tatil-sepeti
Kariyer de yapıyor pedal da çeviriyorlar

HABER: FEDAİ YILDIRIM Hollanda, ABD ve Japonya başta olmak üzere birçok ülkede şehiriçi ulaşıma alternatif araç olarak tercih edilen bisiklet, Türkiye’de de yaygınlaşmaya başladı. Şimdilik, trafik sorunu İstanbul’a kıyasla nispeten daha az olan Eskişehir, Muğla, Konya, İzmir, Bursa, Antalya ve Sakarya’da keyifle pedal çevriliyor olsa da İstanbul’da da bisiklete olan ilgi büyüyor. Türkiye’de yılda her yaşa hitap eden 1.5 milyon bisiklet satılıyor. Bununla birlikte Türkiye’deki kullanılabilir bisiklet sayısı 30 milyonun üzerinde. Oluşturduğu yıllık katma değer ise 25 milyar doları buluyor. SOSYAL PLATFORMLAR İlgi artışında kamunun desteği etkili oluyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bisikleti teşvik ederek kentlerde trafik yoğunluğunu azaltmayı hedefliyor. Sağlık Bakanlığı da iki tekerlekli aracın sağlık yönüne dikkat çekiyor. Yerel yönetimlerin de özendirici çalışmaları var. Bisiklet kullanımına yönelik firmaların sosyal sorumluluk projeleri mevcut. Bu projelerle kullanıcılar, sosyal platformlar oluşturarak bisikleti eğlenceli hale getirmeyi hedefliyor. Bisikletin sadece ‘karne hediyesi’ algısı da değişiyor. Çünkü yetişkinler de ulaşım ve spor amaçlı olarak bisiklete ilgi gösteriyor. Bisiklet kullananlar hem eğleniyor hem de zaman tasarrufu ile maddi kazanç sağlıyor. Araç kullanımı azaldığı için çevre daha az kirleniyor, yakıt masrafı olmuyor. AYDA 2 BİN SATIŞ İstanbul’da bisikletin merkezi olan Haşim İşcan Geçidi’nde birçok farklı renk ve modelde bisiklet satılıyor. Geçit altında ve Eminönü’ndeki bisiklet satıcıları, bisiklete büyüklerin ilgisinden oldukça memnun. Bisiklet en fazla mayıs ve ağustos aylarında satılıyor. Aylık satışlar 2 bin adedi aşıyor. DAĞ BİSİKLETİ TALEBİ Dünyada kişi başına düşen bisiklet sayısında Japonya ve ABD ilk sıralarda yer alıyor. Avrupa’da yılda yaklaşık 18 milyon 750 bin bisiklet satılıyor. Türkiye’ye nüfus olarak yakın Almanya’da bu rakam 4.5 milyon iken, çocuk bisikletleri dahil Türkiye’de ise yılda satılan bisiklet sayısı 1.5 milyon civarında. Batı bölgelerinde daha fazla bisikletin satıldığı Türkiye’de en çok dağ bisikletleri tercih ediliyor. İŞE BİSİKLETLE GİDENE VERGİ MUAFİYETİ ÖNERİSİ Bisiklet Endüstrisi Derneği (BİSED) Başkanı Önder Şenkon, şubat ve mart aylarında dahi bisiklet satıldığını belirterek, bu değişikliği bilinçli kullanıcının artmasına bağladı. Artık kullanıcıların kendi aralarında platform oluşturarak çeşitli etkinlikler düzenlediğini paylaşan Şenkon, “Böylece hem eğleniyorlar hem de bisiklet kullanımının daha geniş kesimlere kadar yayılmasını sağlıyorlar. Bu aktiviteleri kamu otoriteleri de destekliyor” dedi. Bisiklet kullanımına daha fazla destek isteyen Şenkon, şunları söyledi: “Hollanda’daki gibi işine bisikletle gidip gelenlerin bazı vergilerden muaf tutulması sağlanabilir. Ya da İtalya’daki gibi kullanıcıya yönelik destekler olabilir. Bu konuda bizim de ilgili makamlarla görüşmelerimiz var. Vergi muafiyeti