27 Şubat 2017 tarihli yazımızda tüketici güven endeksini yorumlamıştık. Bu veri son derece önemli olup tüketicinin davranışlarını gösteriyor. Tüketici güven endeksi yukarı gittikçe piyasada canlanma, aşağı gittikçe de durgunluk potansiyeli artar. Bizler de geleceğe göre üretim, stok ve satış bütçe ile eylem planlarını yaparken bu verideki gelişimi dikkate almak durumundayız.
27 Şubat tarihli yazımızda nakit planlamasına dikkat çekip, kârlılık ve ciro hedeflerinin tutturulmasındaki zorlukları belirtmiştik. Bakalım son veriler bu düşüncemizi değiştirecek mi?
Türkiye İstatistik Kurumu, 23 Mart 2017 günü, Mart 2017 tüketici güven endeksini açıkladı. Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, mart ayında bir önceki aya göre yüzde 3.2 oranında arttı. Şubat ayında 65.7 olan endeks değeri mart ayında 67.8 oldu.
DIŞ RİSKLER AĞIRLIKTA
Bu veri, 2016 yılı mart ayı tüketici güven endeksi olan 67’nin üzerinde olan bir veri, yani 2017 yılı mart ayında tüketici güven endeksi 67.8 olarak gerçekleşmiş durumda. En azından geçen sene aynı aya göre tüketici güveninde bir bozulma olmadığını gözlemliyoruz. Bu veri bizim için son derece önemli. Çünkü risklere baktığımızda geçen seneye göre dışsal risklerin daha ağırlık kazandığını görüyoruz. Yurt içerisinde terörizmdeki azalmanın yanında Batı’nın topyekun Türkiye aleyhtarı faaliyetlere destek vermesi, Fed faiz artırımının yaratacağı olumsuzluk tedirginliği, Trump faktörü vb. birçok konu artık sıkıntının yurt içerisinden çok yurt dışıyla alakalı olduğunu ortaya koyuyor. Batı, başkanlık sistemi ile ilgili kaygılarını ve paniğini açıkça ortaya koyarken bu konuyu engellemek için yasal olmayan dahil her yola destek veriyor. Bu nedenle de Türkiye Batı ile ilişkilerini gözden geçirme noktasına geldi. Konuyla ilişkin de resmi açıklamalar gelmeye başladı. İşte bu nedenle de tüketici güvenindeki değişim önemli bir noktaya geldi.
UMUTLAR ARTTI
2017 yılında endeks toparlanma çabası içerisine girdi. Hem risk kompozisyonu değişikliği hem de başkanlık sürecine rağmen endeksteki bu değişim artık geleceğe yönelik daha iyi verilerle karşılaşabileceğimiz ihtimalini artırıyor.
Tüketicinin geleceğe daha umutla baktığını bir önceki aya göre daha yüksek çıkan genel ekonomik durum beklentisinden görebiliriz. Hanenin maddi durum beklentisinin de yüzde 2.1 oranında artması, kazanç konusunda da umutların arttığını gösteriyor. İşsiz sayısının beklentisinde azalışı ifade eden işsiz tasarruf beklentisi endeks artışı verisi, piyasanın canlanabileceği umutlarını teyit eden verilerdir. Tasarruf etme ihtimali maalesef azalmaya devam ediyor. Diğer bir deyişle 12 aylık bir dönemde tüketicilerde tasarruf eğilimi artmayacak diye düşünülüyor.
GELECEK PLANLARINA BAŞLAMA ZAMANI
Tüketici güveni piyasanın canlılığı açısından çok önemli. Bir yandan dövizi bir yatırım aracı görerek tüm parasını dövize çevirip bekleyenler, bir yandan da başkanlık sistemi dahil birçok konunun netleşmesini bekleyenler bu verilerin olumsuz oluşmasına yol açıyor.
Gelecekte daha dinamik piyasalarda yer alacak alt yapıların oluşturulması için yavaş yavaş planlar yapılmasında fayda olabilir.
27 Mart 2017 Pazartesi