Hikmet Baydar
Türkiye İstatistik Kurumu, enflasyonla ilgili her ay 2 veri açıklamaktadır. Birinci veri tüketici fiyat endeksi, ikinci veri ise yurtiçi ÜFE verisidir. Ekim 2019 ayında açıklanan TÜFE verilerine göre yıllık enflasyon rakamı yüzde 8.55 olarak açıklanırken aylık enflasyon verisi ise yüzde 2 olarak belirtilmiştir. 12 aylık ortalama ise yüzde 16.81’dir.
Bu veriler biraz kafaları karıştırmış olup, enflasyon gerçekten bu mudur diye eleştirilerin yapıldığı görülmektedir. O yüzden bu yazımızda biraz detaya girmek istedik.
Harcama gruplarına baktığımızda; aylık bazda en yüksek artış yüzde 11.70 ile giyim ve ayakkabı grubunda gerçekleşmiştir. Yıllık bazda artışlara baktığımızda; sağlık yüzde 14.24, eğitim yüzde 14.20, lokanta ve oteller yüzde 13.7 ve çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 13.43 artış olduğunu görüyoruz. Bu veriler sokaktaki insanı yakından ilgilendiren tüketim grupları olduğundan, sokakta hissedilen enflasyon daha yüksek olmaktadır.
TÜİK tarafından açıklanan bültende yer alan tabloya bir bakalım. 2018 Ekim ayı aylık değişim yüzde 2.67 iken, Ekim 2019 ayında artış yüzde 2’de kalınca, yıllık bazda enflasyon yüzde 9.26’dan yüzde 8.55’e gerilemiştir.
Geçen yıl son çeyrekte ciddi artış gösteren kurların kucağımıza bıraktığı yüksek faiz ve yüksel ithalat maliyetinin oluşturduğu enflasyon köpüğü bu sene yok. Ancak aylık bazda önemli oranda yüksek gelen veriler önümüzdeki dönem için ciddi tedbirlerin alınmasını gerekli göstermektedir. Bu arada tekrar belirmekte fayda var. Mevcut oranlar geçen yıl yüzde 25.24’lere kadar yükselen yıllık enflasyonun üzerine eklenen rakamlardır. Bu durumda fiyatlarda bir düşüş söz konusu değildir. Düşen, fiyatların yükseliş oranındaki değişimdir. Dolayısıyla fiyatlar geçen yıl gösterdiği sert yükselişin üzerinde artmaya devam etmektedir.
Bu konu ciddi tedbir alınmayı gerektiriyor. Çünkü kurlara bağlı olmayan iç fiyat dinamikleriyle oluşan bu enflasyon, çözülemediği takdirde önümüzdeki dönemde mevduat faizlerinin yükselişini konuşmaya başlayacağız. O zaman kredi faizlerinin de yükselmesi söz konusu olacaktır.
Bu konuda Rekabet Kurumu sektör bazında fiyat analizi yapmalı, enflasyonu tetikleyen sektörler mercek altına alınmalıdır.
Şimdi gelelim Yurtiçi ÜFE verilerine; Ekim 2019 ayında söz konusu veri yıllık bazda sadece yüzde 1.70’dir. Yani fiyatlarda neredeyse 1 yıldır bir değişim yok. Oysa 12 aylık ortalamalara baktığımızda yüzde 22.58 artış olduğunu görüyoruz. 12 aylık ortalamalara göre elektrik/gaz sektöründe fiyat değişimi yüzde 48.48. Enerjinin etkilemediği bir sektör yok. O yüzden bu değişim çok önemli bir maliyet değişimidir.
12 aylık ortalamalar bize enflasyon konusunda ciddi ipuçları vermektedir.
Özellikle belirtmek istiyoruz; aylık bazda TÜFE verileri yüzde 2 seviyelerinde artmaya devam ederse yıllık yüzde 24’lere ulaşmamız söz konusu olacaktır. O yüzden rehavete kapılmamalı ve aylık yükselişlerin altında yatan nedenlere ciddi ve detaylı bir şekilde eğilinmelidir. Özellikle enerji kaynaklı maliyet artışlarının enflasyonu zorlama riskine karşı tedbir alınmalıdır.
Son sözümüz; beklentiler geleceği şekillendirir. Olumlu beklentilerin oluşması için gereken neyse yapılmalıdır.
08 Kasım 2019 Cuma