Geçtiğimiz hafta Gelir İdaresi internet sitesinde Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nde ilave açıklama yapılması amaçlanan bir tebliğ taslağı konuldu. Doğal olarak bu tebliğ taslağının konulmasıyla birlikte özellikle paket servis hizmetlerinde KDV oran değişikliği mi yapıldı tartışması gündeme geldi. Bu tebliğ taslağı, bir oran değişikliği gibi algılandığı için kamuoyunda tartışma konusu yapıldı ve Gelir İdaresi de yine internet sitesinden bir açıklamayla konuya açıklık getirmeye çalıştı. İdarenin açıklamasında; KDV oran değişikliklerinin idari yetkide olmadığı ancak Cumhurbaşkanı Kararı ile yapılabileceğinin altı çizilerek, açıklamanın konuya ilişkin tereddütlü durumları gidermeye çalışmaktan ibaret olduğu belirtilmeye çalışıldı.
YAPILAN NEDİR?
Konuya ilişkin kararnamede sayılan yerlerde verilen hizmetlerde KDV oranından bahsediyor. Ancak uygulamada biraz ürün ile hizmet karmaşık hale gelmiştir. KDV Genel Uygulama Tebliği ile de konu açıklanmaya çalışılırken başlangıçtan itibaren bu karmaşıklığa neden olunacak nitelikte olagelmiştir. Üstelik de tebliğde örneklendirme yapılırken kararnamede sayılan yerlerin ruhsatlarının esas alınacağı prensibi benimsenmiştir. Dolayısıyla da hizmet ile ürün karmaşası ürünün satış yerine göre göre farklı orana tabi olması ile en çok da yüzde 1 ve yüzde 10 katma değer vergisi oranına tabi olan gıda maddeleri veya yiyecek içecek ürünlerinde gözlemlenmiştir.
Buna sebep, yukarıda da belirttiğimiz gibi lokanta, kafe vb. sayılan işletmelerin hangi nitelikte işletme olduğu, uygulanacak katma değer vergisi oranını belirleyen kriter olarak alınmış olmasıdır. Hal böyle olunca işletme ruhsatı kritik önemi haiz hale geliyor. İşletme ruhsatına göre örneğin son tebliğ taslağında de verilen örnekten yola çıkarak hareket edersek gazozu bakkaldan alırsanız katma değer vergisi oranı yüzde 1, restoran ya da kafe ruhsatıyla çalışan bir yerden aldığınızda katma değer vergisi oranı yüzde 10 olacaktır. Kuru pasta satıcı pastane ise yüzde 10, süpermarket ise yüzde 1 olacaktır. Aynı şey dondurma için de örnek olarak verilebilir. Bir bakkal ya da marketten aldığınız ürünü yüzde 1 KDV ile alıp tüketebilirken, dondurma büfesinden aldığınız bir külah dondurmayı yüzde 10 KDV ile almanız gerekecek. Kısacası burada ölçü tamamen işletmenin niteliğine bağlanmış ve zaman içinde işin hizmet tarafı gözardı edilmiş durumda. Bugüne kadar bu uygulamada, idari görüşle dahi yüzde 1 ve yüzde 10 oranının farklı uygulanabildiği durumlar örneklenebilir.
ÖNERİMİZ
İdarenin yapmaya çalıştığı tebliğ ile bu farklılıkları daha asgariye indirme çabasından ibarettir. Fakat burada nasıl ki eskiden içkili lokantalarda katma değer vergisi oranı genel oran iken, daha sonra kararname ile yapılan değişiklikle içkili lokantada alkollü ürünler ve diğer ürünler için farklı katma değer vergisi oranı hesaplanabilme imkanı sağlanmıştır. Burada da paketli olarak ve herhangi bir işleme tabi tutulmadan satılabilen ürünler yüzde 1 katma değer vergisi oranına tabi olabilmelidir denilebilir. Ancak bu konuda bizim önerimiz, daha köklü bir hareket ile yüzde 1 KDV oranını yiyecek ve içecek ürünlerinde çok sınırlı bir alanda tutup diğer ürünleri yüzde 10 katma değer vergisine tabi hale getirmek olacaktır. Aksi durumda bu tartışma kolay kolay dinmeyecek, sürüp gidecektir.
22 Nisan 2024 Pazartesi