tatil-sepeti
Covid-19 test kiti üreten yerli cihaz hazır

HABER: SOYHAN ALPASLAN Teknopark İstanbul Kuluçka Merkezi (Cube Incubation) firmalarından Rise-X Teknoloji, Covid-19 tanısında kullanılan ilk yerli Real Time PCR cihazını piyasaya sürmek için gün sayıyor. In-Vitro Diagnostik Tıbbi Cihazlar ‘IVD’ yani vücut dışında tanı amaçlı kullanılan cihazlar kategorisinde üretim yapan firma, ayrıca Sars-Cov2 hızlı tanı kitinin ana malzemesini oluşturan membrana protein yükleyen cihazı da üretti. İstanbul Ticaret’in sorularını Rise-X’in kurucu ortakları elektronik mühendisleri Samed Şahinoğlu ile Reha Atabey Açıkgöz cevapladı. İki ortak, sağlık sektörü için tasarladıkları ürünlerin uzun yıllar hizmet verdikleri savunma ve otomotiv sanayine entegre olabilecek şekilde üretilmesini sağlayacak projelerin hazırlıklarını sürdürüyor. Covid-19 salgını ile oluşan sağlık krizinin ortaya koyduğu boşlukları doldurmak adına çalışmalarına başlayan Rise-X’in hedefi; Türkiye’nin ithalata bağımlılığını azaltıp, sağlık alanındaki her türlü ürünü yerli olarak üretip daha uygun fiyatlarla hem iç hem de dış pazarlara sunmak. KRİZİN İÇİNE DOĞDUK Rise-X nasıl kuruldu? Covid-19 pandemisi, dünyanın sağlıktaki eksikliklerini ve acil ihtiyaçlarını hızlı bir şekilde görünür kıldı. Medikal cihazlara, kritik ilaçlara ulaşımın artık pek de kolay olmayacağı gerçeği ile karşılaştık. Lojistik sorunlar, tedarik zincirindeki aksaklıklar, ambargolar, stok yetersizliği gibi birçok etken çözüm arayışlarını hızlandırdı. Biz de bu noktada ülkemizin ve sonrasında diğer ülkelerin ihtiyaçlarına cevap verebilmek hedefiyle harekete geçtik. Sağlık, savunma, otomotiv ve endüstriyel cihazlar alanında ihtiyaçlara çözüm üretmek üzere tam da Covid-19 salgınının ortasında, 2020 Temmuz ayında kurduk firmamızı. Bir sağlık krizinin içine doğduk. BÜYÜK FİRMALARIN ZAMANI Büyük firmaların kriz ortamlarında kurulmuş olduğu gerçeği bize itici güç oldu. Yüksek katma değerli projeler geliştirerek, ithalata bağımlı olduğumuz ürünleri yerli olarak üretmek, bu ürünleri millileştirmek amacındayız. İthalatı, ihracata çevirmeyi hedefleyerek kurulan bir Ar-Ge firmasıyız. Elektronik donanım tasarımı, gömülü yazılım geliştirme, mekanik tasarım, kalite ve test süreçleri alanlarında Ar-Ge yapıyoruz. Mekanik üretim ve tasarım, yazılım geliştirme alanlarında faaliyet gösteren iki firma ile de çözüm ortağıyız. GERÇEK ZAMANLI ANALİZ CİHAZI Ürünleriniz neler? In-Vitro Diagnostik Tıbbi Cihazlar ‘IVD’, yani vücut dışında tanı amaçlı kullanılan cihazlar kategorisinde üretim yapıyoruz. Covid-19 ile en önemli ihtiyaçlarımızdan biri de Gerçek Zamanlı Polimeraz Zincir Reaksiyonu Analiz Cihazı (Real Time PCR) oldu. Hastalığın tanısında kullanılan PCR cihazı ile ülkemizin bu alanda ihtiyacına çözüm üretme yolundayız. Hedefimiz, vücut dışında tanı amaçlı kullanılan cihazlar alanında ülkemizi prestijli bir konuma ulaştırmak. Ayrıca; Antikor Antijen Test Kiti Üretim Cihazı, Gyro Electro Spinning Cihazı, Dijital Kontrollü Akıllı Sistem Ozon Jeneratörü, Alev Sensörü, Otomotiv Cam Dönüştürücü gibi çalışmalarımız mevcut. 