www.inovasyonuzmani.com
Bir filozofun deyişiyle “Gelecek zihniyettir.”
Türkiye, 2022 küresel inovasyon endeksinde 37’nci sırada bulunuyor. Son iki yılda 14 basamak yükselerek, ilk defa ilk 40 içerisine girmeyi başarması önemli sayılmalı…
Başka bir açıdan, bu endekste yer alan ilk 15 ülkenin yenilikçi ürün pazarının yüzde 90’ından daha fazlasını yapıyor olması, endeksi yorumlamamızı farklılaştırıyor. İlk 15 içinde değilseniz geriye kalan yüzde 10’luk dilimden ne kalırsa ancak o kadar pay alabiliyorsunuz. Yani, onlarca ülke bu yüzde 10’luk dilimi paylaşmak durumunda…
İlk 15 içinde olanların başarısı ise bir sır değil; onlar bugünü değil, daha çok geleceği inşa etmekle meşguller! Onları yakalamamız için en kestirme formül, her birinin dinamikleri iyi incelenerek bize has yeni bir model ortaya çıkartılması olabilir.
GELECEK BAKANLIĞI
Anlayacağınız, inovasyon için bir zihniyet devrimine ihtiyaç var. Küresel inovasyon endeksinde son 10 yılda birinciliği hiç kaptırmayan İsviçre’nin ‘Gelecek Bakanlığı’ kurmasına da bu açıdan bakabiliriz.
Bu konularda yavaş yol alıyorsanız, zamanın yarattığı değişim sizi beklemeyecektir haliyle.
Mesela her alanda analog bir çağdan dijital bir çağa geçiyoruz. 10 sene sonra, bin dolarlık bir bilgisayarın insan zihninin işleme kapasitesini taşıması mümkün hale gelebilecek. Yani insan zihninin kapasitesini satın alabileceksiniz.
Eğer ‘gelecek zihniyet’se bizim de yatırım enstrümanlarını hızlı şekilde değiştirmek ve güncel duruma uygun hale getirmek için zihniyetimizi değiştirmeye ihtiyacımız var.
Zihniyet değişimi için yükselen alanları/platformları takip edip işimizi/ekosistemimizi bu alanlara göre dizayn etmek birinci adım olmalı.
YÜZDE 500 DEĞER ARTIŞI
İşte, takip edip yatırım yapmanız gereken 5 inovasyon platformu:
1. Blok zincir
2. Enerji depolama
3. AI (Yapay zeka)
4. Robotik
5. DNA dizilimi
5 yıl içinde bu platformların kurumsal değer üzerinde ciddi etkisi olacak. Son 5 yılda bu 5 inovasyon platformlarındaki firmaların değerinin yüzde 500 arttığını unutmayalım. Toplumu şekillendirecek olan bu platformların 2030’daki değerinin de 14 trilyon dolardan 210 trilyon dolara çıkacağı belirtiliyor.
Bu 5 alanın gelişimi, her şeyin akıllanmasına doğru giden bir sürecin de başlangıcını oluşturuyor. Akıllı ev, akıllı araç ve akıllı olan her şeye akıllı hükümet bile ilave olacak.
İnsanın üretimden yavaş yavaş çıktığı, çıkacağı ve çıkartılacağı bir sürece girdik. Günümüzün ve yakın geleceğin en önemli sorusu “ekonomide insanlara neden ihtiyacımız var?” olacak. Çünkü bilgisayarlar insanların yapacağı şeyleri yapıyor ve daha da yapmaya devam edecek.
Örneğin, inşaat sektörü, ülkemizin en büyük ve ciddi miktarda istihdam sağlayan sektörlerinden biri. Ve sektör büyük bir değişim geçiriyor.
Mesela 3D yazıcı ile 24 saatte basılan ve 175 yıl dayanan ev, 13 bin dolara mal olabiliyor. Bu teknoloji, yakın zamanda inşaat sektöründe yoğun şekilde kullanılmaya başlanacak. İnsan gücüne dayanan firmaların bununla rekabet edebilmesi mümkün değil.
Aynı zamanda şehirler yeşilleniyor, binalar doğaya açılıyor ve şehir tarımı gelişiyor. Dikey çiftçilik yükselen bir değer ve bu gidişle market zincirlerinin büyük kısmı sebze yetiştiren yüksek binalara yatırım yapmak zorunda kalacak.
Daha çarpıcı bir örnek ise ‘yapay et’. Gelecek 10 yılda normal etin onda birine mal olacak ve herkese protein sağlayacak olan yapay et, yine 3D yazıcı ile basılacak. Şimdiden ABD’de yapay etin kullanıldığı fast food’lar, uygun fiyat yapısıyla insanların yoğun ilgisine mazhar oluyor.
Hatta yakında 3D ile et yapıldığı gibi kurabiye, kek, simit tarzı ürünleri de bastırmak mümkün hale gelebilecek.
Gelişmiş ülkelerin, yükselen alanlarda/platformlarda var olabilmek için 3 ana konuya yoğun şekilde yatırım yaptıklarını görüyoruz:
- Dijitalizasyon
- Dekarbonizasyon
- Reformasyon (toplumu ve devleti dönüştürmek için gerekli olan reformlar)
Bizler de bu 3 alana tüm gücümüzle yoğunlaşmalı ve sistemlerimizi buna göre realize etmeliyiz.
10 Temmuz 2023 Pazartesi