İnsansız hava robotu

HABER: AYŞE BAŞAK Farklı sektörlerde faaliyet gösteren bir çok firma iş çözümleri için artık insansız hava araçlarına başvuruyor. Bu ürünleri profesyonel çözümler için alanlar kadar tamamen eğlence maksadıyla kullananlar da var. Askeri alandaki çok yönlü kullanımı zaten malûm. Gün geçtikçe yaygınlaşan İHA’lar gelecekte nasıl var olacak? Bu sorunun cevabına ilişkin öngörüde bulunmakiçin “Fleye” adlı yeni teknolojinin prototipine yakından bakmak yeterli. LINUX İLE GELİŞTİRİLİYOR Fleye, tasarımcılarının iddiasına göre dünyanın “en güvenli” İHA’sı. Uçan bir futbol topuna benzeyen Fleye etraftaki hiçbir insana veya nesneye zarar vermeyecek şekilde tasarlanmış. Ayrıca bir yere çarpması durumunda aynı tasarım sayesinde kendisi de zarar görmüyor. Çift çekirdekli Linux ‘beyni’yle yazılımcılara da üzerinde serbest bir şekilde çalışma ve hatta isteyen kullanıcıya kendisi üzerinde değişiklik yapma imkânı veriyor. HAYALLER YARIŞIYOR Peki geleceğin İHA’larını nasıl hayal ediyoruz? Öncelikle bugün kullanımda olan İHA’lar kumanda ediliyor. Yani İHA’lar kullanıcının çabasını, eforunu gerektiriyor, pek çoğunda pilotaj önem taşıyor. Fleye’nin tasarımcıları ise uçan bir robot hayal ediyorlar. Sizi her yerde takip edebilen, ona görevler verdiğinizde bunları yerine getirebilen, yardımcı bir robot. Fleye elbette sizin yerinize markete ‘uçup’ poşetlerinizi taşıyacak seviyede değil. Ancak geleceğin dünyasına hazırlık olması için düşünülmüş, tasarlanmış bir İHA. Geliştirilmesi ise sadece üreticilerinin değil, kullanıcılarının da katkıda bulunabileceği bir teknoloji. ALGILAMA GELİŞİYOR Fleye tasarımcıları, “Bir makinenin robot olması için etrafını algılaması ve yapay zekâsı ile çevresine uyum sağlaması, gerekli kararları kendi kendine alabilmesi ile mümkün” diyor. Fleye, işte böyle bir proje. İsteyen kullanıcı onu geliştirebilir ve dilerse bu yeni halini diğer kullanıcılarla da paylaşabilir. GİZLİ PERVANE Belçika merkezli firmanın tasarladığı İHA piyasadakiler gibi çok pervaneli değil. Tek pervanesi var. Bu pervane de saklanmış olduğundan cihaza dokunmak, onu sağa sola itmek tamamen güvenli. Özellikle iç mekânda, insanlar ile beraber çalışmaya uygun yapısı bu ürünü diğerlerinden ayırıyor. Diğer İHA’larda olan tüm özellikler elbette onda da mevcut. Android veya IOS bir işletim sistemi ile mobil bir cihaz tarafından yönetilmek üzere tasarlanmış. Wi-Fi bağlantı ile kontrol ediliyor. Piyasaya henüz çıkmayan ürün için verilen erken siparişlerin önümüzdeki yıl, eylül ayında müşterilere ulaştırılması bekleniyor. BU PATEN BAŞKA PATEN Paten deyince aklınıza ne gelir? Gözünüzün önünde nasıl bir hayal belirir? Taşıması güç, hantal bir ürün değil mi? Peki ayakkabınızla bir terlik giyer gibi giyebileceğiniz, kolayca takılıp çıkarılabilen, hafif bir patene ne dersiniz? Cardiff Skate Company patenle kaymayı sevenler için farklı bir ürün tasarladı. Walk Wing, bildiğiniz patenlere benzemiyor. Ayakkabınızı çıkarmadan ayağınıza geçiriyorsunuz. İsterseniz rahatlıkla yürüyebilirsiniz; çünkü tekerlekleri devreye sokmak için ayrıca bir müdahale gerekiyor. Tek bir hareketle çıkıveren lastik tekerlekler üzerinde kaymaya başlıyorsunuz. Eğer bir engelle karşılaşırsanız, örneğin bir merdivenden çıkmanız gerekirse tek bir hareketle tekerleri kaybedip normal yürüyüş moduna geçiyorsunuz. Erken siparişler için 90 dolar olan fiyatının ürün piyasaya çıktığında 200 dolar olması bekleniyor.

