Elektronik garsonlar

HABER: AYŞE BAŞAK Türkiye’de bilinmese de restoranlarda artık siparişi masada sabit duran tabletler aracılığıyla elektronik olarak vermeyi sağlayan bir sistem ABD’de gittikçe yaygınlaşıyor. Buna e-menu diyorlar. Bu sistemin girdiği restorantın menüleri kağıda basılmıyor. Masaların üzerine yerleştirilen dokunmatik ekranlardan yiyecekleri, içecekleri kolayca seçip, sipariş verebiliyorsunuz. ÖDEME DE YAPILABİLİR Şu anda ABD’de 1.500’den fazla restoranda Dallas merkezli Ziosk firmasının sistemi kurulmuş durumda. Sistemin hem müşteri hem de işletmeci açısından pek çok avantajı var. 7 inç’lik Android tabletler kullanan sistemdeki menü, müşterinin istediği bilgiyi en doğru ve hızlı şekilde alması için hazırlanmış. Fotoğraflar taze ve bilgiler gibi düzenli yenileniyor. Ödemenizi de buradan yapabiliyorsunuz. GARSONLAR İŞSİZ KALIR MI Sistem, garsonların işsiz kalmalarına sebep olur mu? Ziosk tabletleri sizi bekletmiyor. Siparişinizi alırken, mutfağa aktarırken hata yapmıyor. Hesabı alırken de sizi bekletmiyorlar. Üstelik siz yemek yerken çocuklarınızı eğlendirmeye yardımcı oluyor, onlara çizgi film vs. gösteriyor, oyunlar oynatıp bulmacalar çözdürüyor, dilerseniz masanızın fotoğrafını çekip facebook’a gönderiyorlar. Bu durumda insan garsonlara ihtiyaç kalmamış gözüküyor ancak Ziosk tabletlerin size gülümseyen veya somurtan yüzleri yok. “Soğuksa” camı kapatmaları mümkün değil. Müziğin sesini kısmıyorlar. Koşup kapınızı açmıyor, paltonuzu tutmuyorlar. Hâsılı, insan değiller. Peki bundan sonraki aşama nedir? Robot garsonlar mı? Robot garsonlardan sonra robot aşçılar gelir mi? Sizi bilmem ama ben robot aşçının yaptığı yemeği kabul etmem! 30 KAT ARTIŞ Ziosk kullanılan restoranlarda masalar daha hızlı dolup boşalıyor. İstatistikler bilhassa tatlı siparişinde çok büyük bir artış olduğunu gösteriyor. Yine istatistiklere göre, Ziosk kullanıcılarının normalden 10 kat daha fazla düzenli müşteri programlarına yazılma oranları veya normalin 30 katı seviyede müşteri memnuniyeti anketi doldurma temayülleri olması da oldukça ilginç görünüyor. GARSONLAR MEMNUN Hem restoran işletmesini hem de müşterinin tecrübesini oldukça değiştiren bu sistem ABD’de hızla yayılıyor. Garsonların işsiz kalma tehlikesine rağmen sistemden memnun olmaları ise dikkat çekici. Bu şekilde müşteri ile çok daha rahat diyalog kurabiliyorlar ve daha az yoruluyorlar. Müşteriler de memnun olmalılar ki, istatistikler garsonlara verilen bahşişlerin arttığını gösteriyor.

08 Aralık 2015 Salı

LED’den internete bağlanın

HABER: AYŞE BAŞAK LED ışıklarla kablosuz internetin bir alâkası olabilir mi? Şimdiye kadar değilse de artık var. Daha önce LED ışıkların kablosuz veri transferi yapabilmesine olanak veren yeni bir teknolojiyi duyurmuştuk. Şimdi vereceğimiz haber ise bu teknolojiyi kısa sürede çok daha ileriye taşıyan bir buluşa dair. ABD’de bulunan Virginia Üniversitesi araştırmacıları yepyeni bir fikir ve yaklaşımla teknoloji dünyasına önemli bir katkıda bulunmak üzereler. Yaptıkları ilk açıklamaya göre yazdıkları algoritma sayesinde LED ışığı veya ekranı olan tüm cihazların birbirleriyle haberleşmesini sağlayacak bir teknoloji geliştirdiler. MAKİNELER HABERLEŞECEK Bu buluşun ne anlama geldiğini bir iki çarpıcı örnekle açıklayalım. Geliştirilen teknoloji sayesinde, gerektiğinde otomobilinizin LED farları önünüzde seyreden aracın fren lambalarıyla irtibata geçebilecek veya mutfağınızdaki radyo, LED ekranı aracılığı ile kahve makinenize çalışması için sinyal gönderebilecek. HASTANELER VE OTOPARKLAR Data transferi için fazladan bir enerji harcanmadığını belirten araştırmacılar, kablosuz internet bağlantısının erişemediği yerlere internet erişimi götürmek için bu teknolojinin çok elverişli olduğunu vurguluyorlar. Hastanelerde, stadyumlarda, yeraltı otoparklarında ve radyo dalgalarıyla erişmenin mümkün olmadığı daha pek çok yerde LED ışıklar arasında iletişim kurulabilecek.

