tatil-sepeti
Prof. Dr. Ahmet KAVAS

Prof. Dr. Ahmet KAVAS

Diğer Yazıları

PROF. DR. AHMET KAVAS

Bir zamanlar bilinçli olarak ihmal ettirilen ve sadece Avrupa kökenlilere tanınan sigorta hizmeti, artık Afrikalılar tarafından da keşfediliyor. Kıtadaki sigortalılık oranı henüz dünya ortalamasının 10 kat gerisinden gelse de yıllık yüzde 7 büyüme ile dikkatleri çekiyor. Afrikalılar da her türlü hasara karşı hayatlarına ve mal varlıklarına güvence arayışında.

Özellikle her geçen gün ciddi artış gösteren orta sınıftakilerin hayatlarını ve sahip oldukları mal varlıklarını güvenceye alma farkındalığı artıyor. Ekonomik büyüklüğü 70 milyar doları bulan sigortacılığı, Afrika ülkeleri geliştirmek istiyor. Sigortacılıkla toplanan fonlarla aynı zamanda ekonomik büyümeyi finanse etmek de hedefler arasında.

Afrika’nın şimdilerde 1.5 milyara ulaşan nüfusunun gelecek 30 yıl içinde ikiye katlanacağı öngörülüyor. Bu kadar büyük bir kitlenin hepsi olmasa da önemli bir kısmı tayfun, fırtına, sel, deprem, kuraklık ve yangın gibi beklenmedik tabii afetlere ve bulaşıcı hastalıklara maruz kalıyor. 2018 yılında Doğu Afrika’daki Idai tayfunu; Malavi, Mozambik ve diğer çevre ülkelerinde 2 milyar dolarlık hasara sebep olmuştu. Yine Kamerun’daki SONARA petrol rafinerisinde çıkan yangın, ülke ekonomisine büyük zarar verdi. İster istemez bunlardan oluşacak hasarları diğer kıtalardaki gibi tazmin edecek sigorta kurumlarına ihtiyaç duyuluyor. Her geçen gün ciddi artış gösteren orta sınıftakilerin hayatlarını ve sahip oldukları mal varlıklarını güvenceye alma farkındalığı artıyor. Buna paralel olarak ülkelerin kendi kurumları yanında günümüzde kıta içi yaygınlaşan ve artık kıtalararası açılımlar da yapan yerel sigorta şirketleri ile 54 ülkeli devasa coğrafyaya yatırım için kıyasıya rekabete giren dünyanın bu alandaki en güçlüleri, yatırımlarına hız verdi. Güney Afrikalı Sanlam’ın bir kısmı kıta dışında 30, Faslı Saham’ın 26, Alman Allianz’ın 15 ve Senegalli Sunu’nun 14 Afrika ülkesindeki faaliyetleri bunun ispatı.

MOBİL PARA DEVREDE

Afrika’nın sigortacılık alanındaki gelişme oranı bakımından Covid-19 henüz ortaya çıkmadan önce 2020-2025 yılları arasında Latin Amerika’nın ardından yıllık yüzde 7’lik artışla ikinci sırada, yüzde 6’lık ortalamada seyreden Asya’nın ise önünde yer alacağı öngörülüyordu. Bu büyüme hızı, Kuzey Amerika’dan iki kat, Avrupa’dan üç kat daha fazla. İçinde bulunduğumuz salgın bu gelişmeyi sadece yavaşlatabilir ama tamamen durduramaz.

Bazı ülkeler istisna tutulursa kıta genelinde para aktarımlarının yok denecek eksik ağları, maalesef sigorta şirketleri gibi kurumları menfi anlamda etkiliyordu. Artık mobil paraların devreye girmesi ile bu engelin daha kolay aşılacağına kesin gözüyle bakılıyor. Çünkü sadece bankalar ile mümkün olan bu işlem için akıllı cep telefonu ve mobil para aktarımı imkânı veren bir ağ yeterli bulunuyor. Böylece ekonomik kalkınmanın anahtarı olan sigortacılık, kıtanın her tarafında kendine kolayca zemin buluyor.

