Dr. Can GÜRLESEL

Dr. Can GÜRLESEL

Diğer Yazıları

 

Dünya ekonomisinde yüksek enflasyon devam ederken, bankacılık sektöründe yaşanan sıkıntılar sıkı para politikalarının sorgulanmasına yol açmaya başladı. Diğer yandan resesyon beklentileri azalırken, bankacılık sıkıntıları toparlanmanın uzamasına yol açacak. Türkiye’de depremin şoku atlatılmaya çalışılırken, seçim öncesi destekler ve genişletici önlemler artmaya başladı. Şirketler için ise bu koşullar içinde risk yönetiminin önceliği artıyor.

 

1. Para politikaları fiyat ve finansal istikrarı birlikte hedefleyecek

 

Gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının 2023 yılında en önemli hedefi, yüksek enflasyonu kontrol altına almak, kademeli olarak düşürmek ve yüzde 2 hedef seviyelerine getirmek olmaya devam ediyor. Merkez bankaları bu amaçla faiz artırıyor ve bilançolarını küçültüyor. Ancak henüz enflasyonda kalıcı bir düşüş görülmüyor.

 

Aynı anda sıkılaşma ve faiz artışları ile bankacılık sektörlerinde de sıkıntılar görülmeye başladı. Finansal istikrar da önemli hale geldi. Merkez bankaları finansal sektöre yönelik likidite ve denetimleri artırarak finansal istikrarı da gözetirken sıkılaşmaya ve faiz artışlarına devam edecek.      

 

2. Küresel toparlanmada farklı gelişmeler yaşanıyor 

 

Uygulanan sıkı para politikaları nedeniyle yeni yıla resesyon endişeleri ile girildi, ancak ocak ve şubat aylarında dipten dönüş işaretleri geldi. Mart ayında ise sanayi ve hizmetler sektörlerinde bölge ve ülkelerde farklı veriler ortaya çıktı. Bankacılık sıkıntısı yaşayan ABD’de sanayi sektöründe büyüme hızlandı. Tam açılmaya geçen Çin de ise sanayide daralma yaşandı. ASEAN bölgesi büyürken, Japonya’da daralma azaldı. Hindistan’da hızlı büyüme yaşandı. Almanya’da yeniden yavaşlama oldu. Euro Bölgesi’nde de sınırlı bir küçülme görüldü. İktisadi faaliyetlerde kalıcı ve istikrarlı bir toparlanma henüz başlamadı.            

 

3. OPEC sürprizi, petrol fiyatlarında artış, enflasyonla mücadeleyi zorlaştıracak

 

Enerji ve petrol fiyatları küresel enflasyon ile mücadelede önemli bir gösterge olmaya devam ediyor. Enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi için enerji fiyatlarında gerileme ve istikrar ihtiyacı bulunuyor. Petrol fiyatları, mart ayındaki bankacılık sıkıntıları ve toparlanmanın zamana yayılacak olması beklentileriyle önemli ölçüde geriledi. 

 

Ancak ay sonunda OPEC+ ülkeleri, Rusya ve Suudi Arabistan öncülüğünde üretimi kısma kararı aldı. Petrol fiyatları da yeniden yükseldi. OPEC+ ülkelerinin kararı, en çok yüksek enflasyon ile mücadele eden ABD ve Avrupa ülkelerini zorlayacak.       

 

4. Depremin ekonomik etkileri netleşti 

 

T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, hazırladığı rapor ile deprem afetinin ekonomiye olan maliyetini 103.9 milyar dolar olarak hesapladı. Bu maliyet içinde fiziki kayıplar, üretim kayıpları ve yeniden imar harcamaları bulunuyor. Deprem maliyetlerinin karşılanması kamu üzerinde önemli bir ilave yük getirdi. Kamuya ilave yük 1.3 trilyon TL olarak hesaplanıyor. Bu yükün karşılanmasında esas etki, seçimler sonrasında görülecek. Büyük bir ilave bütçeye ihtiyaç duyulurken, yüksek yeni kaynak ve finansman ihtiyacı da kamu borçlanmasını artıracak ve ilave harcamalar büyük ölçüde enflasyonu da yükseltecek.    

 

5. Seçimler öncesi düzenlemeler artıyor 

 

14 Mayıs’ta yapılacak seçimler öncesinde ekonomiye dönük düzenlemeler hız kazandı. Emeklilikte yaşa takılanlar düzenlemesi en kapsamlı hali ile yasalaştı. En düşük emeklilik maaşları yükseltildi. Muhtemelen diğer emekli maaşları da artırılacak. Taşeronlara kadrolar verildi. Kamu çalışanları ile yapılan sözleşme görüşmelerinde yüksek bir artış söz konusu olacak. Temmuz ayında asgari ücrete yeni bir artış yapılacak. Çalışanlara ve emeklilere yönelik ücret iyileştirmeleri refah açısından uygun, ancak artışlar kamuya giderek artan yükler getirmeye başladı. Seçimden sonra kamu maliyesinde radikal iyileştirme adımlarına ihtiyaç olacak.     

 

6. Türk Lirası’nda kontrollü artışlar 

 

Ekonomi modelindeki liralaşma hedefi ile uygulanan çok sayıda düzenleme sonucu döviz kurları veya Türk Lirası’nın değeri kontrollü olarak belirlenir hale geldi. TL’nin değeri piyasalarda gerçek arz ve talebe göre belirlenmiyor. Son dönemde kamu eliyle kurlarda kontrollü bir artış sağlanıyor. Seçimlere kadar kurlarda sıçrama engellenirken, değerli TL baskısı da hafifletilmeye çalışılıyor. Ancak TL’nin adil değerine ilişkin tahminler çerçevesinde seçimler sonrasında döviz kurlarında yüksek bir artış beklentisi var ve kontrollü kur artışları da bunu engelleyemeyecek. 

 

SON SÖZ: Dışarıda ve içeride yaşanan ekonomik gelişmeler şirketler için likidite, fiyat, kur, faiz riskleri yönetiminin önemini daha da artırıyor.

10 Nisan 2023 Pazartesi