Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 31 Aralık 2018 günü yayımlanan dış ticaret Kasım 2018 istatistiklerine göre; ihracat 2018 yılı Kasım ayında, 2017 yılının aynı ayına göre yüzde 9.4 artarak 15 milyar 529 milyon dolar, ithalat yüzde 21.3 azalarak 16 milyar 180 milyon dolar olarak gerçekleşmiş. Mevcut verilere göre Kasım 2018’de dış ticaret açığı yüzde 89.8 azalarak 651 milyon dolara gerilemiş. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2017 Kasım ayında yüzde 69.1 iken, 2018 Kasım ayında yüzde 96’ya yükselmiş.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2018 Kasım ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 0.8, ithalat yüzde 0.6 artmış görünüyor. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise 2018 yılı Kasım ayında önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 9.4 artmış, ithalat ise yüzde 21.2 azalmış.
YÜZDE 96 OLAĞANÜSTÜ ARTIŞ
Yukarıdaki verilere baktığımızda; ihracatın ithalatı karşılama oranının Kasım 2018’de yüzde 96 seviyelerine yükselmesi olağanüstü olumlu bir veri. Bu veri, Kasım 2018’de dış ticaret dengesi için önemli bir döviz açığının artık olmadığını gösteriyor. Ancak döviz açığı sadece bu dengenin açığından ibaret değil. Tüm resmi ve özel kurumların dış borç ödemeleri gibi konular da işin içerisine giriyor. Kaldı ki, dönemsel bakıldığından Ocak-Kasım 2018 döneminde 154 milyar dolar civarı ihracata karşılık 206 milyar dolar civarında ithalat yapılmış. Yani yılbaşından Kasım 2018 sonuna kadar 52.319 milyon dolar dış ticaret açığı verilmiş.
İTHALATTA DARALMA SİNYALLERİ
Kasım 2018’de Kasım 2017’ye göre ithalattaki yüzde 21.3 daralma önemli sinyaller içeriyor. Toplam ithalat içerisindeki payı yüzde 70’i bulan ara ve sermaye malı ithalatı yapan ülkemizde üretim ve yatırım konusunda frene basılmış olabileceği ihtimali yükselmiş. İthalat yerli üretim artışı ile ikame edilmiyorsa durgunluk sinyali geliyor diyebiliriz.
İHRACATIN YARISI AB’YE
İhracat dağılımına baktığımızda, AB bölgesine ihracatın yüzde 10.9 artarak 7.730 milyon dolar olduğunu görüyoruz. Böylece ihracatın içerisindeki payı yüzde 49.8 seviyesine ulaşmış durumda. Yani özetle ihracatın yarısı Avrupa Birliği’ne yapılıyor. Burada en yüksek payı da 1.430 milyon dolar ile Almanya alıyor. İthalatta ise en fazla pay 1.756 milyon dolar ile Rusya’ya ait. İkinci ülke Almanya’dan ithalat ise 1.566 milyon dolar. Burada dikkat ederseniz en fazla ihracat yaptığımız ülke olan Almanya’dan hâlâ ithalat yaptığımız tutarın üzerine çıkamadık. İthalat yaptığımız ülkelerden Çin, toplam ihracatta 3. sıraya oturmuş durumda. Çin’den genelde ara mal aldığımız gözden kaçmamalı.
DIŞ TİCARET DENGESİ SAĞLANSA DA…
Kasım 2018’de dış ticaret açığı hemen hemen kapanmış olsa da 2018 yılı 52 milyar dolar bulunmasını ihtiyaç haline getirmiş. Çünkü bu tutar kadar daha açık verilmiş. 2019 yılında kümülatif olarak bile olsa dış ticaret dengesi sağlansa da dış borç ödemeleri nedeniyle döviz ihtiyacı hemen düşmeyecek. Kurların verdiği tahrifattan dolayı dış borçlarımızın TL karşılığında ciddi artışlar meydana geldi. Durgunluk dönemlerinde bile doların düşmeye karşı koyması, canlılık dönemlerinde artacak kredi talebinin oluşturacağı ek döviz talebinin muhakkak ek döviz arzlarıyla yani dış kaynak girişleriyle karşılanması gerekir. Aksi halde dış ticaret dengesinin böyle yüksek oranda sağlandığı bir ortamda bile döviz düşemiyorsa gelen her ek talebin dövizde oynaklıklar oluşturacağını iyi hesaplamak gerekir.
Şirketin her aşamasında var olan nakit yönetimi, finansal yönetim, varlık ve yükümlülük yönetimi 2019 yılı içerisinde daha da önemli bir hal alacak. O yüzden hazırlıklı olunmasında fayda var.
07 Ocak 2019 Pazartesi