tatil-sepeti
Uçakları ‘yılanlar’ tamir edecek

HABER: AYŞE BAŞAK Uçak motorları oldukça karmaşık sistemler. Düzenli olarak bakımlarının yapılması gerekiyor ve bu da uçuş maliyetlerinin önemli bir bölümünü oluşturuyor. Hem zaman hem de para açısından kayba yol açan ve oldukça detaylı olan bu işlemlerin büyük bir özenle yapılması gerekiyor. Rolls-Royce firması uçakların bakımlarını kolaylaştırmak ve hızlandırmak adına Intelligent Engine projesi kapsamında küçük robotlar geliştiriyor. Peki, bu minik robotlar ne işe yarayacak? ENDOSKOPİ GİBİ Robotlar küçük olduklarından, motoru parça parça sökmeden, üstelik motorun her yerinde inceleme yapabilecek. ‘Flare’ isimli robot, bir yılan şeklini alarak endoskopi yapar gibi motorun derinliklerine dalacak. Diğer yılan şeklindeki robotlarla işbirliği yaparak örneğin motorun termal kaplamalarının eksilen kısımlarını tamir edecek. Robotlar aynı zamanda bir hamam böceği gibi ilerleyen ‘Swarm’ adı verilen robotları adeta tükürür gibi ağzından çıkaracak. 10 milimetre uzunluğundaki bu böcekler üzerlerinde taşıdıkları ışık ve kamera ile tamir işlerine yardımcı olacak. Aynı anda robotların ilerleyişini canlı olarak izleyen uzmanlar, robotlar sayesinde tamiri ile meşgul olduğu noktayı farklı açılardan izleyebilecek. İLK DENEMELER BİRKAÇ YIL İÇİNDE Rolls-Royce, aynı zamanda büyük parçaları birleştirmek gibi işler yapacak olan büyük robotların da üretileceğini söylüyor. Nottingham ve Harvard Üniversiteleri ile birlikte çalışan firma, bu minik robotların gerçek olmasını şu anda uzak bir ihtimal olarak görse de birkaç sene içinde ilk denemelerin başlayacağını ve kamuoyuna bu robotların tanıtılacağını belirtiyor. 20 dakikada yolların ‘kralı’ olacak Yapay zeka konusunda doktora yapmış iki bilim insanı Amar Shah ve Alex Kendall, çalışmalarını sürücüsüz araçların yazılımları üzerinde yoğunlaştırdılar ve bir sistem geliştirdiler: Araba sürmeyi 20 dakikada öğrenen bir sürücüsüz araç yazılımı ÖĞRENDİĞİNİ UYGULUYOR Cambridge Üniversitesi’nden bu iki bilim insanı, çalışmalarını kurdukları Wayne isimli şirket adı altında devam ettiriyor. Sisteme göre otomobilin ön tarafına bir kamera yerleştirdikten sonra aracın direksiyon, gaz ve fren gibi kontrollerinin de bilgisayar tarafından yönetilmesini sağlayacak değişiklikleri yaptılar. Ancak bilgisayarda aracı kullanmayı sağlayacak bir yazılım yoktu. Onun yerine insanın sürüşü sırasında öğrenerek, öğrendiğini uygulayacak bir yazılım yüklediler. Aracı bilgisayarın kontrolüne tamamen bırakmayıp, yoldan çıkmak istediğinde onu yola çekerek, fren ve gaz gibi kontrolleri de yine ona birebir göstererek 20 dakika boyunca acemi sürücü yazılıma araba kullanmayı öğrettiler. İki araştırmacı, bu şekilde üretilecek sürücüsüz araç yazılımlarının zaman içerisinde insanın kullanma becerilerini aşacağını ve insanüstü bir noktaya ulaşacağını düşünüyorlar.