01 Aralık 2015 Salı

Yemekleri 3D yazıcıda pişirin

HABER: AYŞE BAŞAK 3D yazıcılar hızla gelişiyor ve bu cihazlarla yapılabilecekler her geçen gün artıyor. Jet motorundan, ofis binasına kadar en akla gelmedik şeyler 3D yazıcılarla üretildi. Şimdi de ABD Oakland’da bulunan bir firma, 3D yazıcı ile ‘akıllı fırın’ üretti. İlk bakışta, 3D yazıcıdan çıkan bir cihazda yemek pişirme fikri pek akla yakın gelmiyor değil mi? Ancak 3D teknolojisi bu şüpheciliğe yer bırakmayacak kadar hızlı aşama kaydediyor ve gösterdiği gelişim, özellikle de şahsa mahsus üretim yapılabilmesi bu teknolojiyi yakın gelecekte hayatımızın çok önemli bir parçası haline getirecek. Bu sayfada size bu teknoloji ile ilgili gelişmeleri duyurmaya özellikle özen gösteriyoruz. İÇİNDE ATEŞ YANMIYOR Fathom isimli firma, 3D yazıcı ile üretilen bu akıllı fırının ismini Yunanca’da ‘alev’ anlamına gelen Pyra koymuş. Ancak Pyra’nın alevlerle işi yok. İçinde ateş yanmıyor. Altındaki bir fan sıcak havayı ısıtıcı bölmeden dolaştırıyor. Fırının sıcaklığı 190 dereceye kadar yükselebiliyor. Firmanın ekibi fırını yapmak için Fortus 900 mc marka 3D yazıcı kullanmış. Yiyecek temasına uygun olan ULTEM 1010 isimli baskı hammaddesi kullanılmış. Elektrik aksamı 3D yazıcıdan çıkma değil. İNTERNETTEN YÖNETİLİYOR Pyra Wi-Fi ile bir buluta bağlanıyor ve internet üzerinden kumanda edilebiliyor. Üzerinde fiziksel bir tuş yok. Nihayetinde ekip, asıl amaçlarının 3D ile neler yapılabileceğine dair insanlara ilham vermek olduğunu söylüyor.

26 Kasım 2015 Perşembe

Tesla devrimi!

Haber: Canan Bilgin Güney Afrika’dan 17 yaşında ayrılan ve 1990’ların sonunda Silikon Vadisi’nde çalışmaya başlayan Elon Musk, babasından aldığı 28 bin dolar borçla, geçen 15 yılda 10 milyar dolarlık bir servet ortaya çıkardı. Tesla’nın CEO’su Musk için ‘gezegenin değişen yüzü’ tanımı yapılıyor. Musk, kurduğu yenilikçi otomotiv şirketine ünlü mucit Nikola Tesla’nın soyadını verir. Musk’un uzay gemileri ve roket imal eden SpaceX şirketinde 3 milyar dolarlık hissesi var. Tesla’daki serveti ise 7 milyar doların üzerinde. Güneş enerjisi sistemleri geliştiren ve imal eden SolarCity’de de 1 milyar dolarlık payı var. YILLIK 500 BİN ÜRETİM 2020 hedefini açıklayan Tesla, yılda 500 bin otomobil üretmeyi planlıyor. Musk, “Üretimde 500 bini aşabiliriz. Uzun vadede birkaç milyon otomobil üretmek için deneme yapmayı istiyoruz” dedi. Bu rakam, General Motors’un ABD’deki satışlarının sadece iki ayına eşdeğer. Ancak Musk, uzun vadeli vizyonu ile tanınıyor. Tesla’nın piyasa değeri 30 milyar dolar. General Motors’un ise 55 milyar doların üstünde. Musk, Tesla’nın General Motors’dan daha büyük olabileceğine ilişkin de, “Biz muazzam ürünler üretip rekabetçi otomobil yapısını koruyup sürdürürsek kim bilir?” yorumunu yaptı. BİR ŞARJLA 800 KM Elon Musk, 10 yıl içinde bir şarjla 800 kilometre yol katedebilen elektrikli otomobil yapabileceklerini de iddia ediyor. Musk, Model X’i üretmek için Nevada’da yaklaşık 2 milyar dolara ‘giga fabrika’ olarak adlandırılan dev bir batarya fabrikası inşa ettiriyor. Burada şirketin 2020’de 500 bin otomobil üretme hedefini karşılaması için lityum bataryalar üretilecek. Kendi kendine giden araç Tesla, elektrikli Sedan’ın S modeline yeni bir yazılım güncellemesi getirerek kendi kendine giden araç yaptıklarını açıkladı. Bir blog yazısında Tesla, otomatik pilot olarak adlandırılan güncellemenin araçta bulunan hız, fren ve direksiyon sensörlerini otoyolda giderken nasıl kullandığını anlattı. Söz konusu güncelleme, sanki bir hayalet aracı yönetiyormuş gibi hissettiriyor. Önünüzdeki trafiğe göre, görünmez bir kalkan aracınızı yavaşlatıyor. Eğer bir araba sizin bulunduğunuz şeride doğru yönelirse, Model S yoldan nazikçe çekilerek olası bir çarpışmayı önlüyor. Sağ ya da sola dönüş sinyalini verdiğiniz anda, arabanız trafiği kontrol ederek, bağımsız olarak sizin belirlediğiniz yöne doğru hareket ediyor. Ömür boyu kullanılacak Elon Musk, Tesla’nın elektrik motorlarının ömür boyu kullanılmasını istiyor. Asla yıpranmayacak elektrik motorları üretmeye çalıştığını açıklayan Musk, “Bu bizim hedefimiz. Bu yönde oldukça iyi bir ilerleme kaydettik. Sürücü ünitelerindeki dayanıklılık hedefimizi 200 bin milden 1 milyon mile çıkardık” dedi.

