Afrika’nın önümüzdeki birkaç yıl içinde dünyanın geri kalanının önüne geçeceği şimdiden öngörülüyor. Zira kıtanın 5 ayrı bölgesi, küresel sosyo-ekonomik şartlardan kaynaklanan önemli savrulmalara maruz kalsa da istikrarlı ve orta vadeli beklentilere dirençli olduğunu gösteriyor.
Afrika ekonomisi, çok sayıda şoka maruz kalsa da negatife düşmedi ve pozitifte kalmayı başardı. Ülke olarak ise sadece Sudan ve Ekvator Ginesi negatif bir gelişme kaydetti. 2023-2024 yıllarındaki görünüm, istikrarlı kalmaya devam edeceği yönünde. Kıta, akıllı yatırımcıların adresi olmayı sürdürecek.
Çok değil, çeyrek asır önce Afrika’da iş yapmayı akıllarının ucundan bile geçirmeyen birçok devlet, şimdilerde ya doğrudan ya da kıtada tecrübe sahibi ülkelerle ortaklaşa yatırımlara girişiyor. Söz konusu devletlerin sayısı da her geçen gün artıyor. 21. yüzyıla kadar uzak durulan bu coğrafyanın bir anda revaçta olması, doğrudan ve akıllıca planlanan yatırımları kendine çekiyor. Hem Dünya Bankası’nın hem de Afrika Kalkınma Bankası’nın yıllık yayınladıkları ekonomik gelişmelere dair raporlar da bu süreci aşırı derecede teşvik edici bir görevi yerine getiriyor.
HESAPLAR DEĞİŞİYOR
2023 sonu itibarıyla yeni gelişmeler, hem bu senenin hem de gelecek senenin tahminlerini yeniden değerlendirip aşağı yönde gözden geçirmeyi zorunlu hale getirdi. Afrika’da 5 ayrı bölgede yer alan 54 ülkeden 33’ü, son jeopolitik gelişmelerden beklenmedik şekilde etkilendi. Öyle ki, Orta Afrika bölgesi ülkelerinde 2022’de yakalanan ortalama yüzde 5.3 oranındaki kalkınma, yüzde 4.1’de kaldı. Bu düşüş, mayıs ayında öngörülenden de yüzde 0.8 oranında düşük. Sebep olarak da Çad, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde 2022-2023 yıllarında yaşanan güvenlik ve siyasi gerginlikler gösteriliyor.
Doğu Afrika’nın büyüme tahminindeki aşağı yönde gözden geçirmede Sudan’daki iç savaş, Etiyopya ile Kenya’da artan borçların ödemesindeki sıkıntılar ve borç maliyetleriyle birleşince tabii hale geliyor. Ruanda ve Tanzanya gibi ülkelerdeki yüksek büyüme oranları, bu komşularınkilerle gölgelenince tüm bölgede yüzde 0.7’lik bir düşüşle yüzde 3.4 olarak revize edildi. Kuzey Afrika’da ise Mısır’da yaşanan devalüasyon, Tunus ve Cezayir’deki yüksek enflasyon sebebiyle 2022’deki yüzde 4.7’lik büyüme oranı yüzde 4’e düştü. Güney Afrika bölgesindeki büyüme hızındaki hayal kırıklığı ise geçmiş yıllardaki gibi devam ediyor. Özellikle Nijerya ile birlikte Sahraaltı Afrika’nın en büyük ekonomisi Güney Afrika Cumhuriyeti’ndeki elektrik kesintileri yüzünden kalkınma hızı çok yavaş seyrediyor. 2022’deki yüzde 2.8’lik oranın 2023’te yüzde 1.6’ya gerileyeceği öngörülüyor. Batı Afrika’da 2023 Mayıs ayında tahmin edilen yüzde 3.3’lük oranın yüzde 2.8’e gerilemesinde ise daha çok Nijerya’daki yakıt sübvansiyonu, döviz kurlarındaki ani hareketlilikler, Gana’nın borç sıkıntıları, Mali, Gine, Burkina Faso, Nijer gibi Sahel ülkelerindeki askeri darbeler ve terör saldırılarının tarım sektörüne menfi etkileri önemli rol oynadı.
