tatil-sepeti
7’den 70’e vazgeçilmezimiz ‘www’ 30 yaşında

HABER: İLKER BAŞÖZ World Wide Web (Dünya Çapında Ağ yani kısaca WWW), İnternet üzerinde yayınlanan birbirleriyle bağlantılı hiper-metin dokümanlarından oluşan bir bilgi sistemidir. Bu dokümanların her birine Web sayfası adı verilir ve Web sayfalarına İnternet kullanıcısının bilgisayarında çalışan Web tarayıcısı adı verilen bilgisayar programları aracılığıyla erişilir. Web sayfalarında metin, imaj, video ve diğer multimedya ögeleri bulunabilir ve diğer bağlantı ya da link adı verilen hiper-bağlantılar ile başka Web sayfalarına geçiş yapılabilir. Bu bilgileri günümüzde 7 den 70’e neredeyse herkes biliyor. Dünyada ilk Web sitesinin oluşturulmasından bu yana ise tam 30 yıl geçti. CERN’DE DOĞDU İnternet ve Web terimlerini birçoğumuz aynı yorumlasak da ikisi de ayrı olgulardır. Zira Web sadece İnternet üzerinde çalışan bir servistir. 1989 yılının mart ayında Tim Berners-Lee, World Wide Web (Dünya Çapında Ağ) fikrini ortaya çıkardığında Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü’nde (CERN) çalışıyordu. Berners-Lee’nin hayalinde “merkezi olmayan bir bilgi yönetimi sistemi” vardı. Bunun için internet tabanlı bir hipertext sistemi geliştiren Berners-Lee, bilgiye farklı bilgisayarlardan ulaşılmasını sağlayan bağlantılar oluşturdu. CERN, bu icadın yıldönümünü her sene 12 Mart’ta kutluyor. Google, World Wide Web yani “www” kısaltmasının hayatımıza girmesinin 30. yıldönümünü özel bir doodle hazırlayarak kutladı. Doodle’ı görenler ise World Wide Web nedir, nasıl bulundu, nasıl ortaya çıktı merak etmeye başladılar. Web kavramının mucidi Tim Berners-Lee bugün Dünya Çapında Ağ Konsorsiyumu’nun (W3C) başkanı. MIT ve Oxford Üniversitesi’nde bilgisayar bilimi profesörü olarak görev yapıyor. TÜRKİYE’DE İNTERNET Türkiye’nin ilk internet ağı projesi ise 1991 yılında ODTÜ ve TÜBİTAK tarafından başlatıldı. İlk internet bağlantısı da 12 Nisan 1993 tarihinde ODTÜ Bilgi İşlem Daire Başkanlığı’na ait yönlendiriciler ve PTT’den sağlanan ­­64 Kbps kapasiteli kiralık hat kullanılarak gerçekleştirildi ve NSFNet ile bağlantı kuruldu.

