Havanın kirinden isinden yüzük

HABER: AYŞE BAŞAK Hava kirliliği özellikle kış aylarında dünyanın bütün büyük kentlerinde ciddi bir sorun teşkil ediyor. Türkiye’de de bu sıkıntıdan muzdarip şehirler için çözüm yolları aranıyor. Sanayileşme, yoğun nüfus, düşük kaliteli yakıtlar ve çok sayıda aracın trafikteki mevcudiyeti hava kirliliğini tetikleyen faktörler. Doğalgaz kullanımın yaygınlaşmasıyla olumlu gelişmeler yaşansa da hava kirliliğinin hâlâ çok tehlikeli boyutlarda olduğu şehirler azımsanmayacak oranda. ALIŞIP KABULLENMİŞİZ Metropollerde yaşayan insanlar olarak bir şehrin havasının kirli olması gerektiğine o kadar alışmışız ki bunu öylesine kabullenmişiz ki, durumu sorgulamak çoğunlukla aklımıza bile gelmiyor. Kirli hava solumak bize normal geliyor. Peki öyle mi? “Nasıl olur da bu bize normal gelebilir?” sorusunu soran Hollandalı sanatçı ve mucit Daan Roosegaarde yeni bir proje ile gündemde. Sanatçının adını duymamış olabilirsiniz ancak evvelki işleriyle ilgili yazılı ya da görsel medyada haberlerini görmüşsünüzdür. HOLLANDALI MÜCİT Biz de bu köşeden, Hollandalı mucidin kimi buluşlarını yıllar içinde paylaştık. Dans ettikçe elektrik üreten dans pisti, ışıklar içinde bir tarla, gündüz şarj olan, gece sadece arabalar geçerken parıldayan akıllı otobanlar ya da gece bisiklet sürücülerin önlerini aydınlatan bisiklet yolu gibi. Hava kirliliği pek çok sağlık sorunlarının yanında özellikle nefes problemlerine yol açıyor. Roosegaarde’nin fikri şehirde temiz hava alanları meydana getiriyor. Bu hava kirliliği problemini tamamen ortadan kaldırabilecek bir proje değil, ancak temiz gelecek için bir farkındalık oluşturacak özel bir tecrübeyi yaşatabilmek. Yani insanlara şehrin ortasında ‘temiz havanın nasıl bir şey olduğunu’ gösterebilmek. Projenin en tuhaf parçası ise pis havadan süzülen kapkara kiri sıkıştırarak bir yüzük taşı yapmak! YÜZDE 75 TEMİZLENMİŞ Hava temizleyici kuleler basitçe açıklayacak olursak, dev iyonizerlerden ibaret. 3.5 metre eninde 7 metre yüksekliğindeki kuleler, içine aldığı pis havayı temizleyerek etraflarında yüzde 75 oranında temizlenmiş hava olan bir alan oluşturuyor. Düşük bir elektrik akımı ile pozitif yüklenmiş iyonlar havadaki partiküllere yapışıyor ve negatif yüklü kulenin içine çekiliyor. Saatte 30 bin metreküp havayı temizleyen kuleler, kullandığı elektriği de üzerindeki rüzgar türbininden sağlıyor. Duman partiküllerini sıkıştırarak bunlardan küçük küpler yapan mucit bunlardan yüzük ve kol düğmeleri yapıyor.Hollanda’da üç yıldır üzerinde çalışılan ve denemeleri yapılan projenin fikri, mucitin hava kirliliği dünya çapında meşhur olan Pekin’e yaptığı bir seyahatte aklına gelmiş.

