15 Mart 2017 günü Fed faiz kararını açıkladı. Faizleri piyasa beklentilerine uygun olarak 0.25 puan artırdı. Piyasa 2017 içinde toplam üç artırım beklediğinden geriye iki artırım daha kaldı diyebiliriz.
Fed faiz artırımına piyasaların ilk tepkisi de dolara değer kaybettirmek şeklinde oldu. Dolar hem Euro hem de TL karşısında değer kaybetti.
Teorik olarak okullarda öğretilen konu paraya talep artarsa paranın zaman değeri olarak tanımlanan faiz de yükselir. Yani talep artarsa para daha kıt olduğundan elde etme maliyeti de artar.
Oysa piyasalarda durum farklı, ABD tahvillerine gelen satışlar zaten faiz artırımı geleceğini gösteriyordu. Tahvil satışları tahvillerin fiyatını düşürerek faizleri yukarı iter. Peki paraya talep arttığı için Fed faizi artırdı diyebilir miyiz?
Kesinlikle hayır, faiz artırımı daha çok politik bir karar. Ekonomi dinamikleri aşırı ısınma sinyalleri vermediği gibi para bolluğu nedeniyle ABD borsaları rekorlar kırıyor.
Sorun daha çok güvenle alakalı ve şirketlere borç para verilirken daha titiz davranılıyor. Bu arada gelişmekte olan ülkeler günah keçisi olarak görülüp buralara para gitmesin diye de ciddi şekilde lobi yapılıyor. Hep bir ağızla gelişmekte olan piyasalardan artan faizlerle çok para çıkacağı yazılıp çiziliyor.
Global piyasalarda Çin’den başlayarak tüm ülkeleri izlediğimizde hiçbirinde rahat bir ortam olmadığını görüyoruz. Avrupa Birliği artık küçük ülkeler için ciddi bir kabus oluşturmuş durumda. Çünkü ülke ekonomisinin ihtiyacı olan parayı basamıyorlar. Bunun yanında kriz korkusu da yatırımları iyice frenlediğinden Avrupa ekonomisi hâlâ çıkmazın içerisinde. Bu küçük ülkelerle TL cinsi ticareti özendirsek ciddi yol alma potansiyelimiz bile var. Son zamanlarda Türkiye’nin önünü kesmeler açıkça ortaya çıkmış durumda. Körfezle ilişkilerin iyi olması ve körfezden nakit girişlerin devam etmesi belli ki birilerini ciddi bir şekilde rahatsız ediyor. Gerek ekonominin hızla büyümesi, gerekse teknolojik yeterliliğin artışı birilerini son derece rahatsız etmiş durumda. Toplantıların bile yaptırılmadığı bir ortamda tüm anlaşma ve yasaları bir kenara atarak ciddi rezillikler çıkarabiliyorlar.
Dikkatli olmamız gereken bir dönem. Önümüzü kesmek için dost ülke tepe yöneticilerine şantajlara varan davranışlar yapabilirler. Halklar yakın olsa bile devletler sorun çıkarabilir. Bu yüzden dost ülkelerin bu tür davranışlarına karşı şimdiden tedbir alınması şart. Şimdi TL cinsi ticaretin tam zamanı. Sadece ihtiyaç olan o ülkelerde ithalatçı olan firmalara Türkiye’den ithalatlarını finanse etmek için ucuz TL kredi verilmesinin sağlanması… Şimdi doğru manevralar yapma zamanı.
21 Mart 2017 Salı