tatil-sepeti
Hikmet BAYDAR

Hikmet BAYDAR

Diğer Yazıları

Son zamanlarda kurlarda ciddi oynaklıklar yaşanıyor. Dolar 5 lira sınırına dayanırken Euro 5.76’ların üzerine kadar yükselebildi. Ekonomik anlamda hiçbir veri bu oynaklıkları oluşturacak tarzda gelmemişti. Önümüzdeki tek konu ise seçimlerdi. Seçim zamanı ekonomik verilerin kötü olması bazı siyasilerin elini zayıflatır düşüncesiyle yapılıyor izlenimi edindik. Kısacası kaynağı ekonomi olmayan ve siyasi tabloyu hedeflemiş bir hareket.

Bu hareketin arkasında ciddi ekonomik maliyetlerin olması bizi asıl üzen kısmı oldu. Kredi maliyetleri artan reel sektör firmalarına mı, yoksa TL karşılığı döviz borçları hızla artan Hazinemize mi üzülelim bilemedik. Bunun yanında aynı döviz borcunu ödemek için daha fazla vergiye ihtiyaç duyulacağı da konunun ayrı bir boyutu.

Burada; söz konusu oynaklıkla ilgili tedbirleri alması gereken kurumların en başında Hazine ve TCMB geliyor.

Söz konusu gelişmelerden sonra TCMB önemli aksiyonlar aldı; para politikasının operasyonel çerçevesine ilişkin açıklama yapan TCMB, 1 Haziran’dan itibaren geçerli olmak üzere politika çerçevesinde kapsamlı değişiklik yaptı. Buna göre, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yeniden merkez bankası politika faizi oldu ve bu oran mevcut fonlama faizine (yüzde 16.50) eşitlendi. Bu oranın etrafında da -/+ 150 baz puanlık bir faiz koridoru oluşturuldu. Bundan böyle koridorun üst sınırını belirleyen gecelik borç verme faizi yüzde 18.0, alt sınırını belirleyen gecelik borçlanma faizi yüzde 15.0 olacak. Geç likidite penceresi faizi ise yüzde 19.5 olarak belirlendi.

Geç likidite penceresi pozisyonunu kapatamayan bankaların son çare olarak başvurdukları bir enstrüman. Bu sistemle faizlerin kısa vadede anormal seviyelere gelmesi engelleniyor. Bu açıdan bakınca güzel. Ancak her banka gidip de buradan borçlanmaya başlayınca, ortada normal olmayan bir şeyler olduğu da anlaşılır. Çünkü burada faizler daha yüksek. Bu durumda BDDK bankaları inceleyip buna neden ihtiyaç duyduklarını saptamalı ve likit hale gelene kadar da tepelerinde tabir caizse “boza pişirmelidir” Yani nakit dengelerini TCMB’ye sırtlarını dayayarak değil, piyasadan sağlamaları talep edilmeli.

Bu talebin arkasındaki neden dövizi fonlamaksa da gereği yapılmalı.

Yapılan değişiklikler içerisinde bizim şiddetle savunduğumuz günlük fonlama yerine daha uzun vadeli fonlamaya geçilmesini de işleme koymuş oldu. Artık politika faizi haftalık repo ihale faizi kabul edilecek. Band konulması da ekstra bir sıkılaştırma alanı oluşturuyor. Geç likidite penceresini zorunlu hallerde uygulayacak olması da iyi. Böylece bankalar biraz daha döviz spekülasyonundan uzaklaşacaklar.

Burada ikinci önemli görev Hazine Müsteşarlığı’ndadır. Yükselen eurobond faizlerini düzenlemek için mesaj amaçlı eurobond geri alım ihalesi açmalı. Böylece yurtdışından kumarhane görüntüsü vermeye çalışanlara da cevap verilmiş olur.
Faizler düşüşe geçer.

Kurumlar uyumlu çalışmadığı sürece alınan hiçbir tedbir kalıcı etki bırakmaz. Bunun yanında bir uygulama başka bir uygulamayla da etkisiz hale getirilebilinir. Döviz karşılıklara verilen faizin yükseltilmesi TL faizleri yükseltilmesinin etkisini azalttı. Aslında döviz teminatlara faiz verilmemeli. Bu konu iyi değerlendirilmeli. Döviz çıkar ön yargı ve korkusunu da içimizden atalım.

04 Haziran 2018 Pazartesi