tatil-sepeti
Sosyal medya kullanımı 6 puan arttı

Deloitte tarafından 7 yıldır 6 kıtada ve 28 ülkeden 44 bin 150 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen Global Mobil Kullanıcı Araştırması’nın 2019 sonuçları açıklandı. Araştırma, mobil teknolojilerin hayatımızdaki yerine ve etkilerine dair perspektif sunuyor. Araştırmaya göre Türk kullanıcılar, sosyal medyayı diğer ülkelere göre daha çok seviyor ve kullanıyor. Türkiye, sosyal medya kullanımında ilk sırada yer alıyor. Cep telefonundaki haberleşme uygulamalarında Facebook, WhatsApp, Facebook Messenger ve Instagram en sık kullanılan uygulamalar. Türkiye’de günlük sosyal medya kullanımında 2017’ye göre 6 puan artış olmuş. Twitter ve Instagram kullanımında Türkiye birinci. Cinsiyete göre sosyal medya ve haberleşme uygulamalarının kullanımı incelendiğindeise kadınların kullanım sıklığı oranları, erkeklere göre Snapchat’te 14 puan, Instagram ve TikTok’ta 12 puan daha fazla. Erkeklerin kadınları geçtiği uygulamalar ise Twitter ve tanışma platformları. Türkiye’deki kullanıcıların yüzde 55’i oyun oynamak için cep telefonu kullanıyor. Oyun oynamak için cep telefonunu tercih edenlerin yaş grupları incelendiğinde ise en yüksek oranın yüzde 61 ile 35-44 yaş grubunda olduğu görülüyor.

