tatil-sepeti
‘Balık ekmek’te yatırımcıya cazip iş fırsatı

HABER: GÖZDE YENİOVA DARDENIA:Balık ekmek zinciri Dardenia, franchising vererek büyümeyi hedefliyor. İlk etapta İstanbul’da şubeler açmayı planlayan şirket, franchise’lara aylık 100 bin ile 200 bin TL arasında ciro vaat ediyor. Dardenia, balık ekmeğin yanı sıra balık çorbası, kalamar tava, midye tava, fish&chips ve tempura atıştırmalıklar gibi farklı seçenekler de sunuyor. Şu anda 5 şubesi bulunan şirketin şube sayısını 5 yılda 50’ye yükseltmeyi hedeflediklerini söyleyen Dardenia Genel Koordinatörü Selin Daniyel, bu yıl İstanbul’a 3 ‘Dardenia Fish&Bread konseptli franchise şubeler açacaklarını belirtiyor. Dardenia Fish&Bread’in isim hakkı 15 bin dolar. Toplam yatırım maliyeti 160 bin dolar olarak ifade ediliyor. Şubelerin ortalama büyüklüğünün ise 100 ile 120 metrekare arasında olması gerektiği kaydediliyor. FISH BOX:Group Sagun’un fast food balık ekmek markası Fish Box, hızla büyüyen tescilli bir markaya dönüşüyor ve proje için yeni işbirlikçileri arıyor. Fish Box’un hedefleri ise en az 100 zincir balık ekmek hızlı tüketim noktaları açmak ve herkese ekonomik fiyatlara balık ekmek yedirmek. Verilecek franchise’lar ile Türkiye’ye yayılacak olan marka, franchise bütçesi karşılığında tüm ekipman ve dekorasyonun temin edileceği anahtar teslim bir çalışma öngörüyor. Yatırım maliyeti; restoranın yerine, tipine ve büyüklüğüne bağlı olarak değişmekle birlikte 70 bin dolar+KDV’den başlıyor. Yaya ve araç trafiğinin yoğun olduğu bölgeler, alışveriş merkezleri, sinema, okul, dershane yakınları, fast food işletmeciliğine uygun ana arterler restoran açılacak mekanda aranan özellikler arasında. HAMSİ FINGER:2013 yılında kurulan ve hızla büyüyen bir balık büfe konsepti olan Hamsi Finger, 16 şubeli bir balık zinciri oldu. Hamsi Finger, hamsinin seçilmiş, besin değerlerini kaybetmeden ve tazeliğini koruyarak temizlenip fileto şekline getirilerek özel soslar eşliğinde soslanıp kızartılması sonucu 200 gr’lık paketler halinde tüketime sunuluyor. Hamsi Finger, alışveriş merkezleri ve şehrin dinamik noktalarında standlar ve kiokslar oluşturularak müşterilere sunuluyor. Şirket, kısa sürede şube sayısını 40’a çıkarmayı planlıyor; sonraki hedef ise 70. Franchise giriş bedeli olarak 10 bin TL alınıyor. Toplam yatırım maliyeti 20 bin ile 50 bin TL arasında değişiyor. Kâr marjı yüzde 100 ile 200 arasında. Aylık ciro hedefi ise 30 bin TL. FISH&CHIPS:Uzun süredir sektörde olan İzmir merkezli Fish&Chips de franchising vermeye başladı. Şu an 4 şube ile faaliyet gösteren şirket, 25 şubeye ulaşmayı planlıyor. Çok büyük bir mekana gerek olmayan bu konsept için yatırım maliyetinin metrekare başına 2 bin 200 TL+KDV olduğu belirtiliyor. Franchise giriş bedeli alınmıyor. Royalty bedeli olarak ciro üzerinden yüzde 3 talep ediliyor. Kâr marjının yüzde 100 olduğu bu iş modelinde bayi için hedeflenen aylık minimum ciro 25 bin TL. Fish&Chips restoranı için 5 ile 90 metrekare arasında değişen mekanlar oluşturacak. Fish&Chips, sardalye ve hamsiden balık köftesi, balık şiş, biftek, balık çorbası ve kokoreçyapıyor. Şirket balık fast foodunu yaygınlaştırmayı hedefliyor.

