tatil-sepeti
Prof. Dr. Ahmet KAVAS

Prof. Dr. Ahmet KAVAS

Diğer Yazıları

Afrika; Mısır ve Cezayir’deki vakalar dışında koronavirüsten henüz etkilenmedi. Çin, 2019’da kıta ile 208 milyar 700 milyon dolarlık karşılıklı ticaret gerçekleştirdi. Bu noktada Afrikalılar Çin olmadan, Çin de Afrika’sız yapamaz.

Ticari açık 2019’da 17.7 milyar dolarla Afrikalıların aleyhine gerçekleşse de tüm yatırımlar Çin’den gelen kaynaklarla yürütülüyor. Çin’deki sıkıntı, Afrika’daki yatırımları da olumsuz etkileyecek. Virüs, Afrika turizmine de engelleyici olacak.

Prof. Dr. Ahmet Kavas

Afrika’da vatandaşlar koronavirüse karşı kendilerini korumak için önlem alıyor.

Koronavirüs, doğrudan insan sağlığını tehdit ediyor. Bu durum, tedavisi zor ve bulaşıcı özelliği yüksek olduğundan ülkeler için ciddi tehditler oluşturdu. Her gün yeni bir ülkede izine rastlanması, İran ve İtalya’da da onlarca kişinin ölmesiyle birlikte tedbir almayan devlet kalmadı. Hastalıkların ortaya çıktığı ülke veya bölgedeki konum, alınan önlemlerle aslında kontrol edilebiliyor. Yine de son 20 yılda önce Asya’da SARS virüsü, ardından Afrika’da EBOLA ile ciddi kaygılar yaşandı. Başlangıçta koronavirüs, onlarla mukayese edilerek büyük bir tehdit olarak görülmedi. Ancak aradan geçen üç aylık süre, bunu ilk ikisinden daha fazla tehdide dönüştürdü. Hatta sadece ülkeleri ve bölgeleri aşıp kıtalararası tüm insanlığın sağlığı için tehlikeli bulunması ile artık hayatın her yönünü ilgilendirmeye başladı. Özellikle küresel ekonominin birbirine adeta bağımlı hale geldiği bir zamanda ortaya çıkması ve yayılması, her alanı endişeye sevk eder hale getirdi. Bilhassa Afrika; Mısır ve Cezayir’deki birkaç vaka dışında bu bulaşıcı ve öldürücü virüsten henüz etkilenmedi. Ama başka beklenmedik bir sonuca sebep oldu. O da kıtanın ekonomik konumunu büyük oranda sarsması meselesi...

ÇİN İLE BAĞIMLILIK

Bağımsızlık dönemleri ile Afrika ülkeleri, dünyadaki ekonomik dengelerde kendilerine yeni ortaklıklar kurmaya başladı. Karşılarına önce Hindistan, ardından Çin çıktı. Fakat ikincisi daha atak davranarak son 20 yılda Afrika’nın her noktasında varlık gösterir hale geldi. 1990’lı yılların başında 500 milyon dolar olan ticaret hacmini, 30 yılda 400 kat artırdı. 2019’da kıtada 208 milyar 700 milyon dolarlık karşılıklı ticaret gerçekleştirdiler. Gelinen seviye artık Afrikalılar Çin olmadan, Çin de Afrika’sız yapamaz hale geldi.

2002-2003 yılında yaşanan SARS virüsü ile çoğu Asya’da toplam 800 kişi ölmüş, bunun dolaylı etkisi Çin ekonomisini o süreçte yüzde 9.1 oranında küçültmüştü. Ne var ki, bu ekonomik kriz, diğer coğrafyaları da fazla tehdit etmedi. Hatta 2003’ün üçüncü çeyreğinde yeniden toparlanıp büyümede yüzde 10’a ulaştı. O virüs tehdidinin ardından 17 yıl geçti ve Asya devinin dünya ekonomisindeki payı büyüdü ve artık beşte bir gibi bir türlü önü alınamaz bir güce kavuştu.

Koranavirüs çıkmadan önce de ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşları etkisini göstermeye başlamıştı. Küresel boyutta olduğu kadar bu daima büyüyen gücün Afrika ülkeleri ile ekonomik ilişkilerinde de bir zayıflama belirtisi kendisini hissettiriyordu. Ama Çin’in kıta genelinde birinci ekonomik ortak konumuna gelmesi, bu süreçte her iki tarafa da vereceği zarar şimdilik öngörülemiyor. Fakat ekonomik hayatın her safhasını sarsacağı kesin.