27 ÜLKEYE İHRACAT Antikor test kiti üretim cihazınız ile ilgili bilgi verir misiniz? Antikor testlerinin içinde yer alan ve kitin ana malzemesini oluşturan membrana protein baskısını yapan bir cihaz ürettik. Ürünümüzü ticarileştirmek için bu alanda üretim gerçekleştiren bir biyoteknoloji firması ile anlaştık ve firma şu an tüm kitlerini yerli olarak üretiyor. Bu sayede yurt dışına verilecek para Türkiye’de kalmış oldu. Ayrıca firma şu an ürünü 27 ülkeye ihraç ediyor. Yeni kurulmuş bir firma olarak, ihracata destek sunuyor olmak bizim için çok değerli. AKILLI OZON JENERATÖRÜ Ozon jeneratörünü benzerlerinden farklı kılan ne? Dezenfeksiyon çözümleri arasında geliştirdiğimiz akıllı ozon jeneratörünün hem iç pazarda satışı hem de ihracatı için çalışmalar yürütüyoruz. Pazardaki diğer ürünlerden farkı, üretilen ozon miktarını klinik uzmanlar ile belirliyor olmamız. İç pazarda üretim kapasitemizi ve ürün portföyümüzü artırıp, küresel bir marka olmak için çalışıyoruz. YERLİ LABORATUVAR GEREÇLERİ Hedeflerinizde neler var? Orta ve uzun vadedeki hedeflerimizden biri, tamamen otonom ve uzaktan kontrol ile çalışabilen akıllı klinik laboratuvar projemizi de hayata geçirme arzusundayız. Dışarıya ihtiyaç duymayan Türkiye hedefi doğrultusunda bir sağlık tesisinin listesinde barındırdığı her türlü elektronik cihazı portföyümüze ekleyip üretmek ve ulaşılabilir düzey ve maliyette pazarlamak istiyoruz. HEDEF YERLİ PCR’DA TİCARİ ÜRETİM Samed Şahinoğlu ile Reha Atabey Açıkgöz, şu an ana projelerinden birinin de gerçek zamanlı PCR analiz cihazını ticari olarak üretmek olduğunu söylüyor. Covid-19 testlerinin uygulanmasında kullanılan bu cihazı Türkiye’de üretebilen başka firma olmadığını belirten iki ortak, “Asıl önemli olan tamamıyla kendi Ar-Ge’miz ile geliştirmemiz. Test aşamasını geçip en kısa zamanda ticarileştirme aşamasına geçeceğiz” diyor. TEKNOPARK İSTANBUL’DA HEM ÜRETİCİ HEM MÜŞTERİYİZ Teknopark İstanbul Kuluçka Merkezi’nde (Cube Incubation) olmanın faydaları neler? Teknoparklar, bizim gibi firmalar için bir nevi sıçrama tahtası. Teknopark İstanbul’un sunduğu altyapı ve teknik donanım sayesinde laboratuvar ve Ar-Ge çalışmalarımızı hızla ilerletebiliyor ve sonuç alabiliyoruz. Buradaki firmaların birbiri ile kurmuş olduğu köprü, tedarik noktasında büyük yarar sağlıyor. Böylece hem üretici hem de müşteri olabiliyoruz. Çok farklı disiplinlerdeki firmalar bilgi edinme ve bilgiyi eyleme dönüştürme noktasında da büyük avantajlar sağlıyor. Ürün ve cihaza dair saha çalışmalarımızı Teknopark İstanbul ekosistemi içinde yapabiliyoruz.

