istanbul-ticaret-gazetesi
istanbul-ticaret-gazetesi
Giriş: 14.02.2025 - 09:00
Güncelleme: 14.02.2025 - 09:03
HİKMET BAYDAR

HİKMET BAYDAR

1 Ocak 2025 tarihli ‘Hoş geldin 2025’ başlıklı yazımızda yıllık bazda enflasyonun yüzde 40’lı seviyelere düşüşüne devam edeceğini, TCMB’nin de 250 baz puan indirime gidebileceğini ifade etmiştik. Bu beklentimiz gerçekleşmiş durumda. ‘Ocak 2025 ilk verileri ve beklentiler’ başlıklı 10 Ocak tarihli köşe yazımızda da TCMB’nin ikinci kez 250 baz puan faiz indirimi yapabileceğine dikkatinizi çekerek, faiz indiriminin kredi faizlerini hemen düşüremeyebileceğini belirtmiştik. 


Bu durum da gerçekleşmiş olup kredi faizlerinde ufak düşüş sinyalleri yeni yeni gelmeye başladı. Burada sıkı para politikasının iç taleple birlikte üretimde de zayıflamaya yol açtığını, sanayi üretiminden olumsuz sinyaller geldiğini ifade etmiştik. Bu konuda tedbirler alınmalı demiştik.


Şimdi gelelim son verilere… TCMB, ocak ayı enflasyonunun beklenenin üzerinde gelmesinden sonra 2025 yıl sonu enflasyon hedefini yukarı çekti. Bu sayede faiz silahını daha sert kullanma ihtiyacı duymayacak. Bu arada 2027 yılı için de yüzde 8 enflasyon hedefini koyarak söz konusu yılda enflasyonun tek haneli rakamlara ineceğini hedeflediğini de açıklamış bulunuyor. Ancak 2025 yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 21’den yüzde 24’e yükseldi. 


SANAYİ ÜRETİMİ

TÜİK tarafından açıklanan aralık sanayi üretim verisine göre imalat sanayi aylık bazda yüzde 5.6, yıllık bazda da yüzde 6.8 artış gösterdi. Sanayi üretimi konusunda daha önce bahsettiğimiz kaygılarımız bu verilerle bir miktar azaldı.  Aralık ayı ticaret satış hacim endekslerine baktığımızda ticaret satış hacminin yıllık yüzde 8.2, perakende satış hacminin de yıllık yüzde 13.5 artması son derece önemli.  Ciro endeksleri ise 2024 aralık ayında yıllık bazda yüzde 41.5 artarken, inşaat ciro endeksinin yıllık yüzde 49.3 artması dikkat çekici. Sanayi sektöründe ciro endeksinde yüzde 32.8,  hizmet sektöründe yüzde 49.7 artışlar olduğunu görüyoruz.Son zamanlarda gelen veriler, üretim ve ciro anlamında biraz daha ümit verici. Ancak yeni sorunlar karşımıza çıkıyor.


DIŞ ŞOKLAR

30 Ocak 2025 tarihli ‘Fed’in faiz sınavı ve piyasalara etkisi’ başlıklı yazımızda Fed-Trump arasındaki görüş ayrılığından bahsetmiştik. Fed’in faiz indirimi yapmaması, belirsizliklerden bahsetmesi ve gümrük vergileriyle enflasyonun artabileceği riskinden çekinmesi, Trump politikalarına karşı olduğunu açıkça gösteriyor. Fed, enflasyonun yükselişine tedbir almaya başlamış görünüyor. Tabii ki bu durum, global ekonomiye sermaye akışını da olumsuz etkileyebilir. Ancak ABD’de, ABD tahvilinden çıkılarak altına yönelinmesi son derece anlamlı. 


Altın güvenli liman olma özelliğiyle dikkatleri üzerine çekti. Global belirsizlikler, ticaret savaşları ve gümrük vergilerine karşı ülkelerin alabilecekleri tedbirler, daha birçok dalgalanmanın da habercisi olabilir.  


BDDK, yeni aldığı bir kararla şirketlerin yabancı para (YP) varlık pozisyonuna dayalı TL kredi kullanımını kısıtlayan düzenlemeyi sona erdirdi. Yeni düzenlemeyle şirketler, YP varlık durumlarına bakılmaksızın kredi kullanabilecek. Bu sayede şirketler yüksek kredi faizleri yerine kur riskini ayarlayarak döviz bazında daha uygun şartlarda kredi alabilir duruma gelecek. 


Bilanço risk yönetimi çok önemli. Tüm riskler, varlık ve yükümlülük dağılımında gizleniyor. Aman dikkat, kaldıramayacağınız riskin altına girmemelisiniz. Özellikle dış şoklara karşı dikkatli olmalıyız.