HİKMET BAYDAR
Son zamanlarda gerçekleşen olaylar bize tekrar güvenliği hatırlatmaya başladı. Uluslararası askeri gelişmeler tüm piyasaları etkilediğinden yakından takip edilmesi gereken konulardır. Geçmişe şöyle bir bakalım. Önce pandemi nedeniyle turizm sektörü tamamen durma noktasına gelirken, lojistik sektörü de olumsuz etkilendi ve ürünlerin tüketiciye ulaştırılmasında sorunlar yaşamaya başladık. Özellikle Çin’den ihracat yapılamaması ve uluslararası lojistiğin ciddi aksamalar yaşaması, arzda aksaklıklara yol açtı. Bu durum fiyatlamalara olumsuz bir şekilde yansıdı ve fiyatlarda ciddi yükselişler oldu.
Pandemi ile ilgili yasaklamalar kalktıktan sonra insanlar erteledikleri talebi uygulamaya koydu. Bu arada pandemi nedeniyle kapatılan fabrikaların tekrar üretime dönmesi o kadar da kolay olmadığından, arzın talebi dengelemesi mümkün olamadı ve fiyat yükselişleri tekrar başladı. Bu süreç tamamlanmak üzereyken yeni bir sorunla karşılaştık.
ABD’nin global ekonomiyi istikrarsızlaştırarak doları güvenli liman haline getirme çabaları ve dolara yönelimin şiddetlenmesi, ciddi risklerle birlikte bir anda karşımıza çıktı.
Önce Fed bilanço küçültücü politikayı uygulamaya sokarak daha önce karşılıksız bastığı ve dağıttığı dolarları geri toplamaya başladı. Bu durum bir anda dolara ulaşmayı zorlaştırarak prim yapmasına neden oldu. Akabinde enflasyonu, talebi dizginleyerek düşürme politikasını uygulamaya koyarak faizleri yükseltmeye başladı.
GLOBAL İSTİKRARSIZLAŞTIRMA
Bu işin ekonomik boyutuydu, ancak asıl sorun değildi.
Asıl sorun, ABD’nin bir süredir izlediği global istikrarsızlaştırma politikası çerçevesinde Ukrayna-Rusya savaşının başlamasına zemin oluşturması, akabinde yaptırımların devreye alınması ve Avrupa’nın doğalgaz alamaması nedeniyle ilk güvensizlik dalgası geldi. Böylece tüketimde yavaşlama nedeniyle enflasyon hızında azalmalar görülmeye başlandı. Ancak bu son derece tehlikeli bir oyundu. Bu nedenle AB ve birçok ülkede negatif büyüme konuşulmaya başlandı. Yani küçülmelerin yaşanacağı bir dönem bekleniyor.
Şimdi ikinci aşama devreye sokuldu.
Dünya barışını tehlikeye sokarak doları güvenli limanmış gibi gösterme çabaları şimdilik başarılı görünüyor. Yatırımcı parasını dolara döndüğünden dolar endeksi rekorlar kırıyor.
Bu sayede her şey dolar karşısında ucuzluyor. O zaman ABD’de enflasyonu düşürmek daha kolay olacak. Bedelini de tüm dünya ödeyecek. ABD’nin en yakın müttefiki İngiltere paund’un düşmesiyle bedel ödeyecek, AB ülkeleri daha da fakirleşecekler gibi görünüyor.
TÜRKİYE ÇEKİM MERKEZİ OLABİLİR
Özellikle AB ülkelerinde baş gösteren yüksek enerji fiyatları nedeniyle üretememe, ülkemizin bu üretimi yapmasının önünü açacağından Türkiye’nin büyüme hedefleri uluslararası kuruluşlar tarafından diğer ülkelerin aksine yukarı yönde revize ediliyor.
Çünkü Türkiye arz kaynaklı enflasyona arzı teşvik edici politikalarla müdahale ederken, ABD’nin aksine dünya barışına katkı sağlamaya çalışarak tüm dünyanın dikkatini çekti.
Türkiye bir çekim merkezi olabilir.
Arz sorunlarının artması, üretimin ve sermayenin Türkiye’ye gelmesinin önünü açma ihtimali son derece yüksek. Avrupa’da ticari ortaklarımız olduğundan, enerji krizinde dengeli politika izleyen Türkiye, üretim açığını kapamada lokasyon avantajıyla öne çıkabilir.
Hatta daha önce karşımıza çıkarılan bürokratik engellere de ara verebilirler.
Kapasite kullanım oranı global daralma riskine karşı artarak önemli bir cevap verdi. Bizim yapabileceğimiz en önemli şey, liyakata uygun bir dış ticaret departmanı, dijital pazarlama ile bize ihtiyacı olanların görmesini sağlamaktır. Gerisi kendiliğinden gelecektir.
30 Eylül 2022 Cuma