04 Kasım 2020 Çarşamba

Dünyanın güvenli video konferans servisi Türkiye’den çıktı

HABER: SOYHAN ALPASLAN Teknopark İstanbul Kuluçka Merkezi firmalarından Pirameet Teknoloji, siber veri hırsızlığını engelleyen yerli ve milli online video konferans platformu geliştirdi. Dünyanın en güvenli video konferans sisteminin Türkiye patenti hazır. Üç katmanlı güvenlik platformu ‘Pirameet’; resmi kurumların, askeri ve sağlık kuruluşlarının gizli bilgilerini, önemli Ar-Ge çalışmalarını, finansal ve yönetsel mahrem konuşmaların yapıldığı şirket toplantılarını güvenli hale getiriyor. Yakında çıkacak mobil uygulamalarla askeri ve kamu kuruluşlarının sahadaki toplantı ve keşifleri de çok daha güvenli olacak. İLK ONLINE REJİ Teknopark İstanbul Kuluçka Merkezi’nce (Cube Incubation) Rejenerasyon 20 kapsamında desteklenen ‘Pirameet’; sunduğu canlı yayın, simultane çeviri, online reji imkanları ile de dünyada bir ilki başardı. İstanbul Ticaret’in sorularını Pirameet’in kurucuları Akın Kaya ve Mert Özçiçek cevapladı. Pirameet nasıl kuruldu? Bilişim teknolojileri alanında 15 yılın üzerinde profesyonel tecrübemiz var. Siber güvenlik, network, network güvenlik, IoT, yazılım gibi alanlarda dünyada adı geçen firmaların farklı ülkelerdeki büyük projelerinde görev aldık. Tecrübelerimizi önce ülkemiz adına kullanmaya karar verdik ve yerli, milli bir platform olan video konferans sistemi ‘Pirameet’i yaptık. VERİLER GÜVENDE ‘Pirameet’in faydaları nedir? Covid-19 salgını ile bazı dev platformların yüzbinlerce veriyi çaldırması, önemli toplantıların ve gizli bilgilerin çalınması, yerli ve milli online güvenli görüşme sistemlerine olan ihtiyacı had safhaya çıkardı. ‘Pirameet’, verilerimizin ülkemizde kaldığı, kimsenin verilerimizden faydalanamadığı güvenli bir platform. Platform; resmi kurumların, askeri ve sağlık kuruluşlarının gizli kalması gereken bilgilerini, önemli Ar-Ge çalışmalarını, finansal ve yönetsel mahrem konuşmaların yapıldığı şirket toplantılarını güvenli hale getiriyor. On-Premise, yani kurumların kendi veri merkezlerinde video konferans hizmeti almasını sağlayan ‘Pirameet’; hem bulut hem de on-premise olarak iki farklı şekilde kullanılabiliyor. ÜÇ KATMANLI GÜVENLİK Pirameet’in güvenli yapısını anlatır mısınız? Üç katman güvenlik protokolümüz, sade görüntüsünün altında ekstra güvenlik katmanı sunuyor. 3. katman güvenlik algoritması tamamen kullanıcı bilgisayarını ve tarayıcısını kullanıyor. 1. katman; SSL Sertifikası sunarken, 2. katman; P2P şifreleme ile görüşmeleri uçtan uca şifreliyor. Sunucu isterse görüşme kayıtları da tutulabilir. 