* 200 milyona yaklaşan nüfusuyla Afrika’nın en büyük ekonomisi konumundaki Nijerya, ‘Made in Nijerya’ atağı başlattı. Gayri Safi Milli Hasılası 400 milyar dolara ulaşan ülke, Afrika ekonomisinin lokomotifi olarak görülüyor.
* Türkiye, Nijerya ile Ticari ve Ekonomik İş Birliği Mutabakat Zaptı’nı onayladı. 14 Nisan 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre Türkiye, Afrika devi Nijerya ile ilişkilerini bir kanun temelinde geliştirmeye devam edecek.
Prof. Dr. Ahmet Kavas
Gerek akademik camiada, gerekse medyada Afrika hakkında fikir beyan ederken genelde bardağın boş tarafını görme eğilimi ağır basıyor. Dolu kısmıyla ilgili olumlu bir cümleye tahammül edilmez. Bu nasıl bir uzmanlık! Bizim de, “Dünyanın en fakir kıtası, geri kalmış, hayatta kalkınamaz, eğitim yok, sağlık en büyük dert, sanayi bu coğrafyanın yanından bile geçemez” yönündeki kalıplaşmış ifadelerini tekrarlamamız isteniyor. Acaba bunları biz mi fark ediyoruz, yoksa birileri bize, “Bu böyle, başkası da mümkün olamaz” diye mi bir şeyleri peşinen kabul etmemizi istiyor. Doğrusu bardaktaki boş kısım hacim olarak epeyce var, ama biz o bardağın ne kadarını görüyoruz. Koronavirüs sadece sıhhi açıdan yok edici bir hastalık olarak karşımıza çıkmakla kalmadı, bize bedenimizdeki zafiyetlerimiz kadar başka gerçekleri de gösterdi. Çoğu G7, G20, AB, ABD, Rusya, Çin ve Güney Kore gibi “Dünyayı biz yönetiyoruz” diyenlerin nicelerini dize getirdi. Tüm insanlığın gözü önünde adeta batmaz denen Titanic gibi tüm sağlık düzenleri yıkıldı. “Afrika’ya bakın” diyenlere şimdilerde Afrikalılar da “Şunlara bakın” diyorlar.
SÖMÜRGECİLERİN ÇEKİLİŞİ
Yedi Avrupalı sömürgeci, ülkenin tamamına 1960’lı yıllarda Soğuk Savaş döneminin getirdiği ağır sorumluluklar, bugünkü koronavirüsten kaçar gibi sömürgelerini derhal bırakıp çekilin dedirtti. Çizdikleri yapay sınırlarla adeta kendi içlerinde yok olmaya mahkum ettikleri çoğu Afrika ülkesi, “Ne yapsa asla ayağa kalkamaz, zor da olsa denese bile o şekilde duramaz” dedirtmeye devam etti. Oysa ki bazı öngörüsü olan yerli devlet adamları, gidenin yerine gelene ‘yeni sömürgecilik’ deseler de kimseyi inandıracak ne yazarları, ne de çizerleri vardı. Bu defa Afrikalıların kaderini kendi içlerinden belirledikleri temsilcileri eliyle modern devletlerin kalkınması için ne lazımsa onu engelleterek zaten menfaatleri adına tüketmeyi sürdürecekleri yerlerde bir türlü düzen kurulmasını istemediler. Ama geri kalmışlığın kabahatini hep kıta yerlilerine attılar. Tarihten getirdikleri her türlü değerleri çiğnenirken yerine yenilerini de koymadıklarını hiç dillendirmediler.
