tatil-sepeti
Hem şehre hem dağlara e-bisiklet

Dünya otomobil devleri, elektrikli araç teknolojilerine büyük yatırımlar yapıyor ve her yıl daha güçlü modellerle karşımıza çıkıyor. Gezegenin fosil yakıtlardan arındırılması, temiz enerji kaynaklarına yönelmesi için tüm sektörler katkı sağlıyor. Otomobil kullanımını azaltmak, şehirleri araçsızlaştırmak, yürümeyi, toplu taşımayı ve bisiklet kullanımını yaygınlaştırmak, pek çok metropolde yerel yönetimlerin önemli hedefleri arasında yer alıyor. SAATTE 25 KM HIZ Hızlı spor otomobilleriyle tanınan Porsche, iki ayrı modelde tasarlanan elektrikli bisikletleri ‘Sport’ ve ‘Cross’u tanıttı. Porsche Sport, konforlu ve güvenli bir şehir içi yol bisikleti olarak tasarlanmış. Karbon fiber gövdeye sahip olan e-bisikletin ‘Shimano EP8’ motoru bulunuyor ve saatte 25 km hız yapabiliyor. Bu hız, Avrupa Birliği yönetmeliklerine göre belirlenmiş ve şehir içi kullanımda güvenlik ön planda tutulmuş. ZORLU KOŞULLAR İÇİN Porsche Cross da karbon fiberden imal edilmiş. Sport’ta kullanılan Shimano EP8 motor Cross’ta da tercih edilmiş. Porsche, Cross’u şehir içi kullanımdan ziyade off-road ve zorlu koşullar için tasarlamış. Dağ bisikleti kategorisinde yer alıyor. Bu e-bisiklet, zorlu yol ve hava koşullarında güvenli, keyifli ve kolay bir yolculuk imkanı sunuyor. Porsche’nin e-bisikletleri, önümüzdeki günlerde satışa sunulacak. Konforlu, güvenli sürüş vaad eden ve uzun ömürlü tasarımlar olma iddiası taşıyan e-bisikletlerin fiyatları, markanın genel çizgisine yakışır cinsten. Şehir bisikleti Sport 10 bin 700 dolar, dağ bisikleti Cross ise 8 bin 550 dolardan satışa sunulacak.

15 Mart 2021 Pazartesi

Koronavirüse karşı ‘kentsel güneş’

AYŞE BAŞAK Covid-19 pandemisi dünyayı etkisi altına aldığından beri tüm gezegenin, devletlerin ve insanlığın bir numaralı gündem maddesi, virüs ve sebep olduğu hastalıkla etkin mücadele edebilmek. Bir yıldan fazla süredir hayatlarımız, hastalıktan korunmaya çalışmak ve tüm önlemleri ciddiyetle uygulamakla geçiyor. Bilim dünyası, insanları virüsten koruyacak yeni yöntemler bulmak ve hayatı normalleştirmek için durmaksızın çalışıyor. Maske ve dezenfektan kullanımını sıkı sıkı tatbik ettiğimiz bu günlerde, şehir içi alanları virüsten arındıracak ve insanların hayatını kolaylaştırıp nispeten normalleştirecek yepyeni bir buluş haberi Hollanda’dan geldi. UV IŞINLARIYLA ARINMA Daan Roosegaarde ve ekibinin yürüttüğü Studio Roosegaarde, çeşitli bilimsel çalışmaların ışığında tasarladıkları ‘kentsel güneş (urban sun)’ adlı şehir içi aydınlatma görünümündeki buluşlarıyla Covid-19’a karşı mücadelede yeni bir yaklaşım geliştirdi. Tasarımın özü, güneş ışınlarının virüsü öldürmesi prensibine dayanıyor. ‘Urban sun’, ‘kentsel güneş’ diye adlandırılan tasarım, yaydığı UV ışınlarıyla bulunduğu bölgeyi virüsten arındırıyor. YÜZDE 99.9 ETKİLİ Studio Roosegaarde, ‘kentsel güneş’in koronavirüsü yüzde 99.9 oranında etkisiz hale getirdiğini söylüyor. Tasarımın temelindeki bilimsel yaklaşımın ve geliştirilmesinde kullanılan teknolojinin arkasında, Columbia Üniversitesi ve Hiroshima Üniversitesi bilim insanlarının çalışmaları yer alıyor. Uluslararası Ultraviyole Birliği üyelerinden Profesör Karl Linden, buluşu ilham verici olarak nitelendiriyor. Linden, buluş sayesinde halka açık alanların virüsten arındırılarak daha güvenli hale geleceğini söylüyor. HALKA AÇIK ALANLARDA KULLANILACAK ‘Kentsel güneş’in yayacağı UV frekansı, Studio Roosegaarde tasarımcıları ve araştırmacılarının ortak çalışması ve bilimsel araştırmalar neticesinde belirlendi. Buna göre ‘kentsel güneş’ten, insanlara zarar vermeden mekanı virüsten arındırmak üzere 222 nanometrelik ultraviyole-c ışınlarının yayılmasının yeterli olduğu görüldü. İcadın ışık kaynağının güvenliği, Hollanda Ulusal Meteoroloji Enstitüsü tarafından ölçümlenip kalibre edildi ve gerekli evrensel standart ile sertifikaları aldı. Hollanda, ABD, İtalya ve Japonya’dan bilim insanlarının ve Hollanda Halk Sağlığı ve Toplum Bakanlığı’nın desteğiyle üretilen ‘kentsel güneş’in, halka açık tüm alanlarda, parklar, okullar, kafelerde, kültür-sanat ve spor faaliyeti gerçekleştirilen alanlarda kullanılması planlanıyor.

