaktadır. Böyle bir düzen hem çatışmaları tetikleyecek hem de dünya barışını bozacak bir düzendir. Türkiye, güçlü insan kaynağı ve teknoloji geliştirme altyapısıyla her geçen gün daha da büyüyen girişimcilik ekosistemiyle insanlık yararına teknoloji anlayışıyla bayraktar rol üstlenmeye hazır konumdadır.”

 

TEKNOFEST’E DAVET

 

Kacır, son 22 yılda teknoparkların sayısını 2'den 104'e, teknoparklarda AR-GE ve inovasyon yapan girişimlerin sayısını 56'dan 10 bin 800'ün üzerine çıkardıklarını belirterek, AR-GE ve tasarım merkezleri sayısının 1600'ü aştığının altını çizdi.

 

Türkiye'nin 2019'da hiç unicornu bulunmazken, bugün 6'sına bakanlık olarak destek verilen 7 unicornu olan bir ülkeye dönüştüğüne işaret eden Kacır, şu bilgileri paylaştı: "Bizim deyimimizle 7 Turcorn'umuz var. Bu ivmeyi daha da yükseltmekte kararlıyız. Erken aşamayı başarıyla geçmiş, hızlı büyüme potansiyeli taşıyan teknoloji girişimlerinin, daha hızlı ölçeklenmesine ve küresel pazarlara açılmasına rehberlik eden Turcorn 100 Programı, girişimcilik dostu mevzuat uygulamaları, Türkiye'nin en büyük gücü, en büyük kuvvet çarpanı genç ve nitelikli insan kaynağımızı teknolojiye ve teknoloji girişimciliğine yönlendirecek yeni projelerle hedefimiz, 2030'a dek 100 Turcorn ve 100 bin teknoloji girişiminin bu ülkeden doğması, bu ülkede yeşermesi, dünyaya açılmasıdır. Bunu başarabilecek potansiyelimiz olduğunu biliyoruz. Teknoloji geliştirmede elde ettiğimiz kazanımlar bizlere katma değerli üretim ve yüksek teknolojide daha da ileriye gitme cesaretini veriyor."

 

Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı Cumhuriyet tarihinin en büyük çaplı yatırım teşvik programı HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı ile Türkiye'yi yüksek teknolojili üretimde bir üst lige taşımakta kararlı olduklarını söyledi.

 

"Yeşil ve dijital dönüşüm destek programları" ile işletmelerin ikiz dönüşümde ihtiyaçlarına cevap verecek destek mekanizmalarını devreye aldıklarını vurgulayan Kacır, şunları kaydetti: "Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) programıyla ülkemizin teknolojik ve stratejik öncelikleriyle uyumlu yatırımların gerçekleştirilmesi için uzun vadeli ve uygun koşullarda finansmana erişim imkanı sunuyoruz. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ile yüksek teknoloji odaklı yatırımlar için AR-GE'den seri üretime uçtan uca bütüncül bir destek mekanizması sağlıyoruz. Elbette, daha müreffeh ve sürdürülebilir bir gelecek inşasında attığımız tüm adımların odağına da en kıymetli hazinemiz insan kaynağını koyuyoruz. Bunun en güçlü örneği de yıldan yıla daha da büyüyen, rekorları alt üst eden, dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST'tir. Bu vesileyle sizleri, 2-6 Ekim'de Adana'da gerçekleştireceğimiz TEKNOFEST'e davet ediyorum."

18 Eylül 2024 Çarşamba

Etiketler : arge yapay zeka turcorn