1 TEMMUZ 2020 MİLADI
Sömürgecilerin 1960’larda çekilmeleri, 21. yüzyıla girerken de Sovyetlerin çökmesi ile Afrika’daki yüklerin büyük bir kısmı kendiliğinden kalktı. Onların yerine Çin gibi yenileri gelip çöreklense de bunun da en fazla çeyrek asır sürüp uzun ömürlü olmayacağı belliydi. Batı Sahra Demokratik Arap Cumhuriyeti’ni de üye kabul ettiği için halen 55 üyesiyle Afrika Birliği, 2002 yılından itibaren yaklaşık 20 yıldır kıtanın geleceği ile ilgili aldığı kararları uygulamaya devam ediyor. Belki bunu yaparken de güçlü yatırımlarla gelen ülkelerden destek dahi alıyor. Ama artık ne kadar çözüm bekleyen derdi varsa bunları kendi içinde halledecek düzenleri devreye sokuyor. 2019 yılı temmuz ayında da sonraki bir tarihte katılacağını beyan eden Eritre hariç 54 ülke Afrika Kıtası Serbest Ticaret Anlaşması’nı (Continental Free Trade Area-CFTA) imzaladı. Bunu en son imzalayan iki ülkeden biri Nijerya, diğeri de ekonomisi buna aşırı bağlı olan Benin idi. 1 Temmuz 2020 tarihinde yürürlüğe girmesine aylar kaldı. Halen kıtanın tüm ticareti dikkate alındığında Afrika Birliği ülkeleri arasındaki sadece yüzde 15’lik olan oranın böylece yüzde 60’a çıkması hedefleniyor.
DEV ÜLKE NİJERYA
CFTA’nın yürürlüğe girip sıkıntısız devamının kolay olmayacağını herkes tahmin ediyor, özellikle de bundan en fazla etkilenen ülkelerin başında Nijerya’nın geleceği aşikâr. Sebebine gelince, neredeyse 1.5 milyara yakın nüfusa sahip Afrika’da her 6 kişiden birisinin yaşadığı bu ülke, bilhassa çevresindeki komşuları dahil başta AB, ABD, Hindistan, Çin olmak üzere her birinin tabii pazarına dönüşmüş olması. Bunlar ya günlük 2 milyon varilin üzerinde ihraç ettiği petrolün, doğalgazın veya madenlerinin müşterileri ya da her türlü ithal ürüne muhtaç devasa bir pazarının tedarikçileri.
İngilizlerin çizdiği sınırlar içinde bağımsızlık verilmesi yüzünden etnik, dini, hatta daha başka farklı coğrafi özellikler gibi bir arada yaşamalarını zorlaştıran devlet düzeni bir türlü oturamadı, devamlı darbelerle sarsıldı. 20. yüzyılın en kanlı iç savaşları arasındaki Biafra çatışması, Nijer Deltası’ndaki petrol tesislerine saldırıların önünün alınamaması, Müslümanlarla Hristiyanlar arasındaki öldürücü gerginliklerin zirve yapması, Boko Haram gibi yok edeceği insanlar arasında hiçbir ayırım gözetmeyen bir terör örgütünün önünün alınamaması, bundan belki daha ağır sonuçlar doğuran çiftçilerle sürülerini otlatan çobanlar arasındaki kavgaların yıkıcı tahribatı ve 1980’li yıllardan bu tarafa Şiilik yayma çalışmalarıyla İran’ın Nijeryalı Müslümanları birbirine düşürmesi, yolsuzluk ve zengin-fakir arasındaki uçurumun giderek büyümesi, Nijerya için hâlâ bardağın boş tarafı olarak sunulan ana konular… Neden bu ülke bu kadar dertle aynı anda uğraşmak zorunda kaldı?
TÜKETEN DEĞİL ÜRETEN
1983 yılında askeri bir darbeyle iktidarı ele geçiren General Muhammed Buhari’nin derdi diktatörlük kurmak değildi. İngiliz sömürgeciliğiyle oluşan hasara az da olsun dur demek istiyordu. Niyeti, devletin yönetimini de bir an evvel sivillere bırakmaktı ve 2 yıl içinde bunu yaptı. 2015 yılı mayıs ayında ise devlet başkanlığı seçimlerinde aday olduğunda herkes kesinlikle kazanacağını söylüyordu. Ülkenin 55 yıllık tarihi içinde onun 2 yıllık yönetimi bir türlü düzeltilemeyen hasarı yine onun halledebileceğini işaret ediyordu. Nitekim hem o seçimi hem de 2019 yılı şubat ayında ikincisini kazandı.