04 Ağustos 2015 Salı

Kapı kilidine vergi, lastiğe soruşturma

KAPI KİLİDİNE VERGİ, LASTİĞE SORUŞTURMA Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın ithalatta haksız rekabetin önlenmesine ilişkin uygulamaları dahilinde, ithal edilen bazı ürünlere damping önlemi için vergi konulurken, bazı ürünler hakkında da soruşturma başlatıldı. Son tebliğlere göre önlem uygulanan ürünler arasında süspansiyon tipi PVC, mukavva kağıt, kapı kilidi göbekleri, bisiklet ve motosiklet lastikleri, demir halatlar ve metalize dokuma iplikleri yer alıyor. POLİVİNİL KLORÜRE DAMPİNG VERGİSİ Damping önlemi olarak ABD menşeli “yalnız süspansiyon tipi polivinil klorür” için Dampinge Karşı Vergi Tutarı’nın (CIF) bedelinin yüzde 18.81, Almanya menşeli ürünler için ise yüzde 16.44 olarak uygulanmasına karar verildi. Ekonomi Bakanlığı’nın, 2015/24 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliği, 10 Temmuz 2015 tarihli ve 29412 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tebliğe göre, yerli üretici Petkim Petrokimya Holding A.Ş.’nin, ABD ve Almanya menşeli “yalnız süspansiyon tipi polivinil klorür”le ilgili yaptığı başvuru üzere başlatılan soruşturma tamamlandı. Soruşturma sonucunda, yürürlükteki önlemin ortadan kalkması durumunda dampingin ve zararın devam etmesinin veya yeniden meydana gelmesinin muhtemel olduğu tespit edildi. Bu nedenle damping önlemi olarak ABD menşeli söz konusu ürünler için CIF bedeli yüzde 18.81, Almanya menşeliler için de yüzde 16.44 olarak belirlendi. MUKAVVA KAĞIDINA DAMPİNG ÖNLEMİABD menşeli ‘beyazlatılmamış kraftlayner kağıtlar’ın ithalatında dampinge karşı kesin önlem yürürlüğe konuldu. Ekonomi Bakanlığı, 22 Temmuz 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “İthalatta haksız rekabetin önlenmesine ilişkin 2014/26 sayılı tebliğ” ile bu ürünün ithalatında damping soruşturması başlatmıştı.Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği (OMÜD), soruşturma sonrasında bu ürünlerin ithalatında konulacak verginin sektör açısından ciddi sıkıntılar doğuracağını bildirmiş, bu konuda destek istemişti. Ancak 14 Temmuz 2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve yürürlüğe giren tebliğ ile bu ürünlerde dampinge karşı kesin önlem yürürlüğe konuldu.4804.11.11.10.00, 4804.11.15.10.00, 4804.11.90.10.00 GTİP kodlarında tanımlı birinci elyaf yüzey kağıtlarına CIF bedeline yüzde 9.43, yüzde 15.06 ve yüzde 19.96 oranlarında dampinge karşı önlem yürürlüğe konuldu. 