2.8 MİLYAR İNSAN

2020 itibarıyla Çin’in nüfusu 1.4 milyar ve Afrika’nın nüfusu da buna yakın olup toplamda 2.8 milyar insanın birbirine bağımlılığından bahsediyoruz. Birçok sektörde kıta ülkelerinin en büyük müşterisi Çinliler. Keresteden petrol ve zirai ürünlere kadar ve özellikle hammadde kaynakları ile ihracat bakımından en büyük alıcı konumunda. Her ne kadar ticari açık 2019’da 17.7 milyar dolarla Afrikalıların aleyhine gerçekleşse de mevcut yatırımlar bunlardan gelen kaynaklarla yürütülüyor. Bu gelişme karşılıklı her sektördeki ekonomik işlemleri zora sokacak. Şimdiden dünyada günlük petrol tüketiminde 260 bin varillik bir azalma bekleniyor ki bunun, varil başına fiyatları üç dolar aşağıya çekmesi bekleniyor. Bu rakam küçük görünse de en önemli alıcıları olan Çin’e petrol ihraç eden Sudan ve Angola’yı etkileyecek. ABD’den sonra dünyada ikinci petrol tüketicisi olması, diğer taraftan birinci sırada ithalatçısı olması yüzünden yine en fazla Afrika ülkelerini vuracak. 2014’te petrol fiyatlarında yaşanan ani ve yüksek orandaki düşüş başta Angola, Cezayir, Çad, Gabon ve Kongo gibi ülke ekonomilerini vurmuş ve neredeyse tüm yatırımların durmasına sebep olmuştu. Afrika’da tarım başta olmak üzere birçok ürün için Çin pazarı hedef alınıyordu. Onlarca büyük şehirde yaşayan onlarca milyon insanın evlerinden dışarı çıkamamaları sebebiyle bu ülkeye ithalatta ciddi düşüş yaşanacak. Hayvan ve onlardan elde edilen ürünler, çay ve kahveden çok farklı gıda ürünleri ne varana kadar her birinin ihracatının durması bunlara bağlı kıta ülkelerinin ekonomilerini derinden sarsacak.

AKEM ARAŞTIRMACILARINA GÖRE AFRİKA GÜNDEMİNDE ÖNE ÇIKANLAR

  • Güney Sudan’ın Ankara Büyükelçisi Majok Guandong, Anadolu Ajansı’na verdiği demeçte, Türk iş insanlarını ülkesine yatırım yapmaya davet etti. 2011’deki referandum sonucunda Sudan’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Güney Sudan’da 2013’te başlayan iç çatışmalar sürüyordu. Bu bağlamda geçtiğimiz hafta Salva Kiir ve Riek Machar, Güney Sudan’da birlik hükümeti kurmak ve iç savaşı sonlandırmak yolunda önemli bir adım attı.
  • Sudan’da, Doğu Afrika’daki 8 ülkeden oluşan Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi (IGAD) serbest dolaşım konusu özelinde toplantılara başladı. Toplantılar kapsamında protokollerin imzalanacağını belirten Sudan İçişleri Bakanı Et-Turayfi İdris, toplantının bölgesel entegrasyon yolunda önemli olduğunu açıkladı.
  • Nijerya ekonomisi, petrol üretimine ve Merkez Bankası’nın kredi artırımına istinaden 2019’da son dört yıl içindeki en büyük büyümesini gerçekleştirdi. Geçen yıl gayri safi yurtiçi hasıla yüzde 2.27 arttı.
  • Fransa’dan bağımsızlığını kazandığı 1967’den beri Gnassingble ailesinin yönettiği Togo’daki seçim sonucuna göre Faure Gnassingble, dördüncü kez Cumhurbaşkanı seçildi. Togo’da yüzde 5’lik büyümeye rağmen nüfusun yarısı günlük 1.90 doların altında yaşıyor.
  • Mali’nin Fransa Büyükelçisi Toumani Djime Diallo, Fransız askerlerinin Bamako’nun etrafında kümelendiğini söylemesinden dolayı Mali Dışişleri Bakanlığı tarafından ülkeye geri çağrıldı. Fransa’nın Sahel bölgesinde yaklaşık 5.100 askeri bulunuyor. Mali’de Barkan (Barkhane) operasyonu çerçevesinde gelen askerlerin varlığı çoğu zaman eleştiriliyor.

TURİZMDEKİ KAYIP

Turizm sektöründe, yurtdışına yıllık 150 milyon turist gönderen ülke olarak bu sektörde seyahat eden her beş kişiden biri Çinli idi. Afrika bu sektörden bir milyon turist alarak gelir elde ediyordu. Bunların da 130 bin kadarı Fas Krallığı’na gidiyordu. Kıta, bundan yüzde 7 civarında kalkınmaya katkı beklemekteydi. Yine bu alanda istihdam edilen 23 milyon civarındaki kişinin önemli kısmı işsiz kalabilir. Çin-Afrika arasında son yıllarda sayıları yüzde 400 artan havayolu şirketlerinin doğrudan uçuşları ve seyahat eden yolcu sayısı da düşecek. Etiyopya Havayolları ve RwandAir isimli Ruanda şirketi, Çin’in China Southern Havayolları seferlerini durdurmasalar bile büyük düşüşler yaşıyor. Sefer sayıları da sadece hattı açık tutacak kadar günde bir ile ayakta tutulmaya çalışılıyor.

SORUN FIRSAT MI?

Afrika’da 30 bin civarındaki Çin girişimcilerinin firmaları, bu süreçten olumsuz etkilenecek. Gelişmeler aslında kıta ülkeleri üzerinde ciddi baskı oluşturan Çinli yatırımcıların başka ülkelere fırsat vermeme gayretleri bir yana, farklı finansman imkanları sunmaları, hatta ucuz işgücü istihdamı gibi sebeplerle alanda haksız rekabete sebep oluyordu. Önü bir türlü alınamayan bu gidiş, farklı imkanlar için kapıları aralayabilir.

06 Mart 2020 Cuma