30 Ekim 2015 Cuma

Milyarderlerin nükleer füzyon rekabeti

HABER: CANAN BİLGİN Ucuz, temiz, güvenli ve neredeyse sınırsız enerji olarak değerlendirilen nükleer füzyon, hâlâ keşfedilmeyi bekliyor. Küresel ısınmaya ciddi oranda katkıda bulunması öngörülen nükleer füzyon enerjisi elde etmek için ABD ve Avrupa’da hükümetler yarım asırdan fazla süredir milyarlarca dolar yatırım yaptı. FÜZYON ÇAĞI GELİYOR Atomlara nitelik değiştirme ile enerji elde etme rüyasını terk etmeyen bilim dünyası, nükleer füzyonun yakın gelecekte hayata geçirileceğinden şüphe etse de Amerikalı milyarderler nükleer füzyon bilmecesini çözmek için servetlerini ayırıyor. Kendi teknikleriyle ucuz, temiz ve sürdürülebilir füzyon enerjisi elde etmeyi ve bunu ticarileştirmeyi planlayan cesur girişimciler, kurdukları şirketlerle enerji sahasında da kıyasıya rekabete hazırlanıyor. Ve onlara göre, “Füzyon Çağı geliyor.” CESUR GİRİŞİMCİLER Sınırsız enerjinin çekim alanına kapılan milyarderlerden biri Amazon.com’un kurucusu ve CEO’su Jeffrey P. Bezos. Bezos, Kanada’da faaliyete geçirdiği General Fusion’a bugüne kadar 94 milyon dolar yatırım yaptı. Microsoft’un kurucusu Paul Allen da Kaliforniya’da Tri Alpha Energy adlı şirketiyle bu alandaki yarışta “Ben de varım” dedi. Allen, şirkete 200 milyon dolar yatırdı. Dünyada en çok kullanılan online ödeme sistemi PayPal’ın kurucularından Peter Thiel ise ABD’nin Seattle kentinde faaliyete geçirdiği Helion Energy ile üçüncü bir füzyon girişimcisi oldu. Araştırmacılar sürdürülebilir nükleer füzyon enerjisine ulaşılmasına uzun zaman olduğunu söylese de nükleer füzyon girişimcileri deneylerinden ve dünyanın enerji sorununun çözüleceğinden oldukça emin. 5 YILDA ÜRETİLECEK Mİ? Nükleer füzyon alanında sürdürülen diğer araştırmalarda da iddialı hedefler ortaya konuldu. Amerikan teknoloji devi Lockheed Martin’in geçen yıl yaptığı ve 5 yıl içinde kullanılabilir bir prototip üretebileceğini, 2022’de de pazarlanacak versiyonunu hazırlayabileceğine ilişkin açıklaması füzyon çalışmalarını daha da hızlandırdı. 1 KAŞIK HİDROJEN 28 TON KÖMÜRE EŞİT Küresel ısınmanın önlenmesine katkıda bulunacak nükleer füzyon ucuz, güvenli, temiz, erişilebilir ve neredeyse sınırsız bir enerji alternatifi sunabilir. Gücünü güneşten alan, hava kirliliği oluşturmayan nükleer füzyon, rüzgar ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji teknolojilerinden daha ‘kara dostu’ olarak tanımlanıyor. Nükleer füzyonda, iki atom çekirdeğinin birleşmesi, büyük bir enerji salınımına yol açıyor. Füzyonu sağlayan yakıt ise iki zararsız hidrojen izotopu olan döteryum ve trityum. Bir çorba kaşığı sıvı hidrojen yakıtından 28 ton kömür kadar enerji elde edilebileceği belirtiliyor.

30 Ekim 2015 Cuma

Balondan internet

HABER: AYŞE BAŞAK Google bir arama motoru olarak yakaladığı çıkışını başarıyla sürdürerek, dünyanın en büyük markalarından biri haline geldi. İnternet alanındaki hakimiyetini sürdürürken elindeki devasa bütçeyi çok farklı projeleri geliştirmek için de kullanıyor. Elbette akla ilk sürücüsüz otomobil geliyor. Sonra pek de iyi gitmeyen bir Google Glass macerası… Ayrıca pek bilinmeyen Lego benzeri üç boyutlu ekranlar, İHA’larla kargo hizmeti ve hatta şeker hastaları için düşünülen, gözyaşından şeker miktarını ölçen kontakt lens. Uzak diyarlara internet erişimi sağlayabilmek için “stratosfere internet verici balonlar salmak” kulağa çılgınca bir fikir gibi geliyor olabilir. Ancak Sri Lanka’da yaşayanlar için bu ciddi bir mesele. Adanın yönetimi ile Google anlaşma yaparak “Project Loon” isimli bu balon projesini devreye soktu. Yeryüzünden 20 km yukarıda duracak balonlar güneş panelleri ile donatılmış olacak. Altında 40 km çapındaki bir alana internet sağlaya-cak. Böylece Sri Lanka dünyada yüksekte bulunan balonlardan internet kullanan ilk ülke olarak tarihe geçecek. Projenin mart ayında hayata geçmesi bekleniyor.