ÖNCÜ ÜLKELER

Avrupa’da sigorta edilmesi gerekip de girişim yapılmayan alan kalmamışken, Afrika’da bilhassa sömürgecilikte bu imkân sadece Avrupa kökenlilere tanınarak çok sınırlı tutulup ihmal edilmişti. Şimdilerde tüm eksikliklerine rağmen 70 milyar dolarlık toplam işlem hacminden bahsediliyor. Dünyada bu alanda 2018 yılında ulaşılan meblağ 5 trilyon doları aşmıştı. Bunun yüzde 34’lik kısmı ABD’de, yüzde 32’lik kısmı Asya’da, yüzde 31’lik kısmı Avrupa’da, yüzde 2’si Okyanusya bölgesinde ve sadece henüz yüzde 2’yi yakalama aşamasındaki Afrika’da.

Ne var ki bu miktar, kıtanın tüm ülkeleri arasında eşit dağılmış değil ve 54 ülkeden sadece 10’u tüm miktarın yüzde 90’lık kısmını kaplıyor. Dahası yüzde 70’ini de tek başına Güney Afrika Cumhuriyeti alıyor. Bunu Libya ve Moritanya hariç Mısır’dan Fas’a kadar Mağrip ülkeleri ile Nijerya ve Kenya takip ediyor. Diğer ülkeler için de adeta kuvvetli bir damarı yakalanan maden gibi çeşitli fırsatlar tüm zorluklarına rağmen sigorta devlerini giderek daha iştahı kabarmış şekilde alana çekiyor. Çünkü Afrika’nın geriye kalan ülkelerinde de sigortacılık dünyanın en ince oyunlarının denendiği satranç tahtasına taşındı. Mevcut kurumların her türlü zararlara karşı güvencelerinin yüzde 90’dan fazlası uluslararası komisyoncularca yürütülüyor. Bu, Sanlam, Saham, NSIA ve Sunu gibi sahanın güçlü oyuncularının kıta içi kadar kıtalararası kapsam alanlarını genişletmelerini sağlıyor.

Günümüzde 70 milyar dolar civarında bir büyüklüğe ulaşan Afrika’daki sigortacılık alanında 52 milyar dolarlık işlem sadece tek başına Güney Afrika Cumhuriyeti’nde gerçekleşiyor. Bunu 3 milyarı aşan miktarla Fas Krallığı, peşinden 1.5 ila 2 milyar dolar arasında değişen miktarlarla Mısır, Nijerya, Kenya ve Cezayir takip ediyor. Angola, Namibya, Tunus ve Moritus’un her biri de bir milyar doları biraz aşan veya buna yaklaşan rakamlarla izliyor. Kıtanın geriye kalan 41 ülkesinin tamamında ise 5 milyar dolar civarında bir bütçe elde ediliyor. Ancak her geçen sene ekonomik kalkınmada ciddi mesafe alan ülkelerde sigortacılık giderek kendisine yeni alanlar açıyor.

NÜFUSA ORANLA DÜŞÜK

Dünya sigorta işlemleri alanında Afrika’nın payı aslında hak ettiğinin çok altında seyrediyor. Tüm kıtalardaki nüfuslar dikkate alındığında yüzde 18’lerde bir orana sahip olmasına rağmen bu pazarın sadece yüzde 1.8’lik kısmı bu hizmetten istifade edebiliyor. Bunun en temel sebebi, özel teşebbüslerin henüz kendilerini bu anlamda güven altına alacak imkanlara yeteri kadar sahip olmamaları. Asya’nın tamamında Gayri Safi Milli Hasıla’nın ortalama yüzde 5’ine denk olan sigorta primleri tutarı, Güney Afrika Cumhuriyeti hariç kıtanın diğer ülkelerinde yüzde 1 seviyesinde. Bunda toplumların yüzde 90’ın üzerindeki kısmının en basit anlamda bir sigortasının bulunmaması, hatta bu tür hassasiyete fikren kavuşmaması etkili. Ne var ki, bu alandaki güçlü şirketlerin de onların yakın vadede sağlık güvencelerini elde edebileceğine inanmamaları.

