Sömürgeciliğin baskısını kısmen de olsa üzerlerinden atmaya çalışan Afrika’daki yeni devlet adamları, hem kendi ülkeleri içinde hem de tüm kıtayı baştan başa saran Transafrika Otoyolları (Trans African Highways-TAH) adıyla bir karayolu ağı yapımını gündemlerine aldı.
Başta BM Afrika Ekonomik Konseyi, Afrika Birliği, Afrika Kalkınma Bankası, Mağrip Birliği, Batı Afrika Ekonomik Topluluğu ve Güney Afrika Kalkınma Topluluğu olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlar, bu projeyi uygulamak için 50 yıldır işbirliği halinde.
Bir ülkede ilk dikkati çeken konulardan biri, karayolları ağıdır. Hem kendi vatandaşlarının günlük kullandıkları güzergahlar hem de dışarıdan gelenlerin yapacakları seyahatlerde hangi şartlarda yolculuk yapacaklarını öğrenmek isterler. Afrika’nın neredeyse tamamında devlet adamlarının en önemli gündemlerinden biri, mutlaka asfalt yollarının inşasını bir an evvel başlatmaktı. Sömürgecilik sürecinin henüz devam ettiği 20. yüzyılın ilk yarısında, dünyada her geçen gün tamamlanan ve bir ağa dönüşen bu çalışmalar maalesef bu kıtada bir türlü devreye konulamadı.
SÖMÜRGE YOLLARI
Avrupalı 7 devlet içinde özellikle İngilizler ve Fransızlar, Afrika’nın merkezine doğru ilerledikçe oralardan kendi ülkelerine ve diğer kıtalara gerekli gördükleri her şeyi taşımak için demiryolları ve bazı karayollarını yapma ihtiyacı hissetti. Bunları kısmen de uyguladılar.
Hâlâ o güzergahlar, yeni yolların yapımında yön verici oluyor. Cezayir’in başkentinden güneyindeki Mali ve Nijer’in içlerine, Senegal’den de doğuya doğru ilerleyip devasa bölgedeki kaynakları limanlara aktaracaklardı. Ama başkent Cezayir’den güneye inme hedeflerini, yaklaşık bir asır Sahra toplumlarını ikna edemedikleri için gerçekleştiremediler.
Ticaret kervanları tarafından kullanılan Afrika içi tüm güzergahlar, Avrupalı sömürgeci devletlerce bölgeler arası geçişler yasaklanınca tarihi yollar kısa zamanda devre dışı kaldı. Sadece kendi menfaatlerine uygun limanlara yakın yerleşim yerleri çevresinde yol yapımına müsaade ettiler. Bunun haricinde tüm Afrikalıları adeta çizdikleri yapay sınırlı devletlerin içine kapattılar. Şayet kendi sömürgeleri arasında bile karayolu ağları kurulsa, buralar kısa zamanda kalkınma eğilimlerine girecekti. O zaman da kendi idarelerinden kurtulma süreçleri hızlanacaktı.
1971 YILI MİLAT
1960’lı yıllardaki bağımsızlık mücadeleleri ve yeni kurulan devletler derhal bu alana el attı.
1 Temmuz 1971 yılı adeta bir milat oldu. Birleşmiş Milletler bünyesinde Afrika Ekonomi Komisyonu, önemine binaen bir an evvel bu konuyu değerlendirmeye aldı. Sömürgeciliğin baskısını kısmen de olsa üzerlerinden atmaya çalışan yeni devlet adamları, hem kendi ülkeleri içinde hem de tüm kıtayı baştanbaşa saran kısaca TAH (Trans African Highways) dedikleri Transafrika Otoyolları’nı bir karayolu ağı yapımı şeklinde gündemlerine aldı.
