Böcek robotların ilham kaynağı ateşböcekleri

Sıcak yaz akşamlarında karanlık arka bahçeleri aydınlatan ateşböcekleri, ışıldamalarını iletişim için kullanır. Ateşböcekleri, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü bilim insanlarının ilhamını da ‘ateşledi’. Doğanın bu sıradışı canlılarından ilham alarak, uçan, böcek ölçekli robotlar için elektrolüminesanslı yumuşak yapay kaslar geliştiren bilim insanları, bu robotların kanatlarını kontrol edecek minik yapay kasların uçuş sırasında renkli ışık yaymasını sağladı. Elektrolüminesans adıyla anılan bu teknoloji ile robotların birbirleriyle iletişim kurmasını sağlayabiliyorlar. Örneğin, bir arama ve kurtarma göreviyle çöken bir binaya gönderildiklerinde hayatta kalan birini bulan bir robot, diğerlerine işaret vermek ve yardım çağırmak için ışıkları kullanabilecek. ATAÇTAN BİRAZ AĞIR Bir ataçtan biraz daha ağır olan bu mikro ölçekli robotların ışık yayma yeteneği ile donatılması, laboratuvar dışında kendi başlarına uçmaya başlayabilmeleri anlamına geliyor. Robotlar bu gelişmeden önce boyutlarının sensörleri taşımaya izin vermemesi sebebiyle takip edilemiyorlardı. Bu yeni gelişme ile robotlar, yaydıkları ışığı takip edebilen akıllı telefon kameraları ile hassas bir şekilde takip edilebiliyor. Araştırma ekibinden Dr. Kevin Chen, “Büyük ölçekli robotları düşünürseniz birçok farklı araç kullanarak iletişim kurabilirler. Bluetooth, wi-fi benzeri kablosuz teknolojiler gibi. Ancak küçük, gücü kısıtlı bir robot için yeni iletişim biçimleri bulmak zorundaydık. Tasarladığımız teknoloji ile laboratuvar dışında da robotları uçurabileceğiz” diyor. Ekip, robotların uçuş sırasında ışıklarını açıp kapatabilmeleri ve gerçek ateşböcekleri gibi iletişim kurabilmeleri için kontrol sinyallerini birleştirmeyi hedefliyor. Kevin Chen, ayrıca elektrolüminesansın bu yumuşak yapay kasların bazı özelliklerini nasıl iyileştirebileceğini de araştırdıklarını söylüyor.

18 Temmuz 2022 Pazartesi

Drone teknolojisiyle mayın temizliği kolaylaşıyor

AYŞE BAŞAK Mayınlar ve mayınların temizliği, dünyanın sürekli gündeminde. Sınırlardaki mayınların ortadan kaldırılması, eskiden kalma deniz ve kara mayınlarının etkisiz hale getirilmesi gibi hususların sık sık tartışıldığını duyuyoruz. Dünyada çok sayıda insan mayınlar yüzünden yaralanıyor, hayatını kaybediyor. En son Ukrayna’da devam eden savaş ile kıyılarımızda beliren deniz mayınları tedirginliğe yol açtı. SÜRE KISALIYOR Danimarka’da faaliyet gösteren UMag Solutions adlı şirket, geliştirdiği dronelar ile bu evrensel soruna yeni bir çözüm bulduklarını duyurdu. Geliştirilen dronelar, geleneksel mayın temizleme yöntemlerinden çok daha etkili bir biçimde deniz ve deniz kıyısındaki, karadaki mayınları teşhis ve imha edebiliyor. Ayrıca geleneksel yöntemlerle temizlenmesi ortalama bir ay sürebilecek alanı birkaç gün içinde temizleyebiliyorlar. Şirket yetkilisi Arne Døssing Andreasen, “Geleneksel mayın temizleme gemileri, sığ suda çalışamadıkları için kıyıya yakın olduklarında mayınları tespit etmeleri zorlaşıyor. Biz, geleneksel teknolojilerin tespit edebildiğinden daha küçük nesneleri de algılayabilen dronelarımızla mayın teşhis ve imha işlemini kolaylıkla yapabiliyoruz” diyor. MANYETİK SENSÖRLER Droneların manyetik sensörleri yerden 30 cm yüksekten 10 metrelik bir su derinliğine kadar çalışabiliyor. Kullanıcılar, manyetik arka plan gürültüsünü ve sistemin ince manyetik sapmaların görebileceğini renk haritaları sayesinde çok miktarda veri kullanabiliyor. Bu sapmalar metal nesnelerden, yeraltındaki minerallerden, kayalardan veya toprak koşullarındaki değişikliklerden kaynaklanabiliyor. Kullanıcılar bu sapmaları değerlendirerek mayını tespit edebiliyor.

