tatil-sepeti
‘Süper jöle’ cam gibi şaşırtıcı bir malzeme

Bir filin ağırlığına eşdeğer basınca dayanabilen ve yüzde 80’i su olmasına rağmen üzerinden örneğin bir araba geçtiğinde tamamen orijinal şekline dönebilen jöle benzeri bir malzeme geliştirildi. Cambridge Üniversitesi bilim insanları tarafından geliştirilen yumuşak ama çok güçlü bu malzeme, bir jöle gibi görünüyor, ancak sıkıştırıldığında ultra sert ve kırılmaz bir cam gibi oluyor. KULLANIM ALANLARI Malzemenin su olmayan kısmı, mekanik özelliklerini kontrol eden tersine açma/kapama etkileşimleriyle bir arada tutulan bir polimer ağından oluşuyor. Süper jöle, yumuşak robotik, biyo-elektronik ve hatta biyome-dikal gibi çok çeşitli alanda kullanılma potansiyeli taşıyor. Malzemelerin davranış şekli moleküler yapılarına bağlıdır. Esnek, kauçuk benzeri hidro-jeller, dayanıklılıkları ve kendi kendini iyileştirme yetenekleri gibi onları popüler bir araştırma konusu yapan birçok ilginç özelliğe sahip. YÜZDE 80’İ SU Araştırma ekibinden Dr. Jade McCune, “Yüzde 80 su içeren bir malzemenin su balonu gibi patlayacağını düşünürdünüz ama patla-mıyor. Hatta umulmayacak kadar büyük sıkıştırma kuvvetlerine dayanıyor. Hidro-jelin özellikleri görünüşte birbiriyle çelişiyor. Bu çalışmanın başında geleneksel polimer fiziğini yeniden gözden geçirdik. Kelepçeler ile birbirine bağlı olan hidro-jel içindeki molekülün kimyasal yapısını değiştirerek basınç dayanımının kolayca kontrol edilebileceğini bulduk. Bunun sonucunda kauçuk benzerinden cam benzerine kadar tüm malzeme özelliklerini kapsayan yeni bir malzeme sınıfı yarattık” diyor. Araştırmacılar, şu anda mühendislik ve malzeme biliminden uzmanlarla işbirliği içinde bu cam benzeri malzeme teknolojisini, biyomedikal ve biyo-elektronik uygulamalarda kullanmak üzere geliştirmeye çalışıyor.

06 Aralık 2021 Pazartesi

Şarj edilebilir pille çalışan elektrikli trenler geliyor

AYŞE BAŞAK Trenler, tüm ulaşım araçları içinde yüzdesel olarak düşük bir emisyon oranına sahip. Oluşturdukları emisyon miktarı düşük olunca trenler, yeni nesil yüksek hızlı trenler haricinde elektrifikasyon çabalarının dışında kalıyorlar. Ülkemizde de çoğu tren, dizel motor ile elektrik üreterek çalışan sistemlerle yürütülüyor. YÜK TRENLERİ İÇİN YENİ FIRSAT Son dönemde dünya piyasalarında elektrik batarya fiyatlarında teknolojik gelişmelerin etkisiyle büyük bir düşüş yaşandı. Fiyatlardaki bu çarpıcı düşüş, yük trenlerinin elektrifikasyonu için yeni fırsatlar demek. Lawrence Berkeley Ulusal Laboratuvarı araştırmacıları, ABD’nin dizel-elektrikli trenlerini, dizel ile maliyet açısından rekabet edebilecek düzeyde pillerle donatabilecek yeni bir sistem üzerine yoğunlaştı. Çalışmaları yakın zamanda Nature Energy dergisinde yayınlandı. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE MÜCADELE Berkeley Laboratuvarı’ndan bilim insanı Natalie Popovich, yaptığı açıklamada, “Demiryolu sektörünün hızlı bir şekilde dönüştürülmesi projesi, yalnızca uygun maliyet sağlamayacak, aynı zamanda ABD demiryolu kapasitesinin 2050 yılına kadar iki katına çıkmasının hedeflendiği düşünüldüğünde, ülkemizin iklim değişikliği ile mücadele çabalarına önemli bir destek sunacak” dedi. ÇEVRE VE SAĞLIK MALİYETİ Dizel-elektrikli trenler 1920’lerden beri işliyor; daha iyi performans gösterdikleri ve çevreyi daha az kirlettikleri için 1930’lardan itibaren buharlı trenlerin yerlerini almaya başlamıştı. Uzun yıllar boyunca, trenlerdeki motorlara güç sağlamak için dizel motorları kullanmak, yüksek elektrik maliyetleri nedeniyle tamamen elektrikli trenler geliştirmeye çalışmaktan daha ucuza mal oluyordu. Günümüzde ise artık elektrik maliyetinin düştüğü ve bilhassa yük trenlerine güç sağlamak için dizele güvenmeye devam etmenin çevresel ve sağlık maliyetlerinin göz ardı edilemeyecek kadar yıkıcı olduğu bir noktadayız. İklim değişikliğini önlemek için değişim şart.

