En büyük kaçakçılıklardan birisinin kereste ticaretinde yaşandığı bir gerçek. Dünya ormanlarının yüzde 27’sinin bulunduğu Afrika bu illegal ticaretin ana sahnesini oluşturuyor. Ucuza kapatılan ormanlar, pahalı mobilyalara dönüşüyor.
Prof. Dr. Ahmet Kavas
Dünyamızın nefes almasını sağlayan ormanların kapladığı alanların tamamı yaklaşık 4 milyar hektar olarak hesap ediliyor. Bu da karaların yüzde 31’ine denk geliyor. İnsanoğlunun topluluklar halinde yerleşik hayata geçtiği 12 bin yıl öncesinde neredeyse bu oranın yüzde 80 olduğu tahmin ediliyor. Hatta dört asır önce bile karaların yüzde 66’sı ormanlarla kaplıymış. Tüm canlıların temiz hava kaynağı olan bu değerimizi yok etmek için maalesef kıyasıya bir rekabet var. 1990’lı yıllardan itibaren on yıl boyunca yılda sekiz milyon hektardan fazlası yok oldu. Günümüzde de yıllık beş milyon hektar civarında bir tahribattan söz ediliyor. Sadece Afrika kıtasında 2000-2010 arası 3.4 milyon hektar, 2010-2015 yılları arasında ise 2.8 milyon hektarlık orman bir şekilde haritalardan silindi. Bu da bize geçtiğimiz 30 yıl içinde iki milyon kilometre kareye yakın, Libya yüzölçümüne denk ormanlığın yeryüzünden kaybedildiğini gösteriyor.
NE KADAR ORMAN VAR?
Ahşap, insanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de vazgeçilmesi imkânsız bir malzeme olarak kalacak. Halen yeryüzünde 60 milyon insanın tüm hayatının ormana bağlı, 300 milyonun ise ya ormanda veya çevresinde, 1.5 milyar insanın da ömrünü bir şekilde ormanla irtibatlı geçirdiği bir gerçek. Geçtiğimiz 15 yılda da özellikle şehirleşmeyle birlikte keresteye olan ihtiyaç yüzde 50 oranında arttı. Bunun temini için mevcut ormanlara zarar vermeden de istenen malzemelerin üretilmesi ve günlük hayatta kullanılması mümkün. Yeter ki uluslararası yaptırımlara dikkat ederek bu ürünün ticareti, belirlenen kurallar çerçevesinde yapılsın. Sadece 2018 yılında dünya genelinde 188 milyon ton, diğer bir ifade ile 2.3 milyar metreküp kereste ürünü tüketildiğine göre ve bunun da yaklaşık yüzde 25’ine tek başına Çin’in müşteri olduğu düşünüldüğünde acaba hangi kural ne kadar geçerliliğini korumaktadır?
Dünya ekonomisinin çarklarını çeviren devletler, hammadde ihtiyaçlarını karşılarken en büyük kaçakçılıklardan birisinin de kereste temininde yaşanıyor. Üstelik bu durum tüm uyarılara rağmen artarak da devam ediyor. Tabii ki bundan en fazla etkilenenin neredeyse hiçbir kuralın tanınmadığı, dünya ormanlarının da yüzde 27’sinin bulunduğu Afrika’dır. Buna seyirci kalmak sadece bu kıtada yaşayanlara değil, tüm insanlığın geleceğine zarar verecek.
AFRİKA’NIN CAZİBESİ
Kereste ile her türlü ürün yapımı üzerine onlarca satış noktası olan bir Fransız firması, müşterilerine sunduğu ahşap ürünlerinin tanıtımını yaptığı internet sitesinde başta Fransa ve Avrupa ürünleri olmak üzere Afrika, Kuzey ve Güney Amerika ile Asya menşeli olanların türleri hakkında kısa bilgiler veriyor. En fazla çeşidin 27 farklı ürünle Afrika’dan getirildiğini, bunların çok sağlam ve dayanıklı olduğunu, haliyle tercih edilmesini tavsiye ediyor. Gerçekten de kıta ülkelerinin ormanlarından elde edilenler sadece bu yönleriyle mi yoksa neredeyse bedava denecek kadar düşük ücretle alındıkları halde yüksek ücretlerle satılmaları sebebiyle mi tercih ediliyor? Mali Cumhuriyeti eski devlet başkanlarından Alpha Omar Konare, 2005 yılındaki Afrika Birliği Başkanı olarak geldiği Türkiye’de Afrika’da hiçbir ülkenin maddi yardıma ihtiyacı bulunmadığını vurgulamış; kendi ürünlerinin dünya piyasalarındakilerle eşdeğer tutulmasıyla bütün meselenin çözüleceğini belirtmişti.
EN BÜYÜK MÜŞTERİ
Mao zamanında inşaat yapımı ve dünya sanayinde orman ürünlerine pazar bulma derdindeki Çin, ormanları büyük oranda keserek yok etmişti. Fakat yakın geçmişte kaybettiği tüm ormanlık alanlardan daha fazlasını yeniden ağaçlandıran bugünkü yönetimler, buralardan en ufak ürünün kullanılmasına engeller koydu. Dahası Çin, 1980’li yıllarda uluslararası pazarlardan giderek artan şekilde kereste temin etmeye başladı. Günümüzde orman ürünleri konusunda özellikle illegal pazarlamayı dile getirenlerin birinci derecede hedefe koydukları ülkelerin başında Çin geliyor. Sadece kendi ihtiyacı için değil, herhangi bir ülkeye istenilen ürünü her türlü kuralı bir tarafa bırakıp temin etmesi ciddi anlamda eleştiriliyor.