15 Mart 2021 Pazartesi

Dünya balonlarının yüzde 80’i Türk patenti ile uçacak

HABER: SOYHAN ALPASLAN Teknopark İstanbul Kuluçka Merkezi’nde (Cube Incubation) yerleşik Turkia Havacılık A.Ş., sıcak hava balonları için sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) kullanan yerli yakma ünitesi geliştirdi. Halen sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) ile uçurulan sıcak hava balonları, LNG’li yeni yakma üniteleri ile yüzde 40 tasarruf sağlayacak. Ayrıca LNG’li uçuşların enerji değeri, alternatif gazlara göre yaklaşık yüzde 50 daha yüksek olacak. Yani yedek dört yakıt tüpü yerine iki tüp taşımak yeterli gelecek ve böylece yolcu sayısı artırılabilecek. AKADEMİSYEN ARAYIŞI Renksiz, zararsız, çevre dostu LNG gazı ile çalışan yakma ünitesinin 20 yıllık incelemeli patentini alan Turkia, bu alanda birlikte çalışacakları yetkin akademisyen arayışını sürdürüyor. Almanya ve İspanya’dan gelen patent satın alma, ortaklık yapma tekliflerini reddeden firma, yeni nesil yakma ünitesini küçük değişikliklerle farklı sektörlere adapte etmeye hazırlanıyor. Turkia’nın kurucusu Elektrik ve Elektronik Mühendisi Hüseyin Dinç, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden 1991 yılında ilk üçte mezun olduktan hemen sonra iş hayatına atıldı. Dinç; Würth, Elf, Total Oil gibi akaryakıt sektörünün önde gelen firmalarında yöneticilik yaptı. 2015 yılında İzgi Enerji ve Kimya A.Ş.’yi, 2020 yılında ise Turkia Havacılık A.Ş.’yi kurarak girişimci oldu. Hüseyin Dinç, İstanbul Ticaret’in sorularını cevapladı. SEKTÖR ‘OLUR’ DEDİ Sıcak hava balonları için LNG’li yakma ünitesi geliştirme fikri nasıl doğdu? Şimdiki çalışma arkadaşlarım; makina mühendisi İsmail Yener Toksöz, yanıcı-parlayıcı-patlayıcı maddeler uzmanı İsmail Haşimoğlu, yazılımcı Selçuk Karamağara, strateji planlama uzmanı Murat Yılmaz ile geçmişimiz yıllar öncesindeki iş hayatımıza dayanıyor. Sıcak hava balonu sahibi işletmelere LPG satışı yapıyor ve maliyetlerinin yüksek olduğunu biliyorduk. Sıcak hava balonları için sıvı doğalgaz ile çalışan yakma ünitesini geliştirmeye karar vererek uzmanlığımızın bu alana evrilmesini istedik. Projeye başlamadan önce balon uçuran firma sahipleri ile tek tek görüşerek, onların olurunu aldık. 20 YILLIK PATENT ONAYI Projelerimizi hazırlayıp, 11 Ağustos 2015’te incelemeli patent müracaatımızı yaptık. Patentimiz 2018’de onaylandı ve 20 yıllık koruma süresi başladı. Türkiye Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM), daha hızlı gelişe-bilmemiz ve imkânlarından yararlanmamız için Teknopark İstanbul’a yönlendirdi. 2019 Haziran ayında müracaatımızı yaptık ve bir ay sonra ‘Sıcak Hava Balonları İçin Yakma Ünitesi’ isimli projemiz ile Teknopark İstanbul’a kabul edildik. Turkia Havacılık A.