HİKMET BAYDAR
Türkiye İstatistik Kurumu, 31 Mayıs 2022 günü yayınladığı bültenle büyüme verilerini açıkladı. Bu verilere göre, GSYH 2022 yılı birinci çeyrek ilk tahmini; zincirlenmiş hacim endeksi olarak, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 7.3 arttı.
Piyasa beklentisi ise yüzde 7.2 idi. Dolayısıyla veri, beklenti seviyelerinde geldi diyebiliriz.
Açıklamaya göre AB bölgesinde büyümede ikinci ülke durumundayız. Bir de dolar bazında bakalım.
2020 yılından bugüne kadar cari fiyatlarla ve çeyrek bazda verilen Gayri Safi Yurt İçi Hasıla verilerine baktığımızda, en yüksek dolar bazında hasılanın 225.983 milyon dolar hasıla ile 2021 yılının üçüncü çeyreğinde verildiğini görüyoruz. Global arz aksaklıkları ve lojistik sıkıntılar nedeniyle tedarik zorluğu yaşanan dönemde dolar bazında önemli bir artış yakalanmış. Ancak bir önceki yılın yani 2020 yılının aynı döneminde de nispeten yüksek ciroların yakalanarak 196.582 milyon dolar hasılanın elde edildiğini görüyoruz.
Söz konusu tablo bize, global arz ve lojistik aksaklıklarından öyle olağanüstü yararlanamadığımızı gösteriyor. Yani ihracatta dolar bazında gelirde öyle aman aman bir sıçrama söz konusu değil. 2020 yılı birinci çeyreğinde 176.200 milyon dolar, 2021 yılı birinci çeyreğinde 188.655 milyon dolar ve 2022 yılı birinci çeyreğinde 179.800 milyon dolar hasıla sağlanmış. 2021 yılının altında olan bir veri söz konusu. Bu fiyatların içerisinde dolar bazında artan fiyatlama da bulunuyor. O yüzden fiyat etkisini kaldıran zincirlenmiş hacim endeksinde 173’ten 185.7 seviyesine bir çıkış görünüyor.
BÜYÜMEDE YAVAŞLAMA
Global büyüme beklentileri 2021 yılının yarısının da altına inmiş.
Öyle ki, Türkiye için açıklanan raporlarda yüzde 2.9 büyüme beklendiği bile belirtilmiş. Bu veriye göre önümüzdeki dönemde büyümede önemli bir yavaşlama olacağını düşünmek yanlış olmayacak.
Peki neden büyümede karamsar bir hava hakim?
En önemli neden, Rusya-Ukrayna savaşı ve bu nedenle getirilen kısıtlamalardır. Bir yandan her iki ülkenin dünyanın tahıl ambarı durumunda olması ve ürün sevk edememeleri, diğer yandan doğalgaz satışında ruble şartı ve bazı ülkelere doğalgaz sevkiyatının durdurulması, hem enerji arzı hem de ürün arzı konusunda ciddi sorunları da beraberinde getiriyor.
Diğer bir neden, son yılların rekorlarını kıran enflasyona karşı batının faiz silahını kullanmaya başlamasıdır. Amaç talebi dizginlemek olduğuna göre, ticareti yavaşlatacak bir etkiden bahsediyoruz.
Başka bir neden de parasal daralmaya gidilecek olması. Fed, 1 Haziran’dan itibaren başlayacağını duyurmuştu. ECB ise 2023’te yapmayı planlıyor.
Bir başka neden, yükselen enflasyon sebebiyle işletme sermayesi ihtiyacının artması ve kredi büyüklüğünün bu artışı kapatacak kadar büyük olmaması. O yüzden kredi temininde eski rahatlık yavaş yavaş kaybolabilir.
FIRSATA ÇEVRİLEBİLİR
Görüleceği gibi global anlamda gerçekleşen riskler, risk iştahını azaltarak yatırımcıları daha konservatif davranmaya zorluyor. Bu arada borsalar yüksek enflasyon, düşük faiz döneminin avantajını sürdürmeye devam ediyor.
Çin’in büyüme beklentileri düşerken, ciddi lojistik ve üretim sıkıntıları yaşarken, sorunun çok kısa sürede düzeleceğini de bekleyemiyoruz.
Ancak AB pazarına yakın olmamız ve KOBİ tarzı esnek üretim modeline sahip olmamız nedeniyle talebe hızlı cevap vermenin avantajıyla krizi fırsata çevirme potansiyelimiz var.
Önemli olan şirket tepe yönetiminin, global risk ve fırsatları objektif olarak masaya yatırıp doğru kararlarla avantajlı konuma gelebilecek yetkinlik ve etkinlikte olup olmadıklarıdır.
Global daralma bizim zorunlu olarak daralacağımız anlamına gelmez.
03 Haziran 2022 Cuma