tatil-sepeti
Hikmet BAYDAR

Hikmet BAYDAR

Diğer Yazıları

Türkiye İstatistik Kurumu, piyasadan ve şirketlerden topladığı birçok veriyi analiz eder ve bizleri bilgilendirmek için yayınlar. Bu veriler hem sektörün ve ülke ekonomisinin durumunu görmemize yarar hem de şirket verileriyle yayınlanan verileri karşılaştırarak genel gidişata göre başarımızı ölçmemize yarar.

Örneğin 5 Şubat 2018 günü yayınlanan Yİ-ÜFE verileri bize Ocak 2017-2018 döneminde yurt içi üretici fiyatlarının yüzde 12.14 oranında arttığını gösteriyor. Hatta 12 aylık ortalamalarda da bu oran yüzde 15.66 olarak açıklandı.

Birçok veri maalesef bu fiyat şişmelerinden olumsuz etkileniyor. Çünkü hesaplamalarda satış fiyatları baz alındığından daha yüksek değerler bu enflasyonist değerleri de içerisinde barındırıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu, en son 2017 Aralık ayında sanayi üretim ve perakende satış verilerini açıkladı. O yüzden tam bir uyumu yakalamak için biz de 2017 yani Aralık 2017 enflasyon verilerini dikkate alalım.

2017 Aralık ayında yıllık bazda yurtiçi üretici fiyatları Yİ-ÜFE rakamı yüzde 15.47 olarak açıklandı. Yani 2007’de yurtiçi üretici fiyatları yüzde 15.47 oranında artmış görünüyor.

Aynı dönemde sanayi üretim verisi imalat sanayi sektörü için yüzde 8.9 oranında artış gösterebildi. Bu analizde hesaplamalarda kullanılan üretim değeri belirtilen ay içerisinde, işyerinde üretilen ile hammadde ve malzemesini vermek suretiyle başka bir işyerine yaptırılan ürünlerin parasal değeri olup, üretim değeri satış birim fiyatı üzerinden hesaplanıyor. Görüldüğü üzere artış oranı aynı dönem enflasyon oranının altında kalmaktadır.
Bu durum artışın reel olduğu konusuna temkinli yaklaşmamıza neden oluyor.

Perakende satışlara baktığımızda, aynı dönemde sadece yüzde 5.4 oranında bir artışın olduğunu gözlemliyoruz. Bu analizde fiyat şişkinliğinin alınması için bazı yöntemler geliştirilmeye çalışıldı.

Bülten sayfasında yapılan açıklamaya göre; “Cari fiyatlarla ciro endekslerinin uygun düzeyde fiyat hareketlerinden arındırılması sonucunda sabit fiyatlarla perakende satış hacim endeksine ulaşılıyor. Kullanılan fiyat endekslerinin KDV dahil derlenmesinden dolayı arındırma işleminde KDV dahil ciro endeksleri kullanılıyor. Böylelikle hacim ölçümünün KDV oranlarındaki olası değişimlerden de etkilenmemesi sağlanıyor” deniliyor.

Kısacası fiyat değişiklikleri bir şekilde elimine edilmeye çalışılsa da “Cari fiyatlarla hesaplanan ciro endekslerinden, sabit fiyatlarla perakende satış hacim endeksi hesaplanması için endeksler fiyat değişimlerinden arındırılıyor. Bu amaçla “Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması (COICOP)” düzeyinde üretilmekte olan TÜFE sonuçları NACE Rev. 2 sınıflamasına göre hesaplanıyor.
Bu dönüşüm için hanehalkı bütçe anketi verileri kullanılıyor.”
Burada açıklamalarda bahsedilen bütçe anketi geleceğe yönelik fiyatlamaları anlatmakta olup içerisinde doğal olarak enflasyon içeriyor.
Kısacası bu konuda pek de ikna olmuş değiliz.
Buna rağmen açıklanan veriler enflasyon yansımalarını da dikkate aldığımızda düşük kalıyor.

Özetle enflasyon-sanayi üretimi-perakende satış verileri rakamlarını birlikte analiz ettiğimizde piyasanın yeni bir ivme kazanmak için ciddi tedbirlere ihtiyaç duyduğunu açıkça söyleyebiliriz. İç talebi canlandırmak için gereken tedbirler zamanında alınamazsa ihracat yapanlar dışında ciddi bir dökülme yaşama ihtimali bulunuyor.

Son sözümüz: Müşterinizi ayağınıza beklemeyin. Dünyanın neresinde olursa olsun bulun.

15 Şubat 2018 Perşembe