Türkiye İstatistik Kurumu tarafından en son açıklanan verilere göre takvim etkisinden arındırılmış sanayinin alt sektörleri (2010=100 temel yıllı) incelendiğinde; 2017 Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 28.8 arttı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayinin alt sektörleri incelendiğinde ise 2017 Kasım ayında bir önceki aya göre imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1.8 arttı.
Yukarıdaki tabloya dikkatlice baktığımızda ara malı üretimi geçen yıl kasımda yıllık bazda yüzde 34.6, aylık bazda da bir önceki aya göre yüzde 3.5 arttı. Türkiye’nin ithalatının yüzde 70’den fazlası ara malı olduğundan bu grupta üretim artışı ithalat bağımlılığını azaltabilecek bir potansiyele sahip.
Söz konusu dönemde döviz sepetindeki artışa baktığımızda ise yüzde 50 USD ve yüzde 50 Euro’dan oluşan döviz sepetinde artış oranı aynı dönemde yüzde 21.19 civarında. Ara malı, imalat sanayi ve enerji gibi sektörlerde artışlar sepet kur artışının üzerinde olduğundan reel bir büyümeden bahsedebiliriz.
Son zamanlarda Afrin’de konuşlanan PYD’ye karşı operasyon yapılması ihtimali, konuyla ilgili yapılan açıklamalar ve askeri hareketlilik kur ve faizler üzerinde önemli bir baskı oluşturabilir. Bu nedenle de döviz riskine karşı riski kaldırıcı enstrümanların kullanılmasında fayda olabilir. Dalgalanma olduğu takdirde döviz cinsi ithalat ödemeleri ve kredi kapamalarında şirketlerin kur farkı zararı yazma potansiyeli arttı.
Ön görülemeyen risklerin tahmin edilemeyen zararlara yol açabileceği unutulmamalı. Altından kalkılamayacak risklerin alınmaması gereken bir dönemdeyiz. Böyle dönemlerde krediler sabit faizli ve uzun dönemli olursa faiz artışlarında risk alınmamış olurken, kısa vade döviz cinsi yükümlülüklerine karşı da tedbir alınmasında fayda olabilir.
22 Ocak 2018 Pazartesi