23 Ekim 2015 Cuma

Balıkları kamerayla görerek tutma zamanı

HABER: AYŞE BAŞAK Balık avına çıkan profesyoneller büyük teknelerini her türlü cihazla donatıyorlar. Teknolojinin tüm imkânlarından faydalanıyorlar. Sonarlar ve radarlar ile balıkları kovalıyor, yerlerini tespit ediyorlar. Ancak piyasada amatör balıkçılar, hatta temel olta balıkçılığı için üretilmiş cihazlar da hiç az değil. 170 DERECELİK GÖRÜŞ AÇISI FishEyes, Strike Cam gibi buluşlar mesela. Bu iki üründen teknolojiyi sonuna kadar kullanarak ayrılan GoFish ise bu alanda yepyeni bir aşamayı temsil ediyor. 1080 p HD kamerası, kızılötesi gece görüşü ve 170 derecelik görüş açısı ile piyasada bugüne kadar geliştirilmiş ürünlerin arasından sıyrılıyor. Üstelik mikrofonu ile tüm su altı seslerini kayıt altına alıyor. KAMERA SABİTLENİYOR Kameranın en iyi şekilde görüntü alması için kımıldamaması, özellikle de misina ile birlikte kendi etrafında dönmemesi gerekiyor. Ürünün tasarımcıları bu sorunu kameraya bağlantılı bir ağırlık koyarak çözmüşler. Böylece kameranın, kullanıcı ve bu ağırlık arasında oluşacak gerilim ile sabitlenmesini hedeflemişler. Elbette kamerayı, bu ağırlığa bağlı olmadığında batmayacak şekilde tasarlamışlar. Böylelikle cihaza yaptığınız “yatırım”, ödediğiniz ücret korunmuş oluyor. Yani misina koptuğunda, cihaz ağırlıktan ayrıldığında kameranız suya gömülmüyor, tasarımı ve üretildiği malzeme sayesinde su yüzeyine çıkıyor. 32 GB HAFIZA GoFish microSD kart ile 32 GB’lık hafıza içeriyor. Wi-Fi bağlantısı, cep telefonu aplikasyonu ile uyumlu çalışma özellikleri var. Kamerayı misinadan çıkarmadan cep telefonu aracılığı ile görüntüleri internette istediğiniz platforma yüklemeniz mümkün. Şubat ayında seri üretime geçmesi planlanan ürünün fiyatı 115 dolar.

16 Ekim 2015 Cuma

Akıllı pencere geliyor

HABER: AYŞE BAŞAK Çevre kirliliği ile mücadele etmenin en etkin yollarından biri de ısınma-soğutma ve aydınlanma masraflarını kısmak. Fosil yakıt tüketimi doğrudan soluduğumuz havayı kirletiyor. Elektrik tüketimini azaltmak ise çevre için çok önemli. Şehirlerde iklimlendirme masraflarının kısılması için özellikle bina izolasyonlarına önem veriliyor. Çıkan yeni malzemelerle oldukça ilerleme kaydeden bu sektöre yavaş yavaş cam üreticileri de katkı sunmaya başladılar. CAMIN ISI İLETİMİ Son yıllarda ışık geçirgenliğini hava sıcaklığına ve iç mekandaki ışık ihtiyacına göre ayarlayabilen cam veya cam kaplamaları geliştirildi. Bunların kullanımı ne zaman yaygınlaşacak, bilemiyoruz. Ancak ABD’de bulunan Teksas Üniversitesi’nde sadece ışığın geçirgenliğini değil, camın ısı iletimini de düzenleyen bir teknik geliştirildi. IŞIĞI DA KESEBİLİYOR İki yıl önce Delia Milliron ve ekibi tarafından geliştirilen akıllı cam kaplaması istendiğinde ışığı kesebiliyordu. Sonra indiyum oksit nano kristallerinin cama eklenmesiyle, uygulanan elektrik akımının miktarına göre gerektiğinde ışığı tamamen kesebilen bir kaplama üretildi. Bu alanda çalışmalar ilerletilerek istendiğinde ışığın geçmesine izin veren ancak ısı iletimini engelleyen veya tam tersi, ışığı tamamen bloke eden ve ısıya müsaade eden bir ürün ortaya çıktı. Seri üretime geçmeye çok yakın olduğu belirtilen bu ürün özellikle saatler değil, dakikalar içinde değiştirilen ayarlarıyla çok avantajlı görünüyor. Işığın geçmesine izin veren ancak ısı iletimini engelleyen veya tam tersi, ışığı tamamen bloke eden ve ısıya müsaade eden bir ürün geliştirildi.

12 Ekim 2015 Pazartesi