Ş.’yi kurarak çalışmalarımıza başladık. LPG İLE UÇUYORLAR Sıcak hava balonlarında kullanılan yakıt türü nedir? Balonların kubbeleri LPG’nin yanmasıyla ısıtılıyor. LPG saf propandan veya bütan ve propan karışımından oluşabiliyor. 10 UÇUŞ BÖLGESİ Türkiye’de hangi bölgelerde balon uçuşları yapılıyor? SHGM’nin tespit ettiği, yüksek turizm geliri sağlayacak 10 uçuş bölgesi mevcut. Uçuş izinleri de SHGM tarafından veriliyor. 350 sıcak hava balonu ile Nevşehir-Kapadokya en büyük uçuş bölgesi. Denizli-Pamukkale’de 70, Mardin’de 15 sıcak hava balonu uçuruluyor. Urfa Göbeklitepe, Kayseri ve Ordu’nun da içinde bulunduğu 7 bölgede uçuşların bu yaz başlamasını bekliyoruz. Balonların Türkiye’de ve dünyada ağırlıklı kullanım alanı turizm. Meteorolojide, keşif amaçlı çalışmalarda, coğrafi olarak ulaşımı güç bölgelerde bilimsel çalışmalarda da kullanılıyorlar. İLK YERLİ BALON Balonların menşei nedir? Kapadokya’da yerleşik bir firmamız, 2019 yılında, Türkiye’nin ilk yerli tasarım ve üretim sıcak hava balonuyla bütün testleri geçerek, sertifika aldı. Yerli üretim balon sayısının kullanım oranının artmasını bekliyoruz. BİRÇOK SEKTÖR KULLANACAK LNG’li yakma ünitesi başka sektörlerde kullanılabilecek mi? LNG’li yakma ünitesini çeşitli sektörlerin kullanımına sunmayı planlıyoruz. Büyük sanayi kuruluşlarının enerji jeneratörlerinde, otel ve restoranlarda, küçük binek araçlarında kullanılabilecek. KKTC’YE UÇUŞ Hüseyin Dinç, “KKTC’nin tanıtımı için hazırlık yapıyoruz. Kendi yakma ünitelerimizi kullanacağımız balonlarla Anamur’dan Girne ve Magosa’ya turistik uçuşlar yapacağız” dedi. 8 BİN BALON DÖNÜŞECEK “Dünyada her yıl ortalama 8 bin sıcak hava balonu satılıyor. Bunların tamamı LPG’li yakma ünitesine sahip. Ürünümüzü 2021 yılı içinde ticarileştireceğiz. Önümüzdeki dört yıl içinde dünya sıcak hava balon sektörünün yüzde 80’ini ‘Made in Turkey’ yakma üniteleriyle dönüştürmüş olmayı hedefliyoruz. Çevre dostu, düşük maliyetli, yüksek enerji verimli bu dönüşümün karşısında durmanın mümkün olamayacağına inanıyoruz.” 22 BİN EURO CEPTE KALSIN Hem yerli hem ithal balonlarda ürettikleri yerli yakma ünitesinin tercih edileceğini belirten Hüseyin Dinç, “Çünkü 22 bin Euro olan ithal yakma ünitesinin maliyetinden çok daha düşük maliyetli olacak. İthal sıcak hava balonu ve yakma ünitesinin maliyeti 70 bin ile 130 bin Euro arasında değişiyor” bilgisini verdi. PATENTE YABANCI TALİP Turkia Havacılık A.Ş., Almanya ve İspanya’dan gelen patent satın alma ve ortaklık taleplerini reddetti. Avrupa Birliği ülkelerinde patent müracaatını yapan firma, uluslararası havacılık firmalarına LNG kullanan yakma ünitesi satacak. İŞTE AVANTAJLARI * Yerli yakma ünitesi, yakıt maliyetini yüzde 40 azaltıyor. * Satın alma maliyeti muadillerine göre çok düşük. * LPG’li üniteden daha yüksek güvenirlilikte. * Temiz, doğaya ve insan sağlığına zarar vermiyor. * LNG yanarken oluşan gaz havada yok oluyor. * LNG, karbon emisyon değerlerini düşürüyor.