03 Ocak 2020 Cuma

Savunma sanayinin ithal ikamecisi

HABER:SOYHAN ALPASLAN 60’ı aşkın savunma sanayi projesinin tasarımını ve üretimini gerçekleştiren Pavotek, İnsansız Hava Aracı ANKA, fırtına obüsleri ve Altay tankında kullanılan bilgisayar sistemlerinin mimarı. Pavotek; savunma, otomotiv, enerji, telekom, güç kontrol ve IoT (nesnelerin interneti) sektörlerinde farklı ürünler tasarlayıp, üretiyor. Savunma sanayi firmalarının alt yükleniciliğini yapıyor, ithal ikamesi sağlayan çok sayıda ürün geliştiriyor. Kent güvenliği yönetim sistemi için geliştirdiği switch’ler, 5 yıldır Emniyet Genel Müdürlüğü’nce kullanılıyor. KAFA AVCILARI İstanbul Ticaret’in sorularını Pavotek Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Kutsal Anıl cevapladı. Lisans ve yüksek lisans eğitimini İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Fakültesi’nde tamamlayan Anıl, askerliğini Genel Kurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı’nda yaptı. Netaş’ta Ar-Ge mühendisi iken ABD’li kafa avcılarının teklifleri ile Viyana’ya giderek ITT Austria ve Alcatel Austria’da Ar-Ge mühendisliği ve proje mimarlığı yaptı. Anıl, ülkesine hizmet edebilmek için Türkiye’ye döndü. POMPA-KASALARPavotek’i anlatır mısınız? Pavotek’i 2003’te kurduk. Elektronik devre, kart, sistem tasarımı ve üretimi yaptık. Yazarkasa, pompa yazarkasa, GSM uç ürünlerimizle farkındalık geliştirdik. Teknoloji Holding’in yatırımıyla hızla büyüdük ve onlara ödeme sistemleri projeleri yaptık. 2006’da faaliyetlerimiz savunma sanayine evrildi. LAZER İKAZ ALICISavunma sanayi için neler yaptınız? ASELSAN ve TAI ile büyük projelere başladık. Türkiye’de ilk, dünyada üçüncü olan ‘lazer ikaz alıcı sistemi’nin tasarımını gerçekleştirdik. Bilinen literatürde en hassas ve üstün özelliklere sahip tasarım oldu. ASELSAN ve TAI’nin desteğiyle büyümeye, yeni ürünler geliştirmeye başladık. SAVUNMAYA 60 YENİ ÜRÜNYeni neler geliştirdiniz? Bugüne kadar savunma sanayi için 60’tan fazla ürün geliştirdik. Savunmada kullanılan internet, radar, X-Ray gibi bütün teknolojilerimizi farklı endüstrilerde de kullanılabilecek hale getirdik. Türkiye’nin ihtiyacı olan çok sayıda yeni ürünü bu sayede ortaya çıkardık. TÜRKİYE’NİN İLKLERİ Geliştirdiğimiz her ürün Türkiye için bir ilkti. Mesela ‘router’ yani iki bilgisayar ağı arasında veri iletimini sağlayan yönlendiricileri; L2&L3 switch’leri, yani bağlı bilgisayarların haberleşmesini sağlayan ağ donanımlarını ürettik. Ürettiğimiz çok yüksek teknolojili askeri networklerin hem endüstriyel hem de kişisel alanda kullanılan versiyonlarını da piyasaya sürdük. Fırtına obüslerinin atış kontrol sistemlerinde yer alan bilgisayarları, İHA ANKA’nın elektronik sistemlerini tasarladık ve sürekli geliştiriyoruz. ASELSAN için çok özel bilgisayarlar üretiyoruz. Türk Telekom şirketlerinden Argela ile ülkemizin ilk ve tek 8 FE POE+, 4 adet GE’lik fibere sahip yönetilebilir switch’ini tasarladık. 35 BİN SWİTCH SATTIKSwitch satışı yaptınız mı? 35 bin adet satış rakamına ulaştık. Yönetilebilir anahtar cihazı networke koyup bilgisayarları bağlıyorsunuz. Merkezden, binlerce kilometre öteye bağlanıp konfigüre edebiliyor ve hatta yazılımlarını değiştirebiliyorsunuz. Dış ortamlarda -40 derece ile +70 derece arasında çalışabiliyor. ANKA’NIN KONTROLÜANKA için üretiminizi anlatır mısınız? ANKA’nın havadaki, yerdeki komünikasyon sistemlerini, görüntü sıkıştırma ve uçuş kontrol sistemlerinin uç birimlerini, yer istasyonlarındaki ve sistemlerindeki router ve switchleri, güç dağıtım birimlerini üretiyoruz. Aviyonikte de çok sayıda ürünümüz var. F16’ların telsiz yönetim sistemini üretiyoruz. Yabancı menşeli ürün kullanmanın tehlikeli olduğu alanlarda yerli ürünler ve tasarımlar gerçekleştiriyoruz. YABANCI ÜRÜN TEHLİKELİYabancı ürünün tehlikesi ne? Bir nükleer santrali binlerce kilometre uzaktan bir switch ile devre dışı bırakabilirsiniz. Bir virüs aktive ederek enerji dağıtım sistemlerini, haberleşme sistemlerini çalışamaz hale getirebilirsiniz. Savunma sanayimiz; enerji, güç elektroniği, aviyonik haberleşme gibi stratejik alanlarda yabancı menşeli ürün kullanmanın ne kadar tehlikeli olduğunun farkında. GÜÇ ELEKTRONİĞİ YATIRIMIGüç elektroniği nedir? Elektrik enerjisinin, istenilen amaçlar için kullanılabilmesini sağlayan elektronik sistemler diyebiliriz. Mesela elektrikli araçlarda kullanılan sistemler güç elektroniği ile gerçekleştirilir. İçten yanmalı motor devri, dönüşü olmayan bir şekilde bitiyor. Enerji üretim, dağıtım sistemleri büyük bir değişim geçirecek. Bu da dağıtım sistemlerinin akıllı, yönetilebilir ve kendi kendini yönetebilir olması demek. Pavotek, güç elektroniği grubunu dört kat büyüttü. 150 kw’a kadar motor sürücülerini yapabilecek düzeydeyiz. Çok yüksek güçler üretebilecek bataryaların yönetim sistemlerini tasarlıyoruz. İTHAL SWİTCH FİYATI DÜŞTÜ Kutsal Anıl, “Yerli switch’leri 560 dolardan satınca, ithal switch fiyatları 1600 dolardan 400 dolara indi. Türkiye’nin ilk 61850 uyumlu, yönlü aşırı akım koruma rölesini üretip, 800 Euro’dan piyasaya çıkarınca, ithal sistemler 1600 Euro’dan 800 Euro’ya düştü. Fiyatların makul seviyelere gelmesine katkı sağlıyoruz. Kalitemiz de en az onlar kadar yüksek” dedi. CİSCO VE HUAWEİ’YE RAKİP Cisco ve Huawei gibi devlere rakip yerli ürünler geliştiren Pavotek, dünya devlerini fiyat ve performansta zorlayacak. Yabancılara muadil olmanın ötesinde gerçek saha ihtiyaçlarını her yönüyle karşılayacak ürünlere imza atacak. SİBER GÜVENLİK LABORATUVARI İTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi’nde, Çip Tasarımı ve Siber Güvenlik Donanım Altyapı Laboratuvarı kuran Pavotek, burada master ve doktora programlarının açılması için üniversiteyle çalışıyor. 5G İÇİN HAZIR Pavotek, 4G/5G uyumlu yerli tasarım ve üretimleriyle yabancı markalara ikame ürünler geliştiriyor. 5G ağında kullanılacak olan tüm L2/L3 switch’lerin tasarımları bitmek üzere.