06 Aralık 2021 Pazartesi

Startuplara yapılan yatırımlar 2023'te 10 milyar dolara ulaşabilir

Re-Pie Portföy Yönetimi AŞ Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Emre Çamlıbel, Türkiye'nin son dönemde yükselen girişim ekosistemi ve gelecek dönem yatırım alanlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'de tüm ekosistemin girişimleri desteklemek için el birliği içerisinde olduğunu belirten Çamlıbel, akademik dünyanın teknoparklar, teknoloji transfer ofisleri ve kuluçka merkezleri ile startupları desteklediğini söyledi. Devletin hem kamusal hem de yarı kamusal organlarıyla tüm gücüyle girişimcileri desteklediğini vurgulayan Çamlıbel, finans sektörünün, bireysel ve kurumsal yatırımcıların da girişim ekosistemine önemli ölçüde katkı verdiğini anlattı. Çamlıbel, girişimlerin ve girişimcilerin maddi ve teknik anlamda desteklenmesini önemli ve değerli bulduğunu ifade ederek, "Çünkü önümüzdeki dönemde Türkiye'nin rekabet üstünlüğü yaratabilmesi için özellikle teknoloji girişimlerinin bütüncül bir yaklaşımla desteklenmesi gerekiyor. Bu şekilde ancak atılım ortamı oluşturulur." dedi. "GİRİŞİMLERE YAPILAN YATIRIMLAR İKİYE KATLANABİLİR" Emre Çamlıbel, Türkiye genelinde girişimlere yapılan yatırımların 2021'de geçen yıla göre ikiye katlanmasının beklendiğini söyledi. Girişimlere yapılan yatırımların yıl sonunda 2 milyar dolara ulaşabileceğini belirten Çamlıbel, "Bunun içinde Türkiye'de doğmuş ve yurt dışına açılmış, Türkiye'de doğmuş ve ağırlıklı faaliyetini burada devam ettiren firmalar var. Bu yatırım tutarı yıllar itibarıyla katlaya katlaya giderse 2022'de 4 milyar dolar ve 2023'te 10 milyar doları bulabilir. Girişimlerin hızlı bir şekilde başarılı olanlarının geniş bir pazara hitap edebilmeleri için yurt dışına taşınması önem arz ediyor. Buna Getir ve Colendi'yi örnek verebiliriz. Bu gibi firmaların yurt dışına açıldıktan sonra oradan da yatırım almalarının Türkiye'ye ilave katkısı olduğunu düşünüyorum." diye konuştu. Çamlıbel, Re-Pei olarak elindeki Getir hisselerinin yaklaşık 4'te 1'ini yabancı yatırım fonuna sattıklarını ve Türkiye'ye yurt dışından 30 milyon dolarlık para girişi sağlandığını hatırlattı. Colendi'de de aynı durumun yaşanabileceğini aktaran Çamlıbel, Musixen'e de hem maddi hem de mentorluk anlamında destek verdiklerini ifade etti. Çamlıbel, Musixen'in, global tüm içerik platformlarından farklı olarak müziği ve sahne sanatlarını merkezine koymuş, sadece müzik ve eğlence sektörüyle ilgili içerikler sunan ve sektördeki alışkanlıkları değiştirmek üzerine