2014’teki damping soruşturması, Oyka Kağıt Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. tarafından yapılan başvuru üzerine açılmıştı. Soruşturma konusu ürünün Türkiye’de yerleşik tek üreticisi olan OYKA’nın yönetmelikteki yerli üretim dalını YÜD) temsil niteliğine haiz olduğu kaydedilmişti. KAPI KİLİTLERİNDE KİLODA 4 DOLAR TEDBİR İthalatta haksız rekabetin önlenmesine ilişkin 2009/21 sayılı tebliğ ile uygulanmakta olan dampinge karşı önlem, 16.07.2015 tarihli Resmi gazetede yayımlanan yeni tebliğ ile sürdürülecek. Buna göre, Çin Halk Cumhuriyeti menşeli, silindirli kapı kilitleri (elektromekanik, elektromanyetik, tam elektronik olanlar hariç) soğuk hava deposuna mahsus olanlar (elektronik olanlar hariç), diğerleri, yalnız kapı kilitleri için silindir-bareller ile kilit kasası ürünlerine kilogram başına 4 ABD Doları dampinge karşı önlem uygulanacak. BİSİKLET VE MOTOSİKLET LASTİKLERİNE GÖZALTI Ekonomi Bakanlığı, bazı ülkelerden ithal edilen bisiklet ve motosiklet iç ve dış lastikleri ithalatında, dampinge karşı kesin önlemlere ilişkin nihai gözden geçirme soruşturması açılmasına karar verdi.Bununla ilgili 2015/31 ve 2015/32 sayılı tebliğiler 15 Temmuz 2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Motorsiklette Çin Tayvanı ve Vietnam, bisiklet lastiğinde ise bu ülkelerin yanı sıra Sri Lanka menşeli ürünlere “İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğler” dahilinde önlem uygulanacak. Bu gruptaki ürünler için açılan nihai gözden geçirme soruşturmasının da tamamlanması beklenecek.Yerli üretici Anlaş Anadolu Lastik firması, bu ülkelerden gelen sözkonusu lastiklere uygulanan dampinge karşı önlemlerin kaldırılması halinde yeniden zarar oluşacağı gerekçesiyle nihai gözden geçirme soruşturması açılmasını talep etmişti. Soruşturma dahilinde ilgili tarafların soru formlarını 37 gün içinde cevaplandırması gerektiği bildirildi. DEMİR HALATLARDA SORUŞTURMA İLANI ÇinHalk Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu menşeli ‘demir veya çelikten halatlar ve kablolar (kapalı halatlar dahil)’ ürünlerin ithalinde halen uygulanmakta olan dampinge karşı önlemin sürdürülmesine karar verildi. Bu ürünler hakkında nihai gözden geçirme soruşturmasının sonucu beklenecek.Soruşturmaya konu ürünün bilinen ithalatçılarına bildirimde bulunulacak. Bildirim ulaşmayan ilgili tarafların soru formuna Ekonomi Bakanlığı internet sayfasından ulaşabileceği kaydedildi. Bildirimin gönderildiği ilgili taraflar için soru formunu cevaplandırma süresinin, bildirim gönderme tarihinden itibaren posta süresi dahil 37 gün olduğu vurgulandı.16.07.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan tebliğde şu ürünlerin soruşturmaya tabi olduğu açıklandı: Enine kesitinin en geniş yeri 3 milimetreyi geçenler, 12-24 mm arasında olanlar, 48 mm’yi geçenler ve diğerleri. METALİZE DOKUMA İPLİKLERE SORUŞTURMA Çin Halk Cumhuriyeti, Güney Kore, Hindistan ve Çin Tayvanı menşeli ‘Dokumaya elverişli ipliklerden metalize iplikler, ip, şerit veya toz şeklindeki metalle birleştirilmiş veya metalle kaplanmış şerit ve benzeri’ ürünlerin ithalinde uygulanan dampinge karşı önlemin, soruşturma sonuçlanıncaya kadar sürdürülmesine karar verildi. 5605.00 GTB dahilindeki ürünle ilgili tebliğ, 15 Temmuz 2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.

