15 Temmuz darbe girişiminden sonra temmuz verilerine baktığımızda sanayi sektörü cirolarında ciddi düşüşler olduğunu görmüştük.
TÜİK tarafından açıklanan verilere göre temmuz ayında sanayi sektörünün cirolarının bir önceki aya göre yüzde 7.7, bir önceki yılın aynı ayına göre de yüzde 2.4 azaldığını gördük. Verilerin bu kadar kötü olmasında tabi ki darbe girişimi nedeniyle kimsenin önünü görememesinin çok büyük etkisi vardı. İmalat sanayi verilerine baktığımızda da aylık değişimin -yüzde 7.3 yıllık değişimin ise -yüzde 2.1 olduğunu gördük.
Bu olumlu bir gelişme değildi. Çünkü sanayi de dengelerin bozulabileceğini gösteriyordu. Bu ciro düşüşü normal şartlara göre hesaplanmış ödeme ve tahsilat dengesini de bozacağından firmaların batmalarına bile yol açabilecek bir durumdu.
Global durgunluk, 2016 ve 2017 yılları büyüme beklentilerinin global anlamda ciddi oranlarda aşağı çekilmesi de gelecekte canlanma konusunda ciddi riskler olduğunu göstermekteydi. Böyle bir ortamda içerde yaşanan olumsuz bir olayın ekonomiye ne kadar zarar vereceğini de baştan bilmek mümkün olamamaktadır.
Ağustos ayı verileri açıklandıktan sonra geleceğe daha da umutla bakmaya başladık.
Türkiye İstatistik Kurumu, Ağustos ayı sanayi üretim endeksini yeni açıkladı. Bu verilere göre; toplam sanayi üretimi bir önceki aya göre yüzde 9.6, bir önceki yılın aynı ayına göre de yüzde 2.4 artmış durumdadır. Kısacası darbe girişiminin yarattığı geçici belirsizliğin oluşturduğu frene basma eğilimi tamamen sona ermiştir. Ağustos ayında ciro artışı temmuz ayı kayıplarını tamamen kapatacak büyüklükte gerçekleşmiştir.
Global riskler hâlâ devam etmektedir. Dünya ticaret pastasından pay kapmak için kıyasıya rekabetin yanı sıra devletler diğer organlarını da (dış işleri bakanlığı, medya, rating şirketleri, ordu ve silah gücü kullanımı gibi) sonuna kadar kullanmaktadır. Burada bizlere düşen görev birlik ve dayanışmamızı azami seviyede tutarak ticarette oluşturulmaya çalışılan güvensizlik ortamına izin vermemektir.
17 Ekim 2016 Pazartesi