tatil-sepeti
İHA’da yerli haberleşme dönemi

Milli insansız hava araçlarının (İHA) uydu kontrolü için geliştirilen yerli modemin ardından anten de yerlileştirildi. Anka-S’nin yakın zamanda yerli uydu terminalleriyle görev yapması planlanıyor. CTech, Türkiye’de geliştirilen İHA’lar başta olmak üzere hem ulusal hem de uluslararası düzeydeki diğer askeri ve sivil hava araçlarında kullanılmak üzere hava uydu terminali geliştirmek için bir süredir çalışıyor. Şirket, yerli olarak geliştirdiği uydu haberleşme anteni ve modemi çalışmalarında sona geldi. CTech Genel Müdürü Dr. Cüneyd Fırat, “Gelinen noktada, uydu terminalinin bileşenleri modem ve anteni yerli olarak tasarlayıp ürettik. Son olarak antenimizin laboratuvar testleri tamamlandı, ürünümüz sahaya da çıktı. Sahadaki bulgularımız güzel. Çalışmalarda elde edilen başarı dolayısıyla TUSAŞ bundan sonraki ‘Anka’larda yurtdışından uydu terminali tedarik etmek yerine yerli tedarikçiyle çalışma niyetine girdi. TUSAŞ ile ‘Anka’larda yerli uydu terminali kullanımına yönelik anlaşma yaptık” dedi. Fırat, Anka-S’ler için yurtdışından temin edilen sistemlerin saniyede 10 megabit kapasitede olduğunu ancak kendilerinden bunun 20 megabite çıkarılmasının istendiğini dile getirdi.

16 Kasım 2018 Cuma

Teknisyen ihtiyacı için eğitim yatırımı

HABER: İLKER BAŞÖZ Bosch, Türkiye’de hizmet ağının yetişmiş personel ihtiyacını karşılamak ve gençlere cazip iş fırsatları sunmak amacıyla yatırımlarını sürdürüyor. Bu amaçla Borsa İstanbul Başakşehir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde kurulan Bosch Service Eğitim Merkezi faaliyete geçti. Eğitim merkezinin açılış törenine, İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı, İl Milli Eğitim Müdürü Yardımcısı Serkan Gür, Başakşehir İlçe Milli Eğitim Müdürü Ramazan Yılmaz, Bahçeşehir Kaymakamı Kazım Tekin, Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu, Bosch Türkiye ve Orta Doğu Başkanı Steven Young ve Bosch Otomotiv Yedek Parça Türkiye, İran ve Orta Doğu Bölge Direktörü Kıvanç Arman, Okul Müdürü Aykut Akca, öğretmenler ve öğrencilerin katıldı. Eğitim merkezinin kuruluşuna İTO 52. Grup Meslek Komitesi de destek verdi. Bosch Service Eğitim Merkezi’nde, her yıl seçilen 20 başarılı öğrenci, Bosch Car Service ve Bosch Diesel Service’lerde staj yapacak. Bu öğrenciler mezun olduklarında Bosch Service’lerde öncelikli olarak istihdam edilecek.