21 Mart 2019 Perşembe

Havayı temizleyen perde

HABER: AYŞE BAŞAK Evlerimizde yetiştirdiğimiz bitkilerin aynı zamanda evin havasını da temizlediğini biliyoruz. Ancak şehirlerin son derece kirli olan havasını temizlemek kolay bir iş değil. Evlerde bulunan havayı anlamlı bir düzeyde fark yaratacak kadar temizleyebilmek zor. Eğer bu işi bitkilerle yapayım diyorsanız, çok fazla bitki gerekebilir. FOTOSENTEZE BENZİYOR Bilhassa uyurken soluduğumuz havanın sağlıklı olması büyük önem taşıyor. Alerjisi olanlar veya solunum problemleri olanlar için geliştirilen ürünlerin yanında herkesin faydalanabileceği hava temizleyici makinalar da var. Yeni bir ürün ise havayı bitkilerin temizlediği gibi temizliyor. IKEA havayı temizleyen perdeler geliştirdi. Gunrid isimli ürün fotosenteze benzer bir yöntem kullanıyor. ÖZEL MADDE KAPLANIYOR Firmanın yeni ürününde, bildiğimiz perde kumaşının üzeri, fotokatalize sebep olan özel bir madde kaplanıyor. IKEA henüz bu maddenin ne olduğunu paylaşmadı ancak bunun daha önce de hava temizleyici tekstil ürünlerinde kullanıldığı bilinen titanyum dioksit olduğu tahmin ediliyor. Bu bileşik ışık ile temas ettiğinde reaksiyona girerek formaldehit gibi kirlilik oluşturan maddeleri parçalıyor. Cam parçaları sıvı silikata dönüşüyor Cam, geri dönüştürülebilir bir ürün. Ancak bu dönüşüm camın renklerine göre ayrılabildiği büyük parçalar için söz konusu olabiliyor. Küçük parçalar ise çoğu zaman atılıyor. Avustralya’daki Queensland Üniversitesi’nde geliştirilen yeni bir yöntem ise bu camların da geri dönüştürülmesini mümkün kılacak. Prof. Damien Batstone ve doktora öğrencisi Rhys Pirie’nin yöntemi, pis su borularını temizlemekte kullanılan bir kimyasal içeriyor. Böylece küçük cam parçaları sıvı silikata dönüştürülüyor. Cam, yüzde 70-75 oranında silisten oluşuyor. Bu yöntem ile az bir atık madde çıkararak sıvı silikata dönüşüm gerçekleşiyor. Pirie’ye göre 1.3 kilogram ağırlığındaki cam parçalarından 1 kilogram sıvı silikat elde edilebiliyor. Bu şekilde yüzde 50 daha az enerji harcanıyor. Üniversitenin ticari firması UniQuest, ticari üretim için yatırımcıları bekliyor.

18 Mart 2019 Pazartesi

İnternet Yardım Merkezi iş başında

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan (BTK) yapılan açıklamaya göre, kurumun Güvenli İnternet Merkezi çatısı altında bulunan İnternet Yardım Merkezi, internet kullanıcılarına çözümler sunuyor. Bu kapsamda ‘İnternette Yasa Dışı İçerikler’, ‘İnternet ve Mahremiyet’, ‘İnternet ve Bilgi Güvenliği’, ‘İnternet ve Sağlık’, ‘Sosyal Ağ Platformları’, ‘Güvenli İnternet Hizmeti’, ‘Çevrimiçi Oyunlar’, ‘Siber Zorbalık’ gibi konu başlıkları merkezin çalışma alanları arasında yer alıyor. www.internetyardim.org.tr adresinden ulaşılabilenmerkez, kullanıcılara bu konularda karşılaştıkları problemlere ilişkin çözümler üretiyor. Bu adresteki ‘İnternet ve Bilgi Güvenliği’ başlığında, internette temel güvenlik ve gizlilik ayarlarından virüslere ve şüpheli e-postalara, internet bankacılığından alışveriş güvenliğine kadar detaylar aktarılırken, internet ve bilgi güvenliği için çocuklara ve gençlere tavsiyelerde bulunuluyor. ‘İnternet ve Mahremiyet’ bölümünde, internette özel hayatın gizliliğinin ve kişilik haklarının ihlali halinde yapılması gerekenlere dair bilgilere ulaşmanın yanı sıra, itibar zedeleyici bilgi paylaşımı, kişisel bilgilerin izin dışı kullanımında yardım alınabiliyor. Özellikle çocukların bağımlısı olduğu çevrimiçi oyunlarla ilgili zaman kontrolü, ailelerin çocuklarına nasıl yaklaşması gerektiği, çevrimiçi oyunlarda karşılaşılan zararlı içerikler, oyun bağımlılığı ve dijital oyunların özellikle çocuklar üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri gibi konularda ‘Çevrimiçi Oyunlar’ sayfası katkı sunuyor. ‘İnternete Yasadışı İçerikler’ başlığı altında, intihara yönlendiren siteler, uyuşturucuya yönlendiren web sayfaları, müstehcen içerikler, şiddet içeren video ve görseller, çocukların cinsel istismarı, terör propagandası, sağlığı tehdit edici ürünler satan web siteleriyle karşılaşıldığında bunların nasıl şikayet edileceklerine ilişkin yardım sağlanıyor.

