Anayasa Mahkemesi’nin 13 Ocak 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan E.2014/183, K.2015/122 kararı ile Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) 94. maddesinin 8. fıkrasında yer alan “Maliye Bakanlığı vergiye tabi işlemlere taraf veya aracı olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir” hükmünün Anayasa’ya aykırı olmadığına karar verdi.
Vergi sorumluluğu uygulaması vergi güvenliği amacıyla öteden beri uygulanan ve vergi yönetimi bakımından son derece de önemli olan bir uygulamadır. Bu uygulama GVK 94. maddesi uyarınca uzun yıllardır gelir vergisi bakımından yapılmaktayken, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun (KDVK) 9/1 maddesi uyarınca da Katma Değer Vergisi (KDV) açısından geçerlidir. Anılan madde hükmü de aynen şöyledir: “Mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanunî merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir.”
VERGİ SORUMLULUĞU KAYIP KAÇAK ÖNLENMESİ İÇİN ÖNEMLİDİR
Maliye Bakanlığı GVK açısından uzun yıllardır devam eden bu uygulamasını sahte fatura düzenlenmesinin önlenmesi bakımından son 10-12 yılda yoğun olarak KDV açısından da uygulamaya başlamıştı. KDV bakımından özellikle temizlik, güvenlik ve benzeri işlerde yüklenim KDV’nin görece az olduğu durumlarda yüksek ödenecek KDV çıkması nedeniyle hizmet verenlerin muhtelif yollara girişebildikleri gözlemlenmekteydi. KDV stopajı getirilmesinin ardından bu tür alanlardaki sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanımı olayları önemli ölçüde önlenebilmiştir. Bu nedenle tevkifat uygulaması vergi güvenliği ve vergi kayıp kaçağının azaltılması bakımından çok hayati bir önem taşımaktadır.
Maliye Bakanlığı’nın vergi sorumluluğu getirmesi uygulamasının Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuki güvenlik ve belirlilik ilkesi ile Anayasa’nın 73. maddesinde yer alan “vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır” hükmüne aykırı görülmemesi vergi güvenliği açısından son derece önemli bir karar olmuştur.
Anayasa Mahkemesi mevcut uygulamanın Anayasa’ya aykırı olmadığına temel gerekçe olarak Maliye Bakanlığı’nın bu tür düzenlemeleri Resmi Gazete’de yayınlamak suretiyle yaptığını, dolayısıyla işleme taraf ve aracı olanların vergi sorumluluğuna ilişkin düzenlemelerden önceden haber olmaları sağlandığından ilgililerin uymakla yükümlü oldukları kuralların öngörülemezliğinden veya belirsizliğinden söz edilemeyeceği gerekçesine dayandırmıştır. Böylece vergi güvenliği bakımından idarenin elindeki en önemli imkanın Anayasal güvenceye de kavuştuğu ortaya çıkmıştır. Önümüzdeki dönemde de idare gerekli gördüğü alanlarda yeni uygulamalar getirebilecektir. Burada önemli olan angarya mahiyetine girmeden vergi güvenliğinin sağlanması ve kayıp kaçağın azaltılmasıdır.
17 Ocak 2016 Pazar