16 Kasım 2018 Cuma

Avakado çöpünden ilaç

HABER: AYŞE BAŞAK Avokado meyvesi, farklı tadı ve yapısıyla dünyada olduğu gibi ülkemizde de seviliyor ve giderek artan bir oranda tüketiliyor. İklimi uygun olan Antalya, Antakya gibi güney şehirlerinde üretimi yapılan avokado, tüm dünyada en sağlıklı gıdalardan biri olarak biliniyor. Bu güzel meyvenin büyük bir çekirdeği var. Avokadonun çekirdeğine ise tamamen bir atık gözüyle bakılıyor. Ancak son araştırmalar bu büyük çekirdeğin kabuğunda sağlığa yararlı pek çok madde olduğunu gözler önüne serdi. KANSER VE KALP HASTALIKLARI Texas Rio Grande Valley Üniversitesi’nden bilim insanları avokado çekirdeklerinin kabuklarını incelediler ve şaşırtıcı sonuçlara ulaştılar. Çekirdeğin üzerinde bulunan kahverengi kabukların yüksek miktarda aktif madde içerdiğini keşfettiler. Kabuklar kanser tedavisinde, kalp hastalıklarında ve daha başka hastalıklarda kullanılabilecekler. Ufalanmış avokado çekirdeği kabuklarından elde ettikleri tozu yağ ve mumsu bir maddeye dönüştüren ekip, çalışmaları sırasında yağın içinde 116 adet farklı bileşik keşfederken mumun içinde de 16 farklı bileşik keşfetti. İşin ilginç yanı bu maddeler avokado çekirdeğinin kendisinde mevcut değiller, sadece çekirdeğin kabuğunda varlar. Virüs ilaçlarında kullanılan bifenil alkol, tümör tedavisinde kullanılan heptakosan veya damar tıkanıklığı için kullanılan lorik asit avokado çekirdeğinin kabuğunda rastlanan maddeler arasında. Üstelik tıp dışında kullanılabilecek maddeler de mevcut. Örneğin çeşitli ürünlerde akışkanlaştırıcı olarak kullanılan benzilbütilftalat. Kozmetik ve gıda sektöründe kullanılabilecek bileşikler de cabası. CEVHERİN CEVHERİ Avakado ile ilgili araştırmayı idare eden Dr. Debasish Bandyopadhyay “Çöpün çöpü gibi görülen avokado çekirdeğinin kabuğunun aslında cevherin de cevheri olarak görülmesi gerektiğini” söylüyor. Ekip kamuoyuna yeni duyurulan bu araştırmayla elde edilen bilgiler çerçevesinde avokado çekirdeğinin kabuğundan yan etkisi az olan ilaçların üretilmesi için çalışacak. Dağlarda sürücüsüz araçla yolculuk Sürücüsüz araç teknolojisi tüm dünyada revaçta. Hızla gelişiyor, ilerliyor. Kendi kendine giden gemilere, helikopterlere varıncaya kadar pek çok araçta bu teknoloji deneniyor. Bu konuda yürütülen çok sayıdaki denemeye bir de Japon-Fin ortaklığı olan Gacha eklendi. Minimalist, ucuz ev eşyaları satan Japon perakende firması Muji, Finlandiyalı sürücüsüz araç geliştiren bir firma olan Sensible 4 ile güçlerini birleştirdi. Bu ortaklık neticesinde geliştirilen Gacha isimli sürücüsüz otobüs zorlu çevre koşullarına dayanabilecek şekilde tasarlandı. SERT HAVA KOŞULLARI Yıllardır tüm dünyada devam edegelen sürücüsüz otobüs çalışmalarının eksik kalan bir yönü olarak gördükleri için, bu sürücüsüz otobüsü sert hava koşullarında rahatça çalışabilecek şekilde geliştirmişler. Gacha kar, yağmur, fırtına ve sis gibi hava şartlarında kullanılabiliyor. Sensibe 4 CEO’su Harri Santamala “Sürücüsüz araçların tüm hava şartlarında rahatça çalışabilir hale gelmeden yaygınlaşmalarının mümkün olmadığını” söylüyor. Gacha 16 yolcu taşıyabiliyor ve sade bir tasarımı var. 2019 yılında Finlandiya’da üç şehirde denenmeye başlayacak olan otobüs 2020 yılında faaliyete geçecek.