04 Ağustos 2015 Salı

Yatırımda hedef 5.6 milyon genç

HABER: FEDAİ YILDIRIM Türkiye’de 109’u devlet, 76’sı vakıf ve 8’i vakıf meslek yüksekokulu olmak üzere 193 üniversite var. Üniversite sayısının önümüzdeki yıllarda 200’ü geçmesi bekleniyor. Geçen yıl üniversitelere 1 milyon 285 bin öğrenci kayıt yaptırdı. Toplam öğrenci sayısı ise 5.6 milyon.Artan öğrenci sayısı, yurt ihtiyacını da büyüttü. Hal böyle olunca yurt yatırımları için pek çok firma da yatırıma hazırlanıyor. SAYI YETERLİ DEĞİL ‘Her ile bir üniversite’ hedefiyle üniversiteler kentlere yayılmış olsa bile öğrencilerin büyük bölümü hâlâ memleketi dışındaki bir üniversiteyi tercih ediyor. Okul kaydından sonda karşılaşılan sorunların başında da ‘barınacak yer’ konusu geliyor. Başta gayrimenkul yatırımcıları olmak üzere girişimciler, potansiyeli görüp yatırıma hazırlanıyor. Özel sektörün hizmete sunduğu yurtlar özellikle modern imkanlarıyla dikkat çekiyor. HİZMETE GÖRE FİYAT Eva Araştırma ve Raporlama şirketinin 2014 yılı sonu verilerine göre İstanbul’da 50 üniversite ve 349 öğrenci yurdu bulunuyor. Devlet ve vakıf üniversitelerine bağlı yurtlar dışında özel sektöre ait 257 yurt mevcut. Yurtlarda doluluk ortalaması yüzde 97. Fiyatlar ise aylık 127 TL’den başlayıp, 793 TL’ye kadar çıkıyor. Bu rakam hizmete göre daha da artabiliyor. 10 YILDA AMORTİ EDİYOR Özellikle iki yılda özel yurt oranında yüzde 23’lük artış gerçekleşti. İstanbul’daki yurtların yatak kapasitesi 68 bin. Yurtların en fazla olduğu ilçeler ise Fatih, Beşiktaş ve Şişli. En düşük kapasiteli ilçeler de Kartal, Bağcılar ve Bayrampaşa. Rapora göre uygun lokasyon ve profesyonel yönetime sahip yurtlar, yatırımını 10 yıldan kısa sürede çıkarabiliyor. ÜNİVERSİTELER VADİSİ Kağıthane-Beyoğlu-Eyüp ilçelerinin kesişme bölgesi, ‘Üniversiteler Vadisi’ olarak biliniyor. Bu alanda 10’un üzerinde üniversite kampüsü var. Yurt yatırımcısı firma yetkilileri, her yıl bir yeni yurt ilave etmeyi hedefliyor. Öğrenci yurdu ihtiyacı Anadolu’da da çok yüksek. İleride bu alanda yabancı yatırımcı sayısının çok daha artması bekleniyor. AVRUPA YAKASI AĞIRLIKTA İstanbul Avrupa Yakası’ndaki 260 yurt, İstanbul’daki toplam yurtların yüzde 74’ünü oluşturuyor. Bu yurtlarda 46 bin 828 öğrenci kalıyor. Anadolu Yakası’nda ise 21 bin 288 kişi kapasiteli 89 yurt bulunuyor. Öğrenciler, eğer üniversitelerinin olduğu yerde metro ya da tramvay yoksaen çok 30 dakika uzaktaki yurtları tercih ediyor. EKONOMİK KAYGI KİRACI YAPIYOR İstanbul’da üniversite çevresinde nitelikli yurt veya konut imkanının bulunmadığına değinen yatırımcılar, kent merkezindeki yurt fiyatlarının ise oldukça yüksek olduğunu dile getiriyor. Bu durum ekonomik kaygılar sebebiyle öğrencileri 3 veya 4 kişilik kiralık evlere çıkmaya zorlayabiliyor. KYK YURTLARI AYLIK 130 LİRA Yüksek Öğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK), 81 il ve 152 ilçe, iki de yurt dışında olmak üzere 396 yurtta 368 bin 736 yatak kapasitesi ile hizmet veriyor. Kuruma bağlı yurtların 2015’teki aylık yatak ücreti 130 TL. Maddi durumu yetersiz öğrenciler ile şehit ve gazi çocukları, anne-babası vefat etmiş öğrenciler ile devlet koruması altındaki öğrencilerden ücret alınmıyor. Bu imkandan 2014-2015 döneminde 3 bin 109 öğrenci yararlandı. Geçen dönem, 132 ülkeden gelen 10 bin yabancı öğrenci de Kredi Yurtlar Kurumu’nda barındı. ORTALAMA YATIRIM 5-8 MİLYON LİRA * Yurtlar ortalama 100-250 kişi kapasiteli. * Tek kişilik de 6 kişilik de oda var. * Ortalama yatırım bedeli 5-8 milyon TL. Lüks yurtlar için ise 10-20 milyon TL. * Yurt seçerken aileler güvenlik, temizlik, konfor, yemek, sosyal alanlar, teknoloji ve özel alanlara dikkat ediyor. * Gençler ise spor alanları ve özel alanlara daha çok dikkat ediyor. ÖZEL YURT FİYATLARI * İstanbul: 500-4.000 TL * Ankara: 500-1.750 TL * İzmir: 500-1.800 TL * Antalya: 400-950 TL * Eskişehir: 480-1.500 TL * Bursa: 300-950 TL * Erzurum: 300-725 TL * Kayseri: 400-1.200 TL * Trabzon: 350-800 TL * G. Antep: 400-800 TL * Adana: 400-800 TL * Konya: 400-900 TL Kaynak: ÖSYM