09 Ekim 2018 Salı

TeknoFest İstanbul'da insan odaklı projeler

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Yeni Havalimanı’nda düzenlenen TeknoFest İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali’ni 550 bine yakın kişi ziyaret etti. Etkinliğin ilgi gören bir ayağı ise teknoloji yarışmaları oldu. İnsanlık Yararına Teknoloji Yarışması adı altında düzenlenen etkinlikte, bireylerin sosyal sorumluluk bilincini teknolojik bilgi ve birikimleriyle entegre edip topluma fayda sağlayacak projeler yarıştı. Düzenlenen yarışmalarda öğrencilerin eğitim, sağlık, ulaşım alanlarına ilişkin sorunları çözmek amacıyla geliştirdiği 650 proje boy gösterdi. ROBOTİK İCATLAR Yarışma Düzenleme Komitesi ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Murat Ceylan, yaptığı açıklamada, yarışmanın 3 farklı kategoride gerçekleştirildiğini söyledi. Kendisinin aynı zamanda sağlık kategorisinde jüri üyeliği yaptığını anlatan Ceylan, yarışmacıların birbirinden değerli çözümlere imza attığını ifade etti. Ceylan, şöyle konuştu: “Türkiye’de çok deha zihinlerin olduğunu gördüm. Fırsat verildiği zaman ne gibi işler başarılabileceğine şahitlik ettim. Kanser tanısını bir gebelik testi gibi kolayca yapabilecek bir çözüm üzerinde çalışan ekibimiz vardı. Gerçekten etkileyiciydi. Bir başka projede fizik tedavi alanında dünyada uygulanmayan insansız teşhis ve tedaviye olanak sağlayan robotik bir çözüm vardı. Bunların dışında da gerçekten çok değerli projeler vardı. Milli Teknoloji Hamlesi’nin daha nicelerini devam ettireceğine inanıyorum.” FİKİR KÜPÜ’NE BÜYÜK İLGİ Festivalde Teknopark İstanbul’un standı büyük ilgi çekti. Teknopark Kuluçka Merkezi Fikir Küpü’nün girişimcileri ve firmaları TeknoFest kapsamında ziyaretçilerle bir araya geldi ve projelerini sergilediler.

02 Ekim 2018 Salı

Beslenme sorununa dijital diyetisyen

HABER: AYŞE BAŞAK Kendinizi yorgun hissediyorsunuz ama sebebini bilmiyor musunuz? Sıkı bir kahvaltı etmenize rağmen zihninizi yoğunlaştırmakta zorluk mu çekiyorsunuz? Beslenmenizde bir şeyler mi eksik? Neyin eksik olduğunu nereden anlayacaksınız? Günlük koşuşturma içinde bir diyetisyen gibi kendi diyetimizi takip etmek pek mümkün olmuyor. İşte Lumen adlı cihaz da tam burada devreye giriyor. Lumen bir tek nefes ile vücudunuzun o anda enerji elde etmek için ne yaktığını belirliyor. Size ne yemeniz gerektiği konusunda tavsiye veriyor. Nefesteki karbondioksit oranı RQ değerini belirliyor. Bu değer kişinin yaktığı karbonhidrat veya yağ oranlarını gösteriyor. Normalde bir bilgisayara bağlı karmaşık cihazlarda 20 dakika ölçüm yapılarak bulunan RQ değerini Lumen’in tasarımcıları tek nefeste yakalayabildiklerini iddia ediyorlar. Lumen adlı bu cihazı San Francisco Üniversitesi ve Tel Aviv Sourasky Medikal Merkezi gibi kuruluşlar da test ederek doğru çalıştığını onayladı. KARBONDİOKSİT VE YAĞ Bilimsel olarak geçerli olan RQ değeri insanın sağlık durumu ile ilgili kesin ve çok önemli bilgiler sağlıyor. Lumen ise bu değeri bir grafik ile size gösteriyor ve daha anlaşılır hale getiriyor. Cihaz bir cep telefonu ile bağlantılı çalışıyor. Cihaza nefesinizi verip ölçüm yaptırınca sonucunu cep telefonu ekranında görüyor ve ne yemeniz gerektiği konusunda tavsiyeler alıyorsunuz. Lumen henüz raflarda yerini almadı ama internet üzerinden sipariş alıyorlar. 200 dolar değerinde olan cihazın teslimi ise şubatta başlayacak. Yakında marketlerde yapay et satılacak Ulaşım araçlarının çevreye etkileri gündeme getirilirken hayvancılık endüstrisinin çevreye olumsuz etkileri üzerinde yeterince durulmuyor. Zira büyükbaş hayvancılık, sera gazlarının önemli bir kısmından sorumlu. Hayvan yemi üretimi için gerekli tarım alanları, kullanılan su miktarı ile birlikte değerlendirildiğinde hayvancılığın giderek kalabalıklaşan dünyada bu hızda devam ettirilmesinin imkansız olduğu ortaya çıkıyor. İnsanoğlu et yemekten vazgeçmiyor. Belki Hollandalı firma Mosa Meat’in ürettiği yapay ete benzer ürünler ile çevreye verilen zararın şiddetini azaltmak mümkün olabilir. Maastricht Üniversitesinde Mark Post liderliğindeki ekip tarafından geliştirilen ilk laboratuvar üretimi köfte 250 bin Euro’ya mal olmuştu. Bu et, hayvanlardan alınan kas hücrelerin çoğaltılmasıyla üretildi. Merck, Bell Food gibi kuruluşlarında desteği ile Mosa Meat yapay et üzerinde çalışmayı sürdürüyor. Firma 2021’de marketlerin raflarında yapay et satmayı hedefliyor.

