TCMB, aylık bazda reel sektörün döviz pozisyonlarını açıklıyor. Bu veriler bizlere kısa ve uzun vadede kur değişikliklerinden reel sektörün nasıl etkileneceği hakkında önemli ipuçları veriyor.
En son açıklanan veri, Mayıs 2018’e ait. Bu verilere göre; reel sektör Mayıs 2018’de 119.407 milyon dolar varlığa, 336.662 milyon dolar da yükümlülüğe sahip durumda.
Yani varlıklarının neredeyse üç katı kadar döviz yükümlülüğüne ulaşmış durumda. Net açık olan kısım 217.255 milyon dolar.
Bu şekilde bir bilançoya sahip şirketler her döviz yükseldiğinde zarar yazarlar.
NASIL ZARAR YAZILIYOR?
Şu şekilde özetleyelim: Dolar 1 TL arttığında döviz varlıkları da Türk Lirası bazında 1 TL artar.
Yani 100 bin doları olan firmanın doları 5 TL iken 500 bin TL karşılığındayken, dolar 6 TL olduğunda 600 bin TL değere ulaşır. Böylece varlıkları TL bazında değer kazanmış olur.
Gelelim yükümlülüklere… Bunun benzeri aynen yükümlülüklerde de olur. Yani 100 bin dolar borcu olanın borcu dolar 5 TL iken 500 bin TL, dolar 6 TL olduğunda da 600 bin TL değere ulaşır. Yani borç artar.
Söz konusu her iki hareket de aslında fiktiftir. Bu paralar ödenir veya kullanılırsa gerçek kâr veya zarara döner. Buna rağmen, hiç hareket olmasa da değerleme nedeniyle kur farkı zararı veya kârı çıkabilir.
Mevcut verilere baktığımızda; varlıklarda 1 lira artış olduğunda yükümlülüklerde 3 lira artış gerçekleşiyor. Bir yandan ciddi bir yükümlülük artışı oluyor, bir yandan da özellikle alınan kredilerde teminat tamamlama sorunları ile karşılaşılıyor. Şimdilik yapılan düzenlemelerle bu risk geçici olarak kaldırıldıysa da riski bankacılık sektörü almak zorunda kalıyor.
DÖVİZ VARLIĞI YÜKÜMLÜLÜKLERİNDEN FAZLA
Kısa vadeli pozisyonlarına baktığımızda çok ilginç bir durumla karşılaşıyoruz. Kısa vadeli varlıklar 96.882 milyon dolar, yükümlülükler ise 90.389 milyon dolar. Kısa vadede reel sektörün karşılamak zorunda olduğu yükümlülüklerinden 6.493 milyon dolar daha fazla döviz varlığı bulunuyor. Kısacası kur yükselişlerine karşı, yapılacak döviz ödemeleri için gereken döviz fazlasıyla alınmış durumda.
Uzun vadeli farka gelince; uzun vadeli ve daha çok yatırım tarzı krediler olması nedeniyle bu durum, yatırım karşılığı elde edilecek gelirler henüz kayda girmediğinden çarpıklık varmış gibi bir görünüme yol açıyor. Kısacası, uzun vadeli borç uzun vadede daha fazla gelir sağlamak amacıyla alınmış ve gelir projeksiyonu verilere girmemiştir.
FİNANSAL ARAÇLARLA RİSKLER DENGELENMELİ
Reel sektör kısa vade tedbirini fazlasıyla almış, uzun vadeli fonlamayla da yatırımının finansmanını garantilemiştir. Kısa vadeli hareketlerin bilanço bozulmalarına yol açmaması için finansal araçlarla riskler dengelenmeli.
10 Eylül 2018 Pazartesi