3. katman ise end to end ile oturumu başlatıyor. Kullanıcı, görüntü ve sesi kendi makinasında şifreliyor. Şifreleme, toplantıyı yöneten kişinin bilgisayarındaki tarayıcıda ve sistematiklerde başlatılır. Sadece şifreyi bilen ve oturuma katılan kişiler görüşmeyi deşifre edebilir. Sunucu, görüşme kayıtlarını bu katmanda tutamaz. SAVUNMA KULLANACAK Pirameet’i hangi işletmeler kullanacak? Yüksek gizlilik ve güvenlik sağladığından devlet kurumları için ideal. Gizliliğin esas olduğu savunma sanayi şirketlerinden büyük talep bekliyoruz. Askeri ve istihbari konuşmalar yapan güvenlik birimleri için de tercih edilir olacak. Yani savunma, strateji, bakanlıklar, haber alma, emniyet ve güvenlik güçleri tarafından kullanılacak. ÖNCELİKLİ SEKTÖRLER Reel sektör de kullanabilecek mi? Finans kuruluşları, havayolu şirketleri, güvenliğin öncelikli olduğu kuruluşlar potansiyel müşterilerimiz. Kişisel Bilgilerin Korunması Kanunu ve Genel Veri Koruma Yönetmeliği prosedürlerine göre, şirket bilgilerini yurt dışına çıkarmaması gereken büyük mükellefler, Vergi Dairesi’ne kayıtlı B2B şirketleri tarafından da rahatlıkla kullanılabilir. Ayrıca birçok hizmeti dağınık ve yetersiz alan kurumlar da ‘Pirameet’ ile büyük fayda elde edecek. Hedefinizde neler var? Online görüşmeleri VR/AR/MR üzerinden gerçekleştiren, volumetrik streaming yapabilen bir platform olmayı hedefliyoruz. Artırılmış gerçeklikli toplantı platformumuz yakında hizmete giriyor. 2021 hedefimiz Türkiye ve dünya pazarında daha güvenli bir online platform oluşturmak. 5G ile hali hazırda uygulamamızda olan bağlantı ve kalite optimizasyonu ile bambaşka yenilikler planlıyoruz. SINIRSIZ OTURUM Pirameet, kurumlara sistem kapasitelerine bağlı olarak sınırsız oturum açma, sınırsız kullanıcı hesabı ekleme ve sınırsız görüntülü görüşme imkanı sunuyor. Rakipsiz özellikler CANLI YAYIN * Canlı yayında kurumlara, kendi canlı yayınlarını yapma ve yönetme imkanı sunuyor. Youtube, Facebook, LinkedIn gibi platformlara reji algoritmalı aynı anda canlı yayın çıkışı sağlıyor. SİMULTANE ÇEVİRİ * Canlı yayın veya online toplantılarda simultane tercüme yapabiliyor. Uluslararası toplantılarda, sadece çevirmen sesini seçerek çevirmeni duyabilmeyi ve konuşanı görebilmeyi sağlıyor. ONLINE REJİ * Online reji ile canlı yayın akışını istenilen kurguda gerçekleştiriyor. Kameraların gerçek reji gibi kontrol edilebileceği taslaklar, canlı yayın hazırlık ekranları, kameralar gibi ekranların yönetimini bulut hizmetinde sunuyor. Avantajları * 3. katman güvenlik ile görüntü ve sesi algoritmik olarak şifreleyip, ekstra güvenlik sağlıyor. * Siber saldırganlar; meeting ID ve şifreyi bilseler bile sadece kriptolanmış görüntü ve sesle karşılaşıyorlar. * Kimse 3. katmandaki görüntüye ve sese erişemiyor. * Görüntü hiçbir yerde saklanmıyor, bilgiler çalınamıyor. * 3. katman şifresini sunucu dahi bilemiyor. * Şifreleme tamamen kullanıcının bilgisayarında yapılıyor, data paylaşıma şifreli çıkıyor. * Tam profesyonel reji yönetimi, bulut Pirameet içinde sunuluyor. * Simultane çeviri ile profesyonel toplantı yapma imkanı sunuyor. * 3. katmanda paylaşılan ekran görüntüsüne kadar şifrelenmiş veri iletimi sağlıyor.