konusunda Maliye Bakanlığı ile temasa geçtik ve yanıt bekliyoruz. Toplu taşıma araçlarının önünde bisiklet taşıyıcıların yapılmasını talep ediyoruz.” BİSİKLETTE KADIN DAYANIŞMASI İstanbul’da kadınlar yoğun trafikten kurtulmak için herkesi pedal çevirmeye davet ediyor. Bisikletli Kadın İnisiyatifi’ni kuran kadınlar, bisikleti hem spor hem ulaşım amaçlı olarak hayatın her köşesine yerleştirmeyi hedefliyor. İnisiyatife katılan kadınların ihtiyaçlarına göre sürüş etkinlikleri düzenleniyor. Şehirde bisiklet kullanmak isteyen kadınlara yardımcı olacak yazılar paylaşılıyor. Böylece kadınlararası dayanışma ortamı sağlanıyor. 80 BİN DOLARA ELEKTRİKLİ BİSİKLET Dünyanın en pahalı elektrikli bisikleti Blacktrail Bt-01, 80 bin dolarlık etiketiyle dikkati çekiyor. Karbon fiber gövdeye sahip bisiklet, 23 kilogram ağırlığında. Bunun da yarısını batarya oluşturuyor. Bisiklet en hızlı konfigürasyonda saatte 96 kilometre hıza ulaşabiliyor. BİSİKLET YOLU DOĞRU YAPILMALI Bisikletliler Derneği Başkanı Murat Suyabatmaz, bisikletin şehiriçi ulaşım aracı olarak kullanılması için bakanlıklarla çalışma yaptıklarını belirterek, “Sağlık Bakanlığı bu yıl 250 bin bisiklet dağıtacak. Bugüne kadar yapılan bisiklet yolu 1.000 kilometreyi buldu. En geniş ağ Konya’da. Sonra İstanbul, Antalya, İzmir ve Denizli geliyor. Bazı bölgelerde kalitesi düşük yol yapıldığını görüyoruz. Burada önemli olan 3 ila 6 kilometrelik ulaşım ihtiyacını karşılaması” dedi.

04 Eylül 2015 Cuma

Balık e-mezatta umut hamside

HABER: ADEM ORHUN Denizlerde av yasağının kalkmasıyla birlikte balıkçı tekneleri 4.5 aylık hasrete noktayı koydu. 1 Eylül gecesi ‘Vira Bismillah’ diyen balıkçılar, yeni sezona umutlu başladı. İlk günlerini Batı Karadeniz’de fırtına seviyesindeki sert rüzgar sebebiyle çoğunlukla Marmara’da geçiren tekneler ağırlıklı olarak hamsiyle döndü. Aylardır popülasyonu artan istavrit ve yer yer palamut da kıyıya indirilen kasalarda yerini aldı. Sezondan umutlu olduklarını ifade eden İTO Hayvansal Gıda Ürünleri Meslek Komitesi Üyesi Yasin Girit, “Ne fazla ne az. Henüz mevsimin başındayız, dolayısıyla av çok hızlı başlamıyor. Eylülün 20’sinden itibaren Marmara’da yoğunluk olur. Hamsi bol görünüyor ancak ilk işaretlere göre bu tarafta palamut çok iyi değil” dedi. İSTANBUL’DAN MERSİN’E Yaklaşık 13 bin balıkçı ve 2 bin kayıtlı teknenin bulunduğu İstanbul, 430 kilometre kıyı uzunluğu ile Karadeniz ve Marmara’nın geçiş noktasında hem üreme hem göç yollarında bulunması sebebiyle önemli bir avantaja sahip. Bu avantaj, şehirdeki teknelerin başka şehirleri de balıkla beslemesine vesile oluyor. Her gün binlerce kasa balık, Mersin dahil farklı illerdeki balıkhanelere gönderiliyor. Bu haliyle mega şehir İstanbul’un yanı sıra, Anadolu’daki onlarca şehrin ihtiyacını karşılayan İstanbullu balıkçılar, ticari hayatın da önemli bir unsuru. NE VARSA KARADENİZ’DE Deniz ürünleri avcılığında ilk sırayı yüzde 48 ile Doğu Karadeniz Bölgesi alıyor. Batı Karadeniz yüzde 22, Ege ve Marmara yüzde 12, Akdeniz ise yüzde 5’ten az. İstanbul sularında avlanan balık sayısı son 3 yılda yüzde 50 civarında arttı. 