5 AYRI BÖLGE
Afrika Kalkınma Bankası’nca yayınlanan rapora göre, Afrika yavaşlama içinde de olsa yüzde 3.8’lik reel GSYH’sinin büyümesinin, dünya ortalamasının ve Çin ile Hindistan’ın etkinlikte başı çektikleri Asya’dan sonra küresel anlamda ikinci kalkınma hızını yakalayan bölge olarak kalacağı tahmin ediliyor.
Afrika’nın önümüzdeki birkaç yıl içinde dünyanın geri kalanının önüne geçeceği şimdiden öngörülüyor. Zira kıtanın 5 ayrı bölgesi, küresel sosyo-ekonomik şartlardan kaynaklanan önemli savrulmalara maruz kalsa da istikrarlı ve orta vadeli beklentilere dirençli olduğunu gösteriyor.
YÜZDE 7 BÜYÜME
Afrika ekonomisi, çok sayıda şoka maruz kalsa da 5 ayrı bölgesinde negatife düşmedi ve pozitifte kalmayı başardı. Ülke olarak ise sadece Sudan ve Ekvator Ginesi, negatif bir gelişme kaydetti. 2023-2024 yıllarındaki görünüm, istikrarlı kalmaya devam edeceği yönünde. Covid salgını öncesi dönemde en iyi performans gösteren 5 Afrika ülkesinin, bu sene ve gelecek sene de yüzde 5.5’in üzerinde büyüme göstermesi bekleniyor. Bu ülkeler Ruanda (yüzde 7.9), Fildişi Sahili (yüzde 7.1), Benin (yüzde 6.4), Etiyopya (yüzde 6.0) ve Tanzanya (yüzde 5.6). Bazı Afrika ülkelerinde bu iki sene zarfında yüzde 5.5’in üzerinde kalkınma yaşanacak ülkelerin ise Libya (yüzde 12.9), Senegal (yüzde 9.4), Kongo Demokratik Cumhuriyeti (yüzde 6.8), Mozambik (yüzde 6.5), Gambiya (yüzde 6.4) ve Togo (yüzde 6.3) olacağı tahmin ediliyor.
Ekonomik gelişmeler, dünyanın her yerinde yaşandığı gibi Afrika’da da gözle görülür ciddi hamleler meyvelerini vermeye başladı. Dahası istikrarlı bir şekilde de ilerliyorlar. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in sürdürülebilir kalkınma hedeflerini desteklemekle görevli Jeffrey Sachs’a göre, Afrika önümüzdeki onlarca yıl boyunca sürekli olarak yüzde 7, hatta daha fazla büyüyecek, gerçek bir hızlanmaya kavuşacak. Böylece küresel ekonominin en hızlı büyüyen bileşenini oluşturacak. Bundan böyle Afrika, en fazla yatırım çeken kıta olacak.
EN HIZLI İKİNCİ
Afrika’daki kalkınmanın son yıllardaki itici gücü, hammadde kaynakları ihracatı ve bunların fiyatlarının devamlı artarak büyük oranlarda girdi sağlamaları. Dünya çapında kapsayıcı büyüme ve sürdürülebilir kalkınmanın teşvik edilmesinde önemli bir role sahip. Özellikle tarım, enerji piyasaları, madenler, sağlık altyapısı, ilaç, hafif imalat, ulaşım ve ikmal, dijital ekonomi gibi kilit alanlarda çok sayıda yatırımcı için altın değerinde imkânlar sunacak fırsatlar var. 2024 yılında kıtanın 12 ülkesi, dünya genelinde ekonomik büyümede öncelikle 20 ülke arasında yer alacak. Bunlar Senegal, Moritanya, Libya, Ruanda, Fildişi Sahili, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Benin, Uganda, Etiyopya, Mozambik, Togo ve Tanzanya olacak. Bunların 2024’te yüzde 6 ve yüzde 10 arasında büyüme kaydetmesi bekleniyor. The Economist Intellince Unit dergisine göre, Asya’nın ardından tüm coğrafyalar içinde Afrika, en hızlı büyüyen ikinci kıta olacak. 54 ülkesinin ortalama GSYH’si 2023’te yüzde 2.6, 2024’te ise yüzde 3.2 seviyesinde olacak. Yine bunları kıtada yapılacak seçimlerin sonuçları ve mali sıkıntılar menfi veya müspet yönde tayin edebilir.