27 Ekim 2020 Salı

Yenilikçi e-imza 2021’de hazır olacak

HABER: SOYHAN ALPASLAN Teknopark İstanbul’da yerleşik Cloudpeer, dijital dönüşüme dair özgün iş modelleri, yerli mühendislik tasarımı ve ürünü olan platformları ve teknolojileri geliştiriyor. Cloudpeer, işletmelerin tüm iş süreçlerini, dış ilişkilerini, güvenli ve verimli şekilde dijitalleştiriyor. Firmanın pilot çalışmalarını tamamlamak üzere olduğu dijital projesi ‘imza.io’, 2021 yılında pazara sunulacak. Elektronik imza tabanlı, yenilikçi süreç ve dijital kanal yönetimi platformu ‘imza.io’, Rejenerasyon-20 hızlandırma programıyla destekleniyor. Programı, İstanbul Kalkınma Ajansı da destekliyor ve yürütücülüğünü Teknopark İstanbul yapıyor. Cloudpeer, ‘imza.io’ platformuyla ticarileşme sonrası büyümesini Ortadoğu ve Avrupa’da devam ettirmeyi planlıyor. UMMAN’IN CEO’SU Cloudpeer CEO’su Gürkan Öztürk, ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra telekom, fintech ve dijital iş platform endüstrilerinde görev yaptı. 2000’li yıllarda telekom sektörüne yatırım yapan Borusan, Ülker, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) gibi büyük kurumların telekom girişimlerini kuran ekiplerde çalıştı. Türk teknoloji firması Verscom’un, bir startuptan dört yılda 30’un üzerindeki ülkede 100’den fazla telekom operatörüne hizmet veren bir teknoloji şirketine dönüşmesinde anahtar rol oynadı. 2010 yılında Dubai’de kendi yönetim danışmanlık şirketini kurdu. 2012’de Umman Sultanlık kararnamesiyle lisans alan ilk özel telekom firması olan TeO’da Ortadoğu’nun en genç telekom CEO’su olarak görev yaptı. 2015 yılında Türkiye’ye dönüşünden itibaren teknoloji alanındaki çalışmalarını girişimci ve yatırımcı olarak sürdürmeye devam etti. Gürkan Öztürk, İstanbul Ticaret’in sorularını cevapladı. ÖZGÜN PROJELER Cloudpeer’i tanıtır mısınız? Misyon-kritik, yüksek performanslı ve güvenlikli B2B dijital dönüşüm platform teknolojileri üzerine faaliyet gösteriyoruz. Teknopark İstanbul’a giriş Ar-Ge projemiz, savunma sanayi ve diğer stratejik sektörlerde kullanılmak üzere yerli mühendislik ve tasarımla üretilmiş bir blokzincir platformu geliştirmek içindi. Bu proje çerçevesinde, ilk uçtan-uca yerli blokzincir platformu olan kendi tasarım ve kodlamamız ALP’in ilk sürümünü 2019’da tamamladık. Yakın zamanda, Teknopark İstanbul’un kuluçka merkezi Cube Incubation’dan ürünleri ve pozitif nakit akışı olan bir firma olarak mezun olduk. Yani bir nevi, Teknopark İstanbul’un kendi altyapısından çıkardığı, derin teknolojiler ekosisteminde yeni bir oyuncuyuz. FINTECH’DE İKİNCİLİK Yine 2019 yılında, Citibank’ın 22 ülkede düzenlediği fintech yarışmasında, alan ikincisi olduk. Kendi teknolojimiz, çoklu-şirket dağıtık işlem yönetimi platformumuz Be9 ile ALP üzerinde geliştirdiğimiz gerçek zamanlı, çoklu banka ve işlem bankacılığı çözümleri ile başarı kazandık. Başlangıçta, bankalar ve kurumsal müşterileri arasındaki veri, servis ve varlık transferi kaynaklı işlemlere yoğunlaştık. Zamanla endüstri bağımsız bütün B2B ekosistemlerdeki benzer işlemlerin; bilgi, hizmet ve kıymet transferi kaynaklı işlemsel (transactional) ilişkilerin daha verimli, hızlı, doğru ve güvenli işlemesi için gerekli altyapı ve dijital dönüşüm platform teknolojilerine doğru evrildik. ÇOK BANKALI PLATFORM Pandemi projelerinizi etkiledi mi? Pandemi döneminde bizim gibi startuplar, kurumların dijital dönüşüme çok daha hızlı adapte olmasını ve çabuk sonuç almasını sağlayan yenilikçi çözümlerle öne çıkmaya başladı. Bunlardan biri, fintech startup olan başka bir firma ile stratejik işbirliğimiz. Bu firmanın iş modelini geliştirdiği ve sahibi olduğu ürün; yenilikçi bir varlık modeliyle ticarette piyasa likiditesi oluşturacak, ekonomiye makro seviyede fayda sağlayacak. Şu anda konunun hassasiyeti ve kamu paydaşları itibariyle çok bilgi paylaşamadığım bu çok bankalı platformun finansal algoritmaları, tüm yazılım ve çözüm altyapısı Cloudpeer tarafından geliştiriliyor. ŞİRKET-DEVLET DİJİTAL İLİŞKİSİ Gürkan Öztürk, her kurumsal dijital dönüşüm ajandasının nihai hedefinin; verimlilik artışı, yenilikçi hizmet altyapıları ve dijital kanallarla artan müşteri memnuniyeti olduğunu hatırlattı. Öztürk, “Cloudpeer olarak dijital dönüşümde odaklandığımız alan; şirketlerin üretim ve operasyon süreçlerini, yani içini dijitalleştirecek çözümlerden ziyade dış dünyalarının, yani müşterileri, tedarikçi, dağıtıcı, hizmet sağlayıcılar ve devlet ile ilişkilerinin dijitalleştirilmesi” dedi. ‘imza.io’nun avantajları * Hem KOBİ’ler hem de büyük ölçekli firmalar bulut tabanlı ‘imza.io’yu kullanabiliyor. * ‘imza.io’, herhangi bir altyapı yatırımına gerek kalmadan, her türlü evrak bazlı iş süreçlerini dijitalleştiriyor, taşıyabiliyor. * Süreçleri uçtan uca dijitalleştirerek, yeni sözleşme süreçlerini hafta seviyesinden saat seviyesine indiriyor. * Üretkenliği yüzde 85’e kadar artırabiliyor. * Matbu evrak süreçlerinde yüzde 90’a yakın tasarruf oluşturuyor. * Müşteri memnuniyetinde yüzde 130’a varan artış sağlıyor. Be9 ile açık bankacılık Be9 ile bankaların ödeme kanalları gibi işlem bankacılığı hizmetlerini, asgari maliyet ve çabayla açık bankacılığa taşıyabileceğini belirten Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Be9 geleneksel işlem bankacılığı süreçlerini gerçek zamanlı, çoklu-banka servisleri olarak dijitalleştirip, bankaların verim ve üretkenlik artışına katkıda bulunacak. En büyük özelliği, bankacılıkta büyük kaynak israfına neden olan mutabakat operasyonu ihtiyacını ortadan kaldırması ve bankacılık işlem altyapılarını açık ve gerçek zamanlı hale dönüştürmesi.”

