Prof. Dr. Ahmet KAVAS

Prof. Dr. Ahmet KAVAS

Diğer Yazıları

 

Afrika Birliği öncülüğünde Kenya’nın başkenti Nairobi’de düzenlenen Afrika İklim Zirvesi’nde, kıta ülkelerinin iklim kriziyle mücadele ve iklim finansmanına ilişkin yol haritasını çizen Nairobi Deklarasyonu açıklandı. Söz konusu deklarasyon,  iklim değişikliği ile mücadelede çeşitli fikir ayrılıkları yanında Afrika’nın da kararlığını göstermiş oldu.


İklim değişikliğiyle mücadele konusunun uluslararası alanda ele alınmasının üzerinden 30 yıl gibi bir süre geçti. Kısaca COP diye ifade edilen ve 1995 yılından bugüne kadar (Covid-19 sebebiyle gerçekleşmeyen 2020 yılı hariç) her yıl farklı bir ülkede düzenlenen buluşmada; hükümetler, işletmeler, finans kurumları, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarını temsil eden yüzlerce kişinin katılımıyla bu konu ele alınıyor. Afrika, Kenya’nın başkenti Nairobi’de iklim değişikliğiyle ilgili yapılan ilk zirvenin dışında COP olarak 2001 yılından itibaren 5 büyük buluşmaya ev sahipliği yaptı. 

 

4 KITA, 4 KARAR

 

İklim değişikliği alanında Conference of the Parties’in kısaltması olarak kullanılan 3 ayrı COP, yani konferans türü var. Biyolojik çeşitlilik, çölleşmeye karşı mücadele ve iklim değişikliğiyle ilgili bu konferansların en önemlisi üçüncüsü. Her yıl dünyada iklim ile ilgili hedefleri belirlemek üzere halihazırda 197 devlet ve Avrupa Birliği’nin imza attığı bir sözleşme söz konusu olan… Şimdiye kadar imzalanan 1992’de ‘Rio Sözleşmesi’, 1997’de ‘Kyoto Protokolü’, 2015’te ‘Paris Anlaşması’ ve son olarak Kenya’nın başkentinde ‘Nairobi Deklarasyonu’ ile bu konudaki 4 farklı metin kabul edilerek uluslararası topluma ilan edildi. Böylece 4 ayrı kıtada, 4 önemli metin, iklim değişikliğinin önüne geçebilmek için alınacak tedbirlerin yol haritasını belirleyecek şekilde kabul edildi.

 

28 COP BULUŞMASI 

 

1992 yılında Brezilya’da Rio şehrinde ‘Dünya Zirvesi’ ile başlayan süreci takiben ilki COP1 adıyla 1995’te Almanya’nın Berlin şehrinde yapılmıştı. Günümüze kadar toplam 28 COP buluşması yapıldı. Bunlardan zirve özelliğine sahip 4’üncüsü Afrika’da Kenya’nın başkenti Nairobi’de gerçekleşti. Konferansların 13’ü Avrupa, 5’i Kuzey ve Güney Amerika, 4’ü ise Asya şehirlerinde… Afrika’da ise ilki 2001’de Fas’ta Marakeş’te, 2006’da Kenya’nın başkenti Nairobi’de, 2011’de Güney Afrika’da Durban’da, 2016’da tekrar Marakeş’te, 2022’de Mısır’da Şarm el-Şeyh’te ve 2023’te tekrar Nairobi’de düzenlendi. 6 Eylül günü Nairobi Deklarasyonu ile sonuç bildirgesi 54 Afrika ülkesinin katılımıyla imzalanarak kabul edildi.

 

ETKİSİ AZ OLAN KITA

 

İklim değişikliğinde Afrika, karbon salım oranı yüzde 4 seviyesiyle en az etki yapan kıta. Ancak gelişmiş ülkelerin aşırı salımlarından çok fazla etkilendiği bir gerçek. Birleşmiş Milletler çatısı altında başlatılan ve tüm ülkelerin uluslararası sözleşme, protokol, anlaşma ve deklarasyon şeklinde kabul ettiği kararlara Afrika ülkeleri de uymak zorunda kalacak. Fakat çevre kirliliğine ve küresel ısınmaya en az katkı yapan ve şimdiye kadar sahip bulunduğu, büyük bir çoğunluğu da gelişmiş ve de zengin ülkelere ihraç edilen fosil kaynaklarına dayalı sonuçlara aynı şekilde katlanmalarının istenmesi, dürüstlük olarak kabul edilmiyor. Özellikle geçtiğimiz yıllarda bulunan yeni petrol ve doğalgaz kaynaklarını, kendi enerji ihtiyaçlarını sağlamak için kullanmaya hazırlandıkları bir dönemde Afrika ülkelerinin bu sürece mümkünse hiç başlamamaları bekleniyor. 

 

AFRİKA’NIN İKİLEMİ

 

Afrika’da en önemli konulardan biri, kıta ülkeleri özellikle doğalgaz kaynakları başta olmak üzere gelecekte fosil yakıtları kullanmaya devam etmeli mi, yoksa bir an evvel yenilenebilir enerjiye geçerek karbonsuzlaştırma eğilimine ayak mı uydurmalı mı sorusu. Aslında kıtanın mevcut güneş, rüzgar, hidrolik ve termal kaynakları devreye alınabilse tüm ihtiyaçlarının yüzde 95’ini karşılayacak imkânlara sahip. Öncelikle kıta ülkelerinin gıda sanayi, gübre fabrikaları, demir çelik sanayi, çimento ve içme sularının tuzdan arındırılması gibi alanlarda enerjiye acilen ihtiyacı var. İkametlerde doğalgaz kullanılması, sera gazı etkisi yapacak salımları fazla artırmayacak. Zaten şu anda ihraç ettiği mevcut fosil enerji kaynakları da Batılı ülkelerin günlük birçok ihtiyacını karşılıyor.