2011’de 26.7 bin ton olan üretim miktarı, geçen yıl 46.4 bin tona ulaştı. ÇİFTLİK ÜRETİMİ ARTIYOR 537 bin tonluk su ürünleri üretimi hacmimizin 302 bin tonu avcılık, 235 bin tonu yetiştiricilikten oluşuyor. 2013’te 103 bin ton ile toplam miktarın yüzde 35’ini oluşturan hamsi, 2014’te 59 bin ton avlandı ve toplamın dörtte birini oluşturdu. Son yılların rakamlarına bakıldığında avlanan balık miktarı da düşüyor. 10 yıl önce avlanan deniz balığı geçen yılın yaklaşık iki katıydı. Bu noktada ise artan yetiştiricilik dikkati çekiyor. Balık çiftliklerinde üretim her yıl artıyor. Özellikle levrek ve çipura çiftliklerden çıkıyor. Öyle ki, bu türlerin yüzde 99’undan fazlası çiftliklerde üretiliyor. Yani denizlerimizde ticari balık avcılığının büyük bölümü hamsi, sardalya, palamut ve istavrite dayanıyor. MODERN VE GENİŞ HAL İTO Hayvansal Gıda Ürünleri Meslek Komitesi Üyesi Yasin Girit, Gürpınar’da yapılan yeni balık hali hakkında şunları söyledi: “Yeni hal müthiş. Çok geniş bir alana sahip ve modern. Şoklama yerleri, geniş otopark, mezat alanları,komisyoncuların yazıhaneleri ve liman bağlama yerleri var. Ancak henüz yüzde 50 hazır gibi görünüyor. Bir de yol meselesi var. Oraya ulaşım ve oradan dışarı sevkiyat düşündürüyor. Adeta İstanbul’un dışına çıktı. Eskiden Azapkapı’daki balık hali Kumkapı’ya taşındığında ‘Çok uzak oldu’ deniliyordu. Sonra alışıldı. Buna da alışılacak. Fakat balık halinin Gürpınar’a taşınması konusunda meslektaşlarımız arasında ‘Biraz uzağa itildik’ duygusu var. Diğer yandan modern ve büyük bir hal ihtiyaçtı. Balıkların satışında e-mezat uygulaması da iyi olacak diye umuyorum. Gerek halin inşaatı gerekse e-mezat sistemi için zamana ihtiyaç var. Yapmak istedikleri şeyi henüz tamamlayamadılar.” ONLİNE SATIŞ GELİYOR Gürpınar’daki yeni su ürünleri halini, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) devredilen ÖZİDAŞ şirketi işletecek. Yeni sistemde, balığın komisyoncular tarafından hal binasında mezat yöntemiyle satışı, elektronik mezat yöntemiyle kademeli olarak son bulacak. Komisyoncuların anlaştığı kayıkların avlayarak hale getirdiği balık öncelikle ön kabule sunulacak. Burada balığın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından belirlenen ölçülere uygun olup olmadığı ÖZİDAŞ eksperleri tarafından kontrol edilecek. Balıklar kalite ve ölçüleri açısından sınıflandırılacak. Bu aşamadan sonra balıkların fotoğrafı çekilerek ‘Hal Balık Satış Sistemi’ adı verilen elektronik ortama aktarılacak. Sistem devamında şu şekilde işleyecek: Firmalar bu sistem üzerinden balıklarını elektronik ortamda açık artırmaya sunacak. Satışa çıkan balık için alıcılar, internetten teklif verme yöntemini kullanacak. e-mezat sonucu satışın gerçekleşmesiyle ödeme işletmeci olan ÖZİDAŞ adlı şirketin hesabına geçecek. Hizmet bedeli olarak yüzde 4 kesinti yaptıktan sonra tedarikçi firmanın hesabına parası yatırılacak. Henüz sisteme hazır olmayan balık komisyoncuları, geçiş sürecinde eski usulle satış yapmaya devam edecek. AVRUPA’NIN EN BÜYÜĞÜ İBB’nin Gürpınar’da bu sezon açacağı Avrupa’nın en büyük su ürünleri halinin dikkat çekici özellikleri şöyle: Tesis 452 bin metrekare alana kuruldu. 