geliştirilmiş bir "Canlı Performans" platformu olduğunu dile getirdi. "OYUN SEKTÖRÜ, TÜRKİYE'NİN CİDDİ REKABET ÜSTÜNLÜĞÜ YAKALADIĞI BİR ALAN" Re-Pie Portföy Yönetim Kurulu Başkanı Çamlıbel, nesnelerin interneti ( Internet of Things - IoT), sağlık teknolojileri, elektrikli araç şarj istasyonları gibi alanlara da yatırım yaptıklarını belirtti. Gelecek dönemde akıllı mobilite, akıllı şehirler ve sağlık teknolojileri alanlarında yatırımlarının olabileceğini söyleyen Çamlıbel, "Finans teknolojilerine yatırım yapmaya devam edeceğiz. Oyun, Türkiye'nin ciddi rekabet üstünlüğü yakaladığı bir alandır. Oyun sektörüne yatırım yapmayı planlıyoruz. Sanayiye de destek vermeyi sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı. Çamlıbel, sürdürülebilirlik konusunun da önemli olduğunu, yatırım fonlarının yatırım yaparken baktığı önemli kriterlerin başında sürdürülebilirliğin geldiğini söyledi. Enerji alanında da yatırımlarının bulunduğunu anlatan Çamlıbel, "Arf Bio Yenilenebilir Enerji AŞ'ye yatırım yaptık. Sadece yenilenebilir enerji üretmiyor aynı zamanda organomineral gübre de üretiyor. Bu şirketin uluslararası karbon tasarrufu sertifikası var. Şirket bu sene yaklaşık 4 milyon dolarlık karbon ihracatı gerçekleştirdi" dedi. Emre Çamlıbel, ülke girişimlerinin yabancı yatırım almasında ülke puanlaması yapıldığını ve buna göre sıralamaların oluşturulduğunu dile getirdi. Türkiye'nin global ekonomik sistemden Türk girişimlere yatırım alabilmesi için önerilerde bulunan Çamlıbel, şunları kaydetti: "Girişim, Türkiye pazarına hitap ettikten sonra yurt dışına açılabilirse gittiği ülkenin puanlamasına tabi oluyor. Örneğin bir girişim Türkiye'de belli bir noktaya geldi, Türkiye'nin kabul gördüğü ekonomik finansal puanlama baz alınıyor, Lüksemburg'a taşıdığınızda girişimi, AB tabi olduğu puanlamaya tabi olarak çekebileceği yatırım daha büyük olabiliyor. Belli bir noktaya gelen Türk girişimlerinin uluslararası piyasalara açılması hususunda desteğimiz ve yönlendirmemiz oluyor. Yurt dışına açıldığında operasyonlar Türkiye'de ağırlıklı olduğu için yurt dışından ülkemize kaynak transferi oluyor. Girişimlerin AB'ye açılmasını hem Türkiye hem de şirket için daha katma değer sağlayacağını düşünüyorum." Re-Pie Portföy Yönetimi AŞ'nin, Türkiye’nin faaliyet izni almış ilk alternatif yatırım fonu yönetim şirketi olarak 2015 yılında kurulduğunu anımsatan Çamlıbel, reel sektör ve fon yönetim sektörü tecrübesini birleştirdiklerini, yıl sonu itibarıyla yönettikleri portföyün 5 milyar liraya ulaşacağını sözlerine ekledi.