Kıtanın kalkınmasının sadece hammadde kaynaklarını pazarlayarak ya da dış pazarlardan sevk edilen malların tüketildiği bir coğrafya olarak kalmayacağını herkes biliyor. Afrika da mutlaka dünyanın diğer bölgelerindeki gelişmelere ayak uyduracak ve bunun da en önemli ayaklarından biri olan sigortacılıktaki yatırımlarla kendine yeten, hatta dış pazarlara açılan bir bölge olacak. Mikro sigortanın artık kayıt dışı ekonomilere de yaygınlaştırılması gerekiyor. Maliyeti daha az pahalı yeni yöntemlerle geniş kitlelere hitap edilebilir. Bunda da mobil telefon
en etkin araçlardan biri olacak.

GİDİLECEK YOL

Afrika, 2000’li yıllardan itibaren ortalama yüzde 4 ila yüzde 7 arasında bir ekonomik büyüme yakalaması ile Asya’dan sonra en hızlı gelişen bir kıta konumuna geldi. Bu da ister istemez sigortacılık alanının önünü açtı. Artık sıradan bir Afrikalı yıllık 70 dolar ile bu alanda kendini asgari de olsa güven altına alacak bir sigorta yaptırıyor, hatta bu miktar Güney Afrika Cumhuriyeti’nde 1.000 dolara kadar çıkıyor. Aynı durum Avrupalılar için ise sadece bir kişi için 2 bin 700 dolarlık bütçe ayrılmasını gerektiriyor.

Gelişmekte olan ülkelerde iki hektardan az arazilerinde, 430 milyon civarında tarım üreticisi bulunmakta olup bunların neredeyse hiçbiri özel sigorta imkânlarından yararlanamıyor. Haliyle her türlü hasar karşısında kayıplarını karşılayabilecek bir güvenceleri de bulunmuyor. Artık aralarında kurdukları kooperatifler üzerinden bu alana ilgilerinde ciddi artışlar gözleniyor. Dahası Güney Afrika Cumhuriyeti’nde yüzde 12.5 seviyesindeki hayat sigortası oranını yüzde 6 ile Namibya, yüzde 2.5 ile yüzde 5 arasında değişen seviyelerde Botsvana ve Moritus gibi ülkeler takip ediyor. Ama bu oranlar bile genel anlamda Afrika’da hayat sigortasının gerekli alakayı henüz yakalayamadığını gözler önüne seriyor.

EKONOMİYE KAYNAK

Kıtanın ekonomik kalkınmasında en önemli etkenlerden birinin sigortacılık olduğu fikri ağır basıyor. Sigortacılıkla toplanan fonların ekonomik büyümeye kaynak olması hedefleniyor. Bu açıdan Nijerya, Güney Afrika, Fas ve Cezayir gibi ülkelerde yüz milyonlarca sigorta işleminin yapılması gelecek için büyük bir başarı. Kaldı ki, ilk 10 sırada 7 Güney Afrikalı, Nijerya, Cezayir ve Fas’tan birer şirketin olması tesadüf değil. Sanlam (Güney Afrika), Saham (Fas), Sunu (Senegal), NSIA (Fildişi Sahili), Allianz ve Axa gibi şirketlerin onlarca yan kolları ile öncülüklerinin uzun yıllar devam edeceği öngörülüyor.

Bu arada Fildişi Sahili, Kamerun, Senegal, Gabon, Burkina Faso, Togo, Uganda, Kongo Cumhuriyeti ve Ruanda’nın da bu alanda gittikçe güçlendikleri biliniyor.

BİLİNÇLİ İHMAL ETTİRİLDİ

Sigortacılık, hem bağımsızlık öncesinde hem de sonrasında eski sömürgecilerinin Afrika’nın tamamının dünyadaki ekonomik kalkınma seviyesini yakalayıp gelişmemesi için bilinçli olarak ihmal ettirildi. İnsanların öncelikle hayatları olmak üzere tüm varlıkları, kurumların kaderi her an yakalandıkları bir hasarı tazmin edecek imkandan mahrum bırakıldı. Tasarrufları sigortacılıkla toplayıp ekonomik büyümeyi finanse edemediler. Ancak 21. yüzyılda pek çok alanda olduğu gibi yeni nesiller, sadece kıta ülkelerinde değil, beynelmilel hamlelere imza atıyorlar.

Afrika hariç, yürütülen küreselci oyunun bozulmasına da katkı sağlıyorlar.

02 Nisan 2021 Cuma