15 Mart 2019 Cuma

Teknolojisini ‘yerli’ geliştiren KOBİ’ye destek

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank,KOSGEB’in yeni bir çağrıya çıktığı müjdesini verdi. Varank, “Akıllı dijital teknolojileri desteklemeye başlıyoruz. Bu teknolojileri yerli olarak geliştiren KOBİ’lere uygulama ve ticarileşme desteği vereceğiz. Ayrıca üretim süreçlerini dijitalleştirmek isteyen KOBİ’leri de teşvik edeceğiz. Buna seracılık yatırımları da dahil” diye konuştu. Dijitalleşmeden seracılık yatırımlarının da faydalanabileceğini kaydeden Varank, “Çağrımızın üst limiti 1 milyon lira ve daha da önemlisi bunun 300 bin lirası hibe şeklinde” dedi.

15 Mart 2019 Cuma

Göz için ‘akıllı’ enjektör

HABER: AYŞE BAŞAK İğne olmaktan korkmak sadece çocuklara mahsus değil. Çocuklar gibi ağlamasalar da yetişkinlerin arasında da iğneden korkanların sayısı az değil. Öte yandan kalçadan, koldan iğne olmak görece kolayken, gözden yapılan iğne tedavisini düşünmenin dahi insanı ürküttüğü bir gerçek. Ne yazık ki, bazı durumlarda gözden iğne olmak gerekiyor ve bu durumda insan, iğne işleminde bir hata olmayacağından emin olmak istiyor. YENİ BİR YÖNTEM ABD’nin Harvard Üniversitesi’ne bağlı çalışan Brigham and Women’s Hastanesi’nden bilim insanları, göze yapılan iğnenin hatasız olması için yeni bir yöntem geliştirdi. Özel bir ‘akıllı’ enjektör geliştiren bilim insanları buna i2T2 adını verdi. Bu enjektörü diğerlerinden ayıran özelliği, ucundaki sensörler sayesinde insan vücudunda daha derine doğru ilerlerken, doku farklarını algılayabilmesi. Bir dokudan diğerine geçerken oluşan basınç farkını algılayan sensörler sayesinde iğne içeriye girdiğinde doğru yerde durdurulup, ilaç doğru dokuya zerk edilebiliyor. DOKUYU FARK EDİYOR Akıllı iğne, bir milimetreden bile az kalınlıktaki doku değişimini fark ederek enjeksiyonun doğru yere yapılmasını sağlıyor. Göz akı ile arkadaki koroid denilen damar tabakası arasında bulunan subaraknoidal bölüme iğne yapılması için geliştirilen alet sayesinde ilaç tam olması gereken yere zerk ediliyor. YANLIŞ İLACA ÖNLEM Akıllı enjektör her ne kadar göz için tasarlanmış olsa da elbette bu icadı vücudun başka yerlerinde de kullanmak mümkün olacak. Deri ve kaslar arasındaki ince tabakalarda kullanılmasının düşünüldüğü enjektör, şu ana dek sadece göz için değil, vücudun diğer bölgeleri üzerinde yapılan laboratuvar denemelerinde de çok başarılı oldu. Dr. Girish Chitnis, enjektör iğnelerini küçük bir ilave ile tamamen başka bir şeye dönüştürdüklerini ve bu şekilde artık yanlış yere ilaç zerk etme veya aşırı ilaç verme sorunlarının ortadan kalkabileceğini kaydetti. Klinik öncesi denemelere geçirilmesi planlanan ürünün, yakın bir zamanda standart haline gelebileceği belirtiliyor.

11 Mart 2019 Pazartesi