136 bin metrekare dolgu alanı yapıldı. Tesis 80 gemi, 800 araç ve günlük 250 ton ürün kapasitesine sahip. Tali mendirek 900 metre, ana mendirek 1.282 metre. İskele 300 metre.3 adet 50 metrelik parmak iskele ve 1 adet gezinti iskelesi inşa ediliyor. Tesis bünyesinde; master şef eşliğinde balık pişirme gösteri merkezi, restoranlar, perakende satış noktaları, dinlenme alanları, süs havuzları, yürüyüş parkurları, konferans salonları, cami, banka, otopark gibi sosyal donatı alanları yapılıyor. Buzlama ile ilgili sorun olduğunda balıklar hemen soğuk hava depolarına alınacak. Buzlar deniz suyundan elde edilecek. Taşımacılık, indirme, yükleme, soğuk hava hizmeti ve tüm sosyal alanlarda ÖZİDAŞhizmet verecek. 200 BİN LİTRE YAKIT Ticari balık avcılığı için ortaklığa benzer bir yapıda organize olmuş 250-300 büyük tekne faaliyet gösteriyor. 50 metre üstü tekne sayısı 10 civarında. Geri kalanların çoğu 25-35 metre. Bunların da üstünde 18-25 kişi çalışıyor. Büyük bir tekne sezonda ortalama 150-200 bin litre yakıt harcıyor. Bu rakam50 metre boyunda 350 bin litreyi bulabiliyor. 2 BİN TEKNE 13 BİN BALIKÇI İstanbul’da resmi kayıtlara göre bin 947 ruhsatlı balıkçı gemisi, 13 bin balıkçı, 30 balıkçı barınağı, 16 balıkçı barınma yeri, 2 balıkçı çekek yeri, 49 su ürünleri kooperatifi ve 30 su ürünleri işleme tesisi faaliyet gösteriyor.

04 Eylül 2015 Cuma

Dünya Türkiye’de şifa bulacak

HABER: FEDAİ YILDIRIM Türkiye, 100 milyar dolarlık ekonomik büyüklüğe ulaştığı tahmin edilen küresel sağlık turizminden bugün yaklaşık 2.5 milyar dolar pay alıyor. Bu rakamın 2018’e gelindiğinde 10 milyar dolara, 2023’te ise 25 milyar dolara çıkarılması hedefleniyor. Bu hedefe ulaşmak için sağlık turizminde yurt dışından getirilen hastalara yönelik destekler yenilendi. SEKTÖR MEMNUN Buna göre verilen destekler tarifeli ve tarifesiz uçak seferlerine göre yeniden düzenlendi. Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu’nun Döviz Kazandırıcı Hizmet Ticaretinin Desteklenmesi Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Kararı, geçtiğimiz haftalarda Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yapılan bu düzenleme sektör temsilcileri tarafından memnuniyetle karşılanırken, yeni öneriler de geldi. Bu öneriler arasında sağlık turizmi için gelenlere otellerde de indirim uygulanması, Sağlık Serbest Bölgeleri’nin hayata geçirilmesi yer alıyor. ULAŞIM GİDERİ ÖDENECEK Yapılan değişiklik gereği artık Sağlık Bakanlığı ile protokol yapan özel sağlık kuruluşları ya da havayolu şirketleri tarafından hastaların tedavi edilmek üzere tarifeli uçak seferi ile Türkiye’ye getirilmesi halinde uçak veya diğer ulaşım giderleri hasta başına yüzde 50 oranında ve en fazla bin doları ödenecek. Tarifesiz (charter) uçak seferleriyle