ORMAN ZENGİNİ ÜLKELER
En geniş orman alanına yüzde 4’lük oranla Rusya, Brezilya, Kanada, ABD ve Çin sahip. 2015 yılındaki bir veriye göre yeryüzünde 3.4 trilyon ağaç var ve her yıl bunun 15 milyarı, çoğu tropikal bölgelerde olmak üzere farklı amaçlarla kesiliyor.
Bu arada teknolojinin sunduğu yeni imkânlar sayesinde ilk defa kağıt ve karton üretimi için ağaç kesiminde 1996 yılından bu tarafa dikkate değer bir azalma var. Her ülkede tüm kaçak kesimlere rağmen genelde belli bir takip varsa da Afrika ormanlarının akıbeti hakkında tam tersine kaçakçılığın çok yüksek boyutlarda seyrettiği devamlı dile getiriliyor.
DÜNYANIN İKİNCİ BÜYÜK TROPİKAL ORMANLARI KONGO HAVZASINDA
Amazonlardan sonra dünyanın ikinci büyük tropikal orman bölgesi kabul edilen Kongo havzası, ormancılık alanında tomruk veya biçilmiş kereste alıcıları için yabancı tedarikçilere büyük fırsatlar sunuyor. Alıcıların. yüzde 60’ı Avrupa ve Kuzey Amerika ülkeleri. Onları Asya’da Çin ve Vietnam’ın takip ettiği biliniyor. Sadece Avrupa Birliği, 2019’daki 2.3 milyar Euro değerindeki tropikal ağaç ürünleri alımıyla 2.1 milyon ton keresteyi satın aldı. Buna 720 milyon Euroluk biçilmiş kereste de ilave edilince 3 milyar Euroluk bir meblağ söz konusu.
Afrika ülkelerinden 2019 yılında biçilmiş kereste ihracatında da 463 bin metreküplük bir hacme ulaşıldı. Afrika’da en fazla kereste ihraç eden ülkelerin başında Kamerun ve Gabon geliyor. Ama Nijerya, Gana, Fildişi Sahili, Gambiya, Mali, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Orta Afrika Cumhuriyeti, Zambiya, Zimbabve ve Madagaskar da dünya pazarlarına ciddi oranlarda orman ürünleri arz ediyorlar.
‘SÜRDÜRÜLEBİLİR ORMAN YÖNETİMİ’ ALDATMACA
Fransa başta olmak üzere Batılılar, özellikle Kamerun’da 30 yıl önce “Sürdürülebilir orman yönetimi” başlattı. Bu şekil ormanların planlı kesimi çalışmalarıyla, kereste ihtiyacının büyük bir kısmını Afrika’dan kolayca temin ettiler. Sömürge döneminde başlatılan kereste sanayi, ormanları kesilen ülkelere değil, bunlar için ekonomik kalkınmanın temel kaynağı oldu. Halen Fransa’nın da ihtiyaçlarının yüzde 39’unu çoğu illegal yollarla Orta ve Batı Afrika’dan temin ettiği haberlere konu oluyor. Planlı kesim ardından ‘25 yılda yeniden ağaçlandırma’nın bir aldatmaca olduğu; yok edilen bir ormanlık alanın eski haline gelmesinin yüzlerce yıl alacağı belirtiliyor. Kereste için sorumsuzca ve bilinçsizce yok edilen Afrika ormanları için Afrika Kalkınma Bankası 20 milyon dolarlık bir fon ayırdı. Yüzlerce milyar dolarlık bir ticaretin döndüğü sektörde bu meblağ, bu yok edişi nasıl durdurabilir?
‘GÜL AĞACI’ YOK OLUYOR!
Artık bazı ağaç türleri yok olma tehdidi altındalar. Başta Afrika ülkelerindekiler olmak üzere yok olma sınırına en çok yaklaşan, kırmızı renkli kerestesi sebebiyle “Gül ağacı” diye isimlendirilen panduk ağacı.
Sadece 12 milyon hektarlık ormanı olan Mali Cumhuriyetinin Kayes şehri civarında 300 yıllık ağaçlar bile her türlü yasağa rağmen bazı Çinli firmalarca kestirilerek satın alındı. Sadece 2017 yılında 53 bin metreküp gül ağacı bu şekilde ülkeden çıkarıldı. Hatta her yıl 100 bin hektarlık orman alanı da bu ve benzeri sebeplerle yok oluyor.
Çin, bu ülkeyle beraber Benin ve Fildişi Sahili dahil 9 Batı Afrika ülkesinden sadece 2015 yılında 236 milyon Euro’luk gül ağacını kaçak yollarla satın aldı.
Buna göre adeta hiçbir kurala riayet etmedikleri görülüyor. Hatta bu konulardaki yasakları aşmak için, yüklü gemilerini, Moritus gibi alakasız ülkelerin limanlarına yaklaştırıp farklı ürün taşıdıklarını beyan edebildiler.
21 Ağustos 2020 Cuma