Nijerya Gayri Safi Milli Hasılası 400 milyar dolara ulaşan bir ülke. Afrika’nın en büyük ekonomisine sahip. 2020 yılı bütçesi 33 milyar dolar olarak belirlendi ve kalkınma hızında yüzde 2’lik bir seviye öngörüldü. Bu belirlenirken ihracatının yüzde 90’ının bağlı olduğu petrolün varili 57 dolardı. Muhammed Buhari ne yapıp edip Nijerya’yı sadece tüketen değil, üreten bir ülkeye çevirmek istiyordu. Korumacı bir ekonomi uygulamasıyla tüm çevre ülkeler dahil ithalat yapılan herkesle mevcut ticaret ağlarını daraltacaktı. Otomobil sektöründe vergileri yüzde 70’e yükseltti. Bu pazara bundan böyle ürün satamayacak dünyanın önde gelen firmaları üretici olmak için sıraya girdiler. Artık pazarda daha çok yerli üretim otomobiller satılacak.
ÜRÜNLERE MINE DAMGASI
Aslında Nijerya gibi neredeyse tüm kıta ülkeleri ‘Made in Africa’, yani ‘Afrika Malı’ damgasını yaygınlaştırmak istiyorlar. Abuja yönetimi bu konuda öncü bir rol üstlendi. FORBES 2019’a göre dünya sıralamasında 4 dolar milyarderi olan ülkede en başta gıda ürünleri ve sanayi ile tekstil konusunda yerel üretim dışında ithalat kısıtlandı. Artık ürünlerin üzerinde ‘MINE’ damgası, ‘Made in Nigeria for Export/Nijerya İhracat Ürünü’ görülecek. Sadece pirinç için yurtdışına ödenen meblağın miktarı bile bu tür tahıl ürünlerinin ithalatını durdurmak için bir sebepti. Muhammed Buhari, bu hedefinde birçok sıkıntı ve zorluğu göğüsleyip taviz vermeden ilerlerken artık ülkesinin her isteyene açık bir pazar değil, yerli ürüne imza atacak ortakların yatırımlarına fırsatlar sunmakla meşgul örnek bir devlet adamı konumunda.
Afrika’nın en büyük ekonomisi konumundaki bu dev ülke ile Türkiye arasında önemli bir adım daha atıldı. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijerya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik İş Birliği Mutabakat Zaptı’nın onaylanması uygun bulundu. 14 Nisan 2020 tarihli ve 31099 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre Türkiye, Afrika kıtasının lokomotifi konumundaki Nijerya ile ilişkilerini bir kanun temelinde geliştirecek.
AFRİKA GÜNDEMİNDEN…
* Tunus eski Ekonomi Bakanı Hakim Bin Hammude, koronavirüs krizi sebebiyle 158 bin Tunuslu’nun işlerini kaybedeceğini ifade etti.
* Koronavirüs, Afrika'da etkisini gösterirken Malavi'de ülke çapında hemşireler çalışma koşullarının yetersizliği yüzünden greve gidiyor.
* Birleşmiş Milletler Afrika Ekonomi Komisyonu, koronavirüs pandemisinin hükümetler tarafından alınan sert önlemlere rağmen bu yıl Afrika'da 300 bin kişinin ölmesine neden olabileceğini iddia eden bir rapor yayınladı.
* Covid-19 salgını, Akdeniz yoluyla Avrupa’ya illegal geçişlerin yön değiştirmesine sebep oldu. İspanyol El Pais gazetesi, yaklaşık 100 Faslı’nın gizlice iki lastik tekneyle İspanya’dan ülkelerine dönmeye çalıştığını açıkladı.
* Çad ordusunun ülke sınırları dışındaki askeri operasyonları durduracağını açıklayan Cumhurbaşkanı İdris Debi, 31 Mart'ta Çad Gölü havzasındaki Boko Haram unsurlarına karşı gerçekleştirilen saldırıda 1000 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.
01 Mayıs 2020 Cuma