12 Kasım 2018 Pazartesi

Tek dokunuşla uzak ve yakını aynı anda görün

HABER: AYŞE BAŞAK Gözlük camları son yıllarda çok geliştirildi. Türlü özellikleri olan camlar ile insanların hayatını kolaylaştıran gözlükler üretiliyor. Örneğin gece araba kullanırken karşıdan gelen aracın farlarının, sürücünün gözünü almamasını sağlayan, sürüş güvenliğini artırıcı camlar veya güneş ışığının zararlı etkilerinden koruyan camlar var. Elbette bilgisayar başında çalışan, saatlerini monitör karşısında geçirenler için de gözleri zararlı ışınlardan koruyan camlar da hemen akla geliyor. ÇİFT FONKSİYONLU Gözlük camları ile ilgili bir mesele de yakın ve uzak gözlükleri diye adlandırdığımız hipermetropi ve miyop için kullanılan gözlüklerle ilgili. Kullanıcılarının iki gözlüğü de sürekli yanlarında taşımak zorunda olmaları, gün içinde sayısız kere gözlük değiştirmek zorunda kalmaları gerekiyor. Bu sorunu çözmek adına aynı camda hem uzak hem de yakın merceklerinin bir arada olduğu gözlükler geliştirildi. Ancak bunlar da pek kullanışlı bulunmuyor olmalı ki çok fazla satılmıyorlar. SERİ ÜRETİME GEÇİLDİ Yakın ve uzak için iki ayrı gözlük taşımak zorunluluğunu ortadan kaldırmak adına ilk olarak 2011’de Pixel Optics bir ürün geliştirdi. Elektrikle aktive edilen likit kristaller gözlük camlarının bir düğmeye dokunmak ile uzak ve yakın arasında değişmesini sağlıyordu. Ancak bu ürün hiç bir zaman seri üretime geçemedi. Pixel Optics’in bıraktığı yerden bayrağı devralan TouchFocus ise üretim ile ilgili sorunları çözmüş gözüküyor. Firma bir dokunuş ile kısa ve uzun arasında değişen camları olan gözlükler üretmiş. Sadece bir düğmeye basıyorsunuz! O kadar! Gözlüğünüz yakın gözlüğüne dönüşüyor. Düğmeye tekrar basın! Anında uzak gözlüğüne dönüşüyor! USB İLE ŞARJ OLUYOR Elbette gözlüklerin satması için güzel görünmeleri de önemli! Gayet şık olan 20 farklı modelde çerçeve üretilmiş. USB ile şarj oluyorlar. Tam şarj olmaları dört saat sürüyor ve bir şarj ile on saatlik bir kullanım süreleri var. Gözlükler sadece yakın gözlük modunda iken pili tüketiyor. Bu gözlük için özel bir reçeteye ihtiyacınız yok. Mevcut reçeteleriniz ile alabiliyorsunuz. Gözlük piyasasına yeni bir soluk getiren bu teknolojinin bedeli ise epey yüksek. Bir gözlüğün KDV hariç fiyatı 2 bin 220 dolar. Bu fiyata aldığınız gözlüklere ‘gözünüz gibi’ bakmak isteyeceksiniz! Uykunun her saniyesini izleyen cihaz! Sağlıklı bir uyku, sağlıklı bir hayat için şart! Düzenli uyku tüm organlarımızın iyi çalışması için çok önemli. Uykunun süresi ve düzenli olması ile birlikte kalitesi de sağlık açısından ciddi ehemmiyet arz ediyor. Piyasada uyku izleyici cihazlar, bu iş için özel üretilmiş akıllı saatler mevcut olsa da uluslararası bir bilim insanları grubu hali hazırda piyasada satılan akıllı saatlerin doğru bir aplikasyon yardımıyla zaten uyku izleyici olarak kullanılabileceğini söylüyorlar. İngiltere’de bulunan Lancaster Üniversitesi ve Çin’deki Northwest Üniversitesi’nden bilim insanlarının geliştirdiği aplikasyon akılı saatin mevcut sensörlerini kullanarak çalışıyor. İlave bir aygıta ihtiyaç duymuyor. Akıllı saatlerde bulunan hızölçer ve jiroskop gibi cihazlar ile kişinin uykusunda ne kadar hareket ettiği, ne sıklıkta sağa sola döndüğü, bu hareketleri ne hızla yaptığı, ortam aydınlığı veya ses seviyesi gibi veriler elde ediliyor. Hangi pozisyonda ne kadar süre uyunduğu, ne zaman hareket edildiği gibi veriler uykunun kalitesi ile ilgili bilgi veriyor. Kan akışını engelleyen yatış şekillerinden, çeşitli ağrılara sebep olanlara kadar her şey açığa çıkarılıyor. Ayrıca kişi uykusunda konuşuyor mu? Nefes alış verişi nasıl? Tüm bunlar akıllı saatin çeşitli sensörleri, mikrofonu ile kaydediliyor ve veriler değerlendiriliyor. SleepGuard isimli aplikasyonu geliştiren ekibin başında bulunan Dr. Petteri Nurmi, amaçlarının akıllı saatlerin tüm marifetlerinden yararlanarak kişilerin uyku alışkanlıklarını kaydetmek olduğunu belirtiyor.