20 Ekim 2020 Salı

İki doz aşı gerekebilir, normalleşme vakit alabilir

Dünya, koronavirüse çare olabilecek aşı çalışmalarını yakından takip ediyor ve başarılı sonuç verecek aşının bir an önce bulunmasını temenni ediyor. Aşı çalışmaları ile ilgili pozitif haberler duysak da aşıların güvenilirliği kanıtlandıktan sonra tüm dünyaya yayılması uzun zaman alacak gibi görünüyor. Alman Robert Koch Enstitüsü’ne bağlı Daimi Aşı Komisyonu (STIKO) üyelerinin yaptığı açıklama da bunu doğrular nitelikte. 5 MİLYON DOZ Alman bilim insanları, tüm süreçleri tamamlayıp tescil edilen koronavirüs aşısının kademeli olarak yayılacağını ve üretiminin başlangıçta sadece birkaç milyon dozla sınırlı olabileceğini açıkladı. Uzmanların başlangıç için öngördüğü rakam 5 milyon doz. Açıklamanın bir diğer çarpıcı tarafı ise aşı yapılan insanlarda bir dozdan fazla aşıya gereksinim duyulacak olması.Yani ilk 5 milyon aşı ile sadece 2.5 milyon insan aşılanabilir. İKİ YIL SÜRER Bilim insanları, şu anda gelişim aşamasında olan çoğu aşının, insanlar üzerinde etkili olabilmesi için iki doz uygulanması gerektiğini vurguluyor. Uzmanlara göre bu hesapla sadece Alman halkının tümünün aşılanması için 160 milyon doz aşıya ihtiyaç var. Sürü bağışıklığının sağlanması için halkın yüzde 60’ının aşılanması gerektiğinin altını çizen uzmanlar, bunun aylar alacağını öngörüyor. Tahminlere göre aşı tescil edildikten sonra yeterli sayıda üretmek ve uygulamak en iyi ihtimalle 8 ay, tamamen normalleşmek için ise 1.5-2 yıl gerekebilir. Bu tahminler, dünyanın geri kalanı için de örnek teşkil edebilecek veriler içeriyor.