Türkiye’ye getirilmesi halinde ise hasta başına 200 dolarını geçmemek kaydıyla ulaşım giderlerinin tamamı ödenecek. ALTINCI SIRADAYIZ Dünya Turizm Örgütü verilerine göre dünyada sağlık turizminde birinci sırada Fransa yer alıyor. Bu ülkeyi ABD ve Çin izliyor. Dördüncü İspanya, beşinci İtalya, altıncı Türkiye, yedinci İngiltere, sekizinci Almanya, dokuzuncu Malezya ve onuncu sırada ise Meksika yer alıyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2013’te tedavi amacıyla gelen uluslararası hasta sayısı 409 bin 328’di. Bu sayı 2014’te yüzde 21 artarak 496 bin 324’e yükseldi. Sağlık turizmi sektörü temsilcileri ise bu yılın 1 milyon sağlık turistiyle kapatılabileceğini düşünüyor. ÖZELİ TERCİH EDEN FAZLA Geçen yıl gelen sağlık turistinin yüzde 71’i özel sağlık, yüzde 29’u ise kamu sağlık kuruluşlarını tercih etti. En fazla tercih edilen branşlar ise iç hastalıkları, göz hastalıkları, ortopedi, travmatoloji, kadın hastalıkları ve doğum ile kulak-burun-boğaz oldu. 10 KAT FAZLA HARCIYORLAR Sağlık turizmine yönelik yatırımlara ağırlık verilmesi gerektiğini kaydeden sektör temsilcileri, tatil için gelen turistler ortalama 700 dolar harcarken, tedavi için gelenlerin ise 7 bin dolar harcadığını belirtiyor. Dünyada 20 milyonu aşkın insanın sağlık turizmi amacıyla bir ülkeden başka bir ülkeye seyahat ettiğini belirten sektör temsilcileri, sağlık turizminin geliştirilmesinin zorunluluk ve fırsat olduğunun altını çiziyor. Ayrıca yabancı hastaların yanlarında en az bir refakatçisi ile geldiği de düşünüldüğünde harcamaların 2-3 bin dolar daha arttığı kaydediliyor. TÜRKİYE’YE GELEN DAHA AVANTAJLI Türkiye’ye sağlık turizmi için gelenler yüzde 60’a kadar tasarruf sağlıyor. Çünkü örneğin bir kalp by-pass ameliyatının maliyeti Türkiye’de 8 bin 500 dolar ile 21 bin dolar arasındayken, bu rakam Kore’de 31 bin 500, Meksika’da 42 bin, İspanya’da ise 43 bin dolara kadar çıkıyor. Kalça protezi ise ABD’de 10 bin ile 23 bin dolara mal olurken, Türkiye’de neredeyse yarı fiyatına. Omurga füzyon ameliyatının maliyeti Türkiye’de 7 bin dolar ile 23 bin dolar arasındayken, Almanya’da 29 bin, İspanya’da ise 32 bin 500 bin dolara yapılıyor. SAĞLIK SEKTÖRÜ NE DİYOR? Otellerde de indirim olmalı İstanbul Ticaret Odası (İTO) Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi Mustafa Cantürk, düzenlemenin sağlık turizmi açısından çok güzel bir teşvik olduğunu ve kararı memnuniyetle karşıladığını söyledi. Düzenlemenin yurt dışından gelen hasta potansiyelini daha da artıracağını savunan Cantürk, bunu destekleyen ek teşviklerin de hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti. Cantürk, “Örneğin, sağlık turizmi için gelenlere otellerde de indirim olmalı. Bu yönde de kampanya yapılmalı. Bu, aynı zamanda otellerin de doluluk oranını artırır” dedi. Milyar dolarlık yatırımlar bekliyor Türkiye’de sağlık turizminin önümüzdeki yıllarda daha da gelişeceğini ifade eden İTO Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı ve Meclis Üyesi Sedat Özdemir, bu konuda