HİKMET BAYDAR
Döviz denilen ürünün fiyatının artması için piyasaya arz edilenden fazla talep gelmesi yani ürünü almak isteyenlerin ürünü bulmakta zorlanması gerekir. Öyle ki, artık ne olursa olsun almam lazım ya da daha sonra bu fiyata bulamam, fiyatları yükselmeden almam gerekiyor diyenler daha yüksek fiyata razı olunca fiyat artmaya başlar. Hele bu ürünü almanız için size ucuz ve bol kaynak (kredi) veriliyorsa daha hırsla alırsınız ki, fiyat daha da şiddetli artar.
Peki, kim bu muhakkak almak zorunda olanlar?
* En büyük alıcı devlettir. Devlet bu ürünle, eurobond taahhütlerini, garanti verdiği döviz cinsi ödeme sorununu çözer. Geçmişte eurobond borçlanarak elde ettiği döviz ürününü şimdi eurobondları geri ödeyerek faiziyle birlikte kapatmak durumundadır. Yani borçla alınan emanet para, faiziyle geri ödenmek zorundadır. Bunun yanında devlet, enerji gibi birçok önemli girdide de dövize ihtiyaç duyar.
* Diğer alıcılar reel sektör temsilcileridir. Onlar döviz ürünüyle yurt dışından aldıkları hammadde ve sermaye malının değişimini yapar. Kısacası üretmek için getirdikleri hammaddeyi döviz olmadan ya tedarik edemezler ya da eğer yurt içi üretim varsa, daha pahalı olarak iç pazardan temin ederler. O zaman rekabetçi olamayabilirler.
* Daha sonra o döviz ürününü alarak fiyat artışını bekleyen yatırımcılardır. Onları ilgilendiren değer artışıdır. Bu ürünü
‘banka’ denilen depolarda sakladıklarında yatırımcının kredi kaynağı oluşur.
* Bir başka alıcı ise spekülatörlerdir.
Onlar değeri değiştirecek fırsatları kollar, gerektiğinde söylentiler yayar ve piyasanın ilgisini çekerler.
* Son olarak da manipülatörlerden bahsedelim. Onlar da yalan haberler yayarak talebin kısa sürede hızlı artmasını ve sürü psikolojisiyle de talebin şiddetli bir şekilde fiyatları yukarı çekmesini sağlamaya çalışırlar. Bu tür hareketler suç olarak kabul edilir.
Görüleceği üzere farklı amaçlarla talepler olmakla birlikte talepler bir araya geldiğinde ciddi bir fiyat artışına neden olabilir. Kaldı ki, arz hızla artan bu talebi kısa sürede karşılayamazsa fiyat artışı çok hızlı olur.
Peki, ‘döviz’ adını verdiğimiz ürünün fiyatının artmaması için neler yapılmalı?
Öncelikle eurobond vb. yani döviz verilerek ödenecek borçların net döviz talebine sebep olmaması için aynı vadeye eurobond satış ihalesi açılabilir. Böylece borçlar ileriye aktarılırken döviz talebi dengelenmiş olur.
Yurt dışından ithal edilen hammadde vb. ürünlerin yurt içerisinde üretimi ve rekabetçi fiyatla satış zemini oluşturarak, ithalat ihtiyacı azaltılabilir.
Enerji için oluşan döviz talebi, yerli üretimle azaltılabilir. Bu yerli üretim alternatif enerji de olabilir.
Döviz kredi maliyetleri artırılabilir. Yani dövizi bir kaynak olarak kullanacaklar daha fazla bedel öderse başka türlü kaynağa yönelebilir. O zaman döviz talebi düşer. Döviz talebi düşerse bankaların ‘döviz’ ürününü kiralamak için ödedikleri mevduat faizi de azalacak. O zaman da döviz mevduat cazip olmayacağından yatırımcı TL’ye geçer. Yani döviz arzı artar.
Döviz arzının artırılması ve yüksek seviyede tutulması için döviz karşılığı fırsatlar iyi pazarlanmalı. Yani yatırım ortamı istikrarlı bir şekilde güven vermeli.
Dövizi değerli yapan, onu alacak kaynağın bol olmasıdır. Yani TL ne kadar bol ve ulaşılması kolaysa döviz o kadar değerlenir. Bu arada dövizin alternatifi oldukça değeri de düşmeye devam edecektir. Onun alternatifi vadeli ithalattır. Kısacası hammaddeyi ithal eden üretimde kullanıp ihraç edip ödemesini aldıktan sonra ithalat bedelini öderse dövize talep arz artışıyla dengelenmiş olur.
Sonuç olarak; dövizi bu kadar yukarı çektiren nedenler ortadan kaldırılmadıkça ve onu alacak araçlar (TL) daha da bollaştıkça bu yükselişin yerini değer kaybına bırakması son derece zordur. Yurt dışında dolar endeksi 106’lardan 90 seviyelerine gelirken, yurt içerisinde tam tersine hareket ederek yükselmesi, arz ve talep dengesiyle kısa vadede nasıl oynanabildiğini gösterir.
Bu tür oyunların oynanmaması için piyasa derinliğinin artması ve toplam işlem hacminin çok yüksek olması gerekir. Bu arada şunu da eklememiz gerekir: Yurt dışında çeşitli kurum ve bankaların TL cinsi tahvil satması bu kaynağa ulaştıkları anlamına gelir. Piyasa düzenleyicilerinin bu kaynağı hangi amaçla topladıklarını iyi bilmesi şart. Yoksa tüm TL bakiye ile bir saat içerisinde döviz almaya kalkabilir. Geçmişteki yükselişler, böyle rezerv tutulan TL ile mümkün olabildi.
Dövizin yükselmesi değer kaybeden TL ile mümkün. Bunun arkasındaki senaryo iyi araştırılmalı. Çünkü mevcut piyasa koşullarında bu yükselişin bir daha olmaması için gereken tedbirler kademeli alınmadığı takdirde benzer hareketlerle her an karşılaşabiliriz.
11 Haziran 2021 Cuma