26 Kasım 2015 Perşembe

Havanın kirinden isinden yüzük

HABER: AYŞE BAŞAK Hava kirliliği özellikle kış aylarında dünyanın bütün büyük kentlerinde ciddi bir sorun teşkil ediyor. Türkiye’de de bu sıkıntıdan muzdarip şehirler için çözüm yolları aranıyor. Sanayileşme, yoğun nüfus, düşük kaliteli yakıtlar ve çok sayıda aracın trafikteki mevcudiyeti hava kirliliğini tetikleyen faktörler. Doğalgaz kullanımın yaygınlaşmasıyla olumlu gelişmeler yaşansa da hava kirliliğinin hâlâ çok tehlikeli boyutlarda olduğu şehirler azımsanmayacak oranda. ALIŞIP KABULLENMİŞİZ Metropollerde yaşayan insanlar olarak bir şehrin havasının kirli olması gerektiğine o kadar alışmışız ki bunu öylesine kabullenmişiz ki, durumu sorgulamak çoğunlukla aklımıza bile gelmiyor. Kirli hava solumak bize normal geliyor. Peki öyle mi? “Nasıl olur da bu bize normal gelebilir?” sorusunu soran Hollandalı sanatçı ve mucit Daan Roosegaarde yeni bir proje ile gündemde. Sanatçının adını duymamış olabilirsiniz ancak evvelki işleriyle ilgili yazılı ya da görsel medyada haberlerini görmüşsünüzdür. HOLLANDALI MÜCİT Biz de bu köşeden, Hollandalı mucidin kimi buluşlarını yıllar içinde paylaştık. Dans ettikçe elektrik üreten dans pisti, ışıklar içinde bir tarla, gündüz şarj olan, gece sadece arabalar geçerken parıldayan akıllı otobanlar ya da gece bisiklet sürücülerin önlerini aydınlatan bisiklet yolu gibi. Hava kirliliği pek çok sağlık sorunlarının yanında özellikle nefes problemlerine yol açıyor. Roosegaarde’nin fikri şehirde temiz hava alanları meydana getiriyor. Bu hava kirliliği problemini tamamen ortadan kaldırabilecek bir proje değil, ancak temiz gelecek için bir farkındalık oluşturacak özel bir tecrübeyi yaşatabilmek. Yani insanlara şehrin ortasında ‘temiz havanın nasıl bir şey olduğunu’ gösterebilmek. Projenin en tuhaf parçası ise pis havadan süzülen kapkara kiri sıkıştırarak bir yüzük taşı yapmak! YÜZDE 75 TEMİZLENMİŞ Hava temizleyici kuleler basitçe açıklayacak olursak, dev iyonizerlerden ibaret. 3.5 metre eninde 7 metre yüksekliğindeki kuleler, içine aldığı pis havayı temizleyerek etraflarında yüzde 75 oranında temizlenmiş hava olan bir alan oluşturuyor. Düşük bir elektrik akımı ile pozitif yüklenmiş iyonlar havadaki partiküllere yapışıyor ve negatif yüklü kulenin içine çekiliyor. Saatte 30 bin metreküp havayı temizleyen kuleler, kullandığı elektriği de üzerindeki rüzgar türbininden sağlıyor. Duman partiküllerini sıkıştırarak bunlardan küçük küpler yapan mucit bunlardan yüzük ve kol düğmeleri yapıyor.Hollanda’da üç yıldır üzerinde çalışılan ve denemeleri yapılan projenin fikri, mucitin hava kirliliği dünya çapında meşhur olan Pekin’e yaptığı bir seyahatte aklına gelmiş.

30 Ekim 2015 Cuma