24 Kasım 2021 Çarşamba

Yeni ürün ve teknoloji geliştiren kişi ve kuruluşlar ödüllendirildi

Türkiye Marka ve Kariyer etkinlikleri kapsamında, Hilton İstanbul Bomonti Otel’de düzenlenen Türkiye İnovasyon ve Başarı Ödülleri Töreni’ne iş, sanat ve cemiyet hayatından pek çok isim katıldı. Gecede, yeni ürün ve teknoloji geliştiren kurumlar ile inovasyon yaklaşımıyla hareket eden kişi ve kuruluşlara ödülleri verildi. 2021 Türkiye İnovasyon ve Başarı Ödülleri’nde ‘Yılın Lider Dijital Dönüşüm Çözümleri Markası’ ödülünün sahibi ise Uyumsoft, oldu. Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Yatırım Hizmetleri Genel Müdürü Özlem İkiz, “Kurumsal kaynak planlama (ERP) ve e-Dönüşüm pazarlarında verimli bir yıl geçiriyoruz. Yeni yatırımlarımız ve yeni sektör açılımlarımız ile ar-ge ve inovasyon odaklı çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Azerbaycan, İngiltere, Bulgaristan, Mısır, Arnavutluk, Hindistan, Sırbistan gibi birçok ülkeye geniş ekosistem ailemiz ile birlikte hizmet vererek, önümüzdeki süreçte global pazarlarda daha da etkin olmaya kararlıyız” dedi.

24 Kasım 2021 Çarşamba

Bilginin dolaşım hızı arttıkça veri merkezlerinin soğutulmasında yeni yöntemler ortaya çıkıyor

Bilginin dolaşım hızı gün geçtikçe daha da artarken, tüketici birçok site ve sosyal medya aracılığıyla bilgiye ya da ürüne ulaşıp, alışveriş yapıyor. Bu durum veri merkezlerindeki doluluğun artmasına ve veri merkezlerinin soğutulmasında yeni yöntemlerin ortaya çıkmasına vesile oluyor. Kabin başına soğutma yükü arttıkça da inrow tipi hassas kontrollü klimalar kullanılarak, daha etkin ve verimli soğutma yapılabiliyor. Canovate Group’un şirketlerinden CoolAer İklimlendirme Sistemleri AŞ, dünyada 5 firma tarafından üretilen yeni nesil “In Row Cooler” ürün ailesini üretiyor. İnrow tipi hassas kontrollü klimaların, bütün bir odayı soğutmak yerine, sadece kabini ya da kabinlerin olduğu koridorda soğutma yaptığını anlatan CoolAer İklimlendirme Sistemleri AŞ Genel Müdürü Rıfat Kayapınar, “İnrow tipi hassas kontrollü klimalar, bütün bir odayı soğutmak yerine, sadece kabini soğutuyor. Soğutulacak kabinin yanında olduğu için sıcak kör nokta oluşumunu önler. Yeterli soğuk havanın kabinlere ulaşmama riski yok. İnrow tipi hassas kontrollü klimalar,yerli mühendislikçözümleriile üretiliyor” dedi. Kayapınar, şunları belirtti: “Veri merkezlerinde, en önemli konulardan biri enerji verimliliği. İnrow tipi hassas kontrollü klimaları geliştirirken, verimlilik ve dayanıklılık noktası, dikkat ettiğimiz konulardan biriydi. İnrow tipi hassas kontrollü klimalar ile küçük bir hacimde yüksek kapasite soğutma sağlıyoruz. Aynı zamanda, kabin içindeki nem miktarının da sabit tutulması sağlanıyor. Bütün cihaza ait çalışma ve arıza verilerine uzaktan erişebilirken, bu verilerin kayıtları da tutuluyor. Veri merkezi alanından ciddi bir tasarruf sağlanıyor.”

23 Kasım 2021 Salı