04 Ağustos 2015 Salı

Depo arazisinde çözüm devlette

HABER: ADEM ORHUN Ticaret ve lojistik sektörünün gelişmesine paralel olarak depo ihtiyacı da giderek artıyor. Özellikle Türkiye’nin yıllık lojistik hareketlerinin önemli bir kısmının gerçekleştiği İstanbul’da nitelikli depo alanları ihtiyaçların gerisinde kalıyor. Son yıllarda konut projelerinde dahi problem olan uygun arsa ihtiyacı, yeni depoların kurulmasını zorlaştıran en büyük etkenlerden biri. Bu durum, kaçınılmaz olarak depo ücretlerine de yansıyor. Depo ihtiyacı ve yüksek kiralama ücretleri, İstanbul Ticaret Odası Meclisi’nde de gündeme geldi. İTO Meclis ve Emlak Müşavirleri Meslek Komitesi Üyesi Karabet Hemengül, İstanbul’da depo fiyatlarının aşırı yükseldiğine dikkati çekerek, bunun zincirleme etkileri olduğunu vurguladı. İTO üyelerinden ve piyasadan kendilerine iletilen şikayetler üzerine konuyu araştırdıklarını ifade eden Hemengül, “Birçok sektörde firmaların depoya ihtiyacı var. Arsa sıkıntısı, inşası için geniş taban alanına ihtiyaç olan depoların yapılmasını zorlaştırıyor. Bunun sonucunda depolarda kira fiyatları rayicin üstüne çıktı. İstanbul’un hemen dışında depoların metrekare fiyatları 1-2 dolar civarındayken İstanbul içinde bu rakam 7-8 dolarlara çıkıyor. Bugün plazaların 8-10 dolar civarında fiyatla bulunduğu bir ortamda, depo fiyatlarını normal kabul etmek mümkün değil” dedi. DAĞINIKLIK ETKİLİYOR İmalat sektörünün ve toptancıların dağınık vaziyette olmasının; ayrıca depolama alanlarının da birbirinden uzakta oluşunun sorunu daha kronik hale getirdiğini belirten Hemengül, tüm bunların nakliye maliyetlerinin de yükselmesine sebep olduğunu kaydetti. MİLLİ EMLAK ARAZİLERİ Depo sorununun toplumun geniş bir kesimini ilgilendirdiğine dikkat çeken Hemengül, problemin çözümü için önerileri de olduğunu belirtti. Öncelikli olarak ucuz arsa temin edilmesi gerektiğini vurgulayan Karabet Hemengül, şöyle konuştu: “Bu arazilerin üzerine düşük maliyetli depolama alanları inşa edilmeli. İşyerlerinin ve sanayinin kümelendiği yerlerde depolar üretilmeli. Konuyla ilgisi olan bütün tarafların, belediyelerden depo alanları için talepte bulunması lazım. Milli Emlak’ın envanterinde araziler var. Orman vasfında bulunmayan bu araziler kiralık olarak verilebilir. Bakanlıkların bu konuda kolaylık sağlamalarını bekliyoruz. Büyük depolama alanları için İstanbul çevresindeki araziler de kullanılabilir. Çorlu gibi kritik noktalarda şimdiden adımlar atılmalı. Arnavutköy ve 3. Havalimanı’nın yakınlarında depo alanları ayrılmalı. Bu şekilde depo inşaat ve kira maliyetlerini düşürebiliriz.” EKONOMİK BÖLGELER TEŞVİK EDİLMELİ Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üreticileri Derneği (UTİKAD) Başkanı ve İTO Meclisi Üyesi Turgut Erkeskin, depo alanlarının artan ihtiyaçları karşılamadığını söyledi. Son yıllarda İstanbul İmar Planı’nda depolama amaçlı ayrılan bölgelerin aşağıya çekilmesi, depolama yapılan bölgelerde arazi maliyetlerinin yükselmesi gibi unsurların firmaları depo yatırımından çok, kiralama yöntemine yönlendirdiğini belirten Erkeskin, “Böylece firmalar ilk yatırım maliyetinden kurtuluyorlardı. Ancak alan darlığına bir de arazi fiyatlarının yükselmesi ve artan inşaat maliyetleri de eklenince kiralar doğal olarak yükseldi. Metrekare bazında rakamlar 6-9 dolara çıktı” dedi. Erkeskin, bu durumdan sektör temsilcilerinin olumsuz etkilenmemesi için depo yapılabilecek alanların genişletilmesi gerektiğini söyledi. Erkeskin, “Yeni yatırımların arazi maliyet-lerinin daha düşük olduğu bölgelere doğru kayması teşvik edilmeli” dedi. 49 YILLIĞINA KİRALANSIN Konu hakkında görüşlerini sorduğumuz İTO Taşımacılık ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Halit Özyurt, “Lojistik firmaları sadece depo değil, garaj sıkıntısı da çekiyor. Firmaların çoğunun kendi garajları ve kademeleri yok. Bu nedenle iş düzeni bozuluyor” dedi.Özyurt, en uygun çözüm yolunun, İstanbul’da yeni yapılan gümrük alanları civarındaki bölgelerde devletin Milli Emlak kanalı ile kiralık arsa sunması olduğunu kaydetti. Milli Emlak’ın depo, antrepo veya garaj yapacak firmalara bu arazileri 49 yıllığına kiralamasını isteyen Özyurt, “Devlet bu tür arazileri lojistik firmalarına satabilir. Belediyeleri ise bu işe karıştırmamak lazım diye düşünüyorum” şeklinde konuştu. ÇATALCA VE 3. KÖPRÜ YOLU Çorlu’nun uzak kalacağını ifade eden Özyurt, depo ve garaj alanları için uygun bölgeleri şöyle sıraladı: “Çatalca ile Küçükçekmece arasındaki bölgeler olabilir. İnşaatı süren 3. Köprü yoluna yakın bölgeler de seçilebilir. Çatalca, Kızılali, Yassıören, Boyalık, Baklalı, Tayakadın, Balaban, Durusu, Çanakça, Subaşı gibi yerlerden arazi ayarlanabilir. Garaj yeri yapmak için bu bölgeleri gezdim. Saydığım yerlerde çok boş arazi var.” ASKERİ ALANLAR FIRSAT “Hadımköy’de askeriye birçok yeri terk ediyor” diyen Özyurt, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buralarda çok ciddi devlet arazileri var. Bu arazilerden de sağlanabilir. Böylelikle İstanbul nefes alır, TIR yoğunluğundan kurtulur. İmalat bölgelerinin dağınık olmasının yol açtığı dezavantaj da aşılır. Lojistik firmasının rahat bir deposu ve garajı olursa yükü almak ve dağıtmak artık sorun olmaktan çıkar.” Depo kira bedeli Serbest depolarda l İstanbul içinde: 4-5 dolar l İstanbul dışında (Çatalca vs): 1.5–3 dolar Antrepolarda l İstanbul içinde: 6-8 dolar l İstanbul dışında (Çatalca vs): 4-5 dolar