06 Kasım 2018 Salı

Çilek hasadı robotlara emanet

HABER: AYŞE BAŞAK Makinaların devreye girmesi geçmişten bu yana pek çok alanda insana ihtiyacı azalttı, işsizliğe sebep oldu. Başta tepkiler keskindi, zamanla makinalaşma kabul edildi ve insanların meslekleri evrilerek bu yeni duruma uyum sağladı. Sanayi ve teknoloji devrimlerinden sonra gerçekleşen bu zorlu dönemlerin ardından yeni bir darbe daha bekleniyor. Dengelerin yeniden sarsılacağı, çok sayıda insanın işsiz kalmasına sebep olacak yeni bir makina saldırısı! Zira makinalar, bilgisayarların gelişmesi, yapay zekanın ilerlemesi ile birlikte eskiden yapamadıkları çok daha karmaşık işleri yapabilir hale gelecekler. Böylece pek çok insanın işi tehlikeye girecek. İŞÇİ BULUNAMIYOR İngiltere’de çilek toplayıcılar ile ilgili yaşanan bir problem de gelecekte yaşanacaklara ışık tutar nitelikte.Aslında bu hikâye bu süreci tersten anlatıyor. Bu defa makinalaşma işi yapacak insan gücü bulamamaktan kaynaklanıyor. İngiltere’de tarla sahipleri bir süredir çilek işçisi bulmakta sıkıntı yaşıyor ve böyle giderse durumları daha da kötüleşecek. Essex Üniversitesi’nden araştırmacılar bu soruna çare olmak için çilek toplayan bir robot geliştiriyor. Reçel üreticisi Wilkin & Sons ile birlikte çalışan ekibin liderliğini üstlenen Vishuu Mohan, amaçlarının tarlada işçiler ile birlikte aynı şartlarda çalışacak bir robot üretmek olduğunu söylüyor. PROTOTİPİ HAZIR Essex Üniversitesi’nde geliştirilen çilek toplama robotu, tarla koşullarında çalışabilmek zorunda. Hatta insanların çalışamadığı koşullarda, örneğin yağmurda da çalışabilmeli. Dahası çilekteki hastalıkları anlayabilmeli, olgunlaşmış meyveyi diğerlerinden ayırt edebilmeli. Çalışmalarını sürdüren ekip, ilk prototipin hemen hemen hazır olduğunu belirtiyor. BREXIT, MEVSİMLİK İŞÇİLERİ ZORLAYACAK İngilizlerin yaz mevsiminde çok tükettikleri çilek ve krema ikilisi ya da çayın yanında yenen çilek reçeli, yıllık 115 milyon tonluk bir çilek üretimine, bu da 1.1 milyar sterlinlik bir ekonomik değere tekabül ediyor. Sektör son 10 yılda yüzde 132 büyümüş. Çilekleri toplamak için yılda 18 bin mevsimlik işçiye ihtiyaç duyuluyor. Kıta Avrupası’ndan, genellikle Romanya veya Bulgaristan’dan gelen bu işçiler artık daha zor bulunuyor. Öncelikle kendi ülkelerindeki işsizlik kademeli olarak azalıyor. Diğer bir önemli faktör ise Brexit’in bu işçilerin, tarımsal insan kaynağının ülkeye girişini engelleyecek olması. Yani İngiltere Avrupa Birliği’nden çıktığında bu gibi mevsimlik işçileri bulması çok daha zor hale gelecek. Daha da ilginç bir bilgi ise son yıllarda çileğin yüzde 20’lik bir kısmının işçi bulmaktaki sıkıntıdan ötürü toplanamamış olması. Robotik gemiler 2020’de suya indiriliyor Deniz taşımacılığının tehlikelerinden pek bahsedilmez. Oysa deniz kazalarını önlemek çok büyük öneme haiz. Hem deniz taşımacılığının artan yoğunluğa rağmen güvenliğinin sağlanması hem de olası çevre felaketlerinin önüne geçmek adına denizde trafiğin düzenlenmesi için teknolojiden sonuna kadar yararlanmak gerekiyor. Rolls-Royce bu konuyu oldukça önemsiyor ve geleceğin deniz taşımacılığının teknolojisini geliştiriyor. UYDU ARACILIĞIYLA ENTEGRASYON Intel ile birlikte deniz araçlarının insansız olarak yol alabilmesi için teknoloji geliştiren Rolls-Royce, geçtiğimiz yıl sürücüsüz araç geliştiren Mobileye şirketine 15 milyar dolarlık yatırım yaparak bu alandaki araştırmalara kaynak sağladı. Rolls-Royce, sürücüye ihtiyaç duymayan gemiler konusunda bir süredir somut adımlar atıyor. Şirket araştırmacıları, Avrupa Uzay Kurumu ile ortak çalışarak uydu aracılığı ile tüm gemileri birbirine bağlamak üzerine çalışıyorlar. Intelligent Awareness adı verilen bu sistem radar, termal kamera, HD kamera, uydu ve hava durumu raporları gibi türlü kaynaklardan gelen bilgileri otomatik olarak işliyor. Son 10 senede binden fazla geminin insan hatası yüzünden battığını göz önüne aldıklarını belirten Intel de sürücüsüz gemiler için çalışmaya devam edeceklerini belirtiyor. Rolls-Royce, ilk robotik gemilerin suya indiriliş tarihi olarak 2020’yi işaret ediyor.

31 Ekim 2018 Çarşamba