18 Temmuz 2022 Pazartesi

Teknolojik cihazlara lego tipi güncelleme

Cep telefonlarımızı, akıllı saatlerimizi, taşınabilir ve giyilebilir cihazlarımızı; yeni modelleri geliştirildikçe elden çıkartıyoruz. Bu durumun ekonomimize olduğu kadar çevreye ve gezegenimize de külfeti büyük. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden bilim insanlarının geliştirdiği bir sistem ile bir defa aldığınız bir cihazı sürekli güncel tutmak mümkün olabilecek. Nasıl mı? Bu sistemde cihazlar tıpkı lego gibi basitçe sökülüp takılabilecek. Böylece örneğin modeli geride kalan akıllı saatinizi atıp, yerine yenisini almak yerine, elinizdekine takacağınız en yeni sensörler, işlemciler vb. ile günceli yakalayacaksınız. Bu sayede gezegendeki elektronik atıkların belirgin şekilde azaltılacağı öngörülüyor. TASARIM ÇİP Fikir, basit aslında ve tanıdık. Bir bilgisayar kasası alıp, yeni parçalarla güncel tutmak kimseye yabancı gelmeyecektir. Öte yandan bir telefona, bir akıllı saate yeni işlemci takmak öyle kolay değil. Bu kompleks yapıları basitçe güncellemek için bir çip tasarlandı. Tasarım çip, katmanları arasında optik olarak iletişim kurulabilmesini sağlayan ışık yayan diyotlar (LED) ile değişen algılama ve işleme elemanları katmanlarından oluşuyor. Klasik modüler çip tasarımları, katmanlar arasında sinyalleri iletmek için geleneksel kablolamayı kullanır. Bu tür karmaşık bağlantıların kesilmesi ve yeniden kablolanması imkansız değilse de çok zor olur. Klasik modüler bu zorluktan dolayı güncellenmez, atılır ve yenisi alınır. Bu yeni tasarımda ise kullanıcı tarafından basitçe değiştirilip güncellenebilecek. UZUN ÖMÜRLÜ Araştırma ekibinden Dr. Jihoon Kang, “Işık, basınç ve hatta kokuyu algılayabilen sensörleri istediğimiz ölçüde bilgi işlem katmanı ile beraber ekleyebileceğiz. Katman kombinasyonları sınırsız seçeneğe sahip. Biz bu yüzden yeni sistemi lego benzeri yeniden yapılandırılabilir bir AI çipi olarak adlandırıyoruz” diyor. Araştırmacılar, kullanıcıların genel bir çip platformu üstüne koyacakları her katmanla özelleştirebilecekleri, kendilerine en uygun cihazı kendilerinin tasarlayabilecekleri uzun ömürlü cihazların yakın gelecekte hayatımıza gireceklerini düşünüyorlar.