01 Ekim 2018 Pazartesi

Eğitimin Yeni Dinamiği: Eğitim Girişimciliği

HABER: ZEYNEP DERELİ Toplumsal değişim süreci içinde eğitim hep en önemli yerde oldu. Bununla birlikte çağlar değiştikçe roller de değişti. Tarım toplumunda ailenin görevi olan temel eğitim, sanayi toplumu ile birlikte devlete yöneldi. Orta ve yüksek öğrenim ise hep devletin göreviydi. Bilgi çağında ise yeni bir süreç yaşanıyor. Eğitimde öncülük rolü eğitim girişimcilerine geçiyor. Hem temel hem de yüksek öğrenimde eğitim girişimcilerinin inovatif yaklaşımları ön plana çıkıyor. Eğitim girişimciliğini geleneksel özel okul yatırımcılığından ayırmak gerekiyor. Bu yeni eğitim anlayışı “Aynı eğitimi daha kaliteli sunalım”, “öğretmen başına daha az öğrenci sayısına ulaşalım” veya “daha iyi dekore edilmiş bir okul binasında eğitim verelim” kaygılarının ötesine geçiyor. Benim de memnuniyetle aralarında olduğum eğitim girişimcileri “geliştiren, yenileştiren ve rekabeti artıran” modern bir yatırımcı olarak sektörde yerini aldı. Küresel örnekleri araştırmak, teknolojiyi, bilimi, sanatı eğitime entegre etmek ve bireysel bir anlayış içeren modeller geliştirmek sektörün yeni dinamikleri. Bu dinamikler, Endüstri 4.0 çağına girerken koşulların da zorlaması ile ortaya çıktı. DİJİTALLEŞMİŞ DÜNYA Yaşamakta olduğumuz Endüstri 4.0 devriminin sadece bir kuşak içinde gerçekleşmesi bekleniyor. Bugün okula başlayan öğrenciler, üniversiteden mezun olduklarında tam anlamıyla dijitalleşmiş, yapay zeka ve robotik gibi teknolojilerin hakim olduğu bir iş dünyasına adımlarını atacaklar. Birtakım yeni meslekler ortaya çıkacak. Bu süreç bir adaptasyon sürecinin ötesinde, bir yaratım süreci olacak. Gençler sadece yeni girişimleri değil yeni meslekleri ve uzmanlıkları da yaratacaklar. Yaratıcı girişimcilik becerileri ön plana çıkacak. HER ÖĞRENCİ FARKLI Bu yeni dönemin gerektirdiği yeni becerileri edinmek yolunda eğitim girişimcilerinin dikkate aldığı önemli bir husus var: Her öğrenci farklı şekilde öğreniyor ve kendini farklı şekilde geliştiriyor. Yeni eğitim modelleri ortak ve dinamik rollere kaynaklık ediyor. Örneğin “öğretmenler yoğun meslek içi eğitim ve atölye programları ile öğrenci rolünde” ve “öğrenciler akran eğitimi ile bildiklerini yaşıtlarına aktararak öğretmen rolünde” yer alabiliyor. TEKNOLOJİ VE İNSAN Ben de bir eğitim girişimcisi olarak Teknoloji ve İnsan Kolejleri’nde (Tink) bu esaslarla yenilikçi bir eğitim anlayışını savunuyorum. Tink’de yeni döneme uyum sağlamak üzere akademik başarıların ötesinde; projeler, uygulamalı eğitim süreçleri, akran eğitimleri ile kapsamlı bir model uyguluyoruz. İlk bir yıl sonunda öğrencilerimizin geldiği nokta bize şunu gösterdi: öğrencilerimiz Tink’te sadece sınavlar ve okul için değil, profesyonel hayatlarında, kariyerlerinde de kendilerini en üst seviyeye taşıyacak yetkinlikler geliştirdiler. Bu anlamda eğitim girişimciliği Türkiye’de eğitim için önemli bir fırsattır. Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk’un da bir eğitim girişimcisi olarak deneyimi önemli. Eğitim girişimcilerinin uyguladıkları yenilikçi modeller Milli Eğitim’de de uygulanmalı ve benimsenmeli.