Sömürgecilerin hiç istemedikleri, bazı devlet adamlarının komşu ülkeleriyle yaşadıkları gerginlikler ve özellikle iç ticarete ağırlık vermeleri yüzünden çok yavaş ilerleyen bir süreçle karşılaştılar. Hatta Çad gibi birçok ülke, kendisini bitmek bilmeyen iç çatışmaların içinde buldu. 48 yıl devam eden bu dönemde zaten sahille bağlantısı da olmadığı için neredeyse 1 km bile karayolu yapması mümkün olmadı. 2000’li yılların ortasında iç barışı sağladı. Birkaç yıl içinde 3 bin km asfalt yapabildi. 2015 yılına geldiğinde başkent Encemine içinde dahi 300 km asfalt yol yapacak kadar imkânlara sahip oldu. Bunda kendi petrolünü bulması ve rafineri kurmasının da etkisi çok fazla oldu.
1997 yılında Güney Afrika Cumhuriyeti hariç tutulduğunda tüm Afrika ülkelerindeki toplam asfalt karayolu uzunluğu 171 bin km kadardı. Oysa ki yüzölçümü itibarıyla neredeyse Zimbabve kadar olan Polonya’daki karayolları 50’den fazla kıta ülkesinden daha fazla idi.
9 AYRI ANA GÜZERGÂHI İÇEREN BİR AĞ
Pekin-Londra arasını özellikle demiryolu projesiyle bağlayıp tarihi İpek Yolu rüyası gerçekleşti haberleri, dünya gündemini çok meşgul etti. Aslında buna benzer bir durum Afrika için de 50 yıldır gündemdeydi ve adım adım ilerliyordu. Kıtanın en kuzeydoğu ucundaki Mısır’ın başkenti Kahire’yi en güneyindeki Güney Afrika’nın Cape Town şehrine karayolu ile birleştirme projesi yavaş da olsa ilerliyordu. Hatta Libya’nın başkenti Trablusgarp’ı Namibya’nın başkenti Windhoek’e bağlanacaktı.
Transafrika Otoyol Ağı, tüm kıtayı saran bir karayolu ağının adı olarak benimsendi. Birleşmiş Milletler Afrika Ekonomik Konseyi, Afrika Birliği, Afrika Kalkınma Bankası, Mağrip Birliği, Batı Afrika Ekonomik Topluluğu ve Güney Afrika Kalkınma Topluluğu, bu projeyi uygulamak için işbirliği içinde devam ettirdi. Toplam 9 ayrı ana güzergahı içeren bir ağdan oluşuyor.
1. ana yol:
Bunlardan birincisi, Mısır’ın başkenti Kahire’den başlayarak Akdeniz sahili boyunca tüm Kuzey Afrika’yı boydan boya geçip Atlas Okyanusu sahilinden Senegal’in başkenti Dakar’a kadar inecek 1 no’lu otoyol. Böylece Büyük Mağrip denen 6 ülke ile Senegal dahil başkentleri bu otoyolla birbirlerine bağlanacaktı. Henüz otoyol olarak tamamlanmasa da asfalt karayolu olarak neredeyse tamamına yakını tamamlanmış durumda. Sadece Cezayir ile Fas Krallığı arasında 1994 yılından bu tarafa devam eden siyasi gerginlik yüzünden sınır geçişinde aksamalar yaşanıyor.
2. ana yol:
Transafrika Otoyolu projesinde gerçek anlamda en ciddi çalışmaların yapıldığı ve 2 no’lu olarak ifade edilen bu güzergah, büyük oranda tamamlanmış vaziyette. Böylece en uzun kısmının Cezayir sınırlarını kuzeyden güneye geçtikten sonra Nijer üzerinden Nijerya’nın liman şehri Lagos’a bağlanacak. Afrika’daki en hayati girişimlerden sayılan bu otoyolun inşası büyük bir önemi haiz. Cezayir devleti, mevcut 333 milyon nüfusa sahip bu bölgedeki insana hizmeti ‘Afrika Birliği Yolu’ adıyla önemseyip güney komşusu Nijer kısmını bizzat üstlenmiş ve en büyük kısmını tamamlamak üzere. Böylece Batı Afrika’daki Fas-Cezayir rekabeti yeni bir boyut kazanacak. Zira Fas’ın Akdeniz ve Atlas Okyanusu sahilleri sayesinde adeta önüne set çektiği Cezayir, bu karayolu sayesinde kendi çevreleme siyasetini de devreye koymuş oluyor.
19 Haziran 2023 Pazartesi