28 Haziran 2022 Salı

Zatürre enfeksiyonlarını nano-sensörler ayırt edecek

HABER: AYŞE BAŞAK Bakteri ve virüsün birçok farklı türü zatürreye neden olabiliyor. Ancak belirli bir hastanın hastalığına hangi mikrobun neden olduğunu belirlemenin kolay bir yolu yok. Bakteriyel zatürreyi tedavi etmek için yaygın olarak kullanılan antibiyotikler viral zatürre hastalarına yardımcı olmayacağından, bu belirsizlik doktorların etkili tedavi seçmesini zorlaştırıyor. Bunun yanında antibiyotik kullanımının sınırlandırılması, bakterilerin bağışıklık kazanmasını frenlemek için de önemli bir adım. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü araştırmacıları, doktorların uygun tedaviyi seçmelerine yardımcı olacaklarını umdukları viral ve bakteriyel zatürre enfeksiyonlarını ayırt edebilen nano-sensörler tasarladı. TANIMLANAMAYAN PATOJENLER Profesör Sangeeta Bhatia, “Farklı zatürre türlerine yol açabilecek birçok farklı patojen var. En kapsamlı ve gelişmiş testlerde bile hastaların yaklaşık yarısında hastalığa neden olan spesifik patojentanımlanamıyor. Viral bir zatürreyi antibiyotiklerle tedavi ederseniz büyük bir sorun olan antibiyotik direncine katkıda bulunuyor olursunuz, üstüne üstlük hasta iyileşmeyecektir” diyor. Araştırma ekibi sensörlerini tasarlarken, patojenin kendisini tespit etmeye çalışmak yerine enfeksiyona tepkisini ölçmeye odaklanmaya karar verdi. Viral ve bakteriyel enfeksiyonlar, proteinleri parçalayan proteaz adı verilen enzimlerin aktivasyonunu içeren farklı tipte bağışıklık tepkilerini tetikler. Araştırma ekibi bu enzimlerin aktivite modelinin bakteriyel veya viral enfeksiyonun bir imzası olarak hizmet edebileceğini buldu. 20 FARKLI SENSÖR Araştırma sonuçları sonunda elde edilen veriler ile 20 farklı sensör tasarlandı. Sensörler, belirli proteazlar tarafından bölünebilen peptitlerle kaplanmış nanopartiküllerden oluşturuldu. Her peptit, peptitler enfeksiyonda yukarı regüle edilen proteazlar tarafından bölündüğünde serbest kalan bir haberci molekül ile etiketlendi. Bu muhbirler sonunda idrarla atıldı. İdrar kütle spektrometrisi analizi sonuçları ile akciğerlerde hangi proteazların en aktif olduğu böylece belirlendi. Araştırmacılar, idrar testlerinin sonuçlarını okuduktan sonra verileri analiz etmek için makina öğrenimini kullandı. Algoritmalar sayesinde zatürre olan ile sağlıklı insanlar arasında ayrım yapabildiler. En önemlisi 20 sensör sayesinde bir enfeksiyonun viral mi yoksa bakteriyel mi olduğunu ayırt edebildiler. EN DOĞRU ANTİBİYOTİK SEÇİMİ Araştırmacılar önümüzdeki günlerde yalnızca bakteriyi viral enfeksiyonlardan ayırt etmekle kalmayıp, aynı zamanda bakteriyel enfeksiyona neden olan mikrop sınıfını da belirleyerek doktorların bu tür bakterilerle savaşmak için en iyi antibiyotiği seçmelerine yardımcı olabilecek algoritmalar geliştirmeyi umut ediyorlar.

28 Haziran 2022 Salı

Dijital platformlar dezenformasyona daha fazla odaklanacak

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Kovid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte artan dezenformasyona karşı hazırladığı yeni uygulama kodunun 34 platform tarafından imzalandığını açıkladı. Açıklamada, Meta, Google, Twitter, TikTok ve Microsoft gibi platformlar tarafından imzalanan yeni kodun çevrim içi dezenformasyona karşı daha geniş taahhütler ve önlemler içerdiği belirtildi. Güçlendirilmiş uygulama kodunun 44 taahhüt ve 128 özel önlem içerdiği aktarılan açıklamada, dezenformasyonu yaymaya yönelik mali teşviklerin azaltılması, dezenformasyon yayanların reklam gelirlerinden faydalanamaması, sahte hesaplar, botlar veya yapay montaj video ile manipülasyonun önlenmesi, dezenformasyonu tanımlamak ve işaretlemek için daha iyi araçlar sağlanması, doğruluk kontrolünün artırılması, siyasi reklamların şeffaflaştırılması, reklam sponsorlarının açıkça belirtilmesi, platformların taahhütleri uygulamalarının raporlanması, koda uyumu değerlendirecek merkez kurulmasının önlemler arasında yer aldığı bildirildi. Açıklamada, dijital platformların 6 ay içinde söz konusu taahhütleri yerine getirmesi gerektiği, konuyla ilgili 2023 yılı başında da bir ilerleme raporu hazırlanacağı kaydedildi.

16 Haziran 2022 Perşembe