SALİH KESKİN
www.inovasyonuzmani.com
Kaçırdığınız her ne varsa, 360 derece inovasyonla yakalayabileceğinizi biliyor muydunuz? İnovasyon için belli kaynaklara ihtiyacımız var. En önemli kaynak tabii ki müşterinin kendisi. Müşteri ve inovasyon ilişkisini kurabilmek için ise bir etkileşim ağı oluşturmamız şart.
İnovasyon etkileşim ağının ana parçalarını ‘pazarın ve toplumun ihtiyaçları’ oluşturuyor. Bu ihtiyaçlara ‘yeni fikirler’ ilave edip, bu yeni fikirleri ‘mevcut bilgi ve teknolojiyi’ kullanmak suretiyle katma değere dönüştürmek, işin ana mantığını ortaya koyuyor.
İnovasyon, tek aşamalı bir faaliyet değil; aksine, pazar payını artıracak şekilde iç ve dış faktörlerle etkileşim sağlayan sürekli faaliyetler bütünü olarak görülüyor.
Mesela; sadece kurum/ firma içinde yapılan inovasyon çalışmaları, ‘180 derece inovasyon’ olarak ifade ediliyor.
360 derece inovasyon ise;
* Müşteriler ile işbirliği
* Tedarikçiler ile işbirliği
* Üniversiteler ile işbirliği
* Startup’lar ile işbirliği içinde inovasyon yapma anlamına geliyor.
Tam bu noktada, örnek alınabilecek gerçek bir başarı deneyimini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Gerçek hikayemizin kahramanı, iki sene süren inovasyon danışmanlığını yürüttüğüm otomotiv yedek parça üreticisi bir Japon firması…
Firmanın bizden istediği; ‘sıfır hata hedefiyle mükemmele ulaşma’ diye tabir ederek yürüttükleri, sürekli gelişim/değişim anlamına gelen ‘yalın üretim’ ve ‘kaizen’ süreçlerinin inovasyone edilmesiydi.
Projenin başında önceliğimiz, mevcut sistem içinde gedikler açarak insanların yaptıkları işle ilgili yaratıcı düşünmelerini sağlayarak, inovasyon teknikleri ile kişilerin ve kurumun inovasyon kapasitesini yukarılara çıkartmak oldu.
Birinci yılın sonunda;
* Çalışanların yaptıkları işte daha önce fark etmedikleri boşlukları görmelerini sağladık ve yeni ürünler ortaya çıktı.
* Yaptıkları işin tüm süreçlerini sorgulamalarının yolunu açarak verimliliği artırdık ve daha sürdürülebilir hale getirdik. İkinci yılın başında 360 derece inovasyon projesi için şirket çalışanları artık hazırdı.
Önce firmanın tüm çalışanlarının katılım gösterdiği yeni fikir alma sistemi kurduk. Sonra firma yönetimi ile birlikte en iyi müşteri ve tedarikçilerden özel bir liste oluşturduk. Üniversitelerin ilgili bölümlerinde okuyan belli sayıda öğrencileri seçtik. 3 farklı startup’ı da listeye ilave ettik. Artık tüm taraflar hazırdı ve projemizi başlattık.
PROJENİN SONUCUNDA NE OLDU?
İkinci yılın sonunda; ne müşterilerin ne de tedarikçilerin şaşıracağımız bir fikir ortaya koyduklarını söyleyemesek de, müşterilerin yenilikçi beklentileri ile tedarikçilerin vizyonları arasında doğru orantılı bir ilişki olduğunu saptamış olmak önemliydi.
Öğrenciler ve startup’ların ise yeni fikir ortaya koyma (uçma) konusunda oldukça rahat olduklarını gözlemledik.
Her şeyden önemlisi, tüm tarafların 360 derece bakış için bir araya gelişi, farklı iletişim geçişlerine yol açarak firmanın vizyonu üzerinde dönüşümcü bir etki yarattı. Temel konulardan daha çok, alt başlıklarda çıkan beklenmedik yaratıcı fikirlerin, firmanın sıçramasına neden olduğunu görmek, şirket yetkilileri için enteresan bir deneyim oldu.
Bu projede geleceğe dair birçok öngörü de ortaya çıktı. Mesela; gelecek neslin araç sahibi olmaya bakışı ile mevcut neslin sahiplik isteği arasındaki algı farklılığını tespit etmek, firma için çok önemliydi. Bu algı değişiminin otomotiv endüstrisindeki yansımasının sonuçlarının ilginç olacağı kesin. Belli ki bir araca sahip olmanın getirdiği mülkiyet sahipliği, yeni nesli cezbeden bir şey değil…
Hatta bundan sonraki nesiller bizlere göre çok daha çevreci şekilde davranarak mevcut araç skalasını bambaşka bir çeşit bütünlüğüne doğru evirecek.
Görüldüğü üzere artık inovasyon tek başınıza altından kalkabileceğiniz bir şey değil, ya 360 derece inovasyon trendine uyacaksınız ya da olanlara razı olacaksınız. Hangisini seçiyorsunuz?
03 Eylül 2021 Cuma