devlet desteğinin çok önemli olduğunu vurguladı. Bu desteklerin küresel pazarda Türkiye’nin hak ettiği yere ulaşıncaya kadar sürmesi gerektiğini belirten Özdemir, Sağlık Serbest Bölgeleri’nin de bir an önce hayata geçirilmesini istedi. Bu bölgelerin tamamlanmasıyla çok sayıda yatırımın da hayata geçeceğini dile getiren Özdemir, “Özellikle İstanbul, İzmit ve İzmir’de yatırımcılar bekliyor. Yatırım için bekleyenler arasında yurt dışı firmaları da var. Bu noktada milyar dolarlık yatırımlardan bahsediyoruz” dedi. Ayrı protokol olmasın İTO Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis Üyesi Yaşar Nursoy, mevcut uygulamada hizmet veren hastanelerin, faaliyetleri için hali hazırda ruhsatlarının olduğunu hatırlattı. Nursoy, sağlık turizminde faaliyet göstermek için hastanelerin Sağlık Bakanlığı ile ayrıca özel bir protokol imzalamak zorunda bırakılmamasını istedi. Nursoy, yurt dışından sağlık turizmi için gelenlerin tüm hastanelerde kabul edilmesi gerektiğini belirtti. Ödemedeki gecikmeye çözüm bulunmalı Düzenlemenin sağlık turizmine olumlu etki edeceğini dile getiren İTO Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi Üyesi Mustafa Gürkan Taşkale, bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli konunun, hastanın ödeme gücünün belirlenmesi olduğunu dile getirdi. Taşkale, şunları söyledi: “Hastanelerdeki en büyük sorun, yapılan işlemlerin ardından hastaların ödemeyi geciktirmesi. Oysa hastaya, ayırt edilmeksizin her türlü tetkik yapılıyor. Ödemelerdeki gecikme, hastaneler açısından zamanla taşınamaz bir yük haline geliyor. Bu durum, devlet kontrolünde olmalı. Biz hastayı mağdur etmiyoruz, biz de mağdur edilmemeliyiz.” 2023 hedefi 2 milyon hasta YılHasta Sayısı 2015500.000 2016600.000 2017700.000 2018800.000 20191.000.000 20201.300.000 20211.600.000 20221.800.000 20232.000.000

31 Ağustos 2015 Pazartesi

Yüzyıllık markalar artık dijital ortamda

HABER: FEDAİ YILDIRIM Yüzyıllık Markalar Haritası için tıklayın. Yerli ve yabancı turistler için mobil rehber niteliği taşıması amacıyla tarihi markaların dijital ortamda bir araya getirildiği‘Yüzyıllık Markalar Dijital Platformu’ projesihayata geçti. Projenin lansmanıİstanbul Ticaret Odası (İTO) Genel Sekreteri Ömer Bal,İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürü Nedret Apaydın, Yüzyıllık Markalar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı A. Barış Cemiloğlu,İstanbul Valiliği, İstanbul Kalkınma Ajansı, İstanbul Rehberler Odası, Tarih Vakfı ve Türkiye’ninyüzyıllık markalarının üst düzey temsilcilerinin katıldığı toplantıyla gerçekleştirildi. BAŞVURU KAYNAĞI OLACAK Yüzyıllık Markalar Derneği ile İTO işbirliğinde veİstanbul Kalkınma Ajansı’nın da desteğiyle tamamlanan platform, araştırmacı ve akademisyenler için başvuru kaynağı olacak. Bu amaç doğrultusunda yeni bir arşiv oluşturuldu. Tarihi markaları dijital ortamda bir araya getiren bu arşiv, aynı zamanda yerli ve yabancı turistler için de mobil rehber niteliği taşıyor. HARİTADA GÖSTERİLİYOR Platform,Türkiye