Herkes harıl harıl müşteri peşinde koşarken, biz ‘nasıl müşteri kaybederiz’in garanti yollarını göstermeye çalışalım…

1.Siz siz olun, çalışanlarınıza taviz vermeyen, toleransı en alt düzeyde patron olmaya gayret edin. Dolayısıyla çalışanlarınız bundan çok etkilenecek ve müşterileriniz de bundan fazlasıyla nasibini alacak.

2.Kazandığınız parayı riski daha düşük olan sektörlerden birine yatırın. Doğal olarak enerjinizin belli bir kısmını yatırım yaptığınız işe vereceksiniz ve asıl işinize olan ilgi bölünmüş olacak. Müşteri sadakati için enerjinizin bölünmesi oldukça akıllı bir yoldur.

3.Dünya ekonomisinin üçte birinin son beş yılda üretilen ürünlerden oluştuğu söyleniyor. Önümüzdeki beş yılda ise üçte ikisinin son beş yılda üretilen ürünlerden oluşacağı tahmin ediliyor. Yenilikçi olmak, işin olmazsa olmazı… Yenilikçi olmak için önce yenilikçi bir kültür ortamı ve bunu destekleyen yatırımlara ihtiyaç var. Ama bütün bunlara rağmen siz yenilikçilik gibi riskli konulara pek girmeyin; çünkü yenilikçilik risk demektir.

4.İmaj oldukça önemli. Hatta biraz da gösterişe kaçan türünden olursa daha iyi olur.

5.Ülkemizde Ar-Ge’si olan firmaların toplam sayı içindeki payı çok düşük. Mesela Kanada’daki firmaların yarıya yakınında Ar-Ge departmanı var. Diğer ileri ülkelerde de oranlar aşağı yukarı benzer sayılır.

Ar-Ge ve inovasyon, azımsanmayacak miktarda hem insan hem de teknoloji yatırımı gerektirebilir.

Bunlara para yatırmak yerine riski daha düşük alanlar var; inşaat gibi. Siz de çevrenize bakın; mutlaka bir yerlerde inşaat yapacak alan bulursunuz.

6.Hızlı büyüyen firmaların çalışanlarına verdiği değeri artırıyor olmalarına bakmayın. Çalışanlara ne kadar değer verirseniz o kadar başınıza çıkarlar.

7.Sermayeninüstünlüğüne dayalı dönem kapandı; artık beşeri sermayenin üstünlüğü dönemi. Dolayısıyla paranıza fazla güvenmeyin. Sofistike zekaların firmaları zirveye taşıdığı çağda bulunuyoruz.

Bilgiye ve akla kim yatırım yaparsa o öne geçecek. Büyümenin tek yolu, zekaya
yatırım yapmaktan geçiyor.

8.Çeyrek asrı geçen firma sayımız dünya ortalamalarının oldukça altında. Kalitesinden ödün vermeyen ve şirket anayasası olan firma sayısını bir türlü artıramıyoruz. Firmalar olarak günü kurtarmaya devam edelim.

9.Patronlar dünyasında da baş döndürücü gelişmeler yaşanıyor. Dünün patronlarının becerileri çöp olmaya başladı. Değişimi yönetmek ve kaosa uyum sağlamak hiç olmadığı kadar zorlaştı. Bütün bunlara rağmen 30-40 sene önceki kalıpları sıkı sıkıya korumaya çalışın.

10.Hayal gücünde temel bir değişim yaşıyoruz; artık vurgu ‘senkronize dengesizlik’ üzerine kurulu. Süreçler mantıksal oluşum yerine, şans ve rastgele güçlerin bir araya gelmesiyle oluşturuluyor. Firmalar teker teker hayal departmanı kurmaya başlamışken, çalışanların daha rahat edeceği mimari tasarımlar geliştirilirken, yine birçok firma esnek zaman anlayışına geçmişken, bizim firmalarımızın bundan haberinin bile olmaması, sadece firmaların değil, ülkemizin de kaybı.

27 Mart 2017 Pazartesi