03 Ocak 2020 Cuma

Arama kurtarmaya ultrasonlu takip

HABER: AYŞE BAŞAK Yeni geliştirilen bir ultrason tekniğiyle ulaşılması zor yerlerde mahsur kalan depremzedeler, bir araçta sıkışan kazazedeler gibi tehlikeli durumlarda mağdur olan ve acil müdahaleye ihtiyaç duyan kişiler ile normal görüntülemenin zor olduğu bebeklerin ultrason görüntülerini uzaktan almak mümkün olacak. Ultrason teknolojisi hayatımızın uzun zamandır ayrılmaz bir parçası. Muayene pratiklerinde en sık başvurulan yöntemlerden biri ve teşhis sürecini hızlandırıp, tedaviyi kolaylaştırıyor. Çoğu durumda ultrason görüntüsü almak nispeten kolay bir prosedür. Bir uzman, bir hastanın cildine hafifçe cihazı bastırır ve üretilen ses dalgaları cildin içinden geçer. Ses dalgası; kas, yağ ve diğer yumuşak dokulara çarpıp geri yansır. Bu sayede de bir görüntü elde edilir. HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR Geleneksel ultrason, X-ışını ve BT tarayıcılarının yaptığı gibi hastaları zararlı radyasyona maruz bırakmaz. Ancak bir hastanın vücudu ile temas gerektirir ve bu nedenle ultrason başlığını iyi tolere etmeyen hastaları (bebekler, yanık hastaları veya hassas cildi olan diğer hastalar gibi) görüntülemek sınırlayıcı olabilir. Bazen de olağanüstü bir durumda mağdur olan kişilerin, örneğin bir enkaz altında kalan kişinin iç kanaması olup olmadığını anlamak hayati önem taşır. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü mühendisleri, böyle durumlardaki hastaların görüntülemesini yapmak için vücutla temas gerektirmeyen bir alternatif ultrason yöntemi geliştirdi. Yeni lazer ultrason tekniği, bir kişinin içini uzaktan görüntülemek için göz ve cilt açısından güvenli bir ikili lazer sistemini kullanıyor. İlk lazer uzaktan vücuda sıçrayan ses dalgaları üretiyor. İkinci lazer ise araştırmacıların daha sonra geleneksel ultrasona benzer bir görüntüye dönüştürdüğü yansıyan dalgaları uzaktan algılıyor. 6 SANTİMETRE ALTTA Araştırmacılar, ilk lazer ultrason görüntülerini oluşturduklarını duyurdu. Birkaç gönüllünün ön kollarını tarayan ekip, cildin yaklaşık 6 santimetre altına kadar kas, yağ ve kemik gibi ortak doku özelliklerini gözlemledi. Geleneksel ultrason ile karşılaştırılabilir olan bu görüntüler, yarım metre uzakta olan gönüllüye odaklanan lazerler kullanılarak üretildi. Bu gelişme ile hastaya temas etmeden vücudun içindeki organları görmenin ve derin dokunun özelliklerini belirlemenin yepyeni bir yolu bulundu. HEDEF MİNYATÜR CİHAZ Araştırmacılar henüz yolun başında ve tekniklerini geliştirmek üzere çalışıyorlar. Hedefleri dokudaki ince özellikleri çözmek için sistemin performansını ve uygulama mesafesini artırmak. Ayrıca ileride lazer cihazını minyatürleştirmeyi umuyorlar. Böylece lazer ultrasonu bir gün taşınabilir bir cihaz olarak da kullanılabilir. Bu sayede gereken her yerde uzaktan ultrason görüntülemesi yapmak mümkün olabilecek.