23 Aralık 2015 Çarşamba

‘Canlı yayın’ herkesin cebine girdi

HABER: İLKER BAŞÖZ Türkiye’de 4.5G’ye geçiş aşamasında olduğumuz bugünlerde mobil internet kullanımıyeni uygulamalarla birlikte hızla artıyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar trafiğe takılıp kaldıklarında, kaçırmak istemediği bir maçı veya diziyi izlemek isterlerse; cep telefonlarını tercih ediyor. Ya da uzun zamandır göremediği akrabaları ile anlık olarak bir fotoğraf-video paylaşıyor veya görüntülü haberleşiyor. Bu uygulamaların gelişmesiyle mobil internetin hızı da ayrı bir önem kazanıyor. PERISCOPE’LA BAŞLADI Son bir senede yeni trendlerden biri de mobil cihaz üzerinden canlı yayın yapabilme özelliği. Birçok genç yaşadığı bir heyecanı, komik bir anı ya da önemli bir toplantıyı canlı olarak cep telefonlarından milyonlarla ya da sadece kendi arkadaşlarıyla paylaşıyor. Başta iPhone uyumlu bir uygulama olan Periscope’un öncülerinden olduğu cepten canlı yayın yapma akımı kısa bir sürede popülaritesini artırdı. Zamanla bir çok ünlü isim de bu medya organını kullanmaya başlayınca web üzerinden amatör canlı yayın yapan programların kullanıcı sayısında patlama oldu. ANDROID VE YOUTUBE İŞBİRLİĞİ Başlarda Periscope’un IOS uyumlu çalışması Andoid işletim sistemi kullanan Samsung’u harekete geçirdi. Samsung’un yeni cihazlarına youtube üzerinden canlı yayın yapma özelliği eklemesiyle rekabet ortamı da oluştu. Böylece 1-2 sene öncesine kadar profesyonel ekipman ve yazılımlar gerektiren internet üzerinden canlı yayın herkesin tek tuşla yapabileceği bir şey haline geldi. Tabi anlık görüntülerin bu kadar kolay gerçek zamanlı paylaşılabiliyor olması bir takım güvenlik açıklarını da beraberinde getiriyor. Fakat uygulamaların yöneticileri bu tip suç içerikli yayınların engellenmesi için yoğun çaba harcıyorlar. YAYINCILAR PERİSCOPE KULLANICILARI İLE MÜCADELE EDİYOR Canlı yayın uygulaması Periscope her geçen gün çığ gibi büyüyor. Birçok kullanıcı yasal yayınlar yapsa da maç gibi korsan içerikler de Periscope’ta yer alabiliyor. Türkiye Süper Ligi, Avrupa veya hazırlık maçlarını evlerinden izleyen bazı Periscope kullanıcıları, akıllı telefonlar üzerinden canlı yayın yaparak diğer kullanıcıların da maçı canlı olarak izlemesini sağlıyor. YÖNETİCİLER İŞBİRLİĞİ YAPIYOR Yapılan bu yayınlar maçları yasadışı olarak diğer kullanıcıların da izlemesini sağlıyor. Özellikle son zamanlarda artan bu sorun için yayıncı kuruluşlar harekete geçti. Periscope ve Periscope’u satın alan Twitter yöneticileriyle iletişime geçen Türkiye’deki yayıncı kuruluşlar, maç saatlerinde bağlantılı olarak çalışıyor. Bu sayede Periscope üzerinden maç yayını yapan kullanıcıların hesapları 90 dakika içinde kapatılabiliyor. CANLI YAYINA FACEBOOK DA EL ATTI Dünya çapında yaklaşık 2 milyar kullanıcısı bulunan sosyal paylaşım sitesi Facebook, canlı yayın uygulaması başlattı.Şirket yeni uygulamayla ilgili bir duyuru yayınladı. Facebook duyurusunda, kullanıcılarının yaşamlarını görmelerini sağlayacak canlı video akışı ve kolaj resim hizmetini tanıttı. Yapılan açıklamada, “Artık Facebook üzerinden paylaştığınız fotoğraf ve videolara canlı video ve kolaj resimler sayesinde hayat verebilirsiniz. Bu uygulamayla arkadaşlarınız ve ailenizin sizinle aynı anı yaşamalarını hissetmelerine yardımcı olabilirsiniz” denildi. ÜNLÜLER İLK SIRADA Sosyal medya sitesi, geçen ağustos ayında sadece ünlüler için sunduğu bu hizmetten, bundan böyle her kullanıcının faydalanabileceğini açıkladı. Uygulama önce ABD’de, teknoloji firması Apple tarafından üretilen cep telefonu iPhone sahibi sınırlı sayıda kullanıcıyla başlayacak. GERÇEK ZAMANLI YORUM Yeni uygulama sayesinde kullanıcı, yayın sırasında, canlı izleyici ve katılan arkadaşlarının isim ve yorumlarını gerçek zamanlı olarak görebilecek. Yayını bitirdiğinde tüm etkileşimler diğer videolarda olduğu gibi zaman tünelinde kaydedilecek. Kullanıcılar, zaman tünelindekileri isterse silebilecek veya daha sonra arkadaşlarının izlemesi için saklayabilecek. TV KANALI OLMAYAN KALMAYACAK Yerli girişimolarak karşımıza çıkan web.tv uzun süren bir geliştirme sürecinden sonra ortaya çıktı. Mobil uygulaması ise bir süredir hayatımızda. Öyle ki jenerik ismi ve başarılı mobil uygulamasıyla Türkiye’nin başarı hikâyesine dönüşmüş durumda. Uygulama sayesinde herkes hem TV kanallarını canlı izliyor hem de kendi kanalını inşa edebiliyor. Düzenli aralıklarla video yükleyen ve canlı yayın yapanlar öne çıkıyor. Kanal oluşturmak ve kullanıcı kimliği yaratmak için Twitter veya Facebook hesabıyla giriş yapılabiliyor. Çok kısa bir süre içerisinde aktif hale getirilebilen TV kanalı kişisel olarak da kullanılabilir. Sitede ayrıca kurumsal olarak bir kanal oluşturup birçok çalışma yapmak mümkün.