YATIRIM FIRSATLARI VE RİSKLER
Türkiye, son 20 yılda özel yatırımcıların başını çektiği hamleleri ve devletler arası çok yönlü ekonomik yatırımların desteklenmesiyle Afrika’nın farklı ülkeleriyle 4 milyar doları aşan ticaret hacmini 10 kat artırarak, şimdilerde 40 milyar doların üzerine çıkardı. Her türlü müteahhitlik hizmetleri, büyük altyapı projelerinden havaalanları, limanlar, demiryolları ve karayolları inşasında adeta en etkili birkaç ülke arasına girmeyi başardı. Gıda sanayinden tekstile, demir-çelik gibi ağır sanayi kollarına kadar çok sayıda farklı iş kollarındaki üretim tesisleri kurumu ve çalıştırılması, marketçilik, ulaşım, iletişim, eğitim ve sağlık hizmetleri ile adeta en çok aranan ülkelerden biri konumuna geldi. Ne var ki, bu olumlu gelişmeler daha önce etkin birçok ülkenin alandan çekilmesine sebep olan bazı riskleri de bünyesinde taşıyor. Henüz yok denecek kadar az faaliyet gösterilen alanlardan biri bankacılık olup bu eksiğin bir an evvel tamamlanmaması, yakın gelecekte ekonomik ilişkilerimiz dahil tüm faaliyetlerimiz için önemli bir risk teşkil edebilir. Öte yandan, Uluslararası Kalkınma Ajansı IDA’ya göre, 2015 yılında tüm Afrika’da borç sıkıntısı çeken ülkelerin oranı yüzde 27 iken, 2023’te bu oran yüzde 55’e yükselmiş durumda. Bu da yatırımlar için bir risk oluşturuyor.
TÜRK TÜCCARININ YÖNELİŞİ
Afrika ülkelerinin ihtiyaç duyduğu her alanda tecrübe sahibi yatırımcı iş adamlarımız, beynelmilel güçteki tüccarımız her geçen sene Afrika’ya daha fazla yöneliyor. Hem Dünya Bankası’nın hem de Afrika Kalkınma Bankası’nın güncel ekonomik raporlarıyla da teyit edildiği üzere daralan tüm pazarlar için bu kıta ülkeleri yeni fırsatlar sunuyor. Sadece THY’nin 2000’li yılların başında az sayıda Afrika ülkesine başlattığı seferlerini 40’tan fazla ülkeye yayması, başlı başına daralan küresel ekonominin can simidinin gelecek on yıllarda bu coğrafyada olacağı artık herhangi bir şüpheye mahal bırakmıyor.
İHTİYAÇ HER ALANDA
Dünya ekonomisi daralırken, Afrika tam tersine genişlemeye devam edecek. Geçmişte geri kalmışlığa mahkum edilişini telafi edecek çalışmalar, ihtiyaç duyulan her alana yayılarak sürdürülüyor. Büyük alışveriş merkezlerinden turistik tesislere, modern havaalanlarından kongre merkezlerine kadar birçoğuna Türk insanının mührü vurulmuş durumda. Yeter ki, bunlarla iktifa edilmeyip daha da gelişmişleri ile kıtada rakiplerinin önünde yer alacak şekilde varlık göstermiş olsun. 21. yüzyıldaki önemli yatırımların merkezi Afrika olacak ve bunu bilinçli şekilde yapana da yaptırana da beklenenin üzerinde kazanç sağlayacak.
25 Aralık 2023 Pazartesi