tatil-sepeti
Osman ARIOĞLU

Osman ARIOĞLU

Diğer Yazıları

Hükümetin hazırladığı yatırım ortamının iyileştirilmesi konusundaki ‘torba kanun tasarısı’ önceki hafta TBMM’ye sevk edildi. Tasarıda, Damga Vergisinden Banka ve Sigorta Muamele Vergisi’ne (BSMV) gelir ve kurumlar vergisinden yeni tip uzlaşma modeline kadar birçok düzenleme yer alıyor. Düzenlemelerden ikisi daha ziyade kamuoyu ilgisini çekiyor. Bunlardan biri ihracatçıya yeşil pasaport verilmesi, bir diğeri yeni varlık barışı.

İHRACATÇIYA YEŞİL PASAPORT

Tasarıda yer alan ve Pasaport Kanunu’nun 14. maddesine eklenen hükümle, son üç yıl ortalama ihracatı Bakanlar Kurulu’nca belirlenecek tutarı geçen ihracatçıya, bir yıl veya üzeri bir suçtan dolayı hüküm giymemiş olmamaları ve genel olarak tacirde olmaması gereken rüşvet, irtikap, devlet güvenliğine aykırı hareket gibi suçları işlememiş olmaları kaydıyla 2 yıl süreyle yeşil pasaport verilebilecek. Bu konu ihracatın teşviki bakımından başlı başına önemli bir düzenleme. Şimdiye kadar başta ihracatçılar olmak üzere vergi rekortmenleri ve muhtelif meslek gruplarında belirlenen kriterleri geçenlere yeşil pasaport verilmesi gündeme gelen bir konuydu. Bu anlamda ihracatçılar işlerinin de gereği yeşil pasaporta en çok ihtiyaç duyan kesim olarak nihayet bir adım atılmış oluyor. Böylece en azından AB vizesi kalkmamış olsa bile bazı ihracatçılarımız bakımından İngiltere hariç AB ülkelerine ve yeşil pasaporta vize istemeyen birçok ülkeye vizesiz gidip gelme imkanı sağlanmış olacak.

Kamuda 3. dereceye gelmiş devlet memuru statüsünde bulunanlara verilen bir ayrıcalıktı yeşil pasaport. Zaman zaman bu ayrıcalığın belli unvanlarla sınırlanması buna karşılık vergi rekortmeni olan, mesleğinde belli özelliklere ulaşmış olanlara da verilmesi tartışılıyordu. Bizce de belirli özelliği sağlayan ticaret, sanat veya meslek erbabına belli süreyle yeşil pasaport verilmesi doğru ve teşvik edici bir uygulama olacaktır.

YENİ VARLIK BARIŞINDA VERGİ YOK

Yeni varlık barışı teklifinde daha öncekilerden en önemli farklılık herhangi bir vergi maliyetinin olmaması. Ayrıca bu düzenlemede başkaları adına da bildirimde bulunulabilme imkanı veriliyor. Tabii diğer kişiler namına da bildirimde bulunabilmenin kriterleri daha sonra belirlenecek.

Biz öncelikle tasarıda yer alan diğer kriterleri sıralayalım.

  • Son başvuru tarihi 31 Aralık 2016 olacak.
  • Hem şahıs olarak hem de kurum olarak varlık barışından yararlanmak üzere başvuruda bulunulabilecek.
  • Bildirim banka, katılım bankası veya aracı kurumlara yapılabilecek.
  • Alacaklar ve rayiç bedeliyle taşınmazlar da TL olarak vergi dairesine bildirilebilecek.
  • Bildirim ve beyan edildiği ayın sonuna kadar yasal defterlere kaydedilebilecek.
  • Bildirilen varlıklar yurt dışı kredilerin kapatılmasında kullanılabilecek. Bunun için ayrıca Türkiye’ye getirilmesi şartı aranmayacak.
  • Herhangi bir vergi incelemesi yapılmaması teminatı veriliyor.
  • Başka nedenlerle yapılan vergi incelemelerinde beyan edilen varlıklar done olarak kullanılamayacak.
  • Gelir, kurumlar veya veraset intikal vergisi aranmayacak.

- Türk Parasının Kıymetinin Korunması Hakkında Kanun,
- Gümrük Kanunu,
- Sermaye Piyasası Kanunu
- Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu,
- VUK kapsamında ceza kovuşturması yapılmayacak.

  • Bildirilen para, altın, kıymetli maden gibi değerlerin beyan tarihini takip eden ay içerisinde, alacak ve taşınmazların ise beyan tarihini takip eden bir yıl içerisinde Türkiye’ye getirilmesi gerekiyor.
  • Bakanlar Kurulu bildirim ve beyan süresini 6 aya kadar uzatabilecek.
  • Usul ve esaslar Maliye Bakanlığı’nca belirlenecek.

Görüldüğü üzere kapsama doğal olarak alınamayan kara para mevzuatı hariç diğer tüm mevzuatlar bakımından bir koruma sağlanıyor. Herhangi bir mali yük getirilmiyor. Amaç bir an önce yurt dışında bulunan varlıkların milli ekonomiye kazandırılması ve bu suretle hem ülkenin toplam borç yükünün ve dolayısıyla kredi notunun yükseltilmesi ve hem de şirketlerin mali yapısının güçlendirilmesi.

Herhangi bir maliyetinin olmaması, her geçen gün vergi cenneti alanının daralması ve çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları kapsamında bilgi değişimi ile birçok ülkeden bilgi alınabilir hale gelmesi bu uygulamanın başarı şansını yükselten unsurlar olarak öne çıkıyor. Ülkede istikrar ve hukuk güvenliği bu uygulamanın başarısı için en önemli belirleyici olacaktır.

11 Temmuz 2016 Pazartesi