04 Ağustos 2015 Salı

Dokumacıların gözü şimdi Euro’da

FAHRİ SARRAFOĞLU / HABER MERKEZİ Geçen yıl tekstil ve hammaddeleri ihracatında ilk sırada yer alan dokuma kumaş, tekstil ve hammaddeleri ihracatının yüzde 32.6’sını oluşturdu. Sektör, 2015 yılına da 2.9 milyar dolarlık toplam ihracat rakamıyla umutla girdi. Ancak Ukrayna krizi ile Rusya’ya uygulanan yaptırımlar, Yunanistan’daki gelişmeler ve buna bağlı olarak Euro’da görülen değer kaybı sektörü zorlayan başlıca etkenler oldu. Dokuma sektörü, istihdam potansiyeli, yüksek katma değeri ve uluslararası ticaretteki ağırlığıyla, lokomotif sektörlerden biri olma özelliğini sürdürüyor. Sektörün iç pazarda en önemli beklentileri arasında Çek Kanunu’nun yeniden gözden geçirilmesi, Osmanbey, Merter, Eminönü gibi merkezlerde ticareti destekleyecek önlemler alınması geliyor. Dokuma sektörünün yurt dışındaki gözü ise Euro’nun seyrinde. Çünkü ihracatın önemli bir bölümü Avrupa ülkelerine yapılıyor. ABD’YE İHRACAT ARTTI İstanbul Ticaret Odası Dokuma Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Muhammed Hasan Topbaş, yılın ilk yarısındaki uluslararası gelişmelerin dokuma sektörünü iç faktörlerden daha çok etkilediğini söyledi. Topbaş, sektördeki son durumu şöyle anlattı: “Amerika Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırımına yönelik sinyalleri küresel piyasalardaki belirsizliğin sürmesine neden oluyor. Komşumuz Yunanistan’da seçim yapıldı, radikal sol bir parti olan Syriza zafer kazandı. Yunanistan ekonomisinin ve Euro Bölgesi’nin geleceğine ilişkin belirsizlikler arttı. Euro değer kaybetti. Bunun yanında petrol fiyatlarındaki düşüşün devam etmesi ve ABD ile AB’nin yaptırımları karşısında Rusya ekonomisinin zayıflaması, Euro/dolar paritesinin ciddi biçimde düşmesi başta hammadde olmak üzere çoğu girdileri dolar olan biz üreticilerin ihracat kapasitesini belirleyen önemli faktörler. Küresel büyüme üzerine negatif beklentiler, ülkeler arasındaki ticarette daralmalara neden oluyor. Türkiye’nin önemli ihracat pazarlarından olan AB’de Euro’nun değer kaybı,Ortadoğu’daki siyasi belirsizlikler 2015’in ilk yarısında ihracatı olumsuz etkiledi. ABD ekonomisinin büyüme ivmesindeki artışla beraber doların TL karşısında değer kazanması ABD’ye yapılan ihracatı artırdı.” BELİRSİZLİK OLMAMALI Topbaş, istikrarlı bir ekonomi için siyasi belirsizliğin ortadan kalkması gerektiğine işaret ederek, önümüzdeki dönemde küresel belirsizliğin devam edeceğini söyledi. Topbaş, belirsizliklerin kalkmasıyla sadece dokuma değil, tüm sektörlerin olumlu etkileneceğine inandığını belirtti. Türkiye’nin son 13 yıldaki başarısının temelinde istikrarın yer aldığını hatırlatan Topbaş, şöyle devam etti: “Umarız ki ülkemiz ve çevresindeki politik ve ekonomik krizler bir an önce çözülür. Euro üzerindeki belirsizlik kalkar. Ülkemizdeki ekonomi politikalarının da kararlılık ve süreklilik göstermesiyle bu içinde bulunduğumuz zor şartların üstesinden gelerek, ülkemiz ekonomisine katkı sağlamayı sürdürürüz.” İSTİHDAMIN CAN SİMİDİYİZ İTO Meclis ve Dokuma Meslek Komitesi Üyesi Rasim Mazlum, Türkiye’de tekstil ve hazır giyim sektörünün, sağladığı büyük istihdam olanakları, üretim sürecinde oluşturduğu katma değer ve uluslararası ticaretteki ağırlığıyla, ekonomik kalkınmada önemli rol oynayan bir sanayi dalı olma özelliğini koruduğunu söyledi. Mazlum, tekstil sektörünün dünyada ihracat gelirleri içindeki yüksek payı nedeniyle ülkelerin kolayca vazgeçemediği bir sektör olduğunu hatırlattı.Bu açıdan Türkiye’nin dünyada sayılı ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Mazlum, sektörü şöyle değerlendirdi: “Özellikle sektörün odaklandığı Laleli, Osmanbey, Merter, Eminönü gibi bölgelerde alınabilecek birçok önlem var. Örneğin, sektörün can damarlarından biri olarak kabul edilen Eminönü’nde tekstil sektörünün canlandırılması için özellikle yürüyüş yolları organize edilebilir. Yerel yönetimlerin de katkısıyla perakende alışverişin canlandırılması sağlanabilir. Ayrıca yeni Çek Kanunu da tekrar gözden geçirilerek, esnaf ve sanayicinin önerileri doğrultusunda revize edilmeli. Özellikle tahsilatta yaşanan sıkıntının aşılması için bunu yapmak gerekir.” PAZAR KAYBINA ÇARE Dünyadaki gelişmelerin Türkiye’yi de etkilediğini belirten Komite Üyesi Ahmet Ural, bu durumun bütün sektörlere yansıdığına dikkat çekti. Ural, “Dolar-Euro paritesi, ABD ve Avrupa arasındaki soğuk savaşın nerede duracağını kestirmemiz mümkün değildi. İhracatın düşmesi, iç piyasadaki hareketsizlik ve seçim süreci hepimizi etkiledi. Ama pazar kaybımız var. Avrupa, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki gelişmeler kadar son dönemde de Rusya’nın sıkıntıları birebir bizim sektörü ilgilendiriyor. İstikrar etrafımızdaki ülkelerin ilişkilerine bağlı. Bozulan istikrar 3-5 yılda toparlanır diye düşünüyorum” dedi.

04 Ağustos 2015 Salı