01 Ekim 2018 Pazartesi

Kısa mesafeli uçuşlara ‘sürücüsüz’ alternatif

HABER: AYŞE BAŞAK Volvo, 360c adını verdiği sürücüsüz araç konseptinin tanıtımını yaptı. Şirketin planı, kısa mesafe uçuşlar yerine sürücüsüz araçları ikame etmek ve böylece yolculara daha konforlu bir seyahat biçimi sunabilmek. Dinlenerek, uyuyarak, çalışarak ya da eğlenerek zaman geçireceğimiz, alışık olduğumuz lükslerin çok ötesinde bambaşka bir yolculuk tarzı bu. KONFOR ÖN PLANDA Volvo’nun tasarımdan sorumlu Başkan Yardımcısı Robin Page, sürücüsüz araç teknolojisinin insanlara içi dolu bir çanta olarak geldiğini söylüyor. Yakın şehirlere seyahatte, örneğin 300 km uzaklıktaki şehirlere seyahatte kullanılması düşünülüyor. Havaalanına gidip gelmek, uçağa binmek, uçaktan inmek, indiğiniz yerde havaalanından merkeze yolculuk gibi yorgunlukları yaşamak yerine sürücüsüz araçla, son derece rahat bir yolculuk yapmak, gittiğiniz yere dinlenmiş, zinde bir şekilde gitmek mümkün olabilir. Giyilebilir led teknolojisi saçları yeniden çıkartıyor Kore Bilim ve Teknoloji Enstitüsü (KAIST) bilim insanları, Prof. Keon Jae Lee tarafından yönetilen projede esnek bir yapıda olan bir led ışık dizisi geliştirdi. 900 adet küçük led içeren bu ışık dizisi, bir çipe yerleştiriliyor. 20 mikrometre kalınlığında ve 10 bin kez bükmeye dayanabilen bir yapı bu. Lambalar aşırı ısınarak insan derisine de zarar vermiyor. Bilinen lazere göre binde bir oranında daha az enerji harcıyor. 20 GÜNLÜK DENEYLER Deney hayvanlarında 20 gün boyunca olumlu netice alındığı, normale göre çok daha hızlı saç çıkardığı belirtiliyor. Daha geniş alanda çıkan saçların daha gür olduğu da görülmüş. Henüz insanlar üzerinde denenmeyen bu teknolojinin gerekli deneylerin yapılması ve izinler alınması ile saç dökülmesinden şikayet edenlerin hizmetine girmesi için birkaç sene daha beklemek gerekiyor.

25 Eylül 2018 Salı