21 Aralık 2015 Pazartesi

Elektronik garsonlar

HABER: AYŞE BAŞAK Türkiye’de bilinmese de restoranlarda artık siparişi masada sabit duran tabletler aracılığıyla elektronik olarak vermeyi sağlayan bir sistem ABD’de gittikçe yaygınlaşıyor. Buna e-menu diyorlar. Bu sistemin girdiği restorantın menüleri kağıda basılmıyor. Masaların üzerine yerleştirilen dokunmatik ekranlardan yiyecekleri, içecekleri kolayca seçip, sipariş verebiliyorsunuz. ÖDEME DE YAPILABİLİR Şu anda ABD’de 1.500’den fazla restoranda Dallas merkezli Ziosk firmasının sistemi kurulmuş durumda. Sistemin hem müşteri hem de işletmeci açısından pek çok avantajı var. 7 inç’lik Android tabletler kullanan sistemdeki menü, müşterinin istediği bilgiyi en doğru ve hızlı şekilde alması için hazırlanmış. Fotoğraflar taze ve bilgiler gibi düzenli yenileniyor. Ödemenizi de buradan yapabiliyorsunuz. GARSONLAR İŞSİZ KALIR MI Sistem, garsonların işsiz kalmalarına sebep olur mu? Ziosk tabletleri sizi bekletmiyor. Siparişinizi alırken, mutfağa aktarırken hata yapmıyor. Hesabı alırken de sizi bekletmiyorlar. Üstelik siz yemek yerken çocuklarınızı eğlendirmeye yardımcı oluyor, onlara çizgi film vs. gösteriyor, oyunlar oynatıp bulmacalar çözdürüyor, dilerseniz masanızın fotoğrafını çekip facebook’a gönderiyorlar. Bu durumda insan garsonlara ihtiyaç kalmamış gözüküyor ancak Ziosk tabletlerin size gülümseyen veya somurtan yüzleri yok. “Soğuksa” camı kapatmaları mümkün değil. Müziğin sesini kısmıyorlar. Koşup kapınızı açmıyor, paltonuzu tutmuyorlar. Hâsılı, insan değiller. Peki bundan sonraki aşama nedir? Robot garsonlar mı? Robot garsonlardan sonra robot aşçılar gelir mi? Sizi bilmem ama ben robot aşçının yaptığı yemeği kabul etmem! 30 KAT ARTIŞ Ziosk kullanılan restoranlarda masalar daha hızlı dolup boşalıyor. İstatistikler bilhassa tatlı siparişinde çok büyük bir artış olduğunu gösteriyor. Yine istatistiklere göre, Ziosk kullanıcılarının normalden 10 kat daha fazla düzenli müşteri programlarına yazılma oranları veya normalin 30 katı seviyede müşteri memnuniyeti anketi doldurma temayülleri olması da oldukça ilginç görünüyor. GARSONLAR MEMNUN Hem restoran işletmesini hem de müşterinin tecrübesini oldukça değiştiren bu sistem ABD’de hızla yayılıyor. Garsonların işsiz kalma tehlikesine rağmen sistemden memnun olmaları ise dikkat çekici. Bu şekilde müşteri ile çok daha rahat diyalog kurabiliyorlar ve daha az yoruluyorlar. Müşteriler de memnun olmalılar ki, istatistikler garsonlara verilen bahşişlerin arttığını gösteriyor.

