Türkiye İstatistik Kurumu, 14 Aralık 2017 günü satınalma gücü paritesini açıkladı. Satınalma gücü paritesi (SGP) ayrıntılı olarak tanımlanmış mal ve hizmet sepetinin farklı ülkelerdeki fiyat oranı olarak tanımlanır. Böylece ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılıkları giderilir ve uluslararası anlamda gerçek fiyat ve hacim karşılaştırmaları yapılabilir.
Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından açıklanan SGP’ye göre kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) endeksi 2016 sonuçlarına göre 28 Avrupa Birliği (AB) ülkesi ortalaması 100 iken, bu değer Türkiye için 64 oldu ve AB ortalamasının yüzde 36 altında kaldı.
Fiyat düzeyi endeksi ise ülkelerin ulusal para birimlerinin karşılaştırmalı olarak döviz kuruna göre alım gücünün göstergesidir. Bir ülkenin fiyat düzeyi endeksi, 100’den büyük ise bu ülke karşılaştırıldığı ülke grubu ortalamasına göre “pahalı”, 100’den küçük ise bu ülke karşılaştırıldığı ülke grubu ortalamasına göre “ucuz” olarak ifade edilir.
Türkiye’nin fiili bireysel tüketime ilişkin fiyat düzeyi endeksi, 2016 sonuçlarına göre 52 oldu. Bu değer, AB ülkeleri genelinde 100 Euro karşılığı satın alınan aynı mal ve hizmet sepetinin Türkiye’de 52 Euro karşılığı Türk Lirası ile satın alınabileceğini gösterir.
Gördüğünüz gibi Türk Lirası’nın ucuzlamasının etkileri bu şekilde ortaya çıkıyor. Cebine 100 Euro koyan Avrupa’da parasını sıfırlayana kadar yaptığı alışverişin aynısını Türkiye’de yaptığında neredeyse parasının yarısı cebinde kalıyor.
Bir sürü yorumcu buna şu şekilde trajikomik yorum yapabilir.
“Biz ucuz ülkeyiz.” Doğru olan bu değil. Cevap, “Paramız aşırı değer kaybettiğinden bizdeki ürünleri ucuza satıyoruz.” Bu hesaplamaya göre Euro olması gereken değerin iki katında görünüyor. Piyasalar homojen ve derin olsaydı bu çarpıklığı görmeyecektik.
Maalesef sığ ve alıcı/satıcıların dengeli olmadığı bir piyasada manipülasyon ve spekülasyon kolaylıkla yapılabilir. Böyle bir durumda oluşan fiyat gerçekçi olmayabilir.
TL değer kaybettiği için bir yandan döviz bazında fakirleşirken hem borçlarımız arttı hem de enflasyon ithal ettik ve parasal istikrar sağlanamadı.
Ne zaman aynı paraya burada ve batıda aynı şeyler alınır, o zaman Türk Lirası hak ettiği değere gelmiş olur.
25 Aralık 2017 Pazartesi