 

Afrika ülkeleri, iklim değişikliği karşısında mevcut yenilenebilir enerji üretimlerinin 6 kat artırılmasını ve 2022’deki 56 gigawatt olan mevcudun 2030’da 300 gigawatta çıkmasını talep ediyor. Yeniden yapılandırma ve borçlanma şekillerinin de hafifletilmesi büyük bir beklenti. Yine kıtanın ihtiyaçlarına uygun bir finansmanın inşası gerekiyor. Henüz fosil yakıt ticaretinin yüksek hacimde olması, deniz ve hava taşımacılığı ve karbon vergisi gibi aşılması gereken ciddi süreçler var. 

 

AFRİKALILAR ALACAKLI

 

Çoğu Afrika ülkeleri olmak üzere çevreyi en çok kirleten ülkelerin fakir ülkelere yıllık 100 milyar dolar iklim finansmanı sağlamaları yönünde vaatler var. Çünkü çevre kirliliği ve küresel ısınmanın asıl failleri, epeyce bir zamandır asıl kirleticiler olup Afrikalılara iklim borçları var. Kendileri kirletmedikleri ve küresel ısınmanın müsebbibi olmadıkları halde mesela önümüzdeki yıllardan itibaren Avrupa’ya yapacakları ihracatta karbon vergisine tabi kılınmalarını kabullenemiyorlar. Bunlar Afrika devletleri tarafından inceleniyor. Aksi takdirde mevcut yatırımcıların yetersizliği, sermayenin sınırlı bulunması, borçlanmaların maliyeti bu kıtada Avrupa, Kuzey Amerika ve Çin’e göre kıyasla 2, bazen de 3 kat fazla olabiliyor. Her yıl ödenmesi gereken kıtanın toplam dış borcu 70 milyar doları geçiyor. Bu da önceden belirlenen hedefleri tutturabilmenin önündeki en ciddi engellerden biri.

 

AFRİKA’DA DURUM

 

Nairobi İklim Zirvesi, iklim değişikliğiyle mücadelede çeşitli fikir ayrılıkları ile beraber yine de Afrika’nın kararlığını göstermiş oldu. Afrika Birliği dönem başkanlığı adına Komorlar, deklarasyonda okyanusların ve mavi ekonominin önemine de değinilmesini istedikleri halde yer verilmediğini belirtti. Bostvana ise iklim değişikliğindeki uyum meselesinin çok açık bir dille ifade edilmediğinden şikayetçi oldu. Bu konudaki uyum için ayrılan finans kaynağının iki katına çıkmasını isteyen Mısır’ın bu talebi de metinde yer almadı. Güney Afrika büyük ölçekli iklim değişikliğini finanse etmek için yeni bir küresel vergi rejimi çağrısına destek vermeyeceğini açıkça dile getirirken, Nijerya da benzer bir tavır takındı. Nairobi Deklarasyonu’nda en önemli nokta, yeşil büyüme gücü konusu üzerinde vurgu yapılması. Bundan sonraki 4 aylık süreçte aynı konuyu ele alan toplantıları da başlatmış oldu. 

 

DÜNYADAKİ KARARLILIK 

 

Küresel ısınmayı sanayi devrimi öncesindeki gibi 1.50C seviyesinde tutmak için uluslararası çabanın devam ettiği bir dönemde, sanayileşme yolundaki Güney Afrika ve Nijerya gibi bazı ülkeler hariç Afrikalıların bunda etkisinin bulunmadığı biliniyor. Haliyle Kenya devleti ve Afrika Birliği Sekreteryası tarafından hazırlanan Nairobi Deklarasyonu metni ciddi eleştirilere sebep oldu. Bunun hemen ardından Afrika Birliği’nin de G20’nin içinde yer almasına karar verilen Hindistan Zirvesi, 20 Eylül 2023 tarihinde New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin himayesinde yapılacak toplantı ve bu sene kasım ayında Dubai’de düzenlenecek iklim zirveleri, dünyanın iklim değişikliği ve küresel ısınmada bir an evvel acil tedbirleri uygulamadaki kararlılığını gösteriyor. 

 

23 MİLYAR DOLARLIK VAAT

 

Kenya Devlet Başkanı William Ruto, ülkesindeki zirve dolayısıyla kıtanın ekonomik olarak kalkınması için yenilenebilir enerji konusunda 4.1 milyar doları Birleşik Arap Emirlikleri’nden olmak üzere 23 milyar dolarlık yatırım vaadinde bulunulduğu bilgisini paylaştı. Zira Afrika, küresel ısınmanın baş kurbanlarından biri olsa da bununla mücadeledeki rolünü bir tarafa bırakacak durumda değil. Afrika, günümüzde bile bu yatırımların sadece yüzde 3’lük kısmını çekebiliyor. Haliyle Afrikalılar’dan beklenenlerle vaat edilenler arasında büyük bir uçurum var ve bunun aşılması için yatırımların kıtaya daha fazla yönlendirilmesi gerekiyor. Temiz enerjinin yaygınlaştırılmasında ABD, İngiltere ve Danimarka’nın ortak projesi ile 23 Ekim 2019’da hayata geçirilen Senegal’deki Taiba Ndiaye rüzgar çiftliği bir devrim olarak görülüyor. Aksi takdirde dünya nüfusunun beşte birinin yaşadığı kıtada giderek artan enerji meselelerine çözüm kolay görünmüyor.

18 Eylül 2023 Pazartesi