genelinde tarihi markaların tanıtılmasını vekaybolmaya yüz tutan değerlerin gündeme getirilmesini hedefliyor. Platformu ziyaret edenleri ayrıca, İstanbul’un sembolü olan tarihi mekanlar, şehir haritası üzerinde konumlandırılmış hali ile Yüzyıllık Markalar Derneği’ne üye markaların tarihçeleri karşılıyor. Mobil rehber özelliği taşıyan uygulama, akıllı telefonlara da yüklenebiliyor. Markaların sunduğu hizmet ve deneyimler, bu şehir haritası üzerinde gösterilerek kullanıcılara sunuluyor.Web sitesinin yanı sıra geliştirilen mobil uygulama ile ziyaretçiler bilgi ve markaların da içinde bulunduğu rota önerileri ile güncel bir rehbere ulaşabiliyor. İKİ DİLDE TANITIM İki dilde hazırlanan bu basılı broşürün dağıtımı derneğin iş ortakları tarafından yapılacak. Tüm bu çalışmalarla birlikte proje kapsamında marka hikayelerinin anlatıldığı bir de kitap hazırlandı.‘Yüzyıllık Hikayeler’isimlikitap, Tarih Vakfı’nın araştırmalarının sonucu olarak ortaya çıktı. İSTANBUL'U TANITACAK Yüzyıllık Markalar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı A. Barış Cemiloğlu, platformun çıkış noktasının İstanbul ve Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlamak ve tarihi markalarıgeniş hedef kitleleriyle buluşturmak olduğunu söyledi. Cemiloğlu, “Günümüzde yerli ve yabancı turistler seyahate çıkmadan önce, ziyaret edecekleri şehirlerin hikayelerini öğrenmek ve köklerini keşfedebilmek içintarih, kültür, mekan, gelenek, marka ve benzeri tüm konuları öncelikle dijital platformlardan araştırıyorlar.Doğru kurgulanmış dijital platformlar ise bu araştırma sürecinde köprü görevi görerek kişilerin ziyaretçiye dönüşmesine vesile olarak dijital ve interaktif pazarlamanın önemini ve gerekliliğini ortaya koyuyor. İşte Yüzyıllık Markalar Dijital Platformu’nu da tam da bu amaçlara hizmet etmek üzere hayata geçirdik” dedi. yuzyillikhikayeler.comADRESİNİ ZİYARET EDİN Barış Cemiloğlu, platformu 3 temel stratejiden yola çıkarak geliştirdiklerini söyledi. Bu stratejileri ‘Tarih, kültür, arşiv, bilgi ve içerik kavramlarını tek bir platform altında buluşturmak’, ‘Tüm bu içeriğin yerli-yabancı turistlerin ve herkesin hizmetine sunmak’ ve ‘Projenin sürdürülebilirliği’ olarak açıklayan Cemiloğlu, hazırlanan içeriği dijital arşiv programı üzerinden herkesle buluşturduklarını, www.yuzyillikhikayeler.com web sitesi üzerinden de ziyaretçilere sunduklarını aktardı. ANADOLU DA ARAŞTIRILACAK Projenin sürdürülebilirliğinin sağlanması içinişbirlikleri geliştirmeye devam edeceklerine işaret eden Barış Cemiloğlu, şunları kaydetti: “Gerek dijital mecralar yolu ile gerekse yeni projeler geliştirerek bu projenin gelişmesini ve yayılmasını sağlayacağız. Tarihi markaları tanıtmaya, anlatmaya ve aramıza dahil etmeye devam edeceğiz. Bundan sonraki dönemde özellikle araştırma çalışmasının Anadolu’nun tüm bölgelerine yayılması için projeler geliştirmeye devam edeceğiz. Böylece Türkiye genelinde tarihi markalarımızı, kaybolmaya yüz tutan değerlerimizi tekrar gündeme getireceğiz.”