15 Mart 2021 Pazartesi

3D biyoyazıcıyla kişiye özel doku

HABER: OSMAN KUVVET Gebze Teknik Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi’nde (GTÜ TTO) organ ve doku mühendisliği çalışmalarında kullanılan yüksek teknolojili cihazları geliştirmek için kurulan GBA TECH firması, yerli ve milli bir tasarımla 3D biyoyazıcı geliştirdi. Firmanın yaptığı Ar-Ge çalışmaları ve yüksek teknolojili cihazlarla ile kişiye özel dokular ve organların basılıp hastalara nakledilmesi hedefleniyor. Ayrıca hedef doku ve organlar taklit edilerek, ilaçların ve kozmetik ürünlerin bu dokular üzerindeki etkileri dış ortamda test edilecek ve bu ilaçlar insanlar tarafından kullanılmadan önce yan etkileri görülebilecek. DÜNYAYA AÇIK Prototipi üretilen GBA SPC1 model biyoyazıcıya ait bütün tasarımlar ve dokuman açık kaynaklı olarak ‘thingiverse’ web sitesinde erişime açıldı. Bu sayede dünyanın dört bir yanında üniversitelerde, laboratuvarlarda ve teknoloji enstitülerinde doku mühendisliği çalışmaları yürüten veya bu alana ilgi duyan herkes bu 3D biyoyazıcıyı yapabilecek. Bu sayede yazıcının geliştirilmesi ve biyo malzeme üretiminde ortak çalışma yapma imkanı da olacak. YENİ ÜRÜNLER Geliştirilen 3D biyoyazıcı ile farklı geometrilere sahip doku iskeleleri (scaffold) basımı gerçekleştirildi. Baskısı yapılan doku iskelelerinde uniform bir yapı oluşturma başarısı elde edildi. Yeni ürün ve yeni biyomalzeme geliştirme çalışmalarının sürdüğü bildirildi. BİYOPOLİMER JEL İLE HÜCRE BASIMI 3D moleküler iskele görevi gören biyopolimer jeller hücrelerin hem gelişmesini hem çoğalmasını sağlıyor. Sentetik ‘biyo-ink’ler de canlı hücrelere benzer dokuların hazırlanmasını mümkün kılıyor. Hücrelerin bir araya getirilip dokular oluşturmalarını sağlayan ve bunu üç boyutlu yazıcıda basılmasını sağlayan şey bu biyopolimer jeller. Bu jeller baskı sırasında hücreleri de koruyor. BİYO 3D YAZICI İLE NELER YAPILIYOR? Yapay organlar, hayati organ yetmezliğinin yükselmesi nedeniyle 3D biyoyazıcı teknolojisinin en büyük itici güçlerinden birisi haline geldi. Farmasötik test için dokuların geliştirilmesi, 3D basıldığında daha uygun maliyetli ve etik bir seçenek oluyor. Estetik cerrahi, özellikle plastik cerrahi ve cilt grefti de bu teknolojiden yararlanıyor. Ayrıca kemik dokusu yenilenmesinin yanı sıra protez ve dişçilik uygulamalarında kullanılıyor. Et ve sebze gibi gıda maddelerinin üretilmesi de dahil olmak üzere diğer çeşitli 3D biyo-yazıcı uygulamaları da artmaya başladı.

08 Mart 2021 Pazartesi

Mobil karbon yakalama tesisi devrede

Biyogaz, başlıca sera gazlar olan metan ve CO2’den oluşur. Isı üretmek için hemen yakılabilir, ancak iki gazı ayırmak da mümkün. Örneğin, metan doğalgaz tedarikinde kullanılabilirken, CO2 genellikle çevreye salınır. Saf CO2, aslında değerli bir kaynak. Bu nedenle araştırmacılar şimdi karbonun nasıl etkili bir şekilde elde edilebileceğini inceliyor. Hepimizin bildiği üzere ağaçların en karakteristik özelliklerinden biri de gövdelerinin uzunlukları. Bu projede ağaçlardan ilham alınarak CO2, çeşitli katkı maddeleri içeren bir sıvı ile temas ettiği uzun borulardan geçiriliyor. CO2 sıvıyla teması sonrasında tutuluyor, bu işlemin ardından kükürt ve diğer biyogaz kalıntıları olmadan daha saf bir biçimde tekrar elde edilebiliyor. Böylece bir kaynağa, yani yeniden satılabilen veya başka amaçlar için kullanılabilen bir ürüne dönüştürülüyor. ATIK DEĞİL EMTİA Araştırmanın başındaki isim olan Prof. Dr. Philip Fosbøl, “CO2’yi istenmeyen bir atık ürün olarak görmek yerine, onu bir emtia olarak görebiliriz. Günümüzde CO2, gıda ve ilaç endüstrileri de dahil olmak üzere hammadde ve çok çeşitli amaçlarla kullanılıyor” dedi. Prof. Dr. Fosbøl, Danimarka Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde, CO2’nin sentetik havacılık yakıtı üretiminde kullanılıp kullanılamayacağını da araştırdıklarını söyledi. Önümüzdeki birkaç yıl içinde mobil tesisin farklı bağlamlarda nasıl test edileceğine dair ayrıntılı bir plan da ayrıca hazırlanıyor.

01 Mart 2021 Pazartesi