Osman ARIOĞLU

Osman ARIOĞLU

Diğer Yazıları


Önce Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması ile başlayan Rusya-Ukrayna savaşı ve şimdi de İsrail- Filistin savaşı. Günümüzde artık dünya neredeyse bir köye dönüşmüş durumda olduğunu bir kez daha gösterdi. Dünyanın herhangi bir yerinde olan bir olay, uzak yakın her tarafı etkiler hale geldi. Bu nedenle de ülke ekonomileri kendi dışında meydana gelen bu olaylardan kademe kademe etkilenmek durumunda kalıyor. Ülkemiz ise jeopolitik ve jeostratejik konumu itibarıyla bu olaylardan daha fazla etkileniyor. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın hassas ve dengeli tutumu, bu tür olaylarda Türkiye’yi olabildiğince çözüm için önemli ve kilit bir role sokuyor.

 

Hamas’ın İsrail’e 2 binin üzerinde füze göndermesinin sonuçlarını hesaplayamayacak olması ne kadar kabul edilmesi zor ve bunun Filistin’in topraklarının topyekûn işgal edilmesi için bir bahane oluşturmak üzere gerçekleştirilmiş olma ihtimali, Amerikan Başkanı Biden’ın bunu önümüzdeki yıl seçimleri için eline geçmiş bir fırsat olarak değerlendirmeye kalkması ve buna benzer birçok teoriyi işin uzmanlarına bırakıp, biz savaşın dünya ekonomisinde meydana getirdiği etkilere bakalım. Şunu da belirtmeden geçmeyelim; hangi gerekçe olursa olsun İsrail-Filistin arasında gerçekleşen savaşta hiçbir gerekçe masum sivillerin öldürülmesini veya zarar görmesini mazur gösteremez.

 

Savaşın ilk etkisinin petrol ve altın fiyatlarının yükselmesine, buna karşılık dünya borsalarında genel olarak bir düşüş meydana gelmesine neden olduğunu gözlemledik. Normal şartlarda gerek Avrupa’da gerek Amerika’da enflasyonun kontrol altına alınma adımları anlamında merkez bankalarının faiz artırımları sonucunda enflasyon beklentileri bir nebze geriye çekilmeye başladıysa da, yeni savaş bu durumu bir miktar da olsa tersine çevirmiş oldu. Elbette savaşın bir diğer etkisi, enflasyonla mücadele süreçlerini olumsuz etkileyebilmesi yanında, bazı mal fiyatlarında artışlar veya lojistik zorluklar nedeniyle ekonomilerde yavaşlamaya da neden olabilmesidir. Savaştan tek kârlı çıkacak olanın silah tüccarları olacağını ifade etmeye gerek dahi yoktur.

 

3. ÇEYREK BİLANÇOLARI

 

Türkiye piyasasına ilişkin birkaç değerlendirmemizi ekleyecek olursak; her geçen gün ekonomi yönetimine güvenin artmaya devam ettiğini, bunun dövize talebi adım adım yavaşlatma emaresi gösterdiğini belirtelim. Alınan tedbirlerdeki kademelendirme ve özellikle ihracata yönelik en son açıklanan reeskont kredilerinde faiz oranının gösterge faizi aşaması konusunda üst limit getirilmesi, ihracat anlamında alınmış son derece doğru ve önemli bir tedbir olmuştur.

 

Ekonomide üçüncü çeyrekte zaten yavaşlamanın pek hissedilmediğini, yıl sonuna kadar da kısmen tolere edilebilir boyutlarda kalacağını değerlendirebiliriz. Borsa konusuna gelecek olursak; önümüzdeki günlerde üçüncü çeyrek bilançolarının açıklanmaya başlanmasıyla borsada tekrar yükselme seyrine girilmesini bekleyebiliriz. Ancak bu dönemde artık yavaş yavaş hisse bazında ayrışma yaşanacağını, özellikle perakende hisselerinin olumlu anlamda ayrışabileceğini değerlendirebiliriz. Elbette, yazının başlangıcında da belirttiğimiz üzere, dünya konjonktüründe meydana gelen olaylardaki olumlu veya olumsuz seyir bizim piyasamızı da doğrudan etkileyecektir. 

16 Ekim 2023 Pazartesi