08 Aralık 2015 Salı

LED’den internete bağlanın

HABER: AYŞE BAŞAK LED ışıklarla kablosuz internetin bir alâkası olabilir mi? Şimdiye kadar değilse de artık var. Daha önce LED ışıkların kablosuz veri transferi yapabilmesine olanak veren yeni bir teknolojiyi duyurmuştuk. Şimdi vereceğimiz haber ise bu teknolojiyi kısa sürede çok daha ileriye taşıyan bir buluşa dair. ABD’de bulunan Virginia Üniversitesi araştırmacıları yepyeni bir fikir ve yaklaşımla teknoloji dünyasına önemli bir katkıda bulunmak üzereler. Yaptıkları ilk açıklamaya göre yazdıkları algoritma sayesinde LED ışığı veya ekranı olan tüm cihazların birbirleriyle haberleşmesini sağlayacak bir teknoloji geliştirdiler. MAKİNELER HABERLEŞECEK Bu buluşun ne anlama geldiğini bir iki çarpıcı örnekle açıklayalım. Geliştirilen teknoloji sayesinde, gerektiğinde otomobilinizin LED farları önünüzde seyreden aracın fren lambalarıyla irtibata geçebilecek veya mutfağınızdaki radyo, LED ekranı aracılığı ile kahve makinenize çalışması için sinyal gönderebilecek. HASTANELER VE OTOPARKLAR Data transferi için fazladan bir enerji harcanmadığını belirten araştırmacılar, kablosuz internet bağlantısının erişemediği yerlere internet erişimi götürmek için bu teknolojinin çok elverişli olduğunu vurguluyorlar. Hastanelerde, stadyumlarda, yeraltı otoparklarında ve radyo dalgalarıyla erişmenin mümkün olmadığı daha pek çok yerde LED ışıklar arasında iletişim kurulabilecek.

01 Aralık 2015 Salı

Yemekleri 3D yazıcıda pişirin

HABER: AYŞE BAŞAK 3D yazıcılar hızla gelişiyor ve bu cihazlarla yapılabilecekler her geçen gün artıyor. Jet motorundan, ofis binasına kadar en akla gelmedik şeyler 3D yazıcılarla üretildi. Şimdi de ABD Oakland’da bulunan bir firma, 3D yazıcı ile ‘akıllı fırın’ üretti. İlk bakışta, 3D yazıcıdan çıkan bir cihazda yemek pişirme fikri pek akla yakın gelmiyor değil mi? Ancak 3D teknolojisi bu şüpheciliğe yer bırakmayacak kadar hızlı aşama kaydediyor ve gösterdiği gelişim, özellikle de şahsa mahsus üretim yapılabilmesi bu teknolojiyi yakın gelecekte hayatımızın çok önemli bir parçası haline getirecek. Bu sayfada size bu teknoloji ile ilgili gelişmeleri duyurmaya özellikle özen gösteriyoruz. İÇİNDE ATEŞ YANMIYOR Fathom isimli firma, 3D yazıcı ile üretilen bu akıllı fırının ismini Yunanca’da ‘alev’ anlamına gelen Pyra koymuş. Ancak Pyra’nın alevlerle işi yok. İçinde ateş yanmıyor. Altındaki bir fan sıcak havayı ısıtıcı bölmeden dolaştırıyor. Fırının sıcaklığı 190 dereceye kadar yükselebiliyor. Firmanın ekibi fırını yapmak için Fortus 900 mc marka 3D yazıcı kullanmış. Yiyecek temasına uygun olan ULTEM 1010 isimli baskı hammaddesi kullanılmış. Elektrik aksamı 3D yazıcıdan çıkma değil. İNTERNETTEN YÖNETİLİYOR Pyra Wi-Fi ile bir buluta bağlanıyor ve internet üzerinden kumanda edilebiliyor. Üzerinde fiziksel bir tuş yok. Nihayetinde ekip, asıl amaçlarının 3D ile neler yapılabileceğine dair insanlara ilham vermek olduğunu söylüyor.

26 Kasım 2015 Perşembe