02 Ocak 2020 Perşembe

Yabancılar yer için sırada bekliyor

HABER: SOYHAN ALPASLAN Türkiye’nin inovasyon merkezi Teknopark İstanbul’da yer bulmak için yerli ve yabancı firmalar sırada bekliyor. Teknopark İstanbul sunduğu imkanlar, sahip olduğu ekosistem ve stratejik konumu ile yerli ve yabancı firmaların iştahını kabartıyor. Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, Teknopark İstanbul’un 3’üncü etap binalarının hızla tamamlandığını belirterek, yaklaşık 300 yerli ve yabancı firmanın faaliyette olduğunu söyledi. “Ofis sahibi olmayı bekleyen firma sayısı artıyor” diyen Topçu, Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nin de kampus inşaatı bitene kadar Teknopark İstanbul yerleşkesi içinde eğitime başlayacağı bilgisini aktardı. 10’UNCU YIL Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) ortalığında kurulan Teknopark İstanbul, 2020’nin nisan ayında 10’uncu yılını kutlayacak. Teknopark İstanbul’da, başta savunma sanayi olmak üzere havacılık, uzay, denizcilik, enerji ve sağlık bilimleri gibi alanlarda yüksek teknolojili projeler hayata geçiriliyor. 10’uncu yıla ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan Topçu, “Türkiye’de Türkiye için çalışıyoruz. Teknopark İstanbul’da yer alan şirketler, yüksek teknoloji ve özellikle savunma sanayi ürünlerinde dışa bağımlılığın azaltılması ve Türkiye’nin teknoloji ihraç eden bir ülke konumuna gelmesi için çalışmalar yürütüyor” dedi. SAVUNMA PROJELERİ Bilal Topçu, “BMC’nin ürettiği Altay Tankı, TAI’nin Anka İnsansız Hava Aracı, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nin Atak Helikopteri, Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş.’nin Milgem Korvet’i ve LHD Amfibi Hücum Gemisi gibi büyük savunma sanayi projeleri ve alt sistemleri Teknopark İstanbul’da gerçekleştiriliyor” dedi. TEKNOLOJİ HAMLESİ Topçu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin yerli ve milli teknoloji hamlesine büyük katkılar sunan bu önemli şirketleri ve projeleri bünyemizde barındırmaktan gurur duyuyoruz. Teknoparkımızda tüm etapların tamamlanmasından sonra ülke ekonomimize yıllık 10 milyar doları aşan bir katma değer sunmayı hedefliyoruz.” 9 BİN İSTİHDAM Topçu, 3’üncü etap binalarının 2020 sonunda tamamlanması ile 9 bin kişilik istihdam hedeflediklerine dikkat çekti. Topçu, tüm etaplar tamamlan-dığında, 1 milyon metrekare kapalı alanda, bini aşkın şirkete, 300’den fazla girişimci grubuna ve 40 binden fazla Ar-Ge mühendisine ev sahipliği yaparak Türkiye’nin Ar-Ge ve inovasyon ekosisteminin merkezi konumuna geleceklerini kaydetti. 90 GİRİŞİMCİ GRUBU Topçu, inovatif ve derin teknoloji tabanlı iş fikirleri üzerinde Ar-Ge çalışmaları yürüten 90’ı aşkın girişimci grubuna ev sahipliği yapan kuluçka merkezi (Cube Incubation) için önemli bir yatırım sürecinde olduklarını dile getirdi. “2020 sonunda tamamlanması planlanan yeni blok içerisinde kuluçka şirketlerin kullanımına sunulmak üzere laboratuvarlar ve prototip atölyeleri tasarlıyoruz” diyen Topçu, şu bilgileri paylaştı: “Yeni binalardaki kuluçka merkezinde ortak çalışma alanları, küçük ofisler ve hibrit ofisler girişimcilerin hizmetinde olacak. 10 bin metrekarelik bir alana kavuşacak olan Cube Incubation, Türkiye’nin en büyük, dünyanın da sayılı kuluçka merkezlerinden biri haline gelecek.” Topçu, Teknopark İstanbul olarak Türk şirketlerinin kendileri için ayrılan AB fonlarından tümüyle yararlanabilmesinin önünü açtıklarını vurguladı. Topçu, “Artık daha çok şirketimiz AB fonları ile ilerleyecek” dedi. Öte yandan Topçu, Ankara’da konumlanan savunma sanayi ekosisteminin, Teknopark İstanbul’a taşınacağını da kaydetti. 5 KÜMELENME DESTEK VERİYOR Teknopark İstanbul; dışa bağımlılığı ortadan kaldırma, milli teknolojilerin üretimini artırma ve devletin yerli sanayiyi geliştirme hedeflerine sektörel kümelenmeler ile destek sağlıyor. İşte, Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) odaklı olarak kurulan ve marka, patent, ticarileşme gibi alanlarda şirketlere yardımcı olan 5 kümelenme: İstanbul Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği (SAHA İstanbul), İstanbul Sağlık Endüstrisi Kümelenmesi (İSEK), Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi ve Türk Denizcilik Kümelenmesi (HİSER) ve Ar-Ge Uygulamalarında Ortak Sorunların Ortaya Çıkarılması ve İşbirliğinin Artırılmasına Yönelik Kümelenme (ARGEMİP) KULUÇKA MEZUNLARI Teknopark İstanbul Fikir Küpü Kuluçka Merkezi, 200 mezun verdi. Mezunlar arasından 70 girişimci artık kendi şirketinin sahibi.