13 Ekim 2020 Salı

Grafen devresi ile sonsuz temiz enerji

Amerikalı bilim insanları, grafenin termal hareketini kullanabilen bir devre üreterek, sonsuz temiz enerji sağlanabileceğini duyurdu. Araştırma ekibinin yöneticisi Paul Thibado, “Grafene dayalı bir enerji toplama devresi, küçük cihazlar veya sensörler için temiz, sınırsız, düşük voltajlı güç sağlamak için bir çipe dahil edilebilir” dedi. Araştırma başarıyla sonuçlanırsa piller yerini çiplere bırakabilir. AYŞE BAŞAK Arkansas Üniversitesi araştırma ekibi, grafenin termal hareketini yakalayabilen ve onu elektrik akımına dönüştürebilen bir devreyi başarıyla geliştirdi. Araştırmacılar, bu önemli buluşu üç yıl önce geliştirdikleri desteksiz durabilen ve kendi ağırlığını taşıyabilen grafen yapısının potansiyel enerji üretme kapasitesine odaklanarak gerçekleştirdi. Grafen, son yıllarda sıklıkla araştırılıp, geliştirilen bir madde. Farklı kullanım alanlarında istifade edilen ya da potansiyeli araştırılan grafenin adeta süper güçleri var. Özellikle ısı ve elektrik iletiminde mükemmel bir malzeme olan grafen, pek çok bilimsel çalışmaya ilham veriyor. Manchester Üniversitesi’nden iki bilim insanının bir ilki gerçekleştirerek, bu alanda bir milat kabul edilen 2004 yılında izole etmeyi başardığı grafen maddesi, aslında 1947 yılından bu yana araştırılıyor. Manchester Üniversitesi araştırmacıları Sir Andre Geim ve Sir Kostya Novoselov, uzun yıllardır süren bu çalışmaları, buluşlarıyla zirveye taşıdı. İki araştırmacı, 2010 yılında fizik alanında Nobel Ödülü’nü kazandı ve pek çok bilim insanı için model oldu. TERMAL HAREKET Arkansas Üniversitesi’nden bilim insanları da araştırmalarında grafenin termal hareketine odaklandı. Araştırma ekibi, önce maddenin termal hareketini yakalayabilen ve ısı enerjisini elektrik enerjisine dönüştüren bir devre geliştirdi. Bu icat, düşük enerji ile çalışan cihazların sonsuz temiz enerjiyle çalışabilmesini sağlayabilir. Araştırmanın sonuçlarına göre grafenin termal hareketi, oda sıcaklığında dahi geliştirilen devre üzerinde bir akım yaratabiliyor. Araştırmacılar, ayrıca devrenin tasarımının da ortaya çıkan enerjinin yoğunluğunu değiştirebildiğini keşfetti. Araştırma ekibi, diyotların açma-kapama, anahtar benzeri davranışının, önceden inanıldığı gibi azaltmak yerine verilen gücü artırdığını da bulmuş. Çalışmanın, atomların termal hareketinin teoride mümkün olsa da bu enerjiyi üretemeyecek kadar minimal olduğuna yönelik tezlerle çelişen sonuçları, bilim dünyası için şaşırtıcı. PİL YERİNE ÇİP Grafen, çok düşük frekansta da olsa bir akım yaratabiliyor ve bu keşif teknoloji açısından büyük önem taşıyor. Çünkü günümüzdeki alternatiflerine oranla daha efektif olabileceği düşünülüyor ve bu sayede özellikle küçük boyutlu elektronik sistemler, örneğin sensörler gibi sonsuza kadar temiz enerjiyle çalışacak şekilde üretilebilir. Araştırmacılar, küçük cihazların, pil yerine temiz, sınırsız, düşük voltajlı güç sağlamak için grafene dayalı bir enerji toplama devresi kullanılabileceğini öngörüyorlar.Fizik profesörü ve araştırma ekibinin yöneticisi Paul Thibado, “Grafene dayalı bir enerji toplama devresi, küçük cihazlar veya sensörler için temiz, sınırsız, düşük voltajlı güç sağlamak için bir çipe dahil edilebilir” dedi. Araştırma başarıyla sonuçlanırsa piller yerlerini çiplere bırakabilir. HEDEF, AKIMI DEPOLAMAK Arkansas Üniversitesi bilim insanlarının hedefi, akımı daha sonra kullanılmak üzere bir kapasitörde depolayabilmek. Ayrıca bununla uyumlu çalışacak cihazların ve sistemlerin boyutlarının küçültülmesi, minyatürleştirilmesi de hedefler arasında.

13 Ekim 2020 Salı