28 Ağustos 2015 Cuma

Otomotivde direksiyon iç pazara kırıldı

HABER: FAHRİ SARRAFOĞLU Otomotiv sektörü bu yılın ilk yarısında iç pazarda yüzde 35 oranında büyüdü. Ar-Ge yatırımları, kapasite artışı ve yeni yasal düzenlemeler nedeniyle sektör bu yıl 1 milyon adet araç satışını aşmayı bekliyor. Sektör dış pazarlardaki ve kurlardaki belirsizliğe rağmen toplam ihracattaki ağırlığını da koruyor. İTO Kara Taşıtları, Yedek Parçaları ve Ekipmanları Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Yakup Yaşa, otomotiv sektörünün yılın ilk yarısında iç pazarda yüzde 35 üzerinde büyüdüğüne dikkat çekti. Yaşa, bu büyümeye rağmen özellikle ihracat pazarlarındaki iç karışıklık ve dolar kurunun aşırı yükselmesinin otomotiv yedek parça ihracatını aşağıya çektiğini söyledi. KUR FARKINI KULLANDILAR Yaşa, sektörün durumunu şöyle dile getirdi: “Bunların yanı sıra yaşanan bir gelişme de Türk menşeli üreticilere yüksek maliyetli hammadde gelişi. Dolayısıyla rakibimiz olan diğer ülkelerdeki üreticiler, pazarlarımızdan daha fazla pay aldı. Her ne kadar ülkemizde döviz kuru yükselse de bu ihracatçı firmaların satışlarına olumlu olarak yansımadı. 2015’in başından itibaren Euro-dolar paritesinin aşağı gelmesi de bizi olumsuz etkiledi. Avrupalı firmalar bu parite farkını kendi lehlerine kullanarak bazı ürünlerde (akü, madeni yağ, debriyaj) satışlarımızı etkiledi. Polonya, Slovakya ve Bulgaristan bu ülkelere örnek gösterilebilir.” KALİFİYE ELEMAN AZALIYOR Komite Üyesi Tuncer Şener ise sektörün öncelikli sorununun kalifiye eleman olduğunu belirtti. Şener, bu konuda başta İTO olmak üzere diğer ilgili kurumların bir çalışma yapması gerektiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Bir diğer sıkıntımız da vadelerin uzun olması ve tahsilatta yaşanan sorunlar. Ayrıca Çek Kanunu ile ilgili yeni düzenlemeler yapılmalı. Bu konuda devlet ağır yaptırımlar uygulamalı. Ayrıca yeni sanayi siteleri açılmalı ve mevcutları da düzene sokulmalı.” ÇARE KÜÇÜKLERİN REKABET GÜCÜNDE Kara Taşıtları, Yedek Parçaları ve Ekipmanları Meslek Komitesi Meclis Üyesi Necati Kosova, KOBİ’lerin güçlendirilmesi gerektiğine işaret etti. Bu konuda gerekenlerin yapılmasını isteyen Kosava, şöyle konuştu: “Yurt ekonomisinde sağlıklı ve dengeli büyümeyi elde etmenin yolu KOBİ’lerin nitelik, nicelik ve rekabet seviyelerini artırmaktan geçiyor. Ekonominin temel direğinin küçük esnaf olduğu mantığından hareket edersek tablo şöyle. Sektörümüzde faal olan 2 bin 500 irili ufaklı bayilerimizden uygun olan bin adedine 50’şer bin TL uzun vadeli kredi sağlansa, bu firmalarımızın gücü artar. Ortalama 5’er kişilik olarak düşünebileceğimiz bu firmaların, aileleri ile birlikte en az 20 bin kişilik bir topluluğa ulaşacağını da düşünürsek, sağlanacak olan fayda ve katma değerin boyutu daha iyi anlaşılabilir.” 1 MİLYONU GEÇERİZ Kara Taşıtları, Yedek Parçaları ve Ekipmanları Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mehmet Sonuvar, otomotiv sektörünün 2015’in ilk altı ayında toplam ihracat içinde liderliğini sürdürdüğünü söyledi. İç pazarda ise yeni bir rekor kırılmasının sürpriz sayılmaması gerektiğini belirten Sonuvar, beklentilerini şöyle anlattı: “Politik gelişmelere, mayıstaki grevlere ve değişken kurlara rağmen büyüme kaçınılmaz gözüküyor. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla otomobil satışları yüzde 45, hafif ticari satışları yüzde 74, ağır vasıta satışları ise yüzde 21 arttı. 1 milyon barajını geçmesi içten bile değil. Otomotiv tedarik sanayi pazarında birçok firma Ar-Ge yatırımlarını tamamladı, kapasite artırdı. Bu, araç üreticilerinin de elini güçlendirdi. Değişim pazarında ise rekabet artarak devam ediyor. Yapılan yeni kanuni düzenlemelerle, değişim pazarı için yurtdışından ithal edilen otomotiv yedek parça ürünlerinde kalite standartları daha sıkı bir şekilde takip ediliyor. Bu düzenlemeleri destekliyoruz. Ancak sadece yerel üreticileri değil ithalatçı firmaları da güvence altına alan, daha sarih ve adil düzenlemeler temenni ediyoruz.”

20 Ağustos 2015 Perşembe