26 Aralık 2019 Perşembe

3D baskılı kemik binalar yolda

HABER: AYŞE BAŞAK Kemikler ve 3D basılı binaların ortak noktası nedir? İkisinde de ne kadar dayanacaklarını belirleyen sütunlar ve kirişler var. İnsanın kemik malzemesinin bir ömür boyu süren aşınma ve yıpranmayı nasıl ele aldığının keşfedilmesi, binalarda, uçaklarda ve diğer yapılarda daha pratik kullanım için yeterince uzun süren 3D baskılı hafif malzemelerin geliştirilmesine yol açabilir mi? Bu sorudan yola çıkan Cornell Üniversitesi, Purdue Üniversitesi ve Case Western Reserve Üniversitesi’nden bir araştırmacı ekibi, kemik dokusunu taklit edip yüzde 30 daha kalın yaptıklarında yapay bir malzemenin 100 kat daha uzun süre dayanabileceğini keşfetti. KEMİK BİR BİNA Cornell Üniversitesi, Purdue Üniversitesi ve Case Western Reserve Üniversitesi bilim insanlarının ortak ürünü olan bir araştırma, insanın iskelet sistemini, kemiklerin yapısını örnek alarak bina ve çeşitli tasarımlarda kullanılacak 3D baskılı hafif malzemeler geliştirmenin mümkün olup olmayacağına odaklandı. Araştırmacılar öncelikle insan kemiğindeki trabekülleri üç boyutlu basılmış modeller üzerinde inceleyerek bir dizi deney ve karşılaştırma yaptı. Araştırma ekibi, “Kemik bir bina. Yükün çoğunu taşıyan sütunlara ve kolonları bağlayan kirişlere sahip. Binalar ve diğer yapılar için daha sağlam 3D basılı malzemeler oluşturmak için bu malzemelerden öğrenebiliriz” diyor. DENEYLER DESTEKLİYOR Kemikten esinlenen 3 boyutlu baskılar ile yapılan deneyler de bu önermeyi doğruluyor. İnşaat endüstrisi için daha sağlam ve hafif malzemeler elde etmenin yolu kemiğimizin tasarımında. Ayrıca kemik dokularının yakından araştırılmasının özellikle osteoporozdan muzdarip hastaları tedavi etmenin daha iyi yollarını bulmak açısından önem taşıdığını da ekleyelim. Bu araştırma ile birbirinden farklı alanlar için sonuç